Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize Salarha Tüneli Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Rize’mizin hem şehir içi trafiğini rahatlatacak, hem dağın ardı ile önü arasında ulaşımı kısa sürede temin edecek yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki Salarha Tüneli’nin ülkemize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Salarha Tüneli Açılış ve Çarşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Rize’nin hem şehir içi trafiğini rahatlatacak, hem dağın ardı ile önü arasında ulaşımı kısa sürede temin edecek yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki Salarha Tüneli’nin hayırlı olmasını diledi.
“RİZE-ARTVİN HAVALİMANI’NIN AÇILMASIYLA, BÖLGEDEKİ İNSAN VE YÜK TRAFİĞİ ÇOK DAHA FAZLALAŞACAKTIR”
Doğu Karadeniz’in giderek gelişen ticareti, turizmi, sanayisi ile üniversitenin artan cazibesinin, bölgedeki trafiği yoğunlaştırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ovit Tüneli’nin ardından dün hizmete açtığımız İyidere-İkizdere yolu ile Hurmalık tünelleri, bölgenin hem Kafkasya’ya, hem güneye olan trafiğini daha da artıracaktır. İyidere lojistik limanı ve deniz üzerinde inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanı’nın açılmasıyla, bu bölgedeki insan ve yük trafiği çok daha fazlalaşacaktır. Salarha Tüneli’yle, işte bu trafiğin önemli bir bölümünü şehir içinden çıkartıp çevreyolu üzerinden doğrudan arka tarafa veriyoruz” şeklinde konuştu.
Vadi ile kıyıyı birleştiren bu tünelin, Rize’nin 70 yıllık hayali olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tünel sayesinde, önceden 14 kilometreyi bulan ve neredeyse yarım saat süren dağın ardı ile önü arasındaki ulaşım, artık 4,5 kilometre civarına ve 5 dakikaya inecektir. Artık hemşerilerimiz bu yolda hızlı, güvenli, konforlu ve ekonomik bir şekilde seyahat edebilecek, transit yolcularımız da vakit ve yakıt kaybetmeden hedeflerine doğru ilerleyebilecektir. Bu tünelin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmayı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ
Rize için büyük öneme sahip bir başka projenin de temel atma törenini yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Merkez Çarşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi’yle, bu bölgede 1950’li yıllarda deniz dolgusuyla elde edilen alanları baştan sona yeniliyoruz. Genelde ticari alan olarak kullanılan bu bölge, aradan geçen 70 yılın ardından artık hem yorgun, hem de ihtiyaçlara cevap veremez hâle gelmişti. Geliştirdiğimiz projeyle, bölgede bulunan 118 dükkânı, 184 ofisi ve 60 konutu yıkarak, yerine Rize’mize yakışır yepyeni işyerleri ve ticaret merkezi inşa ediyoruz. Yatırım bedeli 308 milyon lira olan bu proje kapsamında şehrimize 404 ofis, 133 işyeri, 455 araçlık bir otopark kazandıracağız. Projemiz tamamlandığında bölge, eskiden olduğu gibi Rize’mizin gözde ticaret alanı olmayı sürdürecektir. Kentsel Dönüşüm Projemizin şimdiden şehrimize ve hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, TOKİ’ye, projenin inşasını üstlenen yüklenici firmalara, Rize’ye böyle bir eser kazandıracakları için teşekkür ediyorum.”
“VATANDAŞLARIMIZIN ZARARLARINI KARŞILIYOR, YIKILAN YERLERİ DE SÜRATLE YENİDEN İNŞA EDİYORUZ”
Deprem, sel ve toprak kaymasının, bulunduğu iklim ve coğrafi yapısı sebebiyle adeta ülkenin kaderi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afetlerin ardından hemen enkaz kaldırma ve hasar tespiti çalışmalarını hızla tamamlıyor, vatandaşlarımızın zararlarını karşılıyor, yıkılan yerleri de süratle yeniden inşa ediyoruz” dedi.
Sel ve toprak kaymasının çok yaşandığı Karadeniz’de yakın zamanda Rize’nin de bu tür afetlerle karşılaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Antalya ve Muğla gibi orman yangınlarının, Kastamonu ve Sinop gibi sellerin ciddi tahribata, can ve mal kaybına yol açtığı yerlerde de yaraları sarıyoruz. İnşallah yakında bu bölgelere tekrar gelip çalışmaları yerinde göreceğim” ifadesini kullandı.
Ülkenin 81 vilayetinin her birinin canlarından bir parça olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Açılış ve üniversite programımızı da vesile ederek bu programa Rize’den başladık. Son dönemdeki yaşanan afetleri özellikle de müteakiben Rize’mizin ilçe ve köylerindeki hasar tespit çalışmalarını da tamamlayarak hemen kolları sıvadık. Bu kapsamda 378 afet konut, 10 dükkân ve 4 çay alım evini inşa ediyoruz. Daha önceki projelerle inşa edeceğimiz konut sayısı 548’i bulmaktadır. Karadeniz’in tamamıyla birlikte Rize’mizin en önemli sorunu olan çarpık yapılaşmanın önünü kesmek için de çok önemli adımlar attık. Deniz dolgu alanlarından başlayarak riskli alanları yıkarak yeniden inşa ediyoruz. Bugün temelini attığımız proje bunlardan sadece biridir. İnşallah devamı gelecek.”
Ayrıca turizm sektörü için Rize’nin cazibesini artırmak amacıyla çeşitli yatırımlar yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski sanayi alanlarını başka alanlara taşıyarak görüntü ve gürültü kirliliğine son vereceklerini bildirdi.
“TOKİ VASITASIYLA BUGÜNE KADAR RİZE’DE 2 BİN 797 KONUT TAMAMLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut ve ticari alan inşası için yer bulmanın zor olduğu Rize’de ÇAYKUR Sanayi Hal bölgesindeki 18 hektarlık alanda 1252 konut ve 360 ticari birim inşa edileceğini, yakında ihaleye çıkılacağını da kaydetti.
Tünelin açılmasıyla artık şehrin Salarha tarafına doğru büyüyebileceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nitekim Salarha’da inşası süren 465 konut ve 12 dükkânı önümüzdeki bahar aylarında vatandaşlarımıza teslim etmeyi planlıyoruz. Hemşin ve Güneysu’da da konut projelerimiz hızla ilerliyor. TOKİ’nin Türkiye’nin genelinde yürüttüğü konut kampanyalarından Rize’mizin ilçelerine düşen paylarla ilgili çalışmalar da sürüyor. Bu konutların Rize’nin geleneksel mimarisi ve tabiatıyla uyumlu olmasına özellikle önem veriyoruz. TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar Rize’de 2 bin 797 konut tamamladık. 2 bin 59 konutun yapımına devam ediyoruz. Millet Bahçeleri projemizi Rize’de 3 ayrı alanda uyguluyoruz. Rize merkeze 392 bin metrekarelik, Güneysu’ya 42 bin metrekarelik, İyidere’ye 15 bin metrekarelik millet bahçeleri kazandırıyoruz.”
Şehrin en önemli sembollerinden Ayder’de yenileme ve koruma projeleri uygulandığını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaylanın 21 bin 614 metrekarelik alanı kesin korunacak hassas bölge olarak tescillendi” ifadesini kullandı.
Ayder’in atık su, yağmur suyu, elektrik hatları, aydınlatma sistemleri ve tüm yollarının yenilendiğini, bunların önemli kısmının tamamlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız, dedelerimiz, babalarımız bize cennet gibi bir Rize bıraktı. Biz de evlatlarımıza, torunlarımıza, sonraki nesillere çok daha güzel, çok daha estetik, çok daha hayat kalitesi yüksek bir Rize bırakmakta kararlıyız. Kardeşlerim, sevgili gençler, çağın ihtiyaçları, insanımızın talepleri ve tabiatın güzellikleri arasındaki dengeyi en hassas şekilde kurarak inşallah bunu başaracağız” diye konuştu.
“ESER VE HİZMET SİYASETİYLE HAYALLERİMİZİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Küresel iklim değişikliğinin Karadeniz Bölgesi gibi yerlerin önemini daha da artırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için hem toprağımıza hem yeşilimize hem suyumuza hem denizimize ve hem de insanımıza sahip çıkacağız. Geçmişte şahit olduğumuz rant hırsına, cehalete, bencilliğe dayalı hoyratlıkların buralarda tekrar yaşanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Unutmayınız başka Rize yok, başka Karadeniz yok, başka Türkiye de yok” dedi.
Bunun için eldeki güzellik, imkân ve potansiyellerin kıymetinin çok iyi bilinmesi mecburiyeti bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rize’nin bir evladı olarak sahip bulunduğum imkânları bunun için sonuna kadar kullanmayı hem ülkeme hem milletime hem insanlığa karşı boynumun borcu görüyorum. Tüm milletimizle birlikte geçtiğimiz 19 yılda olduğu gibi 2023’e kadar geçecek süreçte ve sonrasında da eser ve hizmet siyasetiyle hayallerimizi gerçeğe dönüştürmeyi sürdüreceğiz. Türkiye’de bir kesim var, ağızlarını her açtıklarında ‘19 yılda siz yaptınız ki?’ diye soruyor. Bu soruyu kimlerin sorduğunu biliyorsunuz değil mi? Böyle bir soruyu ancak ne kendisi ne anne babası ne de evlatları bu ülkede yaşamamış olan birisi sorabilir. Çünkü Türkiye’nin son 19 yılda nereden nereye geldiğinin şahidi bizatihi bu milletin ta kendisidir. Şu Karadeniz’de Samsun’dan Artvin’e kadar hatta gümrük kapısına kadar neler yaptığımızı hepimiz biliyoruz değil mi? Hepsini koy bir kenara Rize’ye neler yaptığımızı biliyoruz değil mi? İşte bak bugün de yine ne yapıyoruz? Bir taraftan dün Hurmalık’taki o tünellerin açılışını yaptık. Bugün de Salarha Tüneli’nin açılışını yapıyoruz. Var mıydı bizim böyle tünellerimiz? Viyadüklerimiz var mıydı? Buyurun şimdi bunları açıyoruz. Onun için ben bu Bay Kemal’e ve CHP’nin tabanına sesleniyorum, gelin de Rize’yi görün. Dikili bir ağacınız yok, ağacınız. Yaşı 30-35’in altında olanlar belki eski Türkiye’yi tam olarak hatırlayamayabilir. Ama en azından büyüklerinden dinlemiştir. ‘Bu ülkeye 19 yılda ne yaptınız?’ diyenlerin içlerindeki fitneyi, fesadı, kötü niyeti elbette biliyoruz.”
“19 YILDA TOPLAM 431 MİLYAR LİRA TUTARINDA SOSYAL YARDIM YAPTIK”
Ülkeye kazandırdıkları eser ve hizmetleri paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde derslik sayısını 343 binden 601 binin üzerine çıkardıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün 20 bin öğretmen atama törenini yaptıklarını hatırlatarak son atamalarla birlikte 713 bin yeni öğretmeni göreve başlattıklarını ifade etti.
Üniversite sayısını 76’dan 207’ye, personel sayısını 70 binden 181 bine ve üniversite öğrenci sayısını 1,5 milyondan 8 milyona yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastane yatak sayısını da 164 binden 255 binin üzerine, nitelikli yatak sayısını ise 19 binden 164 bine çıkardıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hizmete aldıkları 17 şehir hastanesiyle sağlıktaki hizmet kalitesini artırdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik merkezi sayısını 9’dan 376’ya, spor tesisi sayısını da 1575’ten 3 bin 915’e çıkardıklarını kaydetti.
Yükseköğrenim yurtlarındaki yatak kapasitesini 182 binden 717 bine, burs ve kredi tutarını ise lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 650 liraya yükselttiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamları yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1300 liraya, doktora öğrencileri için de 135 liradan 1950 liraya kendilerinin yükselttiğini dile getirdi. Son 19 yılda toplam 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Adalette 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısı 21 bin 904’ü buldu. Mahkeme sayısı adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 arttı. İçişlerinde mülki idare teşkilatımızı, belediyelerimizi ve muhtarlıklarımızı güçlendirdik. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarını İçişleri Bakanlığına bağlayarak bütünlüğü ve koordinasyonu sağladık. Milli savunmada sınır güvenliğimizi, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe Harekâtları ile tahkim ederek güneyimizi kuşatmayı hedefleyen terör koridorunu yıktık attık. Ulaştırmada 6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemizi 28 bin 284 kilometreye, 1714 kilometreden devraldığımız otoyol uzunluğumuzu 3 bin 532 kilometreye çıkardık. Karayolu tünel sayımız 83’ten 447 adede, karayolu tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 710 kilometreye ulaştı.”
Demiryollarında toplam 1213 kilometre uzunluğundu hızlı tren ağı inşa ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki mevcut demiryollarını ise neredeyse tümüyle yenilediklerini söyledi.
Hava yollarında 26 olan havalimanı sayısını 56’ya çıkardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Rize’nin Artvin’le birlikte havalimanını da yapıyor muyuz? İnşallah yılsonuna kadar havalimanımız da bitecek” dedi.
“SON 19 YILDA ÇİFTÇİLERİMİZE TOPLAM 165 MİLYAR LİRA TUTARINDA TARIMSAL DESTEK VERDİK”
Son 19 yılda denizcilikte tersane sayısını 37’den 84’e, yat bağlama kapasitesini de 8 bin 500’den 18 bin 545’e yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “İletişim teknolojilerinde 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısı bugün 84 milyona, elektronik devlet kullanıcı sayısı ise 56 milyona ulaştı. Çevre ve şehircilikte 79 ilde 61 milyon metrekarelik alanda 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik ve 2 milyon 500 bin konutun dönüşümünü tamamladık. Tarımda 2002 yılında 37 milyar lirayı bile bulmayan tarımsal gayri safi yurtiçi hasılamız, geçtiğimiz yıl 333 milyar lirayı geçti. Son 19 yılda çiftçilerimize toplam 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 2002 yılındaki 21 milyon hektar seviyesinden aldık, 23 milyon hektara çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dışişlerinde 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayısını 252’ye ulaştırarak Türkiye’yi dünyanın 5’inci büyük temsil ağına sahip ülke konumuna getirdiklerine dikkati çekerek, savunma sanayisinde de 2002 yılında 62 olan savunma alanındaki proje sayısının bugün itibarıyla 750’yi geçtiğini kaydetti.
Organize sanayi bölgesi sayısını 192’den 325’e yükselttiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 endüstri bölgesi ve 79 teknopark kurduk. Enerjide toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 98 bin 162 megavata yükselttik. Karadeniz’de Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp, Amasra-1 kuyusunda da 135 milyar metreküp olmak üzere toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. Kültür ve turizmde dünya mirası listesinde olan varlık ve alanlarımızın sayısını 9’dan 19’a, kültür merkezi sayımızı 42’den 120’ye çıkardık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımız 46’dan 5 bin 548’e yükseldi” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ÇOK DAHA FAZLA ESERİ MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNACAĞIZ”
Ne kadar özetlemeye çalışsa da son 19 yılda Türkiye’ye anlatması saatlere, günlere sığmayacak eser ve hizmetler kazandırdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Eskilerin dediği gibi insan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Biz hep eserlerimizle konuştuk, inşallah hep eserlerimizle anılacağız. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla eseri milletimizin hizmetine sunmaya çalışmaya devam edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle birlik ve beraberlik içerisinde 2023 seçimlerine hazırlanıyor muyuz? Bir ve beraber miyiz? Bölünmeye asla fırsat vermeyeceğiz. Hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Unutmayın, tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, hep birlikte Türkiye. Ardı ardına yaşanan nice siyasi, sosyal, ekonomik saldırı dalgasının ardından salgın ve tabii afetlerle adeta büyük imtihanlar geçirdik. Bunca musibetin teki bile başka bir ülkede yaşansa veya geçmişte bizim başımıza gelseydi emin olun, ortaya çıkacak krizin altından bunlar kalkamazdı ama Allah’ın lütfuyla biz kalktık. Şimdi bütün bu felaketleri bir an önce inşallah temizleyerek yolumuza devam edeceğiz. Bu millet, büyük bir millettir. Rize’nin uşakları, Allah’ın izniyle bu muhaliflere, bu ana muhalefete, bu terör örgütünün artıklarına pabucu bırakmaz. Hamdolsun, girdiğimiz her mücadeleyi kazandık. Bundan sonrasında da kazanacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Rize merkezindeki Kentsel Dönüşüm Projesi’nin bulunduğu bölgeye canlı bağlanarak temel atma törenini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış sırasında yanına çocukları da aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında bu sabah Isparta Keçiborlu’da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
“TÜRKİYE, ÖZ GÜVENLİ, KARARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”
Türkiye Yüzyılı’nı içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık: ‘Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın ruz-i mahşerde Hakk’ın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir, Allah ondan razı olsun, cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır.
Bugüne kadar halka hizmet Hakk’a hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla, iyi hesaplanan stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye’yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, öz güvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasisiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz, bugün dünden daha özgürüz, bugün dünden daha itibarlıyız, bugün dünden daha öz güvenliyiz.
İnşallah, yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzluklara inat umuda tutunmaya, umudu büyütme devam edeceğiz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükûtu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım: 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımız artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor, yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor.
Allah’ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlım tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum.
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği Din Şûralarının 7’ncisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. ‘Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri’ başlığıyla gerçekleştirilen şûranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri’ni takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.
28 Kasım’da Umman’dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmî ziyareti gerçekleştiren Umman Sultan Heysem bin Tarık’ı Türkiye’de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihî ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman’ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz.
Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım’da artık kendi alanında bir marka hâline gelen TRT World Forum’unun 8’incisine iştirak ettik.
‘Küresel Ticaret Burada’ temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD EXPO Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye’nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum.
“DEPREM BÖLGEMİZİ ESKİSİNDEN DAHA DAYANAKLI BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş’taydık. Maraş’ta hem partimizin il kongresini yaptık hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407, Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.
Bir depremzedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanaklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı değerli dostum Jakov Milatoviç’i ülkemizde ağırladık. Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükûmetlerimizin engeli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dâhil, kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü Yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükûmeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yâd ediyoruz.
7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Millî Mücadele’mizin meşale şehirlerinden olan Antep, bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda âdeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8’inci Olağan İl Kongresi’ni her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahinbey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum.
“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI SAVUNDUK”
Bölgemiz ancak demokrasi ve bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken; 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir.
Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca ‘Türkiye karşıtı’ tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. ‘Zulüm ile abad olunamayacağı’ hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.
Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten, Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik, ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.
“KALBİMİZİN BİR YARISI GAZİANTEP, HATAY İSE DİĞER YARISI HALEP’TİR, ŞAM’DIR”
Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum; Suriye halkı, bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir, ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.
“TÜRKİYE, ZOR BİR DÖNEMDE ZOR BİR İMTİHANI ALNININ AKIYLA VERMEYİ BAŞARMIŞTIR”
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum: yüksünerek, şikâyet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik.
Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar ‘İktidar olur olmaz sizi kovacağız.’ derken biz tam aksine biz ensarız, onlar muhacirdir demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke Allah’a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye, zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
“SURİYE İSTİKRARA KAVUŞTUKÇA GÖNÜLLÜ, GÜVENLİ, ONURLU VE DÜZENLİ GERİ DÖNÜŞLER DE ARTACAKTIR”
Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis’te üç, beş koltuk kapabilmek uğuruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.
Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyette kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgârının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır.
Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki, artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmalarını önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler, yoksa partilerini trajik komik duruma düşürmeye devam ederler.
“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR”
Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır.
Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dinî, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hıristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır.
“TÜRKİYE SINIRLARININ ÖTESİNDE YENİ TERÖR ÇIBANBAŞLARININ ORTAYA ÇIKMASINA GÖZ YUMMAYACAKTIR”
Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse, kurtta o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum: Aziz Suriyeli kardeşlerim; Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep ‘Allah büyüktür’ dediniz; ‘O Rahman ve Rahim olandır’ dediniz; ‘O âlemlerin Rabbi’dir’ dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız.
Kardeşlerim; unutmayın men sabera zafera, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum, zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah, kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.
Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.
“EĞİTİMİN ALTYAPISINA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN EĞİTİMİN KALİTESİNE OLUMLU YANSIDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Bugünkü kabine toplantımızda Suriye’deki güncel gelişmelerin yanı sıra, enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır.
“SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik, şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı’nı hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmak modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
Bir diğer güzel haberimiz; Tip 1 Diyabet hastalığıyla mücadelede eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki Tip 1 Diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.