“Azerbaycanlı kardeşlerimizin mücadeleleri neticesinde bugün Karabağ semalarını hilal ve yıldız süslüyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıkamış-Karakurt-Horasan Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Azerbaycanlı kardeşlerimizin mücadeleleri neticesinde, hamdolsun bugün Karabağ semalarını artık paçavralar değil; hilal ve yıldız süslüyor. Azerbaycan bayrağı şehitlerimizin kahramanlıklarının timsali olarak Dağlık Karabağ’da gururla dalgalanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sarıkamış-Karakurt-Horasan Yolu Açılış Töreni’ne Vahdettin Köşkü’nden video konferans yöntemiyle bağlanarak katılımcılara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karslılara selam ve sevgilerini göndererek başladığı konuşmasında, salgın hastalık sebebiyle açılış törenine video konferans yöntemiyle katılmak durumunda kaldığını ancak salgınla mücadeleden ve hizmet mücadelesinden asla taviz vermediklerini söyledi.
“YENİ PROJELERLE ŞEHİRLERİMİZE VE ÜLKEMİZE HİZMET ETMEYİ SÜRDÜRÜYORUZ”
“Sağlıktan ulaşıma, sanattan savunmaya, ticaretten enerjiye kadar her alanda devreye aldığımız yeni projelerle şehirlerimize ve ülkemize hizmet etmeyi sürdürüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Binası’nın açılışını yaptıklarını, bugün de ilk millî helikopter motoru teslimi ve tasarım merkezinin açılışını gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Şimdi de Kars’ı bölgesel ticarette bir üst aşamaya taşıyacak bir yatırımı olan Karakurt-Horasan Yolu’nun 40 kilometrelik bölümünü devreye aldıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınır kapıları güzergâhında olan ve çoğunlukla ağır taşıt trafiğine hizmet verecek yolun, bu özelliğiyle de dış ticarete önemli katkılar yapacağının altını çizdi.
Karakurt-Horasan Yolu’nun seyahat süresini 46 dakikadan 25 dakikaya düşürürken vakitten 25 milyon lira, akaryakıttan 4 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 29 milyon lira tasarruf sağlayacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yolun açılmasıyla beraber tarihî İpek Yolu Güzergâhı’nın en önemli merkezlerinden olan Kars’ın, cazibesinin daha da artacağına inandığını ifade etti.
Hazreti Mevlana’nın “İki şey çok mühimdir. Okyanus gibi bol haysiyet ile elif gibi dimdik şahsiyet” sözünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haysiyet ve şahsiyet sahibi olmak hayatta başarının anahtarıdır. Ticaretten siyasete kadar her alanda insan, şahsiyeti ve haysiyetiyle var olur, itibar kazanır. Bu ikisinin kaybolduğu durumlarda ise savrulma kaçınılmazdır. Tarih boyunca haysiyetini ve şahsiyetini yitiren kişiler ve toplumlar, kendilerini hep zillet çukurunda bulmuşlardır. Türkiye ve Türk milleti olarak yaşadığımız onca saldırıya ve ihanete rağmen, Allah’a hamdolsun böyle bir yanlışa düşmedik. Binyıllara sâri geçmişimizde, ne haysiyetimizden ne de şahsiyetimizden asla taviz vermedik. Tehditler karşısında sinen, pusan, eğilip bükülenlerden olmadık, hep dik durduk, sağlam durduk. Yeri geldi Çanakkale’de gencecik evlatlarımızı toprağa verdik, yeri geldi İstiklal Harbimizde tüm Anadolu’yu kıyama kaldırdık, yeri geldi 15 Temmuz’da tanklara meydan okuduk. İşte benim dedem, Sarıkamış’ta donarak, evet donarak, kucağında tüfeğiyle şehit oldu. Rize’den Sarıkamış’a… İşte bu millet böyle cengâver bir millet.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî onurun çiğnenmesine, bağımsızlığa el uzatılmasına, milleti ayakta tutan kadim değerlere kast edilmesine rıza göstermediklerini, Türkiye’ye umut bağlayan, güvenen, inananların hak ve hukukunun da gasp edilmesine izin vermediklerinin altını çizdi.
“AZERBAYCAN KİMSENİN TOPRAĞINA EL UZATMADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de adaletin, Irak’ta barış ve istikrarın, Libya’da meşruiyetin yanında tavır alırken, daima şahsiyet ve haysiyetle davrandık. Terörden, şiddetten, eli kanlı Esed rejiminin bombalarından kaçan mazlumlara hep gönlümüzü aynı zamanda kapılarımızı açtık. Tek Parti CHP’si gibi, ülkemize sığınan insanları Boraltan Köprüsü’nde katillerinde teslim edenlerden olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Dağlık Karabağ meselesinde yine kendilerine ve Türk milletine yakışan bir karakterle hareket ettiklerini vurgulayarak Türkiye’nin ortak tarih, kültür, inanç ve dil birliğinin gereğini yaptığını, Dağlık Karabağ’ın ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarının özgürlüğüne kavuşmasına katkıda bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dağlık Karabağ’daki duruşuyla Türkiye, aynı zamanda Tek Parti CHP’sinin Boraltan Faciasında milletimize yaşattığı mahcubiyetten kurtulmuştur. Azerbaycanlı kardeşlerimizin mücadeleleri neticesinde, hamdolsun bugün Karabağ semalarını artık paçavralar değil; hilal ve yıldız süslüyor. Azerbaycan bayrağı şehitlerimizin kahramanlıklarının timsali olarak Dağlık Karabağ’da gururla dalgalanıyor” diye konuştu.
Nahçivan ile Azerbaycan arasındaki bağlantıyı sağlayacak koridorun açılmasıyla, Türkiye ve Azerbaycan’ın doğrudan kara bağlantısına kavuşacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bağlantıdan en çok faydayı görecek yerlerin başında Kars’ın geldiğine dikkati çekti.
“Karabağ’da kazanılan zafer, hem uluslararası hukuk hem diplomasi hem de askerî açıdan Azerbaycan’a anasının ak sütü gibi helaldir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın kimsenin toprağına el uzatmadığının, kimseye saldırmadığının, Birleşmiş Milletler ve AGİT kararlarına rağmen 30 yıl boyunca işgal altında tutulan topraklarını azat ettiğinin altını çizdi.
“TÜRKİYE OLARAK HER ZAMAN HAKKIN, HAKİKATİN, MAZLUMUN YANINDA YER ALMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Azerbaycan’ın topraklarını azat ederken de Ermeniler gibi sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef almadığını, meşruiyet çerçevesinde kalarak mücadelesini gerçekleştirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Hâl böyleyken MİNSK Grubu Eş Başkanı Fransa’nın, önceki gün parlamentosunda aldığı karar, skandalın ötesinde tam bir fecaattir, felakettir. Kardeşim İlham Aliyev’in dediği gibi, Fransa şayet Ermenileri bu kadar seviyorsa, kendi topraklarından Marsilya’yı onlara verebilir. Fakat, hiçbir devletin, bir diğer devletin egemenlik haklarına bu derece alçakça saldırması kabul edilemez. Suriye’den Libya’ya kadar her yerde benzer yaklaşımlar içinde olan Fransa, bu kararla artık, çözümün değil sorunun bir parçası olduğunu, hiçbir yerde objektif bir yaklaşımla görev yapamayacağını ispatlamıştır. Uluslararası kamuoyunun, Fransa’nın açtığı bu tehlikeli ve tüm devletleri tehdit edecek yaklaşıma karşı gereken tepkiyi vermesini ümit ediyoruz. Bu çarpıklıktan en çok zararı da, bugünkü siyasi birliğini çok kanlı ve karanlık bir mücadele dönemine borçlu olan Avrupa görecektir. Türkiye olarak, her zaman ve her yerde olduğu gibi, hakkın, hakikatin, mazlumun yanında yer almayı, bu doğrultuda söz söylemeyi ve siyaset izlemeyi sürdüreceğiz.”
“YAŞADIĞIMIZ HER HADİSE, ÜLKEMİZE KAZANDIRDIĞIMIZ GÜÇLÜ ALTYAPININ NE KADAR KRİTİK OLDUĞUNU ORTAYA KOYUYOR”
Geçen 18 yılda Türkiye’nin 81 vilayetini yatırım ve hizmetlerle kucakladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölünmüş yolların tüm vilayetlerden geçtiğini, yolları uzunluğu 554 kilometreyi bulan 410 tünellerle donattıklarını, demiryollarını 11 bin 600 kilometresini âdeta sıfırdan yapmışçasına yenilediklerini, hızlı tren hatlarını yaygınlaştırarak, 81 ilin tamamının bundan yararlanmasını sağlamayı amaçladıklarını ve havalimanı sayısını 56’ya çıkardıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece ulaşımda değil, sağlıktan eğitime, enerjiden spora her alanda Türkiye’yi sarıp sarmalayan hizmetlere imza attıklarına dikkati çekerek, “Yaşadığımız her hadise, ülkemize kazandırdığımız bu güçlü altyapının ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor. Salgın döneminde hastanelerimizin, sağlık sigortası sistemimizin önemini gördük. İhracatımız arttıkça, organize sanayi bölgelerimizden lojistik altyapımıza kadar ilgili tüm sektörlerimize hizmet veren altyapının önemini gördük” dedi.
Kimsenin lafına, sözüne, iftirasına, yalanına, sinsi ve kirli oyunlarına bakmadan millete hizmet etmeye devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılışını yaptığımız her eser, bize tarifi mümkün olmayan bir heyecan ve memnuniyet veriyor. Eserden yana nasipsiz olanların içlerindeki kin ve nefretin gözlerini köreltmesi, kalplerini karartması, dillerini çatallaştırması, bizi yolumuzdan alıkoyamaz, tam tersine şevkimizi artırır” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kars’ın çeşitli kaşar peynirleriyle de tüm dünyada tanınması gerektiğini belirterek, “Benim Karslı kardeşim bu noktada tüm emeğini veriyor. Kadınıyla erkeğiyle inanıyorum ki Kars özellikle bu süt ve süt mamullerinde, Kars kaşar peyniriyle de namını salacaktır” şeklinde konuştu.
Açılışı yapılan Karakurt-Horasan yolunun şehirlere ve ülkeye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri de tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, “Yol medeniyettir” diyerek tören alanında hazır bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na ve beraberindekilere Karakurt-Horasan yolunun açılış kurdelesinin kesilmesi talimatını verdi.
Kurdele kesiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu’ndan yolların çevresi ve viyadüklerin altlarının ağaçlandırılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.