ULAŞTIRMA BAKANI KARAİSMAİLOĞLU: ERİŞEBİLİRLİĞİ MERKEZE ALAN ÇALIŞMALARA HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYORUZ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûra’sında konuştu, ulaştırma ve haberleşme sektöründeki yatırımlara ve hedeflere dikkati çekti. Erişilebilirliği merkeze alan, verimli, sürdürülebilir, akıllı ve entegre hareketliliği sağlamak için çalışmalara hız kesmeden devam ettiklerini belirten Karaismailoğlu, “Bütünsel kalkınmayı sağlayacak ekonomi ve ulaşım koridorlarının gelişimi ve ülkelere etkisi gibi önemli konularda sektördeki işbirliği fırsatlarını, bölgesel sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyacağız. Geleceğe yönelik fırsatları belirleyeceğiz ve iş birliği olanaklarımızı masaya yatıracağız” dedi..
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 3 gün sürecek 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şûra’sının açılışında konuştu. Şûra’da geleceğe yönelik ulaşım ve haberleşme stratejilerini ve çözüm önerilerini ortaya koymak üzere “Lojistik-Mobilite-Dijitalleşme” odağında paneller ve sektör toplantıları gerçekleştirileceğini kaydeden Karaismailoğlu, 3 gün boyunca ulaşım ve iletişim dünyasının kalbinin İstanbul’da atacağını söyledi. Haberleşme ve ulaştırma sektörlerinin, küresel dünyada ekonominin temel sütunları arasında yer aldığını vurgulayan Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“İletişim ve ulaşım çağının hayli gelişmiş bir safhasını yaşıyoruz. Artık ülkelerin sağlıklı bir iletişim ve ulaşım altyapısına sahip olmadan küreselleşen dünyada rekabet etmesi mümkün değildir. Teknolojinin ilerleme ve yeniliklerinin, zamanın akışını hızlandırdığı bir bilgi çağında yaşıyoruz. Artık uzak-yakın, bilinen-bilinmeyen, tanıdık-yabancı gibi kavramlar anlamsızlaştı, sınırlar şeffaflaştı, karşılıklı etkileşimin önündeki engeller büyük ölçüde kalktı.”
BİRKAÇ SAATLİK İLETİŞİM KESİNTİSİNDE YERLİ VE MİLLİ UYGULAMALARIN NE KADAR GEREKLİ OLDUĞUNA ŞAHİT OLDUK
Toplumların, sadece kendilerine sunulanı değil, her alanda dünyada en iyi olanını, anında talep etmeye başladığını kaydeden Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, birkaç saatlik iletişim kesintisinin bile toplumda oluşturduğu rahatsızlığa yerli ve milli uygulamaların ne kadar gerekli olduğuna çok yakında bir kez daha şahit olunduğunu söyledi. “Şeffaflık, özgürlük, adalet, hesap verebilirlik ve iyi yönetim artık sadece dünyanın imtiyazlı bir bölümü için değil, tamamı için geçerli değerler haline dönüştü” diyen Karaismailoğlu, bunu anlamayan, reddeden, dönüşüme ayak uyduramayan
ülkelerin, olayların ve zamanın arkasında kalacağının açık olduğunun altını çizdi.
TEKNOLOJİYE GEM VURMAK MÜMKÜN DEĞİL
Karaismailoğlu, “Şu tartışmasız bir gerçektir ki; teknolojiye gem vurmak mümkün değildir. Çünkü, bugün hayal edilenler yarının gerçeklikleridir. Teknolojik gelişmeler, yarının dünyasını bugünkünden çok daha şeffaf hale getirecek ve hiçbir şeyi dar bölgeler içerisinde bırakmayacak. Ülkelerin dünya ve çağın gereklerine entegre stratejiler dahilinde, ulaşım ve iletişim altyapılarına yatırım yapması şarttır. Bizim için de üç kıtanın kesiştiği noktada bulunan, jeopolitik ve jeostratejik konumuyla Türkiye’nin ulaştırma ve haberleşme stratejisini, bölgesel ve küresel boyutlarıyla planlanması ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü her şeyden önce, dünya üzerinde bir coğrafi alanın bölge olarak adlandırılabilmesi için ülkeler ve halklar arasında iletişim ve etkileşimi mümkün kılacak haberleşme ve ulaşım ağları olmalıdır” diye konuştu.
Bunun tarih boyunca böyle olduğunu kaydeden Karaismailoğlu, “Mesela İpek Yolu ya da Baharat Yolu olmadan Avrasya Bölgesi’nden bahsetmek mümkün değildi. Ulaşım ağları sayesinde farklı medeniyetler birbirleriyle hem ticari, hem de insani ilişkiler geliştirdiler. Bugün de olduğu gibi Türkiye, tarih boyunca hem coğrafi hem kültürel olarak kıtaların, medeniyetlerin ve kadim ulaşım koridorlarının kesişme noktasında yer aldı. Asya ve Avrupa arasındaki doğu-batı koridorunda doğal bir köprü olduğu gibi, Kafkas ülkeleri ve Rusya’dan Afrika’ya uzanan kuzey güney koridorlarının da tam ortasındadır” dedi.
Türkiye’nin 4 saatlik bir uçuş ile 1 milyar 650 milyon insanın yaşadığı, 38 trilyon dolar gayri Safi Milli Hasılaya sahip ve 7 trilyon 45 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkenin merkezinde olduğuna vurgu yapan Karaismailoğlu, “Jeostratejik konumumuzdan hareketle, ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri her daim güncel tutmak Türkiye için vazgeçilmezdir” ifadelerini kullandı.
BÖLÜNMÜŞ YOL AĞINI 28 BİN 340 KM’YE ÇIKARDIK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Siyaset demek; ülke için eser üretmek, millete hizmet etmek demektir” ifadesine dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, 19 yıldır bu anlayışla çalıştıklarını, ulaşım ve iletişim alanında gerçekleştirilen yatırımlarla çehresi aydınlanan Türkiye’nin gelecek vizyonunu; dünyanın nabzını tutarak, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek ve daima entegrasyonu merkeze koyarak şekillendirdiklerini belirtti. Ulaşım ve iletişim alanında Türkiye’nin 2002’den bu yana kat ettiği gelişmelere değinen Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Son 19 yılda ülkemizin yıllardır süren ulaşım altyapısı problemini büyük ölçüde çözdük. Nice dev ulaştırma projelerini tamamladık ve hizmete açtık. 2003 yılı öncesi mevcut 6 bin 101 kilometre uzunluğundaki bölünmüş yol ağımızı 28 bin 340 kilometreye çıkardık. Otoyol uzunluğumuzu 3 bin 532 kilometreye ulaştırdık. Osmangazi Köprüsü’nün dahil olduğu İstanbul-İzmir Otoyolu’nu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü içeren Kuzey Marmara Otoyolu’nu, Ankara-Niğde Otoyolu’nu ve Menemen Çandarlı Otoyollarını bitirdik. Edirne’den Şanlıurfa’ya kesintisiz otoyol bağlantısı tesis ettik. Aydın-Denizli Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu Nakkaş-Başakşehir Kesimi ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de dahil olduğu Malkara- Çanakkale otoyol yapım çalışmalarımız ise devam ediyor. 1915 Çanakkale Köprüsü, 2 bin 23 metre orta açıklık ile Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü sembolize edecek. Bu uzunluğu ile tamamlandığında ‘dünyanın en büyük’ orta açıklıklı asma köprüsü unvanına sahip olacak. Yaklaşım viyadükleri ile beraber toplam geçiş uzunluğu ise 4 bin 608 metreye ulaşmaktadır. İki çelik kule arasındaki Köprümüz, dünyada ikiz tabliye olarak tasarlanan nadir asma köprülerden biri olma özelliğine sahip.1915 Çanakkale Köprüsü, feribotla bekleme süresiyle ve hava durumları nedeni ile çoğu zaman saatler süren Çanakkale Boğazı’ndan geçiş süresini 6 dakikaya kadar indirecek. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışını 18 Mart 2022’de gerçekleştirerek tüm dünyanın hizmetine sunacağız.”
Yeni otoyol çalışmalarına da devam edeceklerinin altını çizen Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Yap-İşlet-Devret modeliyle 2023 yılına kadar toplam 6 proje ile 579 kilometre ve 2035 yılına kadar toplam 13 proje ile 3 bin 767 kilometre daha otoyol yapımını hayata geçirmeyi planladıklarını açıkladı. Karaismailoğlu, bölünmüş yol ve otoyol yapımına ağırlık verildiği gibi diğer yolların da fiziki ve geometrik standartlarının iyileştirilmesi çalışmalarına da yoğunlaşarak ayrıca 15 bin km daha tek yolu tamamladıklarını söyledi.
TÜNEL UZUNLUĞUNU 30 KATIN ÜZERİNDE ARTTIRDIK
Geçit vermeyen dağları tünellere, vadileri köprülerle, viyadüklerle aştıklarını kaydeden Karaismailoğlu, 50 kilometre olan toplam tünel uzunluğunu ise tam 30 katın üzerinde artırarak 631 kilometreye yükselttiklerinin altını çizdi. Tünel yapımında 2023 yılına kadar 720 kilometre, 2035 yılına kadar bin 50 kilometre trafiğe açarak hizmet vermeyi hedeflediklerini belirten Karaismailoğlu, “Yollarımızı inşa ederken akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yakıttan tasarruf etmek, çevreye daha az zarar veren alternatifleri oluşturmak, ekonomik canlılığı ve lojistik hareketliliği tesis etmek için, Bakanlığımız tarafından hayata geçirilen Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planını sıkı sıkıya takip ediyoruz. Karayollarına yaptığımız yatırımlarla taşıt hareketliliği yüzde 170 artmasına rağmen trafik kazalarında yüzde 80’e varan azalma oldu. Yani, bu yatırımlar sayesinde her yıl binlerce can kurtardık” şeklinde konuştu.
58 MİLYONUN ÜZERİNDE YOLCU YHT İLE SEYAHAT ETTİ
Asya ile Avrupa arasında, Çin’den Londra’ya kadar uzanan Demir İpekyolu’nun Orta Koridoru’ndaki Türkiye’nin, uluslararası yük ve yolcu taşımacılığında da stratejik öneminin çok büyük olduğuna dikkati çeken Karaismailoğu, bu gerçeklikten hareketle demiryollarında bir reform süreci başlattıklarını anlattı. 2003 yılına kadar el değmeyen demiryollarının tamamını yenilediklerini vurgulayan Karaismailoğlu, “Milletimizin yarım asırlık hayali Yüksek Hızlı Tren hatlarını inşa ettik. Ankara-Eskişehir-İstanbul-Konya, hızlı tren hatlarını ülkemize kazandırdık. Ülkemizi yeniden demir ağlarla örme hedefleri kapsamında demiryolu uzunluğunu 12 bin 803 kilometreye çıkardık. Bugüne kadar 58 milyon üzerinde yolcu Yüksek Hızlı Trenler ile seyahat etti. Yüksek Hızlı Tren çalışmalarımızı burada bırakmadık. Sonuna geldiğimiz Ankara-Sivas ve Konya Karaman Hızlı Demiryolu hattı inşasını tamamlamak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ayrıca Ankara-İzmir, Ankara-Bursa, Mersin-Adana-Gaziantep, Karaman -Ulukışla güzergahlarında da çalışmalarımız hızla devam ediyor. Bu çalışmaların yanı sıra; sinyalli hat uzunluğumuz yüzde 172, elektrikli hat uzunluğumuz ise yüzde 180 arttırdık” diye konuştu.
BAKÜ-TİFLİS-KARS HATTINDA 1 MİLYON 290 BİN TON YÜK TAŞINDI
Dünyanın en önemli ulaşım projelerinden biri olan Marmaray’la iki kıtayı birbirine deniz altından bağladıklarını ifade eden Karaismailoğlu, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını açarak Asya’dan Avrupa’ya kesintisiz demiryolu bağlantısı sağladıklarını belirtti. Bu hattın Pekin’den Londra’ya uzanan orta koridorun ve Kazakistan’dan Türkiye’ye uzanan Demir İpek Yolu’nun en stratejik bağlantı noktası haline geldiğini ve demiryolu yük taşımacılığı alanında yeni bir çağ başlattığının altını çizen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı; Çin ile Türkiye arasındaki yük taşıma süresini 1 aydan 12 güne, Marmaray’ın bu hatta entegre olmasıyla da Uzak Asya ile Batı Avrupa arasındaki süreyi 18 güne düşürmüştür. Asya ile Avrupa arasındaki küresel ticaret ağları için yeni ve çok önemli bir alternatif oluşturmuştur. Bakü-Tiflis-Kars hattında bugüne kadar toplam bin 133 tren, 20 bin 819 vagon ile 1 milyon 290 bin ton yük taşındı” dedi.
185 KM UZUNLUĞUNDA RAYLI SİSTEM YAPIM ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR
Uluslararası ve ulusal demiryolu işletmesiyle birlikte aynı zamanda kent içi raylı sistemlere de ciddi yatırımlar yaptıklarını kaydeden Karaismailoğlu, Türkiye genelinde 12 ayrı şehirde toplam 811,4 kilometre şehir içi raylı sistem hattının işletildiğini vurguladı. Bu hatların 312,2 kilometre uzunluğundaki bölümünün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapıldığını belirten Karaismailoğlu, İstanbul, Bursa, Ankara, Kocaeli, Konya, Kayseri ve Gaziantep olmak üzere 7 ayrı şehirde 14 hatta yaklaşık 185 kilometre uzunluğunda raylı sistem yapım çalışmalarının da devam ettiğini belirtti.
“Demiryolu ulaşım ağındaki tüm bu başarılarımızı, yine aynı dönemde gelişen yerli ve milli demiryolu endüstrisi ile adeta taçlandırdık” diyen Karaismailoğlu, raylı sistem araçlarının farklı bölümlerinin yapıldığı üç önemli şirketini TÜRASAŞ çatısı altında birleştirerek Türkiye’nin raylı sistem üretim süreçlerinde yeni bir ivme ve sinerji yakaladıklarını ifade etti. TÜRASAŞ’ı Orta Doğu’nun en büyük raylı sistem araç üreticisi haline getirdiklerini anlatan Karaismailoğlu, “Saatte 160 kilometre hıza sahip Milli Elektrikli Tren setinin test süreçlerini tamamladık. 2022 yılında milli elektrikli lokomotifin seri üretimine başlayacağız.
Saatte 225 kilometre hıza sahip Milli Hızlı Trenin tasarım çalışmalarını tamamlayarak prototip üretim aşamasına geleceğiz. Bu projelerimizle birlikte metro, banliyö ve tramvay tasarım ve üretimi dahil olmak üzere raylı sistem araçları üretiminde ülkemiz için önemli bir aşamaya ulaşmış olacağız” dedi.
Hava ulaşım faaliyetlerinde son yıllarda eksen kayması yaşandığına dikkati çeken Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Küresel nüfus hareketleri ve ticari dengelere bağlı olarak hava ulaşım faaliyetleri, bugün hızla batıdan doğuya kaymaktadır. Türkiye, coğrafi bakımdan üç kıtanın ortasındaki kilit konumuyla, gelişmiş pazarlar ile gelişmekte olan pazarlar arasındaki uçuş rotaları üzerinde yer almaktadır. Bunları dikkate alarak 2003 yılından itibaren yürüttüğümüz hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri haline geldik. 2003-2021 yılları arasında 114 milyar Lira’nın üzerinde havacılık yatırımı gerçekleştirdik. Bu sayede; 26 noktaya yapılan iç hat uçuşlarımızı, bugün 56 noktaya çıkardık.
2003 yılında 50 ülke ile 60 noktaya uçuş yapılırken, bugün 127 ülkede 329 noktaya ulaştık. Dünyada ulaşamayacağımız yer kalmayacak dedik ve çok şükür bu hedefimizi büyük oranda gerçekleştirdik. Yapımları devam eden Çukurova, Tokat, Rize-Artvin, Bayburt-Gümüşhane ve Yozgat havalimanları ile havayolu ulaşım ağımızı daha da güçlendireceğiz. Bugün ülkemiz, özellikle de İstanbul, dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biridir. 29 Ekim 2018 tarihinde hizmete geçen İstanbul Havalimanı dev kapasitesiyle, Türkiye’yi uluslararası bir aktarma merkezi yaparak, ülkemizi küresel havacılıkta zirveye taşıdı. Hizmete girdiği ilk günden bugüne 100 milyonun üzerinde yolcu ağırladı. 2021 yılı ilk 8 ay istatistiklerine göre; Avrupa’da en yoğun havalimanları sıralamasında yaklaşık 21 milyon yolcuya hizmet veren İstanbul Havalimanı ilk sırada. Ayrıca İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En İyi 10 Havalimanı” arasında 2. sırada yer aldı. Küresel planda iddialı havayolu şirketleri için faaliyet merkezi olarak hizmet edecek bu tür üsse sahip olmak çok ama çok önemli bir unsurdur. Bu bağlamda havayolunun yükselen değeri ve göklerdeki temsilcimiz Türk Hava Yolları’nın daha da güçlenebilmesi için İstanbul Havalimanı çok yerinde bir adım olmuştur. Dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları, dünyanın en büyük havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı ile birlikte artık geleceğe çok daha emin adımlarla yürümektedir.”
SIRADA 5B VE 6A UYDULARIMIZ VAR
“İstikbal Göklerdedir sözünden hareketle çıtayı daha da yüksek tutarak uzay havacılığında da büyük başarılar elde ediyoruz” diyen Karaismailoğlu, Türkiye’nin uzayda da söz sahibi olabilmesi için başta haberleşme uyduları olmak üzere, çok amaçlı gözlem ve alçak yörünge uyduları yaptıklarını söyledi. Haberleşmedeki iletişim uydusu Türksat 5A’yı 8 Ocak’ta yörüngesine fırlattıklarını, Haziran ayı içerisinde hizmete aldıklarını anımsatan Karaismailoğlu, 3 kıtaya yayılan geniş bir coğrafyada televizyon ve veri haberleşme hizmeti verildiğini belirtti. Karaismailoğlu, “Şimdi sırada TÜRKSAT 5B ve 6A uydularımız var. Türksat 5B’nin tasarım ve üretim aşamaları başarı ile tamamlandı. Milli Haberleşme Uydumuz Türksat 6A’nın ise montaj, entegrasyon ve testleri Ankara’daki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nde devam ediyor. Uydunun üretim ve test sürecinin 2022 yılı sonunda tamamlayarak, 2023 yılı ilk çeyreği içinde de fırlatılmasını planlıyoruz. Bunu gerçekleştirdiğimizde haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer alacağız” diye konuştu.
DENİZ YOLU PAYI YÜZDE 36 ARTTI
Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ının denizyoluyla yapıldığını, denizciliğin dünya için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, düşük maliyetli ve verimli olmasıyla deniz taşımacılığının; sürdürülebilir ekonomik gelişme ve refah için de olmazsa olmaz olduğunu ifade etti. Denizcilik alanında da devrim niteliğinde gelişmeler kaydettiklerini vurgulayan Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Ülkemizin toplam dış ticareti içinde deniz yolunun ekonomik payı 2003 yılında 57 milyar dolar iken, 2020 yılında 216 milyar dolara yükseldi. 2021 yılının Ocak-Temmuz döneminde deniz yolunun payı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 artarak 158 milyar dolar oldu. 4 Haziran 2021 günü Karadeniz’de faaliyetlerine başlayan Filyos Limanı, yıllık 25 milyon ton konteyner elleçleme kapasitesi ile büyük tonajlı gemilerin yeni adresidir. Rusya, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki potansiyel trafikten kaynaklanacak kombine taşımacılık zinciri için önemli bir aktarma merkezidir. Yine Rize İyidere Lojistik Limanı yapımına da başladık. Yılda 3 milyon ton genel kargo, 8 milyon ton dökme yük, 100 bin TEU konteyner ve 100 bin araçlık ro-ro kapasitesi ile Karadeniz kıyılarında büyük tonajlı gemilerin yanaşabileceği dev yatırımı hayata geçiriyoruz. Bu limanlarımız ile birlikte Ege Denizi’nde yapımı devam eden Çandarlı Limanı ve Akdeniz’deki Mersin Uluslararası Limanı’nda devam eden genişletme çalışmaları ile üç̧ tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin “Denizci Ülke” kimliğini ön plana çıkarıyoruz. 2002 yılında 37 olan tersane sayımız 84’e, yıllık üretim kapasitemiz ise 550 bin dedveyt ton’dan 4,65 milyon deadweıght ton’a yükselmiş ve yerlilik oranımız ise yüzde 60 seviyelerine ulaştı. Dünyanın önde gelen yat imalatçısı olan ülkemiz, 2020 yılı mega yat projesinde sipariş adedi bakımından Dünyada 3’üncü sıradadır” şeklinde konuştu.
KANAL İSTANBUL İLE DENİZCİLİK ALANINDA YENİ BİR ÇAĞIN KAPISINI ARALADIK
Dünya deniz taşımacılığına yeni bir soluk getirecek, Kanal İstanbul ile ulaşım sektörü ve denizcilik alanında yeni bir çağın kapısını araladıklarını vurgulayan Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Bu proje, dünyada ve ülkemizde yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, değişen iktisadi yönelimler ve ülkemizin ulaştırma altyapıları konusundaki artan ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bir vizyon projesidir. Kanal İstanbul kapsamındaki ilk ulaşım köprüsü olan Sazlıdere Köprüsü’nün temelini atarak projemize başladık. Yine diğer ulaşım geçişi olan; Halkalı-Kapıkule yeni demiryolu inşaatı kapsamında Halkalı-Ispartakule arası demiryolu hattı yapım işine başladık. Dünyadaki su yolu projeleri incelendiğinde, İstanbul Boğazı gibi yoğun nüfusun içinden geçen başka bir su yolu bulunmuyor. Her iki yakasında yüzbinlerce sakinin yaşadığı Boğaziçi, gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeridir. Gemi trafiğinin oluşturduğu riskler nedeniyle Boğaz, her yıl daha tehlikeli hale geliyor. 100 yıl öncesinde 3-4 bin olan yıllık gemi geçiş sayısı bugün 45 bine ulaştı. Bunun yanında binlerce de şehir içi gemi trafiği seyir halindedir. Boğaz’da ortalama bekleme süresi, her gemi için yaklaşık 14,5 saattir. Bekleme süresi bazen gemi trafiğine ve hava şartlarına bazen de yaşanacak bir kaza veya arızaya bağlı olarak 3-4 günü hatta haftayı bulabilmektedir. Bu çerçevede, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale geldi ve Kanal İstanbul Projesi hayata geçirildi” diye konuştu.
MOBİL İNTERNET KULLANIMI % 31 ARTTI
Ulaşımın her modunda olduğu gibi iletişim ve bilişim sektörünün gelişiminin de 2003 yılından itibaren büyük ivme kazandığını vurgulayan Karaismailoğlu, 2020’de yüzde 16 olan bilişim sektörünün büyüme oranının, 2021’in ilk yarısında yüzde 19’a ulaşmasıyla büyük bir başarıya imza atıldığını söyledi. Fiber hat uzunluğunun 445 bin kilometreyi aştığını ifade eden Karaismailoğlu, 20 bin olan genişbant abone sayısının 86 milyona ulaştığını vurguladı. Abone yoğunluğunun sabitte yüzde 21, mobilde yüzde 82 olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
“Mobil abone sayısı 85 milyona ulaştı ve abonelerin yüzde 93’ü 4.5G hizmetini kullanmaya başladı. 10 yıl önce mobil operatörlerimizin dakikası 8,6 kuruş olan ortalama tarife ücreti, bugün 1,3 kuruşa geriledi. İnternet kullanım miktarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yıllık bazda sabitte yüzde 39 ve mobilde yüzde 31 artış gösterdi. Bilişim alanımızdaki hedefimizde çok net. Teknolojik gelişmeleri takip eden değil, yön veren ülke olmak olmak istiyoruz. Özellikle 5G teknolojileri ile birlikte sektördeki yerli ve millilik oranlarımızı çok daha yukarı çıkaracağız.5G’ye giden yolda donanım ve yazılım ihtiyaçlarına yerli ve milli imkanlar ile cevap verebilmek amacıyla “Uçtan Uça Yerli ve Millî 5G Haberleşme Şebekesi Projesi”ni geliştirdik. Büyük çoğunluğu ithal edilen donanım ve yazılım ürünlerini, kendi imkanlarımız ile üreterek ülkemizin ihracatına ve istihdamına katkı sağlıyoruz.”
KENTSEL HAREKETLİLİK ENDEKSİ OLUŞTURULACAK
Tüm bu ulaşım ve haberleşme yatırımlarını artık son yıllarda yaşanan bilişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak; insan, yük ve veri hareketliliğini sağlayacak şekilde mobilite, lojistik ve dijitalleşme odağında gerçekleştirdiklerini ifade eden Karaismailoğlu, “Yaygınlaştırdığımız Akıllı ulaşım sistemlerimiz ile seyahat sürelerini azaltmayı, trafik güvenliğini artırmayı, mevcut yol kapasitelerinin daha etkin ve daha verimli kullanılmasını, mobiliteyi, yani hareketliliği artırmayı, enerji verimliliğini yükselterek ülkemizin ekonomisine katkı sağlamayı, çevreye verilen zararları ve emisyonu azaltmayı amaçlıyoruz. Yine erişilebilirliği merkeze alan, verimli, sürdürülebilir, akıllı ve entegre hareketliliği sağlamak için çalışmalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi ve Eylem Planı ile Bakanlığımızın mobilite, lojistik, dijitalleşme vizyonu çerçevesinde, ulaşım sistemlerinin, mevcut ve gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara uygun hale getirilmesine yönelik strateji ve politikalar geliştirilecek.
Bu çalışma kapsamında tüm paydaşlar bazında kentsel hareketliliğin mevcut performansını ölçmek ve gelecek yatırımlara yön vermek amacıyla bir kentsel hareketlilik endeksi oluşturulacak. Gelecek yatırımların birim hareketlilik indeksi ve ulusal hareketlilik endeksi üzerindeki etkisi tespit edilecektir. Böylece ulusal düzeyde hareketlilik endeksinin yükseltilmesi ve ulaşım yatırımlarının daha etkin bir şekilde yönlendirilerek kaynakların daha verimli tahsis edilmesi hedefliyoruz” diye konuştu.
HEDEFİMİZ HERKES İÇİN ETKİN ULAŞIM VE İLETİŞİM SİSTEMİNİ ÜLKEMİZE KAZANDIRMAK
Ulaşım hizmetlerine erişebilirliğin bir hak olduğu anlayışı çerçevesinde ve “her adımda farklılıkları ortadan kaldıran bir ulaşım ağı oluşturmak” vizyonu doğrultusunda hareket kabiliyeti kısıtlı bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran “Erişilebilir Ulaşım Stratejisi ve Eylem Planı”nı hazırladıklarını vurgulayan Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, hareketleri kısıtlı bireylerin sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını pekiştiren, yaşam kalitesini artıran, herkes için erişilebilir ulaşım sistemi oluşturduklarını kaydetti. Karaismailoğlu, “Hedefimiz, etik değerleri gözeten, bilimsel temellere dayalı, insana, çevreye ve tarihe duyarlı, şeffaflık, katılımcılık ve paylaşımcılık ilkelerini benimseyen, yerel tabana hitap ederken bölgesel ve küresel entegrasyonu göz ardı etmeyen bir ulaşım altyapısı inşa etmek, yüksek kalitede kesintisiz, konforlu hizmet perspektifi sunan, yenilikçi değerlerle bezenmiş, eşit, dengeli, sürdürülebilir kalkınma hamlelerinin öncüsü olarak, herkes için etkin bir ulaşım ve iletişim sistemini ülkemize kazandırmak” dedi.
12.Ulaştırma ve Haberleşme Şurası ile Türkiye’yi bu hedeflere ulaştıracak politika ve stratejilerin; hep birlikte belirleneceğinin altını çizen Karaismailoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dünyayı değiştirebilecek mega ulaşım projeleri, kovid-19 sonrası dünyada ulaşımın iyileştirilmesi, esnekliği ve küresel tedarik zincirlerin yeni standartları, bütünsel kalkınmayı sağlayacak ekonomi ve ulaşım koridorlarının gelişimi ve ülkelere etkisi gibi önemli konularda sektördeki işbirliği fırsatlarını, bölgesel sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyacağız. Geleceğe yönelik fırsatları belirleyeceğiz ve iş birliği olanaklarımızı masaya yatıracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kurdele kesme töreninde yaptığı konuşmada, “KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda, haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da yapımı tamamlanan ve içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin de bulunduğu, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerleşkeye gelişinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, bu anlamlı tören vesilesiyle bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
“CUMHURİYET YERLEŞKESİ PROJEMİZ KUZEY KIBRIS’IN GURUR KAYNAKLARINDAN BİRİDİR”
Hep birlikte büyük coşku ve heyecan içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bu topraklara bir mühür daha vuruyoruz. Kıbrıs Türk halkına muhteşem bir eser daha kazandırıyoruz. Bugün burada sıradan bir açılış töreni gerçekleştirmiyoruz, aynı zamanda irademizi, azmimizi, hürriyet sevdamızı da ilan ediyoruz. Cumhuriyet Yerleşkesi projemiz Kuzey Kıbrıs’ın gurur kaynaklarından biridir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de inşasına başlanan yerleşkenin 639 bin 475 metrekarelik alanda Cumhurbaşkanlığı binasına, Cumhuriyet Meclisi’ne, yüksek mahkemeye ve millet bahçesine ev sahipliği yapacağını bildirdi.
İlk etapta Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi’nin açılışını bugün gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yerleşkede millet bahçesi, millet camisi ve yüksek mahkeme binalarının da hizmete alınacağını belirtti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan itibarına yakışır bir eserin Lefkoşa’ya kazandırılmış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” şeklinde konuştu.
“KKTC CUMHURİYET YERLEŞKESİ, TÜRKİYE VE KKTC’NİN KADER ORTAKLIĞININ BİR GÖSTERGESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güçlü temel üzerine yeni başarılar, yeni eserler inşa edeceklerini, istiklal ve istikbal mücadelesini daha güçlü şekilde devam ettireceklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Kardeşliğimizi bozmaya, aramızı açmaya, bu bereketli topraklara, barış ve huzur yerine nefret tohumları ekmeye çalışanlar başarılı olamayacaktır. Yerleşkenin, Kıbrıs Türk’ünü daha ileriye taşıyacak kararlara ev sahipliği yapacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sevginiz, ahde vefanız için her birinize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün ve yarın da ihtiyaç duyacağınız her anda daima yanınızda olacağını bilmenizi istiyorum. Türk dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesinden, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız izolasyonun kaldırılmasına kadar her alanda desteğimizi çok güçlü biçimde devam ettireceğiz. Bu düşüncelerle yerleşkenin yapımında emeği ve alın teri olan her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. TOKİ’mizi özellikle tebrik ediyorum. Yerleşkemizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından yerleşkenin açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve protokol üyelerince dualarla gerçekleştirildi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, TBMM Başkanvekili Celal Adan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ile çok sayıda milletvekili katıldı.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni ile TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni vesilesiyle gittiği başkent Lefkoşa’ya ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ercan Havalimanı’nda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından karşılandı.
Karşılamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a KKTC ziyaretinde; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye, hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında programın hazırlanmasında emeği geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Turkuvaz Medya Grubuna teşekkür etti.
Enerji dönüşümü, madencilik, arz güvenliği, kritik mineraller ve hidrokarbonlar gibi önemli meselelerin ele alınacağı bu zirveyi son derece isabetli bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin enerji sektörü başta olmak üzere ülkeler arasındaki ilişki ve iş birliklerine önemli katkılar yapacağını düşündüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlarla birlikte tüm katılımcılara programa yapacakları kıymetli katkılar için şükranlarını sunduğunu, zirvenin hayırlar getirmesi dileğinde bulunduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’Yİ DOĞAL GAZ VE PETROL ARAMA ALANINDA KÜRESEL BİR AKTÖR HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz. Türkiye’nin enerji güvenliği doğrudan veya dolaylı tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir meseledir. Enerji politikalarımızı hep bu hakikatin ışığında geliştirdik, meseleye hep bu açıdan yaklaştık. Türkiye’yi küresel enerjinin güvenli limanı, emniyetli merkezi hâline getirmek için son dönemde çok önemli atılımlar yaptık. Millî enerji ve maden politikalarımızın hedefi bellidir. Kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak, enerji ve madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak, Karadeniz ve Gabar’daki doğal gaz ve petrol keşifleriyle bu alanda tabiri caizse, şeytanın bacağını kırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıları yeni bir aşamaya taşıdıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi doğal gaz ve petrol arama alanında küresel bir aktör hâline getireceğiz. Bu yeni dönemde ülkemiz enerji ve madencilik sektörlerinde dünyanın dört bir yanında yepyeni iş birliklerine imza atacak, küresel enerji güvenliğine eşsiz katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“TÜRKİYE GENELİ GÜNLÜK PETROL ÜRETİMİMİZ 135 BİN VARİLİ AŞARAK YENİ BİR REKOR KIRDI”
Türkiye’nin enerjide ulaştığı seviyeyi kısaca özetlemek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İlk açıkladığımızda muhalefet partilerinin her seçim öncesi ‘petrol buluyorlar’ diyerek alay ettiği Gabar’da günlük üretimimiz 81 bin varili geçti. Bugüne kadar Gabar’da, toplam değeri 2 milyar dolara yaklaşan 26 milyon varilin üzerinde üretim gerçekleşti. Arama ve üretim faaliyetleri için 540 kilometre uzunluğunda yeni yollar inşa edildi. Tabii bununla yetinmiyoruz, mevcut keşif alanlarındaki saha geliştirme faaliyetlerimizi 3 binden fazla personelle devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz olan günlük 100 bin varil petrol üretimine çok kısa bir süre içinde ulaşacağız. Gabar’daki çalışmalarla birlikte Türkiye geneli günlük petrol üretimimiz 2025 Mart sonu itibarıyla 135 bin varili aşarak yeni bir rekor kırdı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak hassasiyetle yürüttükleri “Terörsüz Türkiye” çalışmalarında arzu edilen neticeyi aldıklarında bambaşka bir hikâye yazacaklarını söyledi.
Terör gölgesinin bölgenin üzerinden kalkmasından sonra ekonominin her alanında olduğu gibi enerjide de hedeflere koşarak ilerleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki petrol sahalarında da yaklaşık 40 bin varillik üretimlerini sürdürdüklerini kaydetti.
“2028’DE SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİ 40 MİLYON METREKÜPE YÜKSELTMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Gaz Sahası’nda birinci fazı başarıyla tamamladıklarını, mevcut durumda 12 kuyudan günlük bazda 9,5 milyon metreküp gaz ürettiklerini, ülkedeki 4 milyonu aşkın hanenin doğal gaz ihtiyacının buradan karşılandığını ifade etti.
Geçen yıl Sakarya Gaz Sahası’nda kümülatif olarak yaklaşık 1,8 milyar metreküp üretim gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’deki yüzer üretim platformumuz önümüzdeki yıl Sakarya sahasında göreve başlayacak. Böylece günlük 10 milyon metreküp ilave üretim yapacağız. 2026 yılı içerisinde Faz-1 ve Faz-2 toplamında yaklaşık 20 milyon metreküp günlük üretim hedefliyoruz. 2028’de Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimi 40 milyon metreküpe yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaştığımızda konutlarımızın doğal gaz ihtiyacının tamamını kendi kaynaklarımızdan karşılıyor olacağız” diye konuştu.
“ORUÇ REİS, ÇALIŞMALARINI BU AY İÇİNDE TAMAMLAYACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji diplomasisinin politikalarının bir diğer önemli ayağını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali denizlerinde her biri 5 bin kilometrekare alanı kapsayan 3 ayrı lokasyonda, 3 boyutlu sismik arama faaliyetlerini sürdürüyor. Şu ana kadar 4 bin 111 kilometrekarelik proje alanının 3 bin 700 kilometrekaresi yani yüzde 90’ı taranmış durumda. Oruç Reis, çalışmalarını inşallah bu ay içinde tamamlayacak. Şayet bu çalışmalar olumlu neticelenirse bir sonraki aşamaya yani sondaj çalışmalarına geçeceğiz. Somali’yle imzaladığımız üretim paylaşım anlaşmaları kapsamında, bu ülkede 16 bin kilometrekarelik 3 ayrı kara alanında çalışmalar yapacak. Sismik veri toplama faaliyetlerinin ardından sondaj aşamasına geçilecek. Bu çalışmalar keşifle sonuçlanırsa iki ülke arasındaki stratejik işbirliği farklı bir boyut kazanacaktır.”
Yeni hidrokarbon keşifleriyle birlikte enerji tedarik güvenliğinin artacağına, dışa bağımlılığın azalarak yeni iş imkânlarının ortaya çıkacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Somalili kardeşlerimiz de bu süreçten çok ciddi faydalar elde edecek. Somali için teknoloji transferi, altyapı gelişimi, istihdam artışı ve yeni yatırımlar anlamına gelen bu süreç, Somali’nin ekonomik kalkınmasını inşallah daha da hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde sömürgecilik ayıbı olmadığını vurgulayarak, kimsenin toprağında, egemenliğinde, yer altı ve yer üstü kaynaklarında hiçbir zaman gözlerinin olmadığını anlattı.
“Ne yaptıysak hakka ve adalete uygun şekilde yaptık. Kendi çıkarlarımızla birlikte muhataplarımızın menfaatlerini de gözettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaklık ve dayanışma temelinde “kazan kazan” anlayışıyla iş birliklerini geliştirdiklerini söyledi.
“PAKİSTAN, ENDONEZYA VE MALEZYA’YLA OLAN GÜÇLÜ İLİŞKİLERİMİZİ ENERJİ SAHASINDA DA TAHKİM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada sadece dostluk için, kardeşlik için, beraber kalkınmak, beraber kazanmak için varız. Yine bu anlayış temelinde Pakistan, Endonezya ve Malezya’yla olan güçlü ilişkilerimizi enerji sahasında da tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Pakistan millî petrol şirketleri ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) arasındaki iş birliğinin 30 Nisan’da yapılan Pakistan Kara Arama Ruhsatları İhalesi’yle yeni bir devreye taşındığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî petrol şirketinin Endonezya’nın en büyük enerji firmalarından biri olan Pertamina’yla 12 Şubat’ta imzaladığı mutabakat zaptının sektördeki ortak faaliyetlerini çok daha ileri seviyelere ulaştıracağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın millî petrol ve gaz şirketi Petronas ile 4 farklı alanı kapsayan anlaşmanın imzalanması için çalışmaların devam ettiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Tüm bu adımlar Asya’daki yeni enerji kaynaklarına erişim sağlamak ve enerji güvenliğimizi arttırma noktasında büyük önem arz ediyor. Macaristan’ın MOL şirketiyle geçtiğimiz yıl bu ülkedeki 3 farklı saha için ortak teklif verme anlaşması imzalamıştık. Yapılan ihalelerle birlikte 2 blok bu konsorsiyum tarafından kazanıldı ve 2 gün önce de imtiyaz anlaşmaları imzalandı. İngiltere ve Fransa merkezli 2 büyük petrol şirketiyle 2027’den itibaren sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikine yönelik anlaşmaları tamamladık. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’la yine doğal gaz tedarikine yönelik önemli anlaşmalarımız oldu. Avrupa ülkelerinin yaşadığı enerji krizini hafifletmek adına bölgedeki enerji güvenliğine katkı yapmak için pek çok girişimde bulunduk.”
“NİHAİ HEDEFİMİZ TÜRKMEN GAZINI HAZAR GEÇİŞLİ BORU HATTIYLA ÜLKEMİZE GETİRMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan doğal gazında ilk akışı İran üzerinden 1 Mart itibarıyla başlattıklarını aktardı.
Şu ana kadar bu hatta 250 milyon metreküpün üzerinde gaz temin edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar toplam 1,3 milyar metreküp doğal gazın inşallah akışını sağlamış olacağız. Bu noktada ilk planımız anlaşmayı 5 yıl daha uzatmak, nihai hedefimiz ise Türkmen gazını Hazar geçişli boru hattıyla ülkemize getirmektir. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek hem ülkemiz hem Avrupa için çok daha yüksek miktarda gaz akışı sağlama imkânına kavuşmuş olacağız” dedi.
Yenilenebilir enerji alanındaki çalışmaların da son sürat devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâlihazırda rüzgâr ve güneşte kurulu gücümüz 25 bin megavatı aştı. Tüm konutların elektrik ihtiyacının sadece rüzgâr ve güneşten karşılayabilecek seviyeye geldik. 2035’e kadar maliyeti yaklaşık 80 milyar dolar olan ilave santral yatırımlarıyla bu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı yatırımlarda izin ve onay süreçlerini daha da kısaltacağız. Rüzgâr ve güneş kurulu gücünün iletim ve dağıtım sistemine sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi için yeşil ileti altyapısını oluşturacağız.”
“2028’DE AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ’NİN TAM KAPASİTE ÇALIŞMASINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Cumhuriyet tarihinin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşasının yakın zamanda tamamlandığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk reaktörün türbin montajını bitirdik. Türbin şaftını da başarıyla döndürerek önemli bir aşamayı geride bıraktık. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin de tamamlanmasıyla birlikte 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz” diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde doğal gaz ithalatının yıllık 7 milyar metreküp azalacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da 2,5 milyar dolarlık tasarruf anlamına geldiğini kaydetti.
“MADEN SEKTÖRÜMÜZÜN TOPLAM BÜYÜKLÜĞÜ 2023 YILI İTİBARIYLA 270 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların vatandaşların hayatına da doğrudan dokunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bakınız sadece son 3 yılda elektrik ve doğal gazda milletimize 983 milyar lira destek verdik. Bugün konutların yüzde 97’si devlet desteğinden faydalanıyor. Bir diğer önemli başlık, madencilik alanındaki çalışmalarımızdır. Dünyadaki 90 çeşit madenin 70’ini kaynak envanterinde bulunduran, üretilen maden çeşitliliğinde dünyada 7’nci sırada yer alan bir ülkeyiz. 155 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan maden sektörümüzün toplam büyüklüğü 2023 yılı itibarıyla tam 270 milyar dolara ulaştı. 2024’te sektör ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 4,7 artarak 6 milyar doları aştı. Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar dolar değerinde 2,5 milyon ton bor ürünü satarak yeni rekora imzayı attık.”
“ENERJİ ALANINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE YÜKSELTTİK”
Bandırma’da yapımına başlanılan yılda 800 ton kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni de gelecek günlerde hizmete vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nijer’de ruhsatını aldığımız altın sahalarından birinde de bu yıl içerisinde ilk üretime başlamayı hedefliyoruz. Uluslararası enerji rekabetinin son dönemde yoğun şekilde kızıştığı nadir toprak elementlerinde de önemli rezerve sahibiz. 690 bin tonla dünyanın tek sahada, en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervi Eskişehir’imizin Beylikova ilçesinde bulunuyor. Rezervin bulunduğu alandaki işletmemiz, pilot tesis olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Nadir toprak elementlerimizi ham maddeye dönüştürecek tam teşekküllü endüstriyel tesisi inşallah çok yakın zamanda hayata geçirecek, ülkemizi bu elementleri üretebilen 5 ülkeden biri yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada şunu açık ve net söylemek isterim. Avrupa’nın yaşadığı enerji krizlerinde Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkması, asla tesadüf değildir. Biz 2002’den bu yana hazırlığımızı yaptık, altyapımızı kurduk, irademizi ortaya koyduk. Yani enerji alanında Türkiye’yi çok farklı bir lige yükselttik. Şimdi zirveye çıkmak istiyoruz. Adımızı en iyiler arasına yazdırmak istiyoruz. Bunda kararlıyız, sabırlıyız. Başardıklarımızın özellikle satır başları olarak azimle geleceğine yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.