“Artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen, sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi açılışında yaptığı konuşmada, “Kurduğumuz güçlü sağlık altyapısı sayesinde, gelişmiş ülkeler dâhil pek çok yerde adeta ayyuka çıkan tıkanıklıkların önüne geçilmiştir. Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen, sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi açılışına katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.
Hastanenin inşasında emeği geçenleri tebrik eden ve hastanede hizmet verecek sağlık personeline başarı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göztepe’de hizmete açılan bu hastaneye ismi verilen Prof. Dr. Süleyman Yalçın’ı rahmetle yâd ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. Süleyman Yalçın’ın hem tıp alanında çok önemli bir bilim insanı ve ülkenin fikir hayatına değerli katkılar sağlamış bir dava adamı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Hocamız 1950’li yıllardan hayatının son dönemine kadar ülkesi, milleti, davası için çalışmış, fikri yazılar yazmış, konferanslar vermiş, sivil toplum kuruluşlarında görevler üstlenmiştir. Hocamızın düşüncelerinden feyz alarak hayata atılan on binlerce gencimiz, bu ülkeye çok büyük hizmetler yapmıştır. Türkiye’yi, milletimizin değerlerini tahrip ederek, tarihiyle bağlarını kopararak, kültürünü bozarak yıkmaya çalışanlara karşı verdiği mücadele, hocamızın gönüllerde daima yaşamasını sağlayacaktır. Dört sene önce son yolculuğuna uğurladığımız hocamıza vefamızı ismini böyle bir eserde yaşatarak göstermeye çalıştık.”
“TÜRKİYE’NİN SAĞLIKTA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ATILIMLARIN ANLAMI SALGIN DÖNEMİNDE ÇOK DAHA İYİ ANLAŞILDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık yatırımlarından bahsederek, “Türkiye’nin diğer alanlarla birlikte sağlıkta gerçekleştirdiği atılımların anlamı Koronavirüs salgını döneminde çok daha iyi anlaşılmıştır. Aynı şekilde ülkemizdeki kimi kesimlerin yere göğe sığdıramadıkları bazı devletlerin bu konuda ne kadar sıkıntılı oldukları salgın vesilesiyle ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Maddi zenginliğin, sosyal adalet ve eşitliği temin etmeye yetmediğinin bu süreçte çok acı bir şekilde görüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye salgını 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, 4 binin üzerinde tedavi kurumu, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusuyla karşılamıştır. Bunların üzerine ilave olarak salgın döneminde de çok sayıda sağlık kurumunu faaliyete geçirdik. Bu eserler arasında İstanbul’un her iki yakasında her biri 1006’şar yataklı Prof. Dr. Murat Dilmener ve Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastaneleri, yatak kapasitesi 2 bin 682 olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 535 olan Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi, hizmete giren ilk etabının yatak kapasitesi 1105 olan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 600 olan Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Hastanesi, hizmete giren ilk etabının yatak kapasitesi 838 olan, toplamda ise 1250 yatağa sahip Konya Şehir Hastanesi, yatak kapasitesi 1300 olan Erzurum Şehir Hastanesi, restore ederek yeniden hizmete sunduğumuz Sultan Abdülhamid’in yadigârı Hadımköy Dr. Niyazi Kurtulmuş Hastanesi de bulunuyor. Bugün hizmete açtığımız 758 yatak kapasiteli Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi ile ülke genelinde 16 şehir hastanesini faaliyete almış bulunuyoruz. Hastanemizin inşa edilecek ikinci kısmı da 352 yatak kapasitesiyle hizmet verecektir.”
Depreme karşı özel olarak inşa edilen bu hastanelerin tamamının da ülkenin gelecekte karşılaşabileceği her türlü tehlikede dimdik ayakta kalacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların yanında çeşitli il ve ilçelerimizde daha pek çok sağlık kurumu milletimize hizmet vermek üzere devreye alınmıştır” şeklinde konuştu.
“Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle vatandaşları “TMM” olarak ifade edilen “temizlik”, “maske” ve “mesafe” kurallarına daha titiz bir şekilde uymaya davet etti.
“BU HASTALIKTAN KORUNMANIN ÇARESİ BULUNANA KADAR HER VATANDAŞIMIZ KENDİ TEDBİRİNİ KENDİSİ UYGULAMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maalesef virüsün yayılmasının önüne geçmek için bilimin henüz kesin bir çare üretemediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşı çalışmalarından en kısa sürede somut bir netice alınmasını temenni ediyoruz. Gerek Bakanımız gerek bu alandaki ilgili hocalarımız, arkadaşlarımız sürekli söylemelerine rağmen, şahsım sürekli söylememize rağmen maalesef her yerde, Türkiye’nin dört bir yanında bu tavsiyelere uyulmuyor. Düğünlerde ‘dikkat’ diyoruz, maalesef uyulmuyor. ‘Mesafe’ diyoruz, uyulmuyor. ‘Maske’ diyoruz, uyulmuyor. Değerli kardeşlerim biz vatandaşımızı hassasiyetle uyarmak ve onların sağlığından endişeli olduğumuzu hatırlatmak zorundayız. Eğer bunu yapmazsak işte görüyorsunuz çok değerli insanlarımızı, hocalarımız bu süreçte kaybettik. Birçok dostlarımızı kaybettik. Bu hastalıktan korunmanın çaresi bulunana kadar her vatandaşımız kendi tedbirini kendisi uygulayacaktır.”
“MİLLETİMİZİN HER BİR FERDİNİ, TEDBİRLERE UYARAK SALGIN TEHDİDİNİ BİR AN ÖNCE ORTADAN KALDIRMA SEFERBERLİĞİNE DAVET EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu olarak bulunulan yerlerde ve etkinliklerde mutlaka Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarının belirlediği kurallara uygun hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Kapalı alanlarda maalesef cayır cayır sigara içilmeye devam ediliyor. İnsanımız adeta kendisinin katili. Bunu söylediğimiz zaman vatandaşımızın ağrına gidiyor. Biz halkımızı seviyoruz ve onların sağlığını çok ama çok önemsiyoruz. Buna lütfen dikkat edin. Maskesiz dolaşmayalım, diyoruz. Aksi takdirde hem kendimiz hem sevdiklerimiz için sonu ölüme kadar varan bir tehdidin kapısını açmış oluruz. Türkiye’nin bu süreci en az hasarla atlatması, sağlığımızı koruma yanında hedeflerimize ulaşmamız bakımından da önemlidir. Ülkemizin denizi geçip derede boğulmaması için hep birlikte salgın musibetinin üstesinden gelmeliyiz. Bunu hep birlikte başarmalıyız.”
Sağlık memurlarının, hemşirelerin, herkesin canı pahasına gece gündüz demeden çalıştığını ancak onların bu gayretlerine vatandaşların da uyması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere fedakârca görev yapan insanlarımızın hakkını ancak sorumlu davranarak ödeyebiliriz. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için milletimizin her bir ferdini, tedbirlere uyarak salgın tehdidini bir an önce ortadan kaldırma seferberliğine özellikle davet ediyorum. Bu seferberlik en az içeride ve dışarıda verdiğimiz diğer mücadeleler kadar önemlidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada uzun süredir hâkim olan siyasi ve ekonomik statükonun tüm yönleriyle çatırdamakta olduğunu belirterek, tüm ülkeler ve toplumlar için yeni bir dönemin ayak seslerinin giderek daha yüksek şekilde duyulduğunu anlattı. Türkiye olarak bu yeni dönemde ülkeyi hak ettiği yere çıkarmakta kararlı olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, savunmadan sosyal desteklere kadar her alanda ülkeye kazandırdıklarının yeni dönemin altyapısı olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ankara-Niğde arası 178 kilometrelik otoyolun açılışını yaptıklarını hatırlatarak, durmadan devam ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları başaracağız, çünkü bu millet en güzeline layık. İnşallah bu güçlü altyapı üzerinde önce 2023 hedeflerimize ulaşacak, ardından yeni nesillere 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir Türkiye bırakacağız” dedi.
“DEVLETİMİZİN HER ALANDA HEDEFLERİMİZE VE HAYALLERİMİZE UYGUN GÜCE KAVUŞMASI İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte siyasi istikrarsızlar, toplumsal huzursuzluklar, iç ve dış nice sinsi saldırılar sebebiyle vaktini ve enerjisini heba eden Türkiye’nin bir daha aynı tuzağa düşmesine izin vermeyeceklerini belirterek, şunları kaydetti: “Milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini korumak suretiyle güçlendirilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeyi sürdüreceğiz. Devletimizin her alanda hedeflerimize ve hayallerimize uygun güce kavuşması için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Kendi vatandaşlarıyla birlikte tüm dostlarının ve kardeşlerinin de ümidi hâline dönüşen bu ülkenin siyasi, ekonomik, askerî her alanda daha da büyümesi ve güçlenmesi için daha çok gayret göstereceğiz. Ülkemize karşı husumetlerini maalesef kamuoyu önünde dahi ifade etmekten çekinmeyenlerin ifşa ettikleri darbe, siyasi entrika senaryolarını birer birer yırtıp çöpe atacağız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle ülkemizi getirdiğimiz seviyenin de üstüne çıkartıp dünyanın en büyük 10 devletinden biri hâline dönüştürmekte kararlıyız.”
“TÜRKİYE, ADİL OLMASI ŞARTIYLA HER TÜRLÜ PAYLAŞIMA HAZIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maruz kalınan her saldırının, karşılaşılan her krizin Türkiye’nin üretimde, ticarette, teknolojide, ihracatta, savunma sanayisinde, temel hizmet alanlarında geldiği yerin manasını daha iyi anlattığını söyledi. Artık kendine güvenen, potansiyelini bilen, karşısındakilerin gerçek gücünü ve hareket alanını gören, arkasındaki desteği fiili neticelere dönüştürebilen bir Türkiye olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii bu hakikatleri karşımızdakiler de gayet iyi görüyor. Ülkemize karşı kurulan akıl almaz ittifakların ve sergilenen hak, hukuk, tahammül tanımaz davranışların gerisinde bunun verdiği telaş ve korku bulunuyor. Hâlbuki biz her platformda, her görüşmede, her mesajımızda Türkiye’nin, adil olması şartıyla her türlü paylaşıma hazır olduğunu ifade ediyoruz. Bu sözümüzde samimiyiz. Sorun karşımızdakilerin bizim haklarımızı yok sayması. Kendilerini bizim üstümüzde konumlandırmaya çalışmasıdır. Ama bunun böyle olmadığını, Türkiye’nin kendisine dayatılan ahlaksız haritaları ve belgeleri yırtıp atacak siyasi, ekonomik ve askerî güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin ve diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle anlayacaklar. Mücadeleyi ve onun sonundaki muhtemel şehadeti en büyük paye olarak gören bir milletin karşısında durabilecek hiçbir gücün olmadığını fark ettiklerinde umarız iş işten geçmiş olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Milleti’nin her türlü saldırı, her türlü bedel konusunda adeta şerbetlenmiş bir millet olduğunu belirterek, “İçinden geçtiğimiz sürecin sonunda olabilecekleri asıl bunca zamandır sahte bir refah ve demokrasi sırça köşkünde yaşayanlar düşünsün. Türkiye ve Türk Milleti olarak biz her ihtimale ve her sonuca hazırlıklıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nin ülkeye, millete ve vatana hayırlı olmasını dileyerek, hastanenin İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik etti.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı olarak hastanenin çocuk cerrahisi kliniğine bağlandı ve yetkililerden hastane hakkında bilgi aldı. Klinikte tedavi gören 8 yaşındaki Atlas Çakır’a şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı ikinci canlı bağlantıda 10 yaşındaki Ünal Çalışkan’ın tedavi gördüğü yatan hasta servisindeki Prof. Dr. Oğuz Şükrü Poyanlı, Prof. Dr. Korhan Özkan, Doç. Dr. Mehmet Fatih Korkmaz’dan hastaneye, burada yürüttükleri operasyon ve eğitimlere ilişkin bilgi aldı. Daha sonra hasta Ünal Çalışkan ile sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer canlı bağlantıda Üroloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Asıf Yıldırım ve Genel Cerrahi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Orhan Alimoğlu’ndan bilgi aldı.
Konuşmasının ardından kurdele keserek hastanenin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanede görev yapan sağlık personeli ile günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdi ve programın devamında hastanenin bölümlerini ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye, ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil, önünü açan, aydınlatan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin ölüm kusan silahlarına meydan okuyan bu necip millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. Dönem 2. Yasama Yılı’nın, milletvekillerimizle birlikte ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sözlerimin hemen başında 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde iradelerini sandığa özgürce yansıtarak demokrasimizin gücüne güç katan tüm vatandaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, millî iradenin temsilcisi olarak Meclis’teki yerlerini alan 28. Dönem Milletvekillerimizi bir kez daha tebrik ediyorum.
Meclisimizin faaliyete geçtiği 23 Nisan 1920’den günümüze kadar, bu yüce çatı altında ülkemize hizmet eden milletvekillerimizin her birine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Meclisimizde görev yapmış milletvekillerimizden vefat edenlere Mevla’dan rahmet niyaz ediyorum.
Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı, millî iradenin özellikle ilk kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle anıyorum. Hangi ünvanla olursa olsun, Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi için emek veren, ter döken herkese, milletim adına teşekkür ediyorum.
Vatan topraklarının müdafaası, milletimizin birliği, ülkemizin bütünlüğü, devletimizin bekası uğrunda bin yıldır canları pahasına mücadele eden şehitlerimizi ve gazilerimizi tazimle yâd ediyorum. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekânlarını cennet eylesin.
“MECLİSİMİZİN HER AÇILIŞINDA, 103 YIL ÖNCEKİ HEYECANI TEKRAR YAŞIYORUZ”
Meclisimizin her açılışında, 103 yıl önceki heyecanı tekrar yaşıyoruz. Yeni yasama yılında; teklifleriyle, muvafık-muhalif görüşleriyle, temsilcisi oldukları milletle olan yakın irtibatlarıyla, millî iradenin üstünlüğü ilkesine bağlılıklarıyla bu çatı altında ülkemize, milletimize, şehirlerimize hizmet edecek, katkı verecek tüm milletvekillerimize başarılar diliyorum. Sizlerden millî ülkümüz olan Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır fikri ve fiili eserler bekliyoruz.
Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmimiz de o kadar güçlü olacaktır. Bunun için, topyekûn millet ve onun temsilcileri olarak, farklılıklarımızı zenginlik hâline dönüştürerek, ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız.
“YENİ VE SİVİL BİR ANAYASAYA KAVUŞMALIYIZ”
Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin kalkınma ve demokrasi altyapısının eksiklerini tamamlayarak, bu doğrultuda atılacak daha büyük adımların zeminini hazırladık. Hamdolsun artık Meclis’in kapısına kilit vurulduğu, milletvekillerinin istiskale maruz bırakıldığı, Başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği, vesayetin millî iradeyi hiçe saydığı dönemler geride kalmıştır. Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz Destanı, bu bakımdan bir dönüm noktasıdır.
İki asırlık yönetim sistemi arayışlarımızın zirvesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçişin, tarihimizde ilk defa siyasetin, Meclis’in ve milletin ortak kararıyla gerçekleşmesi de aştığımız bir diğer önemli eşiktir.
Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi, Cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır.
Genel Kurul salonumuzdaki Başkanlık kürsüsünün hemen arkasında yazan ‘Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’ ilkesinin hakkını, ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye’yi, 12 Eylül darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur.
41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeğe ekonomiden diplomasiye, adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vesilelerle şahit oluyoruz.
“SÖZÜ VE TEKLİFİ OLAN HERKESİ YENİ ANAYASA ÇAĞRIMIZA KATILMAYA DAVET EDİYORUZ”
Her anayasanın ayrı bir hikâyesi vardır. Türkiye; 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasalarıyla, dönemlerinin olağanüstü şartları içinde tanıştı. Bugün ülkemizin şartlarının, ilk defa demokratik sistemin kendi tabii işleyişi içinde bir anayasayı hazırlamaya ve milletin takdirine sunmaya uygun olduğuna inanıyoruz. Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesi, anayasa meselesinde, 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan kötü geleneği tamamen sona erdirmeye fazlasıyla yeterlidir.
Elbette anayasanın başarısı, her siyasi partinin, her toplumsal kesimin, her bireyin kendini içinde bulacağı ve ‘benim’ diyerek sahipleneceği kapsayıcı bir metin olmasıyla orantılıdır.
Devletin ve milletin ortak geçmişini ve ortak geleceğini kuşatmayan bir anayasa ülkeye fayda getirmez.
Cumhurbaşkanı olarak şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak; grubu olsun olmasın tüm partileri, tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi, yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağırımıza katılmaya davet ediyoruz. Darbecilerin direktifi olarak değil, gerçekten millî, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen herkes bu çağrının muhatabıdır.
Anayasa metninin kısa veya uzun olacağı, hangi konuları içerip hangilerini alt düzenlemelere bırakacağı, milletin her bir ferdinin ortak manifestosu niteliğini nasıl taşıyacağı, bütün bunların tamamını hep birlikte konuşup, tartışıp, kararlaştırabiliriz.
Yeter ki meseleye, ülkenin ve milletin temel değerlerine, kırmızı çizgilerine, Türkiye Yüzyılı hedefimize uygun şekilde hüsnü niyetle ve uzlaşmaya açık şekilde yaklaşabilelim. Bunu başardığımızda diğer tüm konuların üstesinden geleceğimizden asla şüphe duymuyorum.
Türkiye, milletimizin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye, ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil, önünü açan, aydınlatan, ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin ölüm kusan silahlarına meydan okuyan bu necip millet, demokrasi mücadelesini sivil anayasayla taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor. Biz de diyoruz ki, bu özlemi daha fazla geciktirmeyelim. Cumhuriyetimizin 100. yılını yeni anayasayla taçlandıralım.
“YAKINDA İNŞASI TAMAMLANAN DEPREM KONUTLARININ HAK SAHİPLERİNE TESLİMİNE BAŞLIYORUZ”
Toplumlar, sadece ortak zaferlerle değil, ortak acılarla da yoğrularak millet olur, devlet olur. Türkiye, 6 Şubat’ta işte böyle bir ortak acıyla güne uyandı. Ülkemizin 11 şehrindeki 14 milyon insanı etkileyen, 50 binin üzerinde can kaybına ve 850 bin bağımsız birimin kullanılamaz hâle gelmesine yol açan bu deprem, yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden biridir.
Dünyada böylesine büyük bir alanda, bu kadar çok insanı etkileyen bir afet karşısında, bu derece hızlı toparlanıp önce arama kurtarma, ardından acil yardım ve barınma hizmeti sağlayabilen başka devlet örneği yoktur. Buna rağmen elbette kimi aksaklıklar, eksiklikler, gecikmeler olmuştur, belki hâlâ da vardır. Ancak milletimizin bu felaket karşısında gösterdiği birlik, beraberlik ve dayanışma asırlar boyunca hayırla yâd edilecek, tüm insanlığa örnek gösterilecektir. Devlet olarak imkânlarımızın tamamını bölgenin en hızlı şekilde ihyasına hasretmiş durumdayız.
Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine teslimine başlıyoruz. Bu yılki ek bütçeyle bölgeye 762 milyar lira tahsis etmiştik, 2024’te bu rakam 1 trilyon lirayı geçecek.
Eylül’ün ilk haftası açıkladığımız Orta Vadeli Program’daki önceliklerimizin başında da deprem bölgesindeki yaraların sarılması yer alıyor. Depremin ülkemize toplam maliyetinin 105 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Böyle bir meblağ, gelişmiş ülkeler dâhil tüm ekonomiler için çok büyük bir yüktür.
“MİLLETİMİZİN CANINI YAKAN HAYAT PAHALILIĞINI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPMAKTA KARARLIYIZ”
Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dâhil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz.
Seçimlerin ardından, hem mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız, bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimiz, ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.
“SON TERÖRİST BERTARAF EDİLENE KADAR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
Ülkemize 40 yıldır çok ağır insani ve ekonomik bedeller ödeten bölücü terör meselesini, sınırlarımız içinde büyük ölçüde çözdük. Terör örgütünün sınırlarımız dışındaki varlığını da ortadan kaldırarak, emperyalistlerin bölge halkının başına musallat ettiği bu belayı, ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan tamamen çıkartmak istiyoruz. Bu çerçevede son yıllarda elde ettiğimiz tarihî, siyasi ve askerî başarıları, yeni kazanımlarla daha da ileriye taşımak için hazırlıklarımızı yapıyoruz. İçeride veya dışarıda son terörist de bertaraf edilene kadar, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Terör örgütünün siyaseti yönlendirmesine ve ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemesine müsaade etmeyeceğiz. Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır. Olaya müdahale esnasında yaralanan polislerimize Allah’tan acil şifalar diliyor, Ankaralı kardeşlerimize geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum.
Güney sınırlarımızın tamamını en az 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle koruma, onun ötesindeki faaliyetleri de mutlak denetim altında tutma stratejimiz bakidir. Atacağımız yeni adımlar sadece hazırlık, zaman ve ortam meselesidir. Bunun için, ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ sözü, kulaklardan hiç eksik olmasın, diyoruz.
“BU ÜLKEDE BİR DAHA ASLA FETÖ YENİDEN DİRİLEMEYECEK”
FETÖ ihanet şebekesinin, bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı ‘yıkılmadık, ayaktayız’ havası, bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Açık ve net konuşuyorum… Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir. Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin verecektir.
Biz Avrupa Birliği’ne verdiğimiz her sözü tuttuk, ama onlar bize verdikleri sözlerin neredeyse hiçbirini yerine getirmediler. Yönetimler değişse de, Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz ve ahde vefa ilkesiyle bağdaşmayan tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı. Kâğıt üzerinde ortaya koydukları ilkeleri, kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. Türkiye olarak, 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği’nden herhangi bir beklentimiz yok.
Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse, kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa; siyasi, sosyal, ekonomik ve askerî olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler. Eğer, artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa, işin o tarafı da kendi bilecekleri bir iştir.
Biz, demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterleri’ni gerekirse Ankara Kriterleri yapar, yine yolumuza devam ederiz. Son 21 yılda hak ve özgürlükler konusunda hayata geçirdiğimiz, ‘sessiz devrim’ olarak nitelenen tüm reformları, birileri istediği için değil, milletimiz en iyisine, en ilerisine layık olduğu için yaptık. Avrupa Birliği’ne rağmen sabırla bugünlere getirdiğimiz tam üyelik sürecimizde yeni dayatmalara, yeni şartlara tahammülümüzün kalmadığını burada tekrar ifade etmek istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı Açılış Toplantısı’na katıldı.
TBMM’ye gelişinde, TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmî törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören kıtasını selamladıktan sonra Genel Kurul Salonu’na geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk. Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Bu yılki ihracat hedefimiz ise 6 milyar doları aşmaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Çiğli Havalimanı’nda düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 2023’ü ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Neşet Ertaş’ın ‘İzmir’ şiirinden mısralar okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Hindistan’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ettikten sonra İzmir’e geldik. İzmirli gençlerimizle kucaklaşmaya geldik. Millî teknolojimizin hamlesi, sembolü TEKNOFEST 2023 vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Her birinize sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivaline hepiniz hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.
Aydınlık yarınların teminatı gençlerle kendilerini buluşturan tüm kurumlara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorları ve iştirakçileri, güvenlik görevlisinden gönüllülere, programın icrasına katkı veren herkesi tebrik etti.
“CUMHURİYETİMİZİN BİR ASIRLIK SERENCAMINI GENÇLERİMİZLE BULUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cumhuriyet’in 100. yılına ulaşmanın heyecanı içinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizin bu dönüm noktasını, anlamına ve önemine uygun bir şekilde kutlamanın gayretindeyiz. Geniş bir alana yayılan, çeşitli etkinliklerle Cumhuriyetimizin bir asırlık serencamını gençlerimizle buluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
TEKNOFEST’in de bunlardan biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “TEKNOFEST coşkusundan, TEKNOFEST’in şu muhteşem atmosferinden mümkün olduğu kadar fazla sayıda gencimizi istifade ettirelim istiyoruz. Bu amaçla tek bir il yerine TEKNOFEST’i üç ilimizde tertipleyelim dedik. 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen TEKNOFEST İstanbul 2 milyon 247 bin ziyaretçiyle kendi rekorunu kırdı. Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerinin siyasi sebeplerle hedef alındığı bir dönemde 2 milyonu aşkın gencimiz TEKNOFEST’e sahip çıktı. Festivalimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Ankara’nın misafiri oldu. TEKNOFEST Ankara’da çoğu genç, 943 bin ziyaretçiyi ağırladık. Tam dört gün boyunca Ankaralı gençlerimiz gerçek manada bir teknoloji şöleni yaşadı. Bugün de TEKNOFEST 2023’ün son durağı olan güzel İzmir’deyiz.”
TEKNOFEST’in şehre, ülkeye, millete bilhassa gençlere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirlilere festivale ev sahipliği yaptıkları için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer tüm illerimiz gibi maşallah İzmirli gençlerimiz de TEKNOFEST’e çok yoğun ilgi gösteriyor. Her yaş grubundan, her kesimden insanımızın Çiğli Hava Üssü’ne gelerek şu gurur tablosuna şahitlik ettiğini memnuniyetle görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA LAYIK BİR ETKİNLİK OLACAĞINA İNANIYORUM”
Teknolojiye meraklı gençlerin mutluluğunu, sevincini, coşkusunu gördükçe ülke adına umutlarının da katlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar 330 bin ziyaretçiyi ağırlayan festivalin her açıdan İzmir’e ve Cumhuriyetimizin 100. yılına layık bir etkinlik olacağına inanıyorum” diye konuştu.
İzmirli gençlerle birlikte çevre şehirlerde yaşayan gençleri de TEKNOFEST İzmir’e davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalini tecrübe etme fırsatını kaçırmayın. Arkadaşlarınızla organize olun. Çocuklarınızın, torunlarınızın elinden tutun. Teknolojiye ilgi duyan tanıdıklarınızı teşvik edin. İmkânı olmayana gerekirse yardım edin, destek olun ama bir yolunu bulup bir fırsat oluşturup Çiğli Hava Üssü’ne gelerek buradaki vizyonu, ufku, gayreti ve başarıyı mutlaka yerinde görün” çağrısı yaptı.
İzmirlileri davet ederken şehrin yeni veya eski milletvekillerini de unutmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İleri teknolojiyi ülkemiz yerine 10 bin kilometre uzakta arayanları da buraya davet ediyoruz. Bitip tükenmeyen koltuk kavgalarına yalnızca bir günlük TEKNOFEST molası vermeleri kendileri adına büyük kazanç olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Bugün burada sadece millî teknoloji hamlesinin hepsi gurur kaynağı olan ürünlerinin görülmediğini, aynı zamanda büyüyen, güçlenen sınırları aşan, özgüven ve iddia sahibi Türkiye’nin yükselişine de şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çiğli Hava Üssü’nde Kızılelma, Akıncı, ANKA, Hürjet, TB2, TB3, Gökbey, Atak’la birlikte mücadele var, gayret var, sabır, azim, cesaret var. Burada zorluklar karşısında yıkılmayan güçlü bir irade var. Burada her türlü engele rağmen başarmaya sevdalı yürekler var. Burada hayallerine giden yolda hiçbir engel tanımayan, işte karşımda görüyorum gençler var. Burada ayağına vurulan asırlık zincirleri parçalayan Türk Milleti var. Burada Türkiye Yüzyılı’nın mahzun ve mazlum gönülleri aydınlatan ışığı var. Merhum Abdurrahim Karakoç ne güzel söylemiş, ‘İzmir’in sağından Van’ın solundan; Erzurum, Edirne, Hatay yolundan; Kapı kapı tekmil, Anadolu’mdan; Bir sabah gelecek kardan aydınlık’ Evet, burada on yıllardır hasretle beklediğimiz kardan aydınlığın muştusu var. Rabb’ime bizlere bu günleri görmeyi nasip ettiği için hamdediyorum.”
“TEKNOFEST GENÇLERİ TÜRKİYE’NİN MÜREFFEH VE PARLAK GELECEĞİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yapamazsınız” diyenlere inat “biz yaparız” diyen, imkânsız görülen nice hayali kısa sürede gerçeğe dönüştüren, bu milletin inandığında ve çalıştığında neleri başarabileceğini gösteren, fikir, yürek ve alın teriyle büyük bir başarı hikâyesi yazan TEKNOFEST gençliğine teşekkür etti.
TEKNOFEST gençlerinin Türkiye’nin müreffeh ve parlak geleceği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sizler, canları pahasına bu toprakları bizlere vatan olarak bırakan aziz şehitlerimizin kabul olmuş duasısınız. Sizler asrımızın Cezeri’si, Harezmî’si, İbni Sina’sı, Mimar Sinan’ı, Ali Kuşçu’su, Hezarfen Çelebi’si, Kâtip Çelebi’sisiniz. Sizler Nuri Demirağ’ların, Vecihi Hürkuş’ların, Şakir Zümre’lerin, Nuri Killigiller’in ideallerini gerçekleştirecek nesilsiniz. Millete sevdalı bu vizyonerlerin engellere rağmen başlattıkları hamleyi inşallah sizler omuzlayacak, hak ettiği yere siz taşıyacaksınız. Kendi öz yurdunda parya muamelesi gören milletimizi elinden tutup ayağa kaldıracak kuşak, yine sizlersiniz. Ömrünü ülkesi ve milletine hizmete adamış bir siyasetçi olarak sizin parıldayan gözlerinizde, yarının güçlü Türkiye’sini görüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Şurada bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes / Ey kahpe rüzgâr, artık ne yandan esersen es” dizelerini okuyarak, “Açtığımız gedikten gümbür gümbür gelen TEKNOFEST gençliğinin ayak seslerini içimizdeki gafiller duymasa da tüm dünya duyuyor, biliyor. Sizlerin başarıları, milletimizle birlikte Asya’dan Afrika’ya, Balkanlardan Türkistan’a gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize de cesaret aşılıyor. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Karabağ’da, 30 sene sonra evlerine dönen muhacirler, sizin için dua ediyor. Rabb’im hiç birinizin ayağına taş değdirmesin, diyorum” ifadelerini kullandı.
“BU ÜLKENİN GENÇLERİYLE HER ZAMAN İFTİHAR ETTİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yılı aşkın süredir siyasetin içinde olduklarını, hayatı boyunca Türkiye’ye hizmet etmenin, eser kazandırmanın Türkiye’nin önündeki taşları, mayınları temizlemenin mücadelesini verdiklerini anlattı.
Siyaset yolculuğunun tüm safhalarında gençlerle beraber yürüdüklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlerin yoldaşı, yol arkadaşı olmaktan daima bahtiyarlık duydum. Hangi görüşe, kökene, hayat tarzına sahip olursa olsun bu ülkenin gençleriyle her zaman iftihar ettim. Hiç kimseyi yaşam biçimi, kılık kıyafeti, inancı, kimliği dolayısıyla ötekileştirmedik. Sizi harf oyunlarıyla, ideolojik at gözlükleriyle tanımlamaya çalışanlara asla prim vermedik. Dayatmacı, baskıcı, yasakçı değil tüm vatandaşlarımızla birlikte gençlerimizin özgürlükçü alanlarını genişletenlerden olduk. Bugün de aynı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Ne yapıyorsak sizin için, sizin istikbaliniz için yapıyoruz. İçerde ve dışarıda bitirdiğimiz ve verdiğimiz bütün mücadelelerin amacı size daha güçlü, daha itibarlı, daha yaşanabilir bir Türkiye teslim etmektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bu zamanın misafirleri olduğunu belirterek, “Bizden öncekilerin bedel ödeyerek bizlere bıraktığı emaneti Allah’a hamdolsun 40 yıldır onurla, vakarla taşıdık ve bugünlere getirdik” dedi.
“81 İLİMİZDE TOPLAM 100 DENEYAP TEKNOLOJİ ATÖLYESİ KURDUK”
Türkiye’yi savunma sanayi başta olmak üzere her alanda başarıdan başarıya koşturduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısını 343 binden 620 bine, üniversite sayısını 76’dan 208’e, yurt kapasitesini 182 binden 950 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 464’e, araştırma geliştirme merkezi sayısını sıfırdan 1.289’a, tasarım merkezi sayısını sıfırdan 324’e teknopark sayısını da 2’den 98’e çıkardıklarını aktardı.
Sadece İzmir’de inşa edilen derslik sayısının 11 bin 687 olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimizde 26 bin kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. İlimizde üçü devlet olmak üzere toplam dört yeni üniversite kurduk. İzmir’e dört teknopark kazandırdık” bilgisini verdi.
Güncel rakamlarla İzmir’e yaptıkları kamu yatırımlarının tutarının 225 milyar lira olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz genelinde teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde toplam 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek gayesiyle 12 bin öğrencimizi lisansüstü eğitim yapmaları için burslu olarak yurt dışına gönderdik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayması saatler sürecek nice işe, yatırıma, reforma ve projeye imza attıklarının altını çizerek, bunlarla yetinmediklerini, hizmet çıtasını sürekli yukarı taşıdıklarını anlattı.
Bir taraftan asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken diğer taraftan gençlere verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin ekonomimize yüklediği 105 milyar dolarlık faturaya rağmen size mahcup olmamak adına gereken fedakârlığı sergiledik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısında gençlere yeni müjdeler verdiklerini anımsattı.
Örgün eğitimdeki üniversiteli gençlere seçim döneminde vadedilen cep telefonu ve bilgisayar ile ücretsiz 10 GB internet sözünü tutacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile ve Gençlik Bankası ile ilgili kanun teklifini de Cumhur İttifakı olarak yakında Meclise sunuyoruz. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte ilk etapta deprem bölgesinde pilot projeleri hayata geçireceğiz. Deprem mağduru gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız” diye konuştu.
“Seçim döneminde gençlerin demokrat dedesi maskesi takanların, söz konusu koltukları olunca nasıl faşizan hâle geldiklerini hepimiz görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar dürüstlükten, şeffaflıktan bahsedenlerin iktidar uğruna birbirlerine nasıl yalan söylediklerini de hep beraber takip ediyoruz. Gençlerimizde hayal kırıklığına yol açan bu utanç sahnelerine rağmen biz siyasette güvenin zedelenmemesi için duruşumuzu asla bozmayacağız. Özellikle siz gençlerimize karşı daima harbi ve hasbi davranacak, aramızdaki gönül bağının sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DİJİTAL TEKNOLOJİ ARAÇLARINI YAYGINLAŞTIRIYORUZ”
Dünyanın merkezinde inovasyon, yapay zekâ ve robotik teknolojilerin bulunduğu çok farklı bir yere doğru gidildiğini, Türkiye’nin bu yarışta geri kalmamaya çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ulusal yapay zekâ stratejimizi 2021 yılında yayınladık. Dijital Türkiye vizyonumuz doğrultusunda kamu hizmetlerinde dijital teknoloji araçlarını yaygınlaştırıyoruz. Elektronik Devlet uygulamamızda 7 bin 300 hizmet sunuluyor. Şu an yaklaşık 64 milyon insanımız e-Devlet kapısını kullanıyor. Gerek etkinliği ve yaygınlığı gerekse sunulan hizmetler bakımından Avrupa’da örnek gösterilen bir sistem kurduk. Şu an dünyanın gelişmiş denilen ülkelerinde bile sıraya girerek yapılabilen işlerin çoğunu bizim insanımız telefonu veya bilgisayarından Elektronik Devlet kapısını kullanarak saniyeler içinde hâlledebiliyor.”
İlk yerli elektrikli araç olan Togg’un üretiminin artarak devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçen haftaki Amerika Birleşik Devletleri ziyaretimizde ‘rekabet iyidir’ diyerek Tesla’yı da ülkemizde yatırım yapmaya davet ettik. Hava gücümüzde çarpan etkisi oluşturacak Kızılelma ile ilgili testleri hızla tamamlıyoruz. Kızılelma’nın da envantere girmesiyle bu alanda yeni bir çığır açıyoruz. KAAN ismini verdiğimiz beşinci nesil millî muharip uçağımızın tanıtımını yaptık. Üretim süreçlerini adım adım gerçekleştiriyoruz. Akıncı TİHA, Aksungur SİHA’larla silahlı insansız hava araçlarındaki hâkimiyetimizi pekiştirdik. Bunların haricinde savunma sanayii alanında hepsi birbirinden kritik 850 farklı projeyi titizlikle hayata geçiriyoruz.”
Dünyadaki ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu’nun denizlerde Türk bayrağını gururla dalgalandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Savunma ihracatında bu yılki hedefimiz altı milyar doları aşmaktır. Nasıl bu alandaki ihracatımızı 248 milyon dolardan geçen sene 4,5 milyar dolara çıkardıysak inşallah bu rakamların üstünü de yakalayacağız. Diğer alanlarda olduğu gibi savunmada da tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar gece gündüz demeden çalışacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜLKEMİZİN ÖNÜNDE YEPYENİ PENCERELER AÇTIK”
Son seçimlerde güven tazelemesiyle Türkiye’nin savunma atılımlarına dokunmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İktidara giden yolu milletin iradesi yerine FETÖ’den PKK’ya terör örgütleriyle iş birliğinde arayanlara asla unutamayacakları bir ders verdik. Tavrımızı özellikte daima doğrudan, hizmetten, eser siyasetinden yana kullanarak ülkemizin önünde yepyeni pencereler açtık. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde bu kazanımları daha da ileri taşıyacağız. İzmir başta olmak üzere fetret devri yaşayan şehirlerimizin tekrar hak ettikleri hizmetlerle buluşmasını sağlayacağız. İzmirlinin iradesini çantada keklik görenlerin işi bundan sonra daha zor. İstismar siyasetiyle gemisini yürütenlere hep birlikte ‘Yeter’ diyeceğiz. İzmir’i gerçek belediyecilikle tanıştırmakta kararlıyız. Bu şehrin yatırım ve eser hizmet siyasetine ihtiyacı var. Bunu ancak biz yaparız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.
TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile simge hâline gelmiş TEKNOFEST pozunu vererek fotoğraf çektirdi.
Programa, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu de katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.