Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Soçi Mutabakatıyla üzerimize düşen sorumlulukları ancak rejimin saldırılarına son vermesiyle yerine getirebiliriz. Zaten bildiğiniz gibi eylül ayının ortalarında Türkiye’de yapılacak üçlü zirveyle süreci devam ettireceğiz ve bu süreç bölgenin barışına önemli katkılarda bulunması lazım ki temennimiz Cenevre öncesi çok daha önemli adımları atmış olalım” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova Jukovskiy Uluslararası Havaalanı’nda gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasının başında gösterdiği ev sahipliği sebebiyle Rusya Devlet Başkanı Putin’e teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’da MAKS 2019 Fuarı sebebiyle bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretin Rusya Federasyonu’nun havacılık ve uzay alanlarında ulaştığı seviyeyi yerinde görmelerini sağladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-22 Eylül’de düzenlenecek TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde Rus dostlarını İstanbul’da ağırlamak istediklerini kaydetti.
İki ülke bakanlarının geçen ay Antalya’da Karma Ekonomik Komisyon toplantısını gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İnşallah bu sene turizmde yeni bir rekora koşuyoruz. Ülkemizde ağırladığımız Rus turistlerin sayısı yılın ilk 6 ayında yüzde 14 artarak 2,7 milyona ulaştı. Karşılıklı Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleri de başarıyla devam ediyor. Savunma sanayinde S-400 sistemlerinin teslimatının başlaması dâhil müspet adımlar atıyoruz. Nitekim bugün ikili görüşmemizde de savunma sanayine yönelik birçok alanda neler yapabiliriz, ne gibi adımlar atabiliriz, bunları ele alma fırsatını bulduk.”
“YÜZ BİNLERCE İDLİBLİ EVLERİNİ, YUVALARINI TERK ETMEK ZORUNDA KALDI”
Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye’de yaşanan gelişmeleri İdlib’deki durum özelinde tüm boyutlarıyla ele aldıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: “Eylül ayında Soçi’de vardığımız mutabakatla İdlib’de nispi istikrarı sağlamıştık. Geçen sene Sayın Putin ile çok hassas bir dönemde kritik bir adım atarak İdlib’de insani trajedinin önüne geçmiştik. Ancak rejimin mayıs ayından beri sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan saldırıları İdlib’de tesis ettiğimiz sükûneti maalesef bozdu. Bu saldırılar Soçi Mutabakatı’nı hayata geçirme çabalarımıza da sekte vurdu. İdlib’de rejim saldırıları sonucunda mayıs ayından beri 500’ü aşkın masum insan hayatını kaybetti, bin 200’ün üzerinde sivil yaralandı. Yüz binlerce İdlibli şu anda evlerini, yuvalarını terk etmek zorunda kaldı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3,5 milyon Suriyelinin yeni bir insani felaketle karşı karşıya bulunduğunu vurgulayarak bu insanların önemli bir kısmının Türkiye sınırlarına yöneldiğini belirtti.
Türkiye’nin hâlihazırda 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rejimin terörizmle mücadele bahanesiyle sivillere karadan ve havadan ölüm yağdırması kabul edilemez. Sivilleri hedef alan saldırılar radikal unsurları da maalesef güçlendirmektedir. Rejimin kışkırtmaları, bölgedeki askerlerimizin can güvenliğini riske etme boyutuna varmıştır. Buradan şunu da ifade etmek istiyorum, meşru müdafaa hakkımız, özellikle sınırlarımız boyunca bizi müdafaaya sevk etmektedir” diye konuştu.
“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE BAĞLILIĞIMIZI TEYİT ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii gereken adımları da gereken zamanda atmak durumundayız. Ülkemizin bu konudaki kararlılığını değerli dostum Putin’e de bizzat ifade ettim. İdlib’de sükûnetin sağlanması için Astana ruhu çerçevesinde çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurguladım. Soçi Mutabakatıyla üzerimize düşen sorumlulukları ancak rejimin saldırılarına son vermesiyle yerine getirebiliriz. Zaten bildiğiniz gibi eylül ayının ortalarında Türkiye’de yapılacak üçlü zirveyle süreci devam ettireceğiz ve bu süreç bölgenin barışına önemli katkılarda bulunması lazım ki temennimiz Cenevre öncesi çok daha önemli adımları atmış olalım” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat’ın doğusundaki durumu da istişare etme fırsatı bulduklarını dile getirerek, “Bu vesileyle Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik” dedi.
“GAYEMİZ, SURİYE’NİN SEKİZ YILDIR ÖZLEMİNİ ÇEKTİĞİ HUZUR ORTAMINA BİR AN ÖNCE KAVUŞMASIDIR”
Rusya’nın yanı sıra İran ve BM (Birleşmiş Milletler) ile yürütülen çabalar neticesinde Anayasa Komitesi’nin kuruluş çalışmalarında son aşamaya gelindiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son pürüzleri de gidererek komitenin ilanını en kısa sürede yapmak istiyoruz. İki ülke olarak birbirimizin güvenlik hassasiyetlerinin farkındayız. Bugüne kadar değerli dostumla Suriye’nin istikrarı yolunda önemli adımlar attık. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu çabaları sürdüreceğiz. Gayemiz akan kanı durması, komşumuz Suriye’nin sekiz yıldır özlemini çektiği huzur ortamına bir an önce kavuşmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Federasyonu ile tesis edilen yakın diyaloğun sadece Türkler ve Ruslar için değil bölge için de önemli olduğunu ifade ederek, “Bu görüşmemizde bu anlayışımızı bir kez daha teyit etme fırsatı bulduk” diye konuştu.
İkili görüşmede Libya ve Keşmir sorunu ile Orta Doğu’daki son gelişmeleri de ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, temasların özellikle bölgenin barışı için büyük önem taşıdığını kaydetti.
RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN: “RUSYA VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ DOSTLUK VE ÇIKARLAR ÜZERİNDE GELİŞMEKTEDİR”
Rusya Devlet Başkanı Putin de basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Rusya ve Türkiye ilişkileri dostluk, karşılıklı saygı ve çıkarlar üzerinde gelişmektedir” dedi.
Konuşmasının devamında “İdlib’deki durum hakkında derin endişe duyuyoruz. Türkiye ile teröristlerin yok edilmesi için ek tedbirlerin çerçevesini belirledik” ifadelerini kullanan Rusya Devlet Başkanı Putin, “Türkiye’nin güney sınırlarında bir güvenlik bölgesi oluşturulması, Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından olumlu bir adımdır. Türkiye’nin hassasiyetlerini çok iyi anlıyoruz. Sınırlarındaki güvenliğini sağlaması lazım, bu Türkiye’nin meşru hakkıdır” diye konuştu.
Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin gazetecilerin sorularını cevapladı.
“GÜVENLİ BÖLGE SÖZÜNÜN YERİNE GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, görüşmede “Fırat’ın doğusunda çalışmaları devam eden güvenli bölge konusunun konuşulup konuşulmadığına” yönelik sorusu üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin ile bu konuyu da görüştüklerini belirterek, şunları söyledi: “Zira şu anda gerek şahsım, gerek Dışişleri Bakanım, Amerika ile de bu konuları görüşüyoruz. Savunma Bakanım, aynı şekilde görüşüyoruz. Ve bize verdikleri sözleri bir an önce yerine getirmelerini kendilerinden istiyoruz. Zira Münbiç’teki terör örgütünün, Kobani ve doğuya doğru o bölgedeki terör örgütlerinin bir an önce bölgeyi terk etmelerini istiyoruz. Yine bu bölgede güvenli bölge sözünün yerine getirilmesini istiyoruz. Zira şu anda Türkiye’ye karşı sınırdan zaman zaman yapılan tacizler devam ediyor. Bu tacizler devam ettiği sürece bizim eli kolu bağlı durmamız mümkün değil. Şu anda sınırlardaki hazırlıklarımızın hepsi bunun içindir. Bu güvenli bölgenin tesisi, ülkemizin ve tüm bölge halkının sağlık sıhhati içerisinde geleceğe yürümesi için önem arz ediyor. Bu konuda kararlılığımız da tamdır. Bu adımı atacağımızı da yine ben Sayın Başkan’a ifade ettim.”
“DAYANIŞMAMIZI SAVUNMA SANAYİNİN BİRÇOK ALANINDA SÜRDÜRELİM İSTİYORUZ”
Bir basın mensubunun, “İkili görüşmede yeni bir anlaşma görüşüldü mü? Türkiye yeni bir anlaşma imzalamak ister mi?” şeklindeki soruna ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “MAKS-2019 Fuarı bizler için de büyük önem arz etti. Şu anda Savunma Sanayii Başkanımı burada bırakıyorum. O da mevkidaşıyla görüşmelerini yapacak. Tabii Rusya ile attığımız adımlarda en önemli özellik ortak üretim. İşte S-400’de bunu gördük. S-400 ile ilgili pek çok dedikodu yapıldı. Biz hiçbirine kulak asmadık. Bugün de S-400’ün ikinci etabı başladı. Eylül sonuna kadar bunlar hızla devam edecek. Elemanlarımızın yetiştirilmesi, burada yine aynı devam ediyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dayanışmamızı savunma sanayinin birçok alanında sürdürelim istiyoruz. Bu yolcu uçaklarında olabilir, savaş uçaklarında olabilir. Tüm mesele buradaki dayanışma ruhudur. Bu dayanışma ruhunu biz bundan sonraki süreçte radar karıştırıcılar olsun, roketlerde olsun, savunma sistemlerinin değişik alanlarında olsun yapabileceğimizi notlarımıza aldık, bunları süratle geliştireceğiz. Ama hepsinden öte, bizim ekonomik alandaki dayanışmamız da çok çok önemli. Türkiye olarak 25 milyar dolar seviyesine çıktık, ama 100 milyar dolar seviyesine ulaşmak. Rus turistlerin Türkiye’ye gelişi, halklarımızın da kaynaşması noktasında büyük önem ifade etmiştir. Bu yıl çok farklı bir yıl, 2020 daha farklı olacak diye düşünüyorum” diye ekledi.
Toplantıda; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, MİT Başkanı Hakan Fidan, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de hazır bulundu.
Basın toplantısının ardından Rusya temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’dan ayrıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.