“Türkiye’yi, ahlak ve vicdan dışı yeni oyunlarla rotasından çıkarmaya çalışanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023’ü, milletimiz için yeni bir zaferin miladı hâline dönüştürmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Dışarıdaki ve içerideki bozguncuların senaryoları birer birer deşifre oluyor. Vesayetle, terörle, kaosla, darbeyle, nice tuzakla durduramadıkları Türkiye’yi, ahlak ve vicdan dışı yeni oyunlarla rotasından çıkarmaya çalışanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu Açılış Töreni’ne katıldı. Ankara-Niğde Otoyolu Haymana Gişeleri mevkiinde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun Türkiye’ye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yap-işlet-devret modeliyle ülkeye kazandırılan ve toplam uzunluğu 330 kilometre olan yolun bugün bir ve üçüncü kesimlerini hizmete aldıklarını söyleyerek yolun ikinci kesiminin de yıl bitmeden trafiğe açılacağını bildirdi.
Marmara-Karadeniz ve Akdeniz bölgelerini birbirine bağlayan bu güzergâhın, Avrupa-Kafkasya-Asya transit koridorunun da önemli bir parçası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Edirne’den otoyolu kullanmaya başlayan bir aracın bu yolun tamamen hizmete açılmasıyla hiç şehir içine girmeden Şanlıurfa’ya kadar gidebileceğini ifade etti. İstanbul üzerinden de İzmir ve Aydın’a kadar otoyolu kullanarak gitmenin mümkün olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihalesi geçen aylarda yapılan kesimin bitmesiyle bu güzergâhın önce Denizli’ye daha sonra Antalya’ya kadar uzanacağını bildirdi.
Marmara Denizi’ni çepeçevre saran otoyolun ve Çanakkale Köprüsü’nün tamamlanmasıyla ülkenin en yoğun insan ve araç trafiğinin yaşandığı bölgelerin ulaşım sorununun tamamen çözüleceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu’nun işte bu büyük ağın en kritik parçalarından biri olduğunu kaydetti.
Hizmete açılan bu projeyle trafik akışının hızlı, konforlu, güvenli şekilde sağlanması yanında pek çok ekonomik fayda da görüleceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut yolda, 317 kilometreyi dört saat 14 dakikada kateden bir sürücü, otoyolu kullandığında 275 kilometre giderek iki saat 22 dakikada aynı noktaya ulaşabilecektir. Hesaplamalara göre yılda bu otoyol sayesinde ülkemizin vakitten 885 milyon lira, akaryakıttan 743 milyon lira olmak üzere toplamda 1 milyar 628 milyon lira kazancı olacaktır. Kazaların azalmasıyla can ve mal güvenliğinin artması bir diğer önemli faydadır. Tuz Gölü, Derinkuyu, Göreme, Kapadokya gibi önemli turizm merkezlerimize erişimin kolaylaşması bu alanda da ülkemize ciddi katkılar sağlayacaktır. Güzergâh boyunca dikilecek 6,5 milyon bitki ve 1,1 milyon metrekare çimlendirmeyle bozkır ikliminin hâkim olduğu bu bölgenin çehresi de değişecektir. Yoğun bir şekilde inşallah ağaçlandırma, çimlendirme bunları da yapmamız lazım.”
“KALKINMANIN VE GELİŞMENİN TEMEL ALT YAPILARINDAN BİRİ DE ULAŞIMDIR”
Döşenen fiber iletişim ağı, sensörler, kameralar, veri ve kontrol merkezi vasıtasıyla akıllı yol olarak tasarlanmasının, Ankara-Niğde Otoyolu’nun bir diğer özelliğini teşkil ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskiden tamamen insan gücüyle yapılan pek çok işlem, bu yolda akıllı ulaşım sistemi tarafından gerçekleştirilecektir. Trafik yoğunluğundan buzlanmaya, bakım onarım ihtiyacından ileride akıllı araçların kullanımına imkân sağlayacak altyapısına kadar pek çok özelliğiyle bu projeyle geleceğin yolunu inşa ettik” bilgisini verdi.
Yatırım tutarı, işletme süresi ve garanti ücret mukayesesi yapıldığında otoyolun devlet açısından da oldukça karlı bir yatırım olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolun ülkeye kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumları, yüklenici firmaları, mühendisinden işçisine herkesi tebrik etti.
Kalkınmanın ve gelişmenin temel alt yapılarından birinin de ulaşım olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan ve yük taşımacılığının güvenli, hızlı, ekonomik şekilde yapılamadığı bir ülkede kalkınmayı gerçekleştirebilmek de vatan sathına yaymak da mümkün değildir. Bunun için ulaşımda ‘gitmediğin, gidemediğin yer senin değildir’ anlayışıyla en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar ülkemizin her karışını erişilebilir kılmak amacıyla yola çıktık” diye konuştu.
“DENİZ YOLUNDA DA İNŞA HÂLİNDEKİ DEV LİMANLARIMIZLA ÜLKEMİZİN ÖNÜNDE YEPYENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATIYORUZ”
Özellikle kara yolu, hava yolu, demir yolu taşımacılığında ülkeye âdeta çağ atlattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deniz yolunda da inşa hâlindeki dev limanlarımızla ülkemizin önünde yepyeni bir dönemi başlatıyoruz” dedi.
Bugünkü açılışla ülkeye son 18 yılda kazandırdıkları yeni otoyol mesafesinin bin 581 kilometreyi bulduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece daha önceden devraldıkları, bin 714 kilometrelik otoyolla ülkenin toplam otoyol uzunluğunun 3 bin 295 kilometreye ulaştığını bildirdi. Bölünmüş yollarda çok daha parlak bir fotoğraf ortaya çıkardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölünmüş yol uzunluğumuzu göreve geldiğimizde 6 bin 100 kilometreyle aldık. Yani 79 senede 6 bin 100 kilometre. Biz buna 21 bin 400 kilometre ilave ettik. Toplam 27 bin 500 kilometreye yükselttik. Nereden nereye? Ülkemizin toplam yol ağı da 68 bin 429 kilometreyi buluyor. Son 18 yılda inşa ettiğimiz 361 kilometre uzunluğundaki 3 bin 261 köprüyle ulaşımın daha sağlıklı ve ekonomik olmasını temin ettik. Aynı şekilde bu dönemde uzunluğu 483 kilometreyi bulan 315 tüneli hizmete alarak zor coğrafyalarda ulaşımın hızlı ve güvenli şekilde işlemesini sağladık. Sadece şu son koronavirüs salgını döneminde açtığımız ve inşasını sürdürdüğümüz projeler dahi ülkemize ulaşım alanında kazandırdığımız hizmetleri göstermeye yeterlidir. Son altı ayda Kuzey Marmara Otoyolu’nun Kınalı-Çatalca arasını 9 Martta, Trabzon şehir geçişi Kanuni Bulvarı yolunun önemli kesimini 22 Nisanda, Çanakkale Köprüsü kulelerini 16 Mayısta, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’nin bağlantı yollarını 20 Mayısta, Botan çayı beğendik köpürsünü 11 Temmuzda, Amasya çevre yolunu 25 Temmuzda hizmete açtık. Durmak yok, yola devam. Koronavirüs filan engellemiyor, devam edeceğiz.”
“BİZİM İŞİMİZ ESER SİYASETİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında terör örgütünün engellemek için yapmadığını bırakmadığı Cudi Dağı tünellerinin inşasının tamamlandığını, aynı şekilde terör örgütünün yapımına engel olmaya çalıştığı Ilısu Barajı’nı da bitirdiklerini anımsattı.
Son iki yılda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de Ovit Tüneli’ni, Gümüşhane Çevre Yolu’nu, Trabzon Kaşüstü Kavşağı alt geçidini, 2019’da Ordu Çevre Yolu’nu, İstanbul-İzmir Otoyolu’nu, Derevenk Viyadüğü’nü, Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgesi köprülü kavşağı ve bağlantı yollarını, Kayseri Boğazköprü ve bağlantı yolunu, Konya Çevre Yolu’nu, Çorlu Çevre Yolu’nu, Menemen-Aliağa-Çandarlı otoyolunu hizmete açtıklarını anlattı. Ayrıca yeni projeleri de yakından takip ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1915 Çanakkale Köprüsü’nün her aşamasında bizzat orada bulunduk. Hedefimiz 2022’nin 18 Mart’ında bu köprüyü hizmete açmaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi belediyelerin başlattığı ancak akim bıraktığı bazı projeleri de Bakanlıklar aracılığıyla devam ettirdiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan biri de Adana için sembol olan bir eser olacağına inandığım Seyhan Barajı’nın hemen yanı başındaki köprüdür. Fiziki gerçekleşmesi yüzde 47 seviyesinde olan bu köprünün kalan kısımlarını 530 milyon lira maliyetle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tamamlayacaktır. Ayrıca köprü giriş ve çıkışlarındaki kavşaklar da yine Bakanlığımızca inşa edilecektir. İnşasına ‘Devlet Bahçeli Köprüsü’ adıyla başlanan bu eserin adını Sayın Bahçeli’nin talebiyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak belirledik ve bu şekilde de inşallah bitireceğiz. Görüldüğü gibi durmak yok, yola devam. Bu anlayışla çalışmaları sürdürüyoruz. Hep söylediğimiz gibi bizim siyasetimiz hizmet siyasetidir, bizim işimiz eser siyasetidir, bizim işimiz şu gök kubbede hoş bir sada bırakma siyasetidir.”
“TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA HEM KALKINDIRDIK HEM SİYASİ VE EKONOMİK OLARAK GÜÇLENDİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden beri her anlarının hizmetle geçtiğini, İstanbul’daki başarılarının ardından da milletin kendilerine ülkenin yönetimini tevcih ettiğini ifade ederek şunları kaydetti: “Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak sorumluluk üstlendiğim 18 yıldır Türkiye’yi her alanda hem kalkındırdık hem siyasi ve ekonomik olarak güçlendirdik. Bugün her alanda başı dik bir Türkiye varsa bunu 18 yıldaki başarılarımıza borçluyuz. Eskilerin ‘düt demeye dudak gerek’ diye bir sözü var. Türkiye’nin özellikle son yedi yılda maruz kaldığı bunca iç ve dış fırtınadan sağ salim çıkması daha da önemlisi bölgesel ve küresel bir güç hâline gelmesi demokraside ve ekonomide ülkemizi getirdiğimiz seviye sayesindedir. Türkiye’nin boynundaki siyasi boyundurukları kırıp attık. Türkiye’nin ayaklarına takılan ekonomik prangaları parçalayıp bir kenara fırlattık. Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alan korkuları çiğneyip geçtik. Kendine güvenen, kendine inanan, potansiyelini ve gücünü kendi hedefleri, çıkarları, planları doğrultusunda kullanan bir ülke inşa ettik. Bir Türkiye inşa ettik. Kimsenin parmak sallayarak konuşamayacağı, kimsenin had bildirmeye teşebbüs edemeyeceği, kimsenin üzerinde pervasızca operasyonlar yürütemeyeceği bir Türkiye kurduk.”
Türkiye’nin savunma sanayinde kendi kendine yeterliliğini her geçen yıl artıran bir ülke olarak kimseye minnet etmeden güvenliğini sağlayacak bir konuma geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Doğu Akdeniz’de, güney sınırlarımızda ve daha pek çok yerde Türkiye’nin ağırlığı bu derece belirgin hissediliyorsa gerisinde sahip olduğumuz siyasi, ekonomik, askerî güç vardır. Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi ve hâlen süren diğer çalışmalarımız enerji alanında ülkemizi birinci lige terfi ettirebilecek zenginliktedir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi olarak “yok hükmünde” kabul edilen bir devletten tüm denklemlerde kritik role sahip bir ülke seviyesine çıkıldığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Pek çok uluslararası platformun aranan, takip edilen, sözüne ve tavrına göre pozisyon alınan ülkesi konumuna yükseldik. Ekonomik olarak üç kuruşluk tuzaklarla yerle yeksan edilen zayıf bir yapıdan ardı adına onlarca saldırıyı göğüsleyerek 2023 hedeflerimize yürümeye devam ettiğimiz bir yere geldik. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar tüm hizmet alanlarında gelişmiş ülkelerin dahi gıptayla takip ettiği bir altyapıya sahibiz. Salgın döneminde pek çok ülkenin sağlık sistemi tüm unsurları ile çökerken biz vatandaşlarımıza en iyi hizmeti ücretsiz olarak verdik. İş vereninden çalışanına, esnaf sanatkârından, garip gurebasına kadar toplumun her kesimini destekleyerek, ekonomik ve sosyal dengelerin güçlü kalmasını sağladık. Velhasıl milletimizin gönlündeki yerimize öyle kuru lafla, mugalatayla, yalanla, iftirayla, içi boş şovlarla değil; yaptığımız hizmetler, inşa ettiğimiz eserler, elde ettiğimiz neticelere sahip olduk. İnşallah aynı anlayışla bu yola devam edeceğiz.”
“EVLATLARIMIZA, 2071 VİZYONLARINI HAYATA GEÇİREBİLECEKLERİ BİR TÜRKİYE BIRAKMAKTA KARARLIYIZ”
Türkiye’nin önündeki ilk seçimlerin 2023’te olduğunu, önlerinde yaklaşık üç yıllık kesintisiz bir hizmet dönemi bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023’ü, milletimiz için yeni bir zaferin miladı hâline dönüştürmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Dışarıdaki ve içerideki bozguncuların senaryoları birer birer deşifre oluyor. Vesayetle, terörle, kaosla, darbeyle, nice tuzakla durduramadıkları Türkiye’yi, ahlak ve vicdan dışı yeni oyunlarla rotasından çıkarmaya çalışanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaktır. Milletimiz işte tüm bu gerçekleri gördüğü için girdiğimiz her mücadelede, başlattığımız her projede hamdolsun yanımızdadır” diye konuştu.
Bugün bu dev projeler arasında yer alan 178 kilometrelik bir otobanın açılışını yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin istiklal ve istikbal kavgası olarak gördüğümüz bu mücadeleyi, Allah’ın izniyle ne pahasına olursa olsun zafere taşıyacağız. Evlatlarımıza, İstanbul’un fethinin 600’üncü yılını ifade eden 2053 ve Malazgirt Zaferi’nin 1000’inci yılı olan 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir Türkiye bırakmakta kararlıyız. Bitirdiğimiz her eseri, başladığımız her projeyi, kazandığımız her başarıyı bu yolda atılmış bir adım olarak görüyoruz. Bugünkü açılışımız da işte bu adımlardan biridir. Bir kez daha Ankara-Niğde Otoyolu’nun ülkemize ve şehirlerimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Altyapısı ve teknolojisiyle, geleceğin otoyolu olarak gördüğü projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen kurumlar ve firmaları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, otoyolu kullanacak vatandaşlara güvenli, konforlu, huzurlu seyahatler diledi. Yüklenici firmaya da bundan sonraki projelerde başarı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına da teşekkür etti.
Yolun her iki yanında da peyzaj çalışmalarının yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlığın bu konuda elinden gelen desteği vereceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Niğde gişelerine bağlantı yapıldı. Bağlantı yapılan yerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ve beraberindeki yetkililer kurdele kesti. Daha sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Ankara-Niğde Otoyolu için hazırlanan anı plaketi takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara-Niğde Otoyolu’nun şu anda burada gayet güzel bir tasarımla güzergâh var, kilometreler var, inşallah bugünün anısına bunu Cumhurbaşkanlığında saklayacağız” dedi.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol medeniyettir, yolumuz açık olsun” diyerek, beraberindekilerle kurdele kesti ve Ankara-Niğde Otoyolu’nun tamamlanan 178 kilometrelik birinci ve üçüncü kesiminin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra makam aracını kendisi kullanarak yolda deneme sürüşü yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Ali ile birlikte yaptığı açıklamada, “Somali ve Etiyopya’nın ülkemize duydukları güven neticesinde, bundan yaklaşık sekiz ay önce başlattığımız Ankara Süreci’nde önemli bir aşamaya geldik. Böylece, birtakım kırgınlıkları ve yanlış anlamaları beraberce aşmak suretiyle, Somali ve Etiyopya arasında barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımını atmış olduk” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali ile görüşmesinin ardından, konuk liderlerle birlikte ortak basın toplantısı düzenleyerek, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Konuklarını ve heyetlerini Türkiye’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali ve Etiyopya’nın Türkiye’ye duydukları güven neticesinde yaklaşık sekiz ay önce başlatılan Ankara Süreci’nde önemli bir aşamaya gelindiğini bildirdi.
“AFRİKA’NIN BU GÜZİDE KÖŞESİNDE BARIŞ VE İSTİKRARIN SAĞLANMASI TEMEL BEKLENTİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece birtakım kırgınlıkları ve yanlış anlamaları beraberce aşmak suretiyle Somali ve Etiyopya arasında barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımını atmış olduk. Ülkelerin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik ilkesel tutumumuzun bir sembolü olarak, Afrika’nın bu güzide köşesinde barış ve istikrarın sağlanması temel beklentimizdir” ifadelerini kullandı.
Mayıs ayından itibaren tarafların rızasıyla dışişleri bakanlarının iki defa Ankara’da, bir kere de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu vesilesiyle Türkevi’nde bir araya geldiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yüz yüze yapılan bu toplantıların yanı sıra birçok kez de telefon irtibatımız oldu. Tüm bu süreç boyunca tarafların hassasiyetlerini, önceliklerini ve beklentilerini dikkatle dinledik. Her iki ülkenin değerli katkılarıyla da bugün mutabık kaldığımız ortak bildiri metnini ortaya çıkardık. Bu ortak bildirileri, geçmişe değil geleceğe odaklanmakta, bizim için çok önem taşıyan bu iki dost ülkenin bundan sonra inşa edecekleri ilkeleri kayda geçirmektedir. Büyük özverilerle bu tarihî uzlaşıya vardıkları için değerli kardeşlerimi gönülden tebrik ediyor, kendilerine yapıcı tutumlarından dolayı teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali ve Etiyopya’nın bulunduğu bölgenin, geçmişte birçok haksızlığa uğramasına ve ciddi çatışmalara sahne olmasına rağmen tarihte parlak dönemler yaşamış ve insanlığa önemli katkılar yapmış bir coğrafya olduğuna işaret etti.
“BÖLGE İNSANININ HUZUR VE REFAHINI ARTTIRACAK PROJELERİ BERABERCE HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Bölge insanının zorlukların üstesinden gelme bilgeliğini hep gösterdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biraz önce mutabık kalınan ortak bildirinin önümüzdeki dönemde karşılıklı saygı temelinde bölgede iş birliği, ekonomik kalkınma ve refah için sağlam temel oluşturacağına inanıyorum. Bu aynı zamanda devlet adamlarının gelecek nesillere karşı görev ve sorumluluğudur. Burada ilan ettiğimiz uzlaşı böylesi bir vizyonun ürünüdür. Bundan sonra atacağımız adımları birlikte kararlaştırıp, bölge insanının huzur ve refahını arttıracak projeleri beraberce hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Somali Cumhurbaşkanı Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Ahmed’e teşekkürlerini sunan Erdoğan, şunları kaydetti: “Özelikle Etiyopya’nın denize açılma talepleri doğrultusunda inşallah bugünkü yaptığımız ilk toplantıdan sonra bunun devamını da yapıp, denize açılma konusunda Şeyh Mahmud kardeşimin de gereken ilgi, alaka ile desteği vereceğine inanıyorum. Bu dünya hepimize yeter. Burada hep birlikte yerimizi muhakkak inşallah alacağız ve bunun adımlarını da beraber inşallah atacağız.”
Somali Cumhurbaşkanı Mahmud basın toplantısında yaptığı açıklamada; ülkesi ile Etiyopya arasındaki anlaşmazlığın çözülmesi konusunda sunduğu gayretler için Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek, “Bir açıdan bu bir son çünkü bizim anlaşmazlıklarımıza bir son getiriyor. Son zamanlarda Etiyopya ve Somali iki komşu ülke” dedi.
İki ülkenin de ortak çıkarlara sahip olduğunu vurgulayan Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, “Türkiye’nin gayretlerine müteşekkiriz. Somali, Etiyopya’nın gerçek dostu olacaktır, gelecekte ve önümüzdeki yıllarda da. Bu ilişkinin halklarımız için faydası olmalı. Bölgemize barış ve istikrar bizim için ve halklarımız için ilk öncelik” diye konuştu.
ETİYOPYA BAŞBAKANI AHMED: “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, İNİSİYATİF ALARAK GÖRÜŞMELERİ BAŞLATTI”
Etiyopya Başbakanı Ahmed de konuşmasında, Afrika Boynuzu bölgesinde barış ve istikrarın sağlanması için gösterdiği gayretlerden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, hükûmetine ve Türkiye halkına teşekkürlerini sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, inisiyatif alarak Etiyopya ve Somali arasındaki uzlaşma görüşmelerini başlattığını belirten Etiyopya Başbakanı Ahmed, tarafların geçmişte dışişleri bakanları düzeyinde görüşmeler yaptığını hatırlattı.
Etiyopya Başbakanı Ahmed, “Bu çabalar bugünkü toplantıya bizi getirdi ve liderler düzeyinde bu toplantıyı gerçekleştirdik” ifadesini kullanarak, geçen yıllar içinde taraflar arasında oluşan yanlış anlaşılmaları ele aldıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısının ardından araçlarına kadar eşlik ettiği Mahmud ve Ahmed’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden uğurladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kolaylaştırıcılığıyla Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti ve Somali Federal Cumhuriyeti’nin Ankara Bildirisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında bu sabah Isparta Keçiborlu’da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
“TÜRKİYE, ÖZ GÜVENLİ, KARARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”
Türkiye Yüzyılı’nı içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık: ‘Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın ruz-i mahşerde Hakk’ın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir, Allah ondan razı olsun, cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır.
Bugüne kadar halka hizmet Hakk’a hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla, iyi hesaplanan stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye’yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, öz güvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasisiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz, bugün dünden daha özgürüz, bugün dünden daha itibarlıyız, bugün dünden daha öz güvenliyiz.
İnşallah, yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzluklara inat umuda tutunmaya, umudu büyütme devam edeceğiz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükûtu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım: 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımız artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor, yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor.
Allah’ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlım tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum.
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği Din Şûralarının 7’ncisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. ‘Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri’ başlığıyla gerçekleştirilen şûranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri’ni takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.
28 Kasım’da Umman’dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmî ziyareti gerçekleştiren Umman Sultan Heysem bin Tarık’ı Türkiye’de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihî ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman’ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz.
Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım’da artık kendi alanında bir marka hâline gelen TRT World Forum’unun 8’incisine iştirak ettik.
‘Küresel Ticaret Burada’ temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD EXPO Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye’nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum.
“DEPREM BÖLGEMİZİ ESKİSİNDEN DAHA DAYANAKLI BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş’taydık. Maraş’ta hem partimizin il kongresini yaptık hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407, Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.
Bir depremzedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanaklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı değerli dostum Jakov Milatoviç’i ülkemizde ağırladık. Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükûmetlerimizin engeli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dâhil, kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü Yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükûmeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yâd ediyoruz.
7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Millî Mücadele’mizin meşale şehirlerinden olan Antep, bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda âdeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8’inci Olağan İl Kongresi’ni her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahinbey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum.
“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI SAVUNDUK”
Bölgemiz ancak demokrasi ve bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken; 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir.
Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca ‘Türkiye karşıtı’ tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. ‘Zulüm ile abad olunamayacağı’ hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.
Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten, Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik, ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.
“KALBİMİZİN BİR YARISI GAZİANTEP, HATAY İSE DİĞER YARISI HALEP’TİR, ŞAM’DIR”
Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum; Suriye halkı, bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir, ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.
“TÜRKİYE, ZOR BİR DÖNEMDE ZOR BİR İMTİHANI ALNININ AKIYLA VERMEYİ BAŞARMIŞTIR”
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum: yüksünerek, şikâyet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik.
Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar ‘İktidar olur olmaz sizi kovacağız.’ derken biz tam aksine biz ensarız, onlar muhacirdir demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke Allah’a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye, zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
“SURİYE İSTİKRARA KAVUŞTUKÇA GÖNÜLLÜ, GÜVENLİ, ONURLU VE DÜZENLİ GERİ DÖNÜŞLER DE ARTACAKTIR”
Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis’te üç, beş koltuk kapabilmek uğuruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.
Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyette kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgârının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır.
Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki, artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmalarını önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler, yoksa partilerini trajik komik duruma düşürmeye devam ederler.
“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR”
Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır.
Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dinî, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hıristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır.
“TÜRKİYE SINIRLARININ ÖTESİNDE YENİ TERÖR ÇIBANBAŞLARININ ORTAYA ÇIKMASINA GÖZ YUMMAYACAKTIR”
Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse, kurtta o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum: Aziz Suriyeli kardeşlerim; Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep ‘Allah büyüktür’ dediniz; ‘O Rahman ve Rahim olandır’ dediniz; ‘O âlemlerin Rabbi’dir’ dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız.
Kardeşlerim; unutmayın men sabera zafera, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum, zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah, kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.
Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.
“EĞİTİMİN ALTYAPISINA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN EĞİTİMİN KALİTESİNE OLUMLU YANSIDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Bugünkü kabine toplantımızda Suriye’deki güncel gelişmelerin yanı sıra, enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır.
“SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik, şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı’nı hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmak modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
Bir diğer güzel haberimiz; Tip 1 Diyabet hastalığıyla mücadelede eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki Tip 1 Diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.