HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Emek Temalı Fotoğraf yarışması ödül töreni, 24 Aralık 2020 tarihinde HAK-İŞ Genel Merkezinde Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamındaki tüm tedbirlere uyarak, sınırlı sayıda katılımcıyla gerçekleştirildi.
Ödül törenine, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız ile Av. Hüseyin Öz, Genel Sekreter Yardımcıları Eda Güner ve Erdoğan Serdengeçti, HAK-İŞ Kültür-Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ve basın mensupları katıldı.
“Emeği Ödüllendirmek İstiyoruz”
Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Bu yıl ilk defa gerçekleştirdiğimiz fotoğraf yarışmamızın beklentimizden çok ilgi görmesinden son derece mutluyum. Yarışmamızın altyapısıyla ilgili yoğun bir çalışma yapıldı. Bu tür sanat ve kültür etkinlikleri ile 5 dakikada izlediğimiz bir filmin, bir fotoğraf karesinin arkasında büyük bir emeğin olduğunu görüyoruz. Biz de tam olarak buna noktaya dokunmak istiyor, bunu ödüllendirmek istiyoruz. Yarışmamıza katkı veren, katılan, fotoğraf çekerek bizimle paylaşan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Fotoğrafçıların kadrajlarını emeğe yöneltmeleri bizler için çok kıymetli ve çok değerli. Önümüzdeki dönemlerde bu etkinliklerimizi daha da güçlendirerek devam ettireceğiz” dedi.
HAK-İŞ Konfederasyonu’nun salgın nedeniyle etkinliklerini eksiksiz ama dar kapsamlı sürdürdüğünü belirten Arslan, bu yıl ilki düzenlenen fotoğraf yarışması ile çok değerli ve kıymetli bir etkinliği daha gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını ifade etti.
“HAK-İŞ İşini Ciddiye Alan Bir Kuruluş”
HAK-İŞ Konfederasyonu’nun bu yıl 45. Kuruluş yıldönümünü kutladığını anımsatan Arslan, “HAK-İŞ işini ciddiye alan bir kuruluş. Bu yıl 22 Ekim’de 45. yaşımızı kutladık. Mütevazı bir toplantı ile 45 yıllık tarihimize baktığımız zaman konfederasyonumuzun kuruluşundan bugüne kuruluş anlayışını, ilkelerini ve felsefesini terk etmeden aynı istikamette ama yeni yollar açarak çalışanlara, ülkemize ve dünyaya doğru bir şekilde anlatmanın mücadelesini yapıyoruz” dedi.
Türkiye’deki sendikal mücadeleyi kültür ve sanatla ete kemiğe büründürmeye çalıştıklarını ifade eden Arslan, “Bizim yerli ve milli bir sendikal anlayışı temsil ettiğimiz konusundaki iddiamız gereği bu toprakların müktesebatını, tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi, değerlerimizi içine alan bir sendikal mücadeleyi ete kemiğe büründürmenin çabası içerisindeyiz. Bu toprakların mayası ile mayalanmış, aynı zamanda evrensel, yerli ve milli bir duruşu temsil eden HAK-İŞ Konfederasyonumuz her alanda örnek ve özgün projeleri yapıyor” sözlerine yer verdi.
“En İyi, En Özgün Olanı Yapma Gayretindeyiz”
HAK-İŞ Konfederasyonu’nun her alanda en iyisini yapmak, en özgün olanını seçmek, bunları gerçekleştirirken emek hareketinin bir temsilcisi olduğunu unutmadan, HAK-İŞ değerleriyle birlikte, toplumla kucaklaşarak yapmanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayan Arslan, “Yaptığımız bütün etkinlikler, çalışanlarımızın beğenisinden de öte, toplumumuzun büyük bir kesiminin mutabakatı ile desteklenen faaliyetler olduğu için bizleri çok mutlu ediyor” dedi.
Arslan, “Mevcut sorunlarımızın çözümü için kültür ve sanattan yararlanmak istiyoruz. Belki bizim saatlerce konuşacağımız konuşmalarda, konferanslarda vereceğimiz mesajı 5 dakikalık bir kısa filmde fazlasıyla verebiliriz. Belki saatlerce anlatmak istediğimiz bir konuyu 1 fotoğraf karesiyle topluma anlatabiliriz. Kültür-sanat faaliyetleri sendikal mücadeleyi daha güçlendirecek ve daha da ileriye taşıyacak bir alandır. Sendikal mücadeleyi güçlendirmek ve daha ileriye taşımak için bu alandan yararlanabiliriz. HAK-İŞ olarak sendikal mücadeleyi, kültür ve sanat faaliyetleriyle güçlendirmek istiyoruz. Bunun için de çalışanlarımızın, üyelerimizin bu işe katılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kültür Bakanlığı’nın HAK-İŞ’in yaptığı faaliyetlere gösterdiği ilginin kendilerini motive ettiğini dile getiren Arslan, “Devletimizin, hükümetimizin ve Bakanlığımızın yaptığımız faaliyetlere ilgi göstermesini, destek vermesini, etkinliklere katılarak bizleri onurlandırmasını çok değerli buluyoruz. Sayın Bakan Yardımcımızın Pandemi döneminde etkinliğimize teşrif ederek bizi onurlandırmasından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“HAK-İŞ Pek Çok Önemli Kültürel Projeyi Hayata Geçiriyor”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Türkiye’de emeğin en büyük temsilcisi olan HAK-İŞ Konfederasyonumuzun bu yıl ilk defa gerçekleştirdiği Emek Temalı fotoğraf Yarışması ve sergisinin açılış töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. HAK-İŞ emeğin temsili, üyelerinin sendikal haklarının takibi ve hukuklarını korumanın yanında, bünyesindeki komiteler aracılığıyla ilgiyle takip ettiğimiz ve zaman zaman Bakanlık olarak desteklediğimiz pek çok önemli kültürel projeyi hayata geçiriyor” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı toplumun her kademesine yayabilmek için örtüşen çabalara değer verdiklerini söyleyen Yavuz, “HAK-İŞ’in bu alandaki projelerini desteklemekten ve işbirliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Uluslararası Ebru Buluşması ve hepimizin bildiği ve ilgiyle takip ettiği emeğe saygı temasıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen HAK-İŞ Uluslararası Kısa Film Yarışması Ödül töreni bakanlık olarak destek verdiğimiz ve Pandemi şartlarında dahi başarıyla gerçekleştirilen etkinliklerden birisi olmuştur. Bu faaliyetlerde emeği geçen ve destek veren herkesi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Emek Veren Herkesi Tebrik Ediyorum”
Yavuz, “Her platformda sanatın her alanının güçlendirilmesi ve geliştirilmesine katkı sağlamanın, sanatçılarımıza ve yediden yetmişe sanata gönül vermiş herkesi desteklemenin ve onları teşvik etmenin önemine inanıyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından düzenlenen fotoğraf yarışmasına katılan 600 fotoğraf emekçisini, sergilenen ve ödüle layık görülen eser sahiplerini, projenin her aşamasında emeği geçen arkadaşlarımızı ve başta HAK-İŞ Genel Başkanı olmak üzere HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi çalışanlarımızı, Bakanlığımız ve şahsım adına yürekten tebrik ediyor, katılımları için teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.
“Fotoğraf Yarışmamız İlgiyle Karşılandı”
HAK-İŞ Kültür-Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı, HAK-İŞ Kültür-Sanat Komitesi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla HAK-İŞ Kısa Film Yarışması ve ebru projesinin ardından Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasını hayata geçirdiklerini söyledi.
Emek Temalı Fotoğraf yarışmasına fotoğraf sanatçılarının, fotoğrafa gönül verenlerin kadrajını emeğe çevirmesi umuduyla bir başlangıç yaptıklarını vurgulayan Odabaşı, “Bütün altyapısını kendi bünyemizde hazırladığımız yarışmamız, fotoğraf sanatçıları, amatör fotoğrafçılar ve fotoğraf tutkunları tarafından ilgiyle karşılandı” dedi.
“Güzel Bir Başarı Yakaladık”
Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasına, fotoğraf sanatçıları, amatör fotoğrafçılar ve fotoğraf çekmeyi tutku haline getirmiş olan ve emeği merkezine alan 600’e yakın fotoğrafla başvuruda bulunulduğunu söyleyen Odabaşı, “Fotoğraf sanatında ‘Emek’ temalı bakış açısının yaygınlaştırılması, emeğin sanatsal dünyadaki karşılığını bulması, kamuoyunda emek fotoğrafları aracılığıyla bir farkındalık oluşturulması amacıyla çıktığımız yolda güzel bir başarı yakaladık” dedi.
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’a Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ tarafından Hatay Ormanları Ağaçlandırma Arazisine, adına yapılan fidan bağışı sertifikasını, Kültür Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı da HAK-İŞ Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasında dereceye giren ve sergileme ödülü alan fotoğraflardan oluşan Kataloğu takdim etti.
Ödüller Sahiplerini Buldu
Emek temalı fotoğraf yarışmasında ödüle layık görülen fotoğraf sanatçılarına ödülleri Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ve Genel Başkanımız Mahmut Arslan takdim etti.
Yarışmada, Dalgalanan Bayrağımız fotoğrafıyla birincilik ödülünü Sabahattin Özveren adına Mert Demir, Oltu Taşı fotoğrafıyla ikincilik ödülünü Uğur Sağıroğlu, Emekçi Anne fotoğrafıyla üçüncülük ödülü İlham Kazdal, Kamış Biçen Kadın fotoğrafıyla özel ödülü Abdurrahman Çetin aldı.
Törenin ardından HAK-İŞ Emek Fotoğrafları sergi açılışı gerçekleştirildi. Açılışın ardından yarışmaya katılarak ödül alan ve sergilenmeye hak kazanan fotoğraflar gösterime açıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.