Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Suriye’de diğer tüm gelişmelere gözlerini kapayıp sadece Türkiye’yi eleştirmeyi alışkanlık hâline getirenleri akla, vicdana, ahlaka davet ediyoruz. Suriye topraklarındaki gerçek işgalcilere ses edemeyenlerin, Türkiye’nin meşru haklarını koruma konusundaki adımlarına karşı çıkması, en basitinden bir acziyet, bir teslimiyet ifadesidir. Onlar aciz olabilir ama Türkiye öyle değildir, hakkını gerektiğinde kendi gücüyle almasını bilir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
“TÜRKİYE, BİNLERCE YILLIK MEDENİYET BİRİKİMİ OLAN BİR ÜLKEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Kızılcahamam’da AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın gerçekleştirildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin güvenliğinden ekonomisine kadar her alanda kritik bir dönemden geçtiği şu günlerde, yaptığımız istişarelerin, toplantılarımızda ortaya konan görüşlerin gerçekten kıymetli olduğuna inanıyorum” dedi.
İstişarenin önemine değinerek her fırsatta ve her düzeyde istişare mekanizmalarını çalıştırmaya özen gösterdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin varlık sebebi olan millete hizmet davasını ileriye taşımak için her fırsatı değerlendirdiklerini, 7. Olağan Kongre sürecini de bunun için bir imkân olarak gördüklerini söyledi.
“Değişim hayatın bir gerçeğidir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu hakikati, AK Parti içinde bayrak yarışında bir görev değişimi şeklinde hayata geçiriyoruz. Buradan, milletimizin her bir ferdini, AK Parti kadrolarında görev almak üzere partimiz saflarına katılmaya davet ediyorum. AK Parti içinde, çalışan, gayret gösteren, kendisini geliştiren herkese tüm kapılar sonuna kadar açıktır” diye konuştu.
“Türkiye, binlerce yıllık medeniyet birikimi ve devlet geleneği olan bir ülkedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkan Savaşı’ndan Çanakkale’ye, İstiklal Harbi’nden Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllara, tek parti döneminden darbeler dönemine kadar Türkiye’nin içi kavgalarla, çekişmelerle, farklılıklarla meşgul edildiğini anlattı.
“TÜRKİYE DEMOKRASİDE GÖSTERDİĞİ BÜYÜK ATILIMLA DÜNYADA ETKİLİ BİR ÜLKE KONUMUNA YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önce rahmetli Menderes, ardından rahmetli Özal ve son olarak AK Parti iktidarları döneminde, Türkiye bu kısırdöngüyü kıracak adımlar atabildi. Hiç şüphesiz, bu hamlelerin en büyüğü ve en etkilisi AK Parti döneminde gerçekleşti. Türkiye demokraside ve ekonomide gösterdiği büyük atılımla, bölgesinde ve dünyada etkili bir ülke konumuna yükseldi” sözlerine yer verdi.
Attıkları her adımda tuzaklarla, engellerle karşılaştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayet planlarından Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık emniyet-yargı girişiminden çukur eylemlerine ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne kadar her saldırıyı bertaraf ettiklerini vurguladı.
Terör örgütleri DEAŞ, PKK ve FETÖ ile Türkiye’ye diz çöktüreceklerini sananların başarılı olmadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece son dört yılda sınırlarımız içinde 7 bin 500, sınırlarımız dışında 8 bin 500 olmak üzere toplam 16 bin teröristi etkisiz hâle getirdik. Terör örgütünün merkezi yapılanmasını, ülkemize yönelik saldırıları için kullandığı Kuzey Irak topraklarında âdeta hapsettik” dedi.
“BARIŞ PINARI HAREKÂTI’NIN AMACI, SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE SİYASİ BİRLİĞİNE KATKIDA BULUNMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barış Pınarı Harekâtı”na ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, “Türkiye’nin yaptığı diğer operasyonlar gibi, Barış Pınarının da amacı, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine katkıda bulunmaktır” vurgusunu yaptı.
Suriye topraklarının dörtte biri PKK-YPG terör örgütünün işgali altında iken, bu ülkenin toprak bütünlüğünden ve siyasi birliğinden söz edilemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ’a karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi bu konuşanların hangisi verdi? Bunlar sadece kendi ülkelerinden Suriye’ye DEAŞ’ı ihraç ettiler. Fransa’dan DEAŞ Suriye’ye geldi, Almanya’dan DEAŞ Suriye’ye geldi, Hollanda’dan DEAŞ Suriye’ye geldi. Biz 5 bin 500 DEAŞ’lıyı geldikleri yere gönderdik. Bunlar dürüst değil, bunlar sadece laf üretiyorlar, biz ise iş üretiyoruz, farkımız bu” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Anayasa Komitesi’nin ilk toplantısını 30 Ekim’de yapacağı bir dönemde başlatılan harekâtın Suriye’nin geleceğinin daha sağlıklı bir şekilde planlanmasını temin edeceğini belirterek, “Suriye topraklarında üzerinde onlarca yabancı gücün âdeta cirit attığı bir dönemde, Türkiye’nin terör yapılanmasını engellemek için başlattığı bu harekâta yönelik eleştirileri asla kabul etmiyoruz. Türkiye, belki de bu ülkenin topraklarındaki tek meşru güç olarak varlık gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bazı ülkelerin isimlerini zikrederek bu ülkeleri dürüst olmaya davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Önce Suudi Arabistan’dan başlayacağım. Suudi Arabistan aynaya baksın. Yemen’i bu hâle kimler getirdi? Yemen şu anda ne durumda? On binlerce insan Yemen’de ölmedi mi? Suudi Arabistan siz önce bunun hesabını verin. Şu anda Yemen zaruret içerisinde, her tarafını yerle yeksan ettiniz, bunun hesabını verin. Kalkıp da bizim Suriye’nin birliği, beraberliği için attığımız terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadelede siz bize laf edemezsiniz, konuşamazsınız. Mısır sen hiç konuşamazsın. Zira sen ülkende demokrasi katili olan bir kişisin. Yüzde 52 oyla seçilmiş olan bir Mursi’nin mahkemede çırpınarak ölmesine sen neden oldun, belki de operasyon yaptın. Ailesini bile defnetmesine müsaade etmedin, sen böyle bir katilsin. Sisi birileriyle toplantı yapmış, bu operasyonu kınamış, kınasan en yazar, kınamasan ne yazar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sınırlarının tehdit altında olduğuna ve Türkiye’de evlerine dönmeyi bekleyen 3,6 milyon Suriyeli sığınmacının bulunduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti: “Avrupa Birliği kendinize gelin. Yine söylüyorum; bizim şu anda operasyonumuzu bir işgal hareketi diye nitelendirmeye çalışırsanız işimiz kolay, kapıyı açarız 3,6 milyon mülteciyi sizlere göndeririz. Şimdi kalkmışlar para hesabı yapıyorlar. Neymiş 2. taksit olan 3 milyar Avro’yu göndermeyeceklermiş. Siz verdiğiniz sözü bu zamana kadar yerine getirdiniz mi? 40 milyar doları biz harcadık, Allah’ın izniyle bir o kadar daha harcar yolumuza devam ederiz ama kapıları da açarız. Bunu bilmeniz lazım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de diğer tüm gelişmelere gözlerini kapayıp sadece Türkiye’yi eleştirmeyi alışkanlık hâline getirenleri akla, vicdana, ahlaka davet ediyoruz. Suriye topraklarındaki gerçek işgalcilere ses edemeyenlerin, Türkiye’nin meşru haklarını koruma konusundaki adımlarına karşı çıkması, en basitinden bir acziyet, bir teslimiyet ifadesidir. Onlar aciz olabilir ama Türkiye öyle değildir, hakkını gerektiğinde kendi gücüyle almasını bilir” diye konuştu.
Suriye krizinin başından beri sorunun demokratik yöntemlerle çözümü için çaba harcadıklarını, bizzat Beşşar Esed’e bu doğrultuda defalarca telkinde bulunduğunu hatırlatarak, maalesef rejimin tercihinin demokratik yöntemlerden yana değil zor kullanmaktan yana olduğunu söyledi.
“Bizi eleştiren bazı Arap ve Avrupa ülkeleri acaba kaç tane Suriyeliye kucak açtılar?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu soruların cevabını bekliyoruz. Rejim bölgesine olduğu gibi, bölücü terör örgütünün kontrolü altındaki yerlere de kimse dönmüyor, dönmek istemiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta ABD olmak üzere tüm NATO ülkelerine seslendiğinin altını çizerek, “Biz Türkiye’yiz, biz bir NATO üyesi ülkeyiz. 5. maddeyi gayet iyi biliyoruz. Bu terör örgütleri NATO üyesi Türkiye’ye saldırırken, siz buna sessiz kalamazsınız eğer NATO üyesiyseniz. Siz Türkiye’yi birkaç tane zibidi terör örgütüne tercih etmeyeceksiniz öyle mi? Buna eyvallah edemeyiz, bunun da gereğini yapmaya mecburuz, kim olursa olsun” uyarısında bulundu.
“TERÖR ÖRGÜTÜ, SINIR ÖTESİNDEN YAPTIĞI SALDIRILARLA SİVİL VATANDAŞLARIMIZIN YARALANMASINA YOL AÇTI”
Barış Pınarı Harekâtı kapsamında dün saat 16.00 itibariyle Türk Hava Kuvvetleri’nin önceden belirlenen hedefleri vurmaya başladığını, ardından top atışlarıyla yine önceden belirlenen hedeflerin imha edildiğini, son olarak da saat 22.30 civarında kara birliklerinin devreye girdiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda harekâtımız, tüm unsurlarımızın katılımıyla Telabyad ve Resulayn bölgesinde devam ediyor. Harekât başladığından şu ana kadar 109 terörist öldürüldü. Tabi 109’un dışında yaralılar var, ayrıca teslim olanlar var” bilgisini paylaştı.
Terör örgütü ve yandaşlarının Türkiye’yi karalamak, harekâta gölge düşürmek için yalan ve yanlış haberleri yaymaya başladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta henüz operasyona başladığımız bir yerde Hristiyan Suriye vatandaşlarının yaşadığı bir bölgeye önce roket atıp, ardından Türkiye sivilleri bombalıyor diye ortalığı ayağa kaldırmaya kalktılar. Bombayı atan sizsiniz, bombayı atan sizsiniz, füzeleri atan sizsiniz. Bu kara propaganda makinasına karşı gerekli tedbirleri derhal aldık, doğruları tüm dünya kamuoyu ile paylaştık, paylaşıyoruz. Hatta onların liderleri, oradaki Hristiyan vatandaşların liderleri kendileri açıklama yaptı, bize olan güvenlerin ifade ettiler. Hâlbuki terör örgütü sınır ötesinden yaptığı saldırılarla, çeşitli ilçelerimizde evleri tahrip etti, sivil vatandaşlarımızın yaralanmasına yol açtı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk askerinin karşısına çıkacak yüreği olmayanların, sivillere saldırarak gerçek yüzlerini ortaya koyduklarına dikkati çekerek, “Bunlar öyle terbiyesiz ki kendi yayın organlarından çocukları gösteriyorlar, çocuk katili sizsiniz, kadınlara saldıran onların katili sizsiniz. Biz öyle bir milletiz ki savunma imkânı olmayan kadına, çocuğa asla elimiz kalkmaz. İnşallah bu yılanların hepsinin de başını en kısa sürede ezeceğiz. Suriyeli kardeşlerimizin huzuru, bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimizin huzuru için bunu başaracağız. Henüz harekâta başladığımız diğer bölgelerle ilgili çalışmalarımız sürüyor, vakti saati geldiğinde oralarda da Türkiye’nin gücünü göstereceğiz. Daha önceki harekâtlarımızda ne yaptıysak, burada da onu yapacağız; yani gittiğimiz yerlere barışı, huzuru, güvenliği, esenliği getireceğiz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı’na destek veren MHP, İyi Parti, CHP başta olmak üzere tüm siyasi parti liderlerine, tüm siyaset ve devlet insanlarına, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine, sanatçılara, gazetecilere, sporculara ve her kesimden vatandaşa teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütünün desteği ile Parlamentoya girmiş olan söze siyasi partiye sesleniyorum; benim ordumu işgal gücü olarak gösteremez. Bu ahlaksızlığın daniskasıdır, edepsizliğin daniskasıdır. Eğer işgal varsa o sizin maharetinizdir. Siz bulunduğunuz yerde sadece işgalle kalmadınız. Bulunduğunuz yerlerde işgal kuvvetleri olarak binaları kendi içinden tünellerle açmak suretiyle oralarda adeta sorgulama hücreleri kuracak kadar alçaksınız” diye ekledi.
Barış Pınarı Harekâtı ile bölgeyi güvenli hâle getirdikten sonra buralarda yaşayan herkesin kendi evine, kendi şehrine dönmesinin sağlanacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim planımız, herkesin yeniden kendi evine dönebilmesidir. Daha açık anlatmak gerekirse; Araplar kendi evlerine, Kürtler kendi evlerine, Türkmenler kendi evlerine, Süryaniler, Asuriler, diğer etnik ve dini gruplar kendi evlerine döneceklerdir, biz bunun teminine çalışıyoruz. Böylece bölgeyi bozulmaya çalışılan demografik zenginliğine yeniden kavuşturacağız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN HİÇ KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜ YOKTUR”
Bölgede dönecek evi kalmamış olanlar içinde 1 milyon kişilik yeni yerleşim yerleri inşa etmeyi planladıklarını, bu yerleşim yerlerini de uluslararası toplumun finansmanıyla inşa etmeyi planladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında, malında, mülkünde gözü yoktur. Aynı şekilde Türkiye’yle birlikte hareket eden Suriye Millî Ordusu’nun da asla böyle bir niyeti yoktur. Türkiye olarak bölge halkına bu konuda en küçük bir taşkınlığa müsaade edilmeyeceğinin garantisini şimdiden veriyoruz. YPG saflarına katılmaya zorlanmış Suriyeli kardeşlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. İster Arap, ister Kürt, ister bir başka kesimden olsun hemen şimdi PYD saflarını terk edip kendi evlerini, köylerini, şehirlerini, kendi namuslarını korumak için harekete geçecek herkese kucağımız açıktır” dedi.
Harekâtın adının Barış Pınarı olarak belirlenmesinin rastgele bir tercih olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz terör örgütünü bölgeden kazıyarak Suriye’de gerçek anlamda barışı tesis etmek üzere bu adımları atıyoruz. Bizim sınır Suriye tarafında hep pınarlarla doludur, işte o pınarlardan hareketle biz bunun adını Barış Pınarı koyduk. Harekâtımızı tek başımıza değil, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte yapıyoruz. Daha harekâtımız başlar başlamaz Suriye halkını temsil eden pek çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi, aşiret lideri ülkemize destek açıklaması yaptı. Bölgedeki pek çok yerde terör örgütüne karşı tavır alındığının haberleri geliyor. İnşallah çok kısa bir sürede Münbiç’ten Irak sınırına kadar tüm bölgeyi güvenliğe, huzura kavuşturup Suriye halkının üzerinde sekiz yıldır dolaşan karabulutları dağıtacağız. Stratejik müttefikimiz ne yazık ki, Münbiç’ten 90 günde çıkılacağının sözünü bize vermiş olmalarına rağmen çıkmadılar. Yüzde 90’ı Arap olan Münbiç’i maalesef terör örgütlerine bıraktılar bunları da biz gayet iyi biliyoruz, önce bunları yerine getirmeleri lazım. Suriye’de tüm kesimlerin katılımıyla tesis edilecek meşru yönetimin ülkenin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliği çerçevesinde atacağı adımlara desteğimizi şimdiden ifade ediyoruz. O gün gelene kadar Suriye halkının yanında yer almaya, kardeşlerimizin her türlü sıkıntısını gidermeye devam edeceğiz.”
“KONTROLÜMÜZE GEÇECEK BÖLGELERDEKİ DEAŞ’LILARA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPACAĞIZ”
Bugün DEAŞ tehdidi lafını ağızlarından düşürmeyenlerin düne kadar bu örgüte gizli, açık destekler verdiğini çok iyi bildiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugüne kadar DEAŞ’la bağlantılı olabileceğini düşündüğü ve çok büyük bir bölümü de Türk vatandaşı olmayan 17 bin kişiyi gözaltına aldığını, bunlardan yarısı yabancı uyruklu 5 bin 500’e yakınının hâlen Türkiye’de cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ’la mücadele çerçevesinde 151 ayrı ülkeden 77 bine yakın şahsa Türkiye’ye giriş yasağı koyulduğunu, Türkiye’ye kadar gelebilen 102 ayrı ülkeden 7 bin 600 kişiyi sınır dışı ettiklerini ve hâlen geri gönderme merkezlerinde sınır dışı edilmek üzere bekleyen 851 kişinin bulunduğu bilgisini paylaştı.
Fırat Kalkanı Harekâtı’nda 3 binin üzerinde DEAŞ’lının, Zeytin Dalı Harekâtı’nda ise 4 bin 600’ün üzerinde teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ’ın bir daha kendi başımıza bela olmasını istemediğimiz gibi, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın da böyle bir musibete duçar olmasını arzu etmeyiz. Dolayısıyla kontrolümüze geçecek bölgelerdeki DEAŞ’lılara ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Cezaevinde tutulması gerekenler cezaevinde tutacak, uyruğu olduğu ülkelere gidebilecekleri de kabul edilmeleri hâlinde oraya göndereceğiz. Geride kalan kadın ve çocukları da bir ıslah programı çerçevesinde yeniden kendi toplumlarına kazandırmanın gayreti içinde olacağız” şeklinde konuştu.
“TÜRK MİLLETİ, HİÇBİR ZAMAN HERHANGİ BİR ETNİK VEYA DİNÎ AZINLIĞI SİSTEMATİK AYRIMCILIĞA TABİ TUTMADI”
Türk milletinin bulunduğu coğrafyada hiçbir zaman herhangi bir etnik veya dinî azınlığı sistematik ayrımcılığa tabi tutmadığını, şayet böyle yapsaydı Anadolu’nun demografik yapısının bin yılda bin defa değişeceğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama tüm kadim halklar, tüm kadim inançlar, tüm kadim kültürler bölgemizde yaşamaya devam ediyor. İşte alın şöyle Malazgirt’ten gelin batıya doğru, buralarda Kürt’ü vardı, Arap’ı vardı, Zaza’sı vardı, Türk’ü vardı, öyle mi? Peki bunlar şimdi dağıldı mı? Evet, dağıldı” vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da evlatları terör örgütü tarafından kaçırılan ailelerin, terör örgütünün güdümündeki siyasi partinin il başkanlığı önünde nöbet tuttuğunu hatırlatarak, “O annelerin yavrularını Kandil’e kaçıranlar bunun hesabını nasıl verecek veya çok daha farklı yerlere kaçıranlar bunun hesabını nasıl verecek? Ya siz önce bunun hesabını verin” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarihî hakikatler şunu gösteriyor: Bizim birbirimizden başka dostumuz, birbirimizden başka sırtımızı yaslayacak hiç kimsemiz yoktur. Son dönemde Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Kuzey Afrika’da, daha önce Balkanlar’da, Kafkaslar’da yaşananlar bu hakikatin birer örneğidir. İşte bunun için her fırsatta tüm kardeşlerimize, dostlarımıza, tüm mazlumlara birlik ve beraberlik çağrısında bulunuyorum. İşte bunun için ‘one minute’ diyoruz. İşte bunun için Kudüs kırmızıçizgimizdir diyoruz. İşte bunun için dünya beşten büyüktür diyoruz. İşte bunun için herkes için adalet, herkes için refah, herkes için huzur diyoruz. İşte bunun için hiçbir ayrım yapmadan 4 milyon Suriyeli muhaciri yıllardır topraklarımızda misafir ediyoruz. İşte bunun için Suriyeli kardeşlerimizin huzurla evlerine dönebilmeleri için bizzat sahaya iniyoruz. İşte bunun için kendi güvenliğimiz, kendi huzurumuz kadar çevremizdeki ülkelerin de esenliğini istiyor, gözetiyor, çaba gösteriyoruz. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz sadece yaşatmak için, sadece barış ve huzur götürmek için gideriz. Bizim inancımız, bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bunu emrediyor. Şanlı tarihimiz bu duruşun örnekleriyle doludur. İnşallah Barış Pınarı Harekâtıyla şanlı tarihimize yeni bir altın sayfa ekleyeceğiz.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasıyla tüm camilerde sabah namazında Fetih suresini okuttuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah yar ve yardımcımız olsun. İnşallah en kısa zamanda bu fetih müyesser olur ve böylece Suriye’ye refah, huzur gelir. Bölgemize aynı şekilde refah, huzur gelir ve bizler de emin adımlarla yolumuza devam ederiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kürtlere AK Parti’de yer yok” iddialarına da “Şu anda Parlamento içinde AK Parti grubunda değerli kardeşlerim, 291 milletvekilimizin 50 tanesi Kürt kökenlidir. En sonunda bize bunu söyletmeye mecbur bıraktılar. Çünkü bizim için önemli olan kökenler falan olmaktan öte insan olmak” ifadesiyle cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kurdele kesme töreninde yaptığı konuşmada, “KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda, haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da yapımı tamamlanan ve içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin de bulunduğu, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerleşkeye gelişinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, bu anlamlı tören vesilesiyle bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
“CUMHURİYET YERLEŞKESİ PROJEMİZ KUZEY KIBRIS’IN GURUR KAYNAKLARINDAN BİRİDİR”
Hep birlikte büyük coşku ve heyecan içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bu topraklara bir mühür daha vuruyoruz. Kıbrıs Türk halkına muhteşem bir eser daha kazandırıyoruz. Bugün burada sıradan bir açılış töreni gerçekleştirmiyoruz, aynı zamanda irademizi, azmimizi, hürriyet sevdamızı da ilan ediyoruz. Cumhuriyet Yerleşkesi projemiz Kuzey Kıbrıs’ın gurur kaynaklarından biridir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de inşasına başlanan yerleşkenin 639 bin 475 metrekarelik alanda Cumhurbaşkanlığı binasına, Cumhuriyet Meclisi’ne, yüksek mahkemeye ve millet bahçesine ev sahipliği yapacağını bildirdi.
İlk etapta Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi’nin açılışını bugün gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yerleşkede millet bahçesi, millet camisi ve yüksek mahkeme binalarının da hizmete alınacağını belirtti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan itibarına yakışır bir eserin Lefkoşa’ya kazandırılmış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” şeklinde konuştu.
“KKTC CUMHURİYET YERLEŞKESİ, TÜRKİYE VE KKTC’NİN KADER ORTAKLIĞININ BİR GÖSTERGESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güçlü temel üzerine yeni başarılar, yeni eserler inşa edeceklerini, istiklal ve istikbal mücadelesini daha güçlü şekilde devam ettireceklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Kardeşliğimizi bozmaya, aramızı açmaya, bu bereketli topraklara, barış ve huzur yerine nefret tohumları ekmeye çalışanlar başarılı olamayacaktır. Yerleşkenin, Kıbrıs Türk’ünü daha ileriye taşıyacak kararlara ev sahipliği yapacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sevginiz, ahde vefanız için her birinize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün ve yarın da ihtiyaç duyacağınız her anda daima yanınızda olacağını bilmenizi istiyorum. Türk dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesinden, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız izolasyonun kaldırılmasına kadar her alanda desteğimizi çok güçlü biçimde devam ettireceğiz. Bu düşüncelerle yerleşkenin yapımında emeği ve alın teri olan her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. TOKİ’mizi özellikle tebrik ediyorum. Yerleşkemizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından yerleşkenin açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve protokol üyelerince dualarla gerçekleştirildi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, TBMM Başkanvekili Celal Adan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ile çok sayıda milletvekili katıldı.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni ile TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni vesilesiyle gittiği başkent Lefkoşa’ya ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ercan Havalimanı’nda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından karşılandı.
Karşılamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a KKTC ziyaretinde; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye, hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında programın hazırlanmasında emeği geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Turkuvaz Medya Grubuna teşekkür etti.
Enerji dönüşümü, madencilik, arz güvenliği, kritik mineraller ve hidrokarbonlar gibi önemli meselelerin ele alınacağı bu zirveyi son derece isabetli bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin enerji sektörü başta olmak üzere ülkeler arasındaki ilişki ve iş birliklerine önemli katkılar yapacağını düşündüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlarla birlikte tüm katılımcılara programa yapacakları kıymetli katkılar için şükranlarını sunduğunu, zirvenin hayırlar getirmesi dileğinde bulunduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’Yİ DOĞAL GAZ VE PETROL ARAMA ALANINDA KÜRESEL BİR AKTÖR HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz. Türkiye’nin enerji güvenliği doğrudan veya dolaylı tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir meseledir. Enerji politikalarımızı hep bu hakikatin ışığında geliştirdik, meseleye hep bu açıdan yaklaştık. Türkiye’yi küresel enerjinin güvenli limanı, emniyetli merkezi hâline getirmek için son dönemde çok önemli atılımlar yaptık. Millî enerji ve maden politikalarımızın hedefi bellidir. Kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak, enerji ve madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak, Karadeniz ve Gabar’daki doğal gaz ve petrol keşifleriyle bu alanda tabiri caizse, şeytanın bacağını kırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıları yeni bir aşamaya taşıdıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi doğal gaz ve petrol arama alanında küresel bir aktör hâline getireceğiz. Bu yeni dönemde ülkemiz enerji ve madencilik sektörlerinde dünyanın dört bir yanında yepyeni iş birliklerine imza atacak, küresel enerji güvenliğine eşsiz katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“TÜRKİYE GENELİ GÜNLÜK PETROL ÜRETİMİMİZ 135 BİN VARİLİ AŞARAK YENİ BİR REKOR KIRDI”
Türkiye’nin enerjide ulaştığı seviyeyi kısaca özetlemek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İlk açıkladığımızda muhalefet partilerinin her seçim öncesi ‘petrol buluyorlar’ diyerek alay ettiği Gabar’da günlük üretimimiz 81 bin varili geçti. Bugüne kadar Gabar’da, toplam değeri 2 milyar dolara yaklaşan 26 milyon varilin üzerinde üretim gerçekleşti. Arama ve üretim faaliyetleri için 540 kilometre uzunluğunda yeni yollar inşa edildi. Tabii bununla yetinmiyoruz, mevcut keşif alanlarındaki saha geliştirme faaliyetlerimizi 3 binden fazla personelle devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz olan günlük 100 bin varil petrol üretimine çok kısa bir süre içinde ulaşacağız. Gabar’daki çalışmalarla birlikte Türkiye geneli günlük petrol üretimimiz 2025 Mart sonu itibarıyla 135 bin varili aşarak yeni bir rekor kırdı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak hassasiyetle yürüttükleri “Terörsüz Türkiye” çalışmalarında arzu edilen neticeyi aldıklarında bambaşka bir hikâye yazacaklarını söyledi.
Terör gölgesinin bölgenin üzerinden kalkmasından sonra ekonominin her alanında olduğu gibi enerjide de hedeflere koşarak ilerleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki petrol sahalarında da yaklaşık 40 bin varillik üretimlerini sürdürdüklerini kaydetti.
“2028’DE SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİ 40 MİLYON METREKÜPE YÜKSELTMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Gaz Sahası’nda birinci fazı başarıyla tamamladıklarını, mevcut durumda 12 kuyudan günlük bazda 9,5 milyon metreküp gaz ürettiklerini, ülkedeki 4 milyonu aşkın hanenin doğal gaz ihtiyacının buradan karşılandığını ifade etti.
Geçen yıl Sakarya Gaz Sahası’nda kümülatif olarak yaklaşık 1,8 milyar metreküp üretim gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’deki yüzer üretim platformumuz önümüzdeki yıl Sakarya sahasında göreve başlayacak. Böylece günlük 10 milyon metreküp ilave üretim yapacağız. 2026 yılı içerisinde Faz-1 ve Faz-2 toplamında yaklaşık 20 milyon metreküp günlük üretim hedefliyoruz. 2028’de Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimi 40 milyon metreküpe yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaştığımızda konutlarımızın doğal gaz ihtiyacının tamamını kendi kaynaklarımızdan karşılıyor olacağız” diye konuştu.
“ORUÇ REİS, ÇALIŞMALARINI BU AY İÇİNDE TAMAMLAYACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji diplomasisinin politikalarının bir diğer önemli ayağını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali denizlerinde her biri 5 bin kilometrekare alanı kapsayan 3 ayrı lokasyonda, 3 boyutlu sismik arama faaliyetlerini sürdürüyor. Şu ana kadar 4 bin 111 kilometrekarelik proje alanının 3 bin 700 kilometrekaresi yani yüzde 90’ı taranmış durumda. Oruç Reis, çalışmalarını inşallah bu ay içinde tamamlayacak. Şayet bu çalışmalar olumlu neticelenirse bir sonraki aşamaya yani sondaj çalışmalarına geçeceğiz. Somali’yle imzaladığımız üretim paylaşım anlaşmaları kapsamında, bu ülkede 16 bin kilometrekarelik 3 ayrı kara alanında çalışmalar yapacak. Sismik veri toplama faaliyetlerinin ardından sondaj aşamasına geçilecek. Bu çalışmalar keşifle sonuçlanırsa iki ülke arasındaki stratejik işbirliği farklı bir boyut kazanacaktır.”
Yeni hidrokarbon keşifleriyle birlikte enerji tedarik güvenliğinin artacağına, dışa bağımlılığın azalarak yeni iş imkânlarının ortaya çıkacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Somalili kardeşlerimiz de bu süreçten çok ciddi faydalar elde edecek. Somali için teknoloji transferi, altyapı gelişimi, istihdam artışı ve yeni yatırımlar anlamına gelen bu süreç, Somali’nin ekonomik kalkınmasını inşallah daha da hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde sömürgecilik ayıbı olmadığını vurgulayarak, kimsenin toprağında, egemenliğinde, yer altı ve yer üstü kaynaklarında hiçbir zaman gözlerinin olmadığını anlattı.
“Ne yaptıysak hakka ve adalete uygun şekilde yaptık. Kendi çıkarlarımızla birlikte muhataplarımızın menfaatlerini de gözettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaklık ve dayanışma temelinde “kazan kazan” anlayışıyla iş birliklerini geliştirdiklerini söyledi.
“PAKİSTAN, ENDONEZYA VE MALEZYA’YLA OLAN GÜÇLÜ İLİŞKİLERİMİZİ ENERJİ SAHASINDA DA TAHKİM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada sadece dostluk için, kardeşlik için, beraber kalkınmak, beraber kazanmak için varız. Yine bu anlayış temelinde Pakistan, Endonezya ve Malezya’yla olan güçlü ilişkilerimizi enerji sahasında da tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Pakistan millî petrol şirketleri ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) arasındaki iş birliğinin 30 Nisan’da yapılan Pakistan Kara Arama Ruhsatları İhalesi’yle yeni bir devreye taşındığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî petrol şirketinin Endonezya’nın en büyük enerji firmalarından biri olan Pertamina’yla 12 Şubat’ta imzaladığı mutabakat zaptının sektördeki ortak faaliyetlerini çok daha ileri seviyelere ulaştıracağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın millî petrol ve gaz şirketi Petronas ile 4 farklı alanı kapsayan anlaşmanın imzalanması için çalışmaların devam ettiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Tüm bu adımlar Asya’daki yeni enerji kaynaklarına erişim sağlamak ve enerji güvenliğimizi arttırma noktasında büyük önem arz ediyor. Macaristan’ın MOL şirketiyle geçtiğimiz yıl bu ülkedeki 3 farklı saha için ortak teklif verme anlaşması imzalamıştık. Yapılan ihalelerle birlikte 2 blok bu konsorsiyum tarafından kazanıldı ve 2 gün önce de imtiyaz anlaşmaları imzalandı. İngiltere ve Fransa merkezli 2 büyük petrol şirketiyle 2027’den itibaren sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikine yönelik anlaşmaları tamamladık. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’la yine doğal gaz tedarikine yönelik önemli anlaşmalarımız oldu. Avrupa ülkelerinin yaşadığı enerji krizini hafifletmek adına bölgedeki enerji güvenliğine katkı yapmak için pek çok girişimde bulunduk.”
“NİHAİ HEDEFİMİZ TÜRKMEN GAZINI HAZAR GEÇİŞLİ BORU HATTIYLA ÜLKEMİZE GETİRMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan doğal gazında ilk akışı İran üzerinden 1 Mart itibarıyla başlattıklarını aktardı.
Şu ana kadar bu hatta 250 milyon metreküpün üzerinde gaz temin edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar toplam 1,3 milyar metreküp doğal gazın inşallah akışını sağlamış olacağız. Bu noktada ilk planımız anlaşmayı 5 yıl daha uzatmak, nihai hedefimiz ise Türkmen gazını Hazar geçişli boru hattıyla ülkemize getirmektir. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek hem ülkemiz hem Avrupa için çok daha yüksek miktarda gaz akışı sağlama imkânına kavuşmuş olacağız” dedi.
Yenilenebilir enerji alanındaki çalışmaların da son sürat devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâlihazırda rüzgâr ve güneşte kurulu gücümüz 25 bin megavatı aştı. Tüm konutların elektrik ihtiyacının sadece rüzgâr ve güneşten karşılayabilecek seviyeye geldik. 2035’e kadar maliyeti yaklaşık 80 milyar dolar olan ilave santral yatırımlarıyla bu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı yatırımlarda izin ve onay süreçlerini daha da kısaltacağız. Rüzgâr ve güneş kurulu gücünün iletim ve dağıtım sistemine sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi için yeşil ileti altyapısını oluşturacağız.”
“2028’DE AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ’NİN TAM KAPASİTE ÇALIŞMASINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Cumhuriyet tarihinin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşasının yakın zamanda tamamlandığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk reaktörün türbin montajını bitirdik. Türbin şaftını da başarıyla döndürerek önemli bir aşamayı geride bıraktık. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin de tamamlanmasıyla birlikte 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz” diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde doğal gaz ithalatının yıllık 7 milyar metreküp azalacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da 2,5 milyar dolarlık tasarruf anlamına geldiğini kaydetti.
“MADEN SEKTÖRÜMÜZÜN TOPLAM BÜYÜKLÜĞÜ 2023 YILI İTİBARIYLA 270 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların vatandaşların hayatına da doğrudan dokunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bakınız sadece son 3 yılda elektrik ve doğal gazda milletimize 983 milyar lira destek verdik. Bugün konutların yüzde 97’si devlet desteğinden faydalanıyor. Bir diğer önemli başlık, madencilik alanındaki çalışmalarımızdır. Dünyadaki 90 çeşit madenin 70’ini kaynak envanterinde bulunduran, üretilen maden çeşitliliğinde dünyada 7’nci sırada yer alan bir ülkeyiz. 155 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan maden sektörümüzün toplam büyüklüğü 2023 yılı itibarıyla tam 270 milyar dolara ulaştı. 2024’te sektör ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 4,7 artarak 6 milyar doları aştı. Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar dolar değerinde 2,5 milyon ton bor ürünü satarak yeni rekora imzayı attık.”
“ENERJİ ALANINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE YÜKSELTTİK”
Bandırma’da yapımına başlanılan yılda 800 ton kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni de gelecek günlerde hizmete vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nijer’de ruhsatını aldığımız altın sahalarından birinde de bu yıl içerisinde ilk üretime başlamayı hedefliyoruz. Uluslararası enerji rekabetinin son dönemde yoğun şekilde kızıştığı nadir toprak elementlerinde de önemli rezerve sahibiz. 690 bin tonla dünyanın tek sahada, en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervi Eskişehir’imizin Beylikova ilçesinde bulunuyor. Rezervin bulunduğu alandaki işletmemiz, pilot tesis olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Nadir toprak elementlerimizi ham maddeye dönüştürecek tam teşekküllü endüstriyel tesisi inşallah çok yakın zamanda hayata geçirecek, ülkemizi bu elementleri üretebilen 5 ülkeden biri yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada şunu açık ve net söylemek isterim. Avrupa’nın yaşadığı enerji krizlerinde Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkması, asla tesadüf değildir. Biz 2002’den bu yana hazırlığımızı yaptık, altyapımızı kurduk, irademizi ortaya koyduk. Yani enerji alanında Türkiye’yi çok farklı bir lige yükselttik. Şimdi zirveye çıkmak istiyoruz. Adımızı en iyiler arasına yazdırmak istiyoruz. Bunda kararlıyız, sabırlıyız. Başardıklarımızın özellikle satır başları olarak azimle geleceğine yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.