Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından ulusa seslendiği konuşmasında, “Türkiye, Avrupa ve Amerika’ya kıyasla bu hastalığın yayılmasının üstesinden gelmeye en yakın ülkelerden biridir. Vatandaşlarımızın her geçen gün daha bilinçli bir şekilde tedbirlere uyduğunu görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından Huber Köşkü’nden ulusa seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Kabinemizin 25’nci toplantısını az önce tamamladık. Kovid-19 hastalığına karşı aldığımız tedbirler sebebiyle bu toplantımızı telekonferans yöntemiyle gerçekleştirdik. Toplantımızda bakan arkadaşlarımızla sağlık önlemleri, gıda güvenliği, kamu güvenliği gibi hususları etraflıca ele aldık.
“BİLİM KURULUMUZUN TAVSİYELERİ DOĞRULTUSUNDA SAĞLIK TEDBİRLERİNİ EKSİKSİZ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Salgının ilk günlerinden itibaren Sağlık Bakanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda sağlık tedbirlerini eksiksiz hayata geçiriyoruz.
Sağlık altyapımız gerek personel gerek ilaç ve malzeme gerekse yoğun bakım yatağı açısından hamdolsun diğer ülkelere göre oldukça iyi durumda. Maskeden tanı kitine ve bağışıklık sistemini güçlendirici kimi ilaçlara kadar hemen her ihtiyacımızı kendimiz karşılayabiliyoruz. Şu ana kadar hastanelerimiz ile diğer sağlık birimlerimize 27 milyon cerrahi maske, 3 milyonun üzerinde N95 maske, 1 milyonun üzerinde koruyucu tulum, 181 binin üzerinde koruyucu gözlük dağıttık. Bu malzemelerin üretimlerini daha da artırma imkânına sahibiz.
“MEVCUT HASTANELERİMİZİ GÜÇLENDİRME YANINDA YENİ HASTANELERİMİZİ DE SÜRATLE HİZMETE AÇIYORUZ”
Mevcut hastanelerimizi güçlendirme yanında yeni hastanelerimizi de süratle hizmete açıyoruz. Gerçekten çok modern bir sağlık tesisi olan şehir hastanelerimiz özellikle bu evsaftaki standartlarda 600 yataklı Okmeydanı Hastanemiz, o da bugün itibariyle hizmet vermeye başladı. Burayı daha önce Eğitim Araştırma Hastanesi olarak planlamıştık, fakat öyle bir evsafa sahip oldu ki dedik ki biz burayı süratle şehir hastanesine dönüştürelim ve bugün şehir hastanesi olarak açılışı yapıldı.
Yine şehir hastanesi statüsündeki bin 150 yatak kapasiteli Kartal Hastanemizi de bir süre önce hizmete sunmuştuk. İkitelli Şehir Hastanemizi ise 520’si yoğun bakım olmak üzere 2682 yatak kapasitesiyle Mayıs ayında hizmete açmayı planlıyoruz. Ülkemizin en modern hastanelerinden biri olacak bin yataklı Göztepe şehir hastanemizin inşasında da sona yaklaştık, inşallah onu da Eylül ayında hizmete veriyoruz. Böylece Türkiye sağlık altyapısında zaten güçlü olan yerini daha da sağlamlaştırmış olmaktadır.
Kovid-19 hastalığı sürecinde tedbirlerimizi hamdolsun pek çok ülkeden daha erken aldık ve hayata geçirdik. Aşama aşama ilave tedbirleri de yürürlüğe sokuyoruz. Gıda konusunda da herhangi bir sıkıntımız yok. Ülkemiz tüm temel gıda maddelerini kendisi ürettiği için hem stoklarımız hem de tedarik zincirlerimizin işleyişi ihtiyacımızı karşılayacak düzeydedir.
Kamu güvenliği konusunda ise milletimizin dirayetli tutumu ve emniyet birimlerimizin gayretleri neticesinde kayda değer bir sıkıntı yaşamıyoruz. Bu vesileyle tüm sağlık görevlilerimize, güvenlik güçlerimize, gıda ve ihtiyaç malzemelerinin halkımıza ulaştırılmasını sağlayan esnafımıza, üretimi devam ettiren sanayicimize ve işçilerimize şükranlarımı sunuyorum.
“SALGIN SÜRECİNDE EN ÖNEMLİ HUSUSLARDAN BİRİ, SAĞLIK SİSTEMİMİZİ AYAKTA TUTMAKTIR”
Aziz milletim;
Türkiye, Avrupa ve Amerika’ya kıyasla bu hastalığın yayılmasının üstesinden gelmeye en yakın ülkelerden biridir. Vatandaşlarımızın her geçen gün daha bilinçli bir şekilde tedbirlere uyduğunu görüyoruz. Salgın sürecinde en önemli hususlardan biri, sağlık sistemimizi ayakta tutmaktır. Sağlık kuruluşlarımızın personel ve araç-gereç imkânlarını ne kadar yüksek oranda Kovid-19 hastalığı ile mücadeleye tahsis edersek salgınla o derece etkili şekilde baş edebiliriz. Ayrıca, bu tür durumlarda sağlık kuruluşları salgın merkezi hâline dönüşebiliyor. Bunun için vatandaşlarımızın gerçekten acil olmayan durumlar dışında hastaneye gitmemelerini hassaten rica ediyorum.
Okullarda uzaktan eğitime geçerek, kamuda ve özel sektörde evden çalışma yöntemini devreye alarak, yaşlılarımıza özel ihtimam göstererek sokaktaki hareketliliği büyük ölçüde azalttık. İnsanların toplu olarak bulunduğu tüm mekânların faaliyetlerine ara vermesi de evde kalma çağrımızın hayata geçmesine önemli katkı sağladı. Son olarak kara, hava ve deniz yollarıyla yapılan şehirlerarası ulaşımı sınırlandırdık. Gerekirse şehir içi ulaşımda da benzer yöntemleri devreye sokabiliriz.
“VİRÜSÜN YAYILMASINI ÖNLEMEK İÇİN HER YOLA BAŞVURMAKTA KARARLIYIZ”
Günlük test sayısında 10 bini aştık. Tespit yapılan kişi, hastalık belirlenen vaka, vefat ve taburcu rakamlarımızı şeffaf bir şekilde her gün milletimizle paylaşıyoruz. Virüsün yayılmasını önlemek için her yola başvurmakta kararlıyız. Hâlihazırda ülke genelinde köy ve mahalle statüsündeki 41 yerleşim birimimiz karantina altındadır. Benzer örneklerin yaygınlaşmasının önüne geçmesinin tek yolu, her birimimizin kendi karantinasını kendi uygulamasıdır. Burada en önemli hassasiyetimiz; temel ihtiyaç maddelerinin arzında sürekliliği sağlamak ve ihracatı desteklemek için üretimin kesintisiz sürmesini temin etmektir. Türkiye her hâl ve şart altında üretime devam etmek, çarklarının dönmesini sağlamak zorunda olan bir ülkedir. Üretimini sürdüren şirketlerin çalışanlarının sağlığını koruması için gereken tedbirleri en sıkı şekilde almalarını sağlayacağız.
Kendimizle birlikte dostlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamanın gayreti içindeyiz. Bu çerçevede içinde bulundukları şu zor günlerde pek çok ülkeye sağlık ve temizlik malzemesi gönderdik. Son olarak salgından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olan İspanya’ya bir uçak dolusu malzemeyi Çarşamba günü inşallah naklediyoruz. Aynı şekilde sıkıntılı bir dönemden geçen İtalya’ya da yine aynı şekilde bu ihtiyaçları karşılamak üzere Kızılay aracılığıyla bir gemi dolusu yardım malzemesini de ulaştırdık, ulaşıyoruz. Üretimini kendi yaptığımız malzemeleri gönderdiğimiz başka ülkeler de var.
Türkiye ne kadar güçlü olursa dostlarına da o derece fazla yardım eli uzatabilecektir. Ülkemizdeki tüm kalkınma ajanslarının bu hastalıkla mücadele için yapacakları yenilikçi çalışmalara destek vereceğiz. Sağlığımız ve güvenliğimiz için gereken her türlü tedbiri alarak bu doğrultuda yolumuza devam edeceğiz. Solunum cihazlarını üretme noktasında yoğun bir çalışmayı şu anda kurumlarımız devam ettiriyor. Aynı noktada aşıda da bu tür çalışmaları devam ettiriyoruz ve hedefimiz yılsonuna kadar ciddi sonuçlara ulaşabilmektir.
“HİÇBİR HASTALIK ÖNÜMÜZDEKİ AYDINLIK YARINLARIN ÖNÜNE GEÇEMEZ”
İşi olmayan, zorunluluğu bulunmayan vatandaşlarımız gönüllü karantina ile kendilerini ne kadar evde tutarlarsa hayatımızın normale dönme süresi o kadar kısalacaktır. Temizlik ve mesafe kurallarına riayet edilmesi, hastalığın kırılma zincirine çok önemli katkı yapacaktır.
Nice sıkıntıyı birlikte göğüslediğimiz, nice mücadeleyi birlikte yürüttüğümüz milletimizle el ele vererek Rabbimizin yardım ve inayetiyle inşallah bu musibetin de üstesinden geleceğiz. Yeter ki kurallar uyalım, tedbiri elden bırakmayalım, başaracağımıza inanalım. Panik yapmayalım, ama tedbiri asla elden bırakmayalım. Hiçbir virüs bizim birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden daha güçlü değildir. Hiçbir hastalık önümüzdeki aydınlık yarınların önüne geçemez. Hiçbir tehdit bizi hedeflerimizden asla vazgeçiremez. Çünkü biz Türkiye’yiz, çünkü biz Türk milletiyiz.
“AÇIKLADIĞIMIZ EKONOMİK VE SOSYAL DESTEK PAKETLERİYLE HER KESİMDEN İNSANIMIZIN YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”
Aziz milletim;
Medeniyetimiz ve kültürümüz yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma üzerine kuruludur. Devlet olarak açıkladığımız ekonomik ve sosyal destek paketleriyle her kesimden insanımızın yanında olduğumuzu gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. İstihdamın sürmesini sağlamak için esnafımıza, sanatkârımıza, küçük ve orta ölçekli işletmelerimize, ihracatçılarımıza pek çok erteleme ve destek düzenlemesini hayata geçirdik.
Ülkemizdeki 2 milyondan fazla vergi mükellefinin 54 milyar lirayı bulan muhtasar, KDV ve prim ödemelerini altı ay süreyle erteledik. Nakit akışı bozulan KOBİ’ler ve diğer firmalara mevcut kredilerinin altı aya kadarı ödemesiz olmak üzere 12 aya kadar ilave süre tanınmasını sağladık.
Sektör ayrımı gözetmeksizin tüm kurumsal ve ticari firmalara işletme sermayesi desteği için altı ayı ödemesiz 36 ay vadeli ve yıllık yüzde 7,5 maliyetli kredi imkânı getirdik.
Esnaflarımızın hem Nisan, Mayıs, Haziran ayı ödemelerini faizsiz öteledik hem de yüzde 4,5 maliyetli 36 aya kadar vadeli bir kredi paketini hayata geçirdik.
Personel maaşlarını kamu bankalarından ödeyen firmalara istihdamı azaltmamaları şartıyla önümüzdeki 3 aylık personel gideri kadar ilave likit sağladık.
Kredi Garanti Fonu’nun limitini 50 bin liraya ve toplam kapasitesini de 850 bin, kredi talebini karşılayacak şekilde 450 milyar liraya yükselttik.
Reeskont kredilerinin geri ödemelerini 90 gün daha uzatarak 50 milyar liralık bir kaynağı ihracatçılarımızın kullanımına sunduk. Sosyal yardım programlarımızda kayıtlı 2 milyon haneye biner lira nakit yardımı yapıyoruz. Kısa çalışma ödeneğini şartlarının kolaylaştırdık. En düşük emekliği maaşını bin 500 lira yükselttik. Emeklilerimizin bayram ikramiyesini öne çektik. Asgari ücret desteğini yaygınlaştırdık. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımızın ödeneklerini artırdık.
Yükseköğrenim yurtlarında kalan öğrencilerden Mart ayında yurtta kalmadıkları günlerin ücretlerini iade ediyor, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için de ücret almıyoruz. Öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerinde de herhangi bir kesinti yapmıyoruz.
Yine öğrencilerimizin kredi geri ödemeleri Nisan, Mayıs ve Haziran ayı için ilave bir maliyet yansıtılmadan ertelenebilecek. Hâlen 41 ilimizdeki yükseköğrenim yurtlarımızda yurt dışından gelen 21 bin 500 vatandaşımızı 14 günlük karantina kuralına göre misafir ediyoruz.
İlk ve ortaöğrenimdeki uzaktan öğrenim gören öğrencilerimize sekiz GB’a kadar ücretsiz internet imkânı getirdik.
Yaşadığımız dönemin kahramanları olan sağlıkçılarımıza 6 milyar liralık ilave bir destekle performans ödemelerini en üst tavandan yapıyoruz. Yine sağlıkçılarımızın her birine TÜRKSAT üzerinden 100’er GB ücretsiz internet kotası veriyoruz.
“MİLLÎ DAYANIŞMA KAMPANYASI BAŞLATIYORUZ”
Çiftçilerimize destek olmak üzere 2020 yılı tarımsal desteklerinin yarıya yakınını bugüne kadar ödedik. Hububat ve sebze başta olmak üzere hemen tüm tarım ürünlerinin üretiminde kendi kendimize yeterlilik oranımız yüzde 100’ün üzerindedir. Bu dönemde yoğun talebi olan bakliyat, makarna, temizlik malzemesi, yağ gibi ürünlerin üretimlerinde üç katına varan artışlar sağladık. Gerekirse bu kapasiteleri çok daha fazla artırma imkânına sahibiz. Velhasıl, aldığımız her tedbirle devletimizin vatandaşının yanında olduğunu gösterdik. Sivil toplum kuruluşlarımızın da imkânları çerçevesinde ihtiyaç sahiplerine destek olmaya çalıştığını biliyoruz. Bu konuda da devletin öncülük etmesi gerektiğini gördüğümüz için millî dayanışma kampanyası başlatıyoruz, ‘Biz Bize Yeteriz Türkiye’m’ diyerek başlattığımız bu kampanya için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından şu anda bilgileri ekranda gözüken bir yardım hesabı açıldı. Ayrıca yine ekranda gözüken kısa mesaj numaraları üzerinden de bağış yapılabilecek.
Amacımız; yevmiyle geçimini sürdüren kesimler başta olmak üzere alınan tedbirlerden dolayı mağdur olan dar gelirli vatandaşlarımıza ilave destek sağlamaktır. Her ilimizde ve ilçemizde bulunan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı belirleyip bu yardımları kendilerine sunacağız. Gerekirse muhtarlıklarımızı da devreye alarak kampanyada toplanan paraların en doğru şekilde yerine ulaşmasını temin edeceğiz.
Kampanyayı şahsım olarak yedi aylık maaşımı bağışlayarak açıyorum. Biraz önceki toplantımızda bakan arkadaşlarımızdan kimi üçer, kimi altışar aylık maaşlarını kampanyaya bağışlama kararı aldılar. Tabii bazı bakanlarımız çok daha yüksek bağış rakamları da ifade ettiler. Toplamda bakanlarımız ve Kabineye eşlik eden arkadaşlarımız 5 milyon 200 bin liralık bir bağışta bulunmuş oldular. Meclisteki tüm milletvekillerimizi, AK Parti başta olmak üzere tüm partilerimizin teşkilatlarını, tüm belediye başkanlarımızı, bürokratlarımızı kampanyaya katılmaya davet ediyoruz.
Ve bu süreç içerisinde en büyük katkıyı da iş adamlarımızdan, hayırseverlerden bekliyoruz. Zekâtlarını Ramazan ayında dağıtmayı düşünen vatandaşlarımız da Ramazan ayını beklemeye gerek yok, bu kampanyaya şimdiden katılarak hayır yarışında yerlerini alabilirler.
Kampanyamıza yapılan yardımların şimdiden Hakk katında kabul olmasını diliyorum. Bugün itibarıyla bu kampanya için 11 milyon dolar hayırseverlerimizden gelen destek var, bunu da özellikle bildiriyorum ve kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum.
İnşallah yaşadığımız sıkıntılı günleri geride bıraktığımızda hatırlayacağımız en güzel şeylerden biri de işte bu birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma fotoğrafımız olacaktır. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hepinize sevgilerimi, saygılarım sunuyorum; kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.