“Kimsenin kendini öteki hissetmediği, kuşatıcı bir iklimi ülkemizde tesis etmek asli görevimizdir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kanal 7 30. Kuruluş Yıl Dönümü Programı”nda yaptığı konuşmada, “Kimsenin kendini öteki olarak hissetmediği, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir iklimi ülkemizde tesis ve tahkim etmek milletimize karşı asli görevimizdir. Son 22 yılda demokrasi ve özgürlük hamleleriyle 28 Şubat döneminin ayrımcı, ötekileştirici, baskıcı uygulamalarına son verdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kanal 7’nin 30. yıl dönümü programına katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında medya grubunun mensupları ile basın, yayın ve iletişim camiasını selamladı.
Kanal 7 Medya Grubu’nun 30’uncu kuruluş yılı münasebetiyle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen her bir kardeşime yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
Bu akşamın anlamlı bir akşam olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Zira Ramazan-ı Şerif’in adımını atıyoruz, ilk teravih bu akşam icra ediliyor, kılınıyor ve başı rahmet, ortası mağfiret sonu ebedî azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerif’le müşerref oluyoruz. Sizlerin vasıtasıyla yurt içinde ve yurt dışında kimi zaman canları pahasına görev yapan basın, yayın ve medya çalışanlarımıza saygılarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Doğru, ilkeli, vicdanlı ve ahlaklı duruşuyla 1994’ten bu yana örnek bir yayıncılık başarısına imza atan Kanal 7 Medya Grubunun 30’uncu kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum. Yayın hayatına başladığı günden itibaren yalnızca bir okul değil, aynı zamanda bir ekol hâline gelen Kanal 7 ailesini yürekten kutluyorum. Bu ailede görev yapan muhabirinden kameramanına, editöründen yönetmenine, yapımcısından sunucusuna tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi iletiyorum.”
“Bünyesindeki 3 televizyon kanalı, 1 radyo istasyonu ve 4 internet sitesiyle yayın faaliyetlerini sürdüren Kanal 7 Medya Grubu’na başarılarla dolu daha nice 30 yıllar temenni ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluşundan bugüne halkın ve hakkın yanında olan, etik ve sorumlu yayıncılık prensibinden taviz vermeyen Kanal 7 ailesini gönülden tebrik ediyorum. Kanal 7’nin 30 yıllık meşakkatli olduğu kadar başarılı, bereketli ve şerefli yolculuğunda birçok kıymetli isim geldi geçti. Başta geçen sene vefat eden İdari İşler Müdürü Şentürk Kaplan olmak üzere, ebediyete irtihal eden tüm kardeşlerimi rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.
Mevla’dan emekleri zayi etmemesini dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onları cennetiyle, cemaliyle inşallah müşerref eylesin. Bir dönem Kanal 7 bünyesinde çalışıp da artık emekliliklerini yaşayan personellerimize de hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“28 ŞUBAT MEZALİMİNİN TÜRKİYE’NİN SOSYAL VE SİYASİ HAYATINDA AÇTIĞI DERİN YARALAR HÂLÂ İYİLEŞMEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında özellikle bir hususu ifade etmek istediğini dile getirerek “Yaşı 30’un altında olan gençlerimizin çoğu Kanal 7’nin bu ülkedeki hak ve hürriyet mücadelesinde neye tekabül ettiğini doğal olarak fehmedemiyor. Bugün 28’inci yıl dönümü olan 28 Şubat’ın eğitimden siyasete, medyadan iş dünyasına nasıl bir baskı, zorbalık ve zulüm düzeni tesis ettiğini, o karanlık dönemleri yaşamayanlar tam manasıyla idrak edemiyor. Hatta özellikle 28 Şubat meselesi gündeme gelince CHP’li siyasetçilerin ‘Bitmedi şu mağduriyetiniz.’ diyecek kadar küstahlaştıklarına şahit oluyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Şubat mezaliminin başta demokrasimiz olmak üzere, Türkiye’nin sosyal ve siyasi hayatında açtığı derin yaralar hâlâ tam olarak iyileşmedi” diye konuştu.
28 Şubat döneminde kılık kıyafeti veya fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması geçiren öğretmen sayısının 33 bin 500 civarında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan 11 bininden fazlasının ceza aldığını, binlercesinin istifa ettirildiğini söyledi.
“28 ŞUBAT SADECE HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDE DEĞİL, EKONOMİDE DE ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SEBEP OLMUŞTUR”
Diğer kurumlarda çalışan binlerce kamu görevlisinin aynı şekilde tahkikata uğradığını, sürgün edildiğini, istifaya zorlandığını veya işinden atıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Emniyet birimleri suçlular yerine İstanbul’un göbeğinde sarıklı, sakallı, cübbeli, çarşaflı vatandaşlarımızı kovalıyordu. Üniversite kapılarına kurulan adına ‘ikna odası’ dedikleri psikolojik işkence odalarını, imam hatiplilerin üniversiteye gitmesini engellemek için devreye sokulan katsayı uygulamasını, bugün bile sanayi sektörümüze bedel ödeten meslek liselerine yönelik adaletsizlikleri, imam hatiplerin ortaokul kısmını kapatmak için getirilen 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasını ve daha burada saymaya kalksak saatler sürecek zulümleri, zorbalıkları, baskı ve yasakları bu ülke yaşadığı gördü, çok acı biçimde tecrübe etti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “28 Şubat sadece hak ve özgürlüklerde değil, ekonomide de çok büyük bir yıkıma sebep olmuştur. Bunların sorumlusu sensin CHP. Siz yaptınız bunları. 28 Şubat postmodern darbesinin ülkemiz ekonomisine maliyeti nedir biliyor musunuz? 380 milyar dolardır. Millet fakirleşir dönemin darbe şakşakçısı, kartel medyası ve elitist iş çevreleri, ucuz kredilerle daha da zenginleşmiştir. Gazete manşetleri ve televizyon ekranları üzerinden irtica geliyor furyasına benzin dökenlerin hepsi 28 Şubat müdahalesinden ekonomik olarak büyük kazançlar sağlamıştır. Vesayete verdikleri desteğin karşılığını ucuz kredi, teşvik, iltimas, imtiyaz olarak ziyadesiyle almışlardır.”
“TÜRKİYE’Yİ ESKİ KARANLIK VE KAOTİK GÜNLERİNE GERİ DÖNDÜREMEYECEKLER”
Böyle umutsuz bir dönemde Kanal 7 Medya Grubu’nun yürekli duruşuyla milletin sesi, soluğu ve vicdanı olduğunu, baskı karşısında Kanal 7’nin, demokrasi ve millî iradenin savunma hattı görevini üstlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O günleri iliklerine kadar yaşamış bir siyasetçi olarak şunu bugün bir kez daha iftiharla söylemek isterim ki, üniversite kapılarından geri çevrilen eğitim ve çalışma hakkı gasbedilen kadınların sesini siz duyurdunuz. Katsayı adaletsizliğiyle geleceği çalınan öğrencilerin uğradığı haksızlıkları yıllarca gündeme siz getirdiniz. Okullarından çıkıp cumaya giden evlatlarımızın ekranlarda terörist gibi gösterildiği o utanç günlerinde, kartel medyasına sorumlu ve ahlaklı habercilik nasıl yapılır bunun dersini siz verdiniz. Sadece ülkemizde değil, Filistin’den Afrika’ya, Asya’dan Balkanlar’a nerede bir ezilen varsa feryadını duyurarak, haberini yaparak, davasını ekrana taşıyarak mazlumların haykıran sesi oldunuz. İlk günden itibaren milletin oyuyla seçilen, millete hizmet etmeye çalışan nice isim gibi bizleri de yalnız bırakmadınız. Küresel kültürün, statükonun, FETÖ’nün, CHP zihniyetinin özellikle medyasının şahsımıza yönelik saldırıları karşısında bir dalgakıran oldunuz.”
Cumhuriyet mitinglerinden 27 Nisan bildirisine, gezi vandallığından 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimine, 15 Temmuz ihanetinden millî iradeyi hedef alan diğer saldırılara kadar yakın tarihin en kritik eşiklerinde Kanal 7’yi daima yanlarında bulduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler 30 yıl boyunca medyanın ve meydanın boş olmadığını birilerine çok net biçimde gösterdiniz” dedi.
“Kimsesizlerin sesi” olma iddiasının hakkını tam 30 yıldır layıkıyla veren Kanal 7 ailesine şahsı, ailesi ve partisi adına şükranlarını sunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Burada acı da olsa şu hakikatin hepimiz gayet farkındayız; sayfasını, hesabını, köşesini ve kalemini ücreti mukabili kullanan gazeteci kılıklı kalemşörler, dün olduğu gibi bugün de varlar. 25-30 sene önce tek görevleri vesayet güçlerine sözcülük yapmak olanlar, şimdi de sabahtan akşama CHP’nin yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüzlüklerini, belediyeleri bir sarmaşık misali saran yağmacılığını aklamakla meşguller. Gazetecilik kurallarıymış, meslek ahlakıymış, dürüst davranmakmış, bunların hiçbiri umurlarında değil. Eskiden de hakikatin ve millî iradenin karşısındaydılar, şimdi de. Eskiden de belli merkezlere payandalık yapıyorlardı bugün de parayı verenin düdüğünü öttürüyorlar. Devir değişti. Fakat CHP iltisaklı basın kuruluşlarının misyonu ve zihniyeti değişmedi. Hatta üzülerek söylüyorum üslup, seviye, kalite ve yayın çizgisi açısından malum medya daha da trolleşti. Geçmişle günümüz arasındaki en büyük fark bu vesayet aparatlarının merkez medyada artık köşe başlarını tutmuyor oluşudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de vesayetin tüm form ve biçimleri geriledikçe, tamamen ideolojik klan dayanışmasıyla uzun yıllar basın yayın hayatını esir alan tek tipçi anlayışın da mevzi kaybettiğini vurgulayarak, “Ülkenin tirajı yüksek gazetelerinde halka hakaret eden, siyasetçisini tehdit eden, milletin inanç ve kültür değerlerini aşağılayan kerameti kendinden menkul kalemşörlerin de devri iktidarı zamanla sona ermiştir” ifadelerini kullandı.
Birileri kabullenmek istemese de Kanal 7’nin kurulduğu yıllara göre daha zengin, daha renkli, daha çoğulcu bir medya düzenine sahip olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni medya düzeninin, eskinin imtiyazlılarını, seçkinlerini, halka rağmen halkçı jakobenlerini rahatsız ettiğini biliyoruz. Nitekim iş adamı örgütlerinden kimi basın kuruluşlarına, eski Türkiye’nin demirbaşları zaman zaman bu rahatsızlıklarını da ifşa etmektedir. Ama ne yapsalar boş. Ne yapsalar beyhude. Kanal 7 ailesi gibi yerli, millî ve özgür medyamız olduğu müddetçe bir daha Türkiye’yi eski karanlık ve kaotik günlerine geri döndüremeyecekler” değerlendirmesinde bulundu.
“MİLLÎ İRADEYİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞAN VESAYET HEVESLİLERİNE DE MEYDANI ASLA TERK ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eninde sonunda 85 milyonun bütün fertlerinin eşit olduğu, eşit muamele gördüğü yeni Türkiye gerçeğiyle yaşamayı öğreneceklerini, bu ülkenin asli ve tek sahibinin tüm kesimleriyle millet olduğunu er ya da geç kabulleneceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin kibir abidelerinin ‘Bin yıl sürecek’ dedikleri 28 Şubat’ı, aziz milletin desteği ve Kanal 7 gibi duruş sahibi medya kuruluşlarının katkısıyla buruşturup, tarihin çöp sepetine attıklarını söyledi.
“Millî iradeyi baskı altına almaya çalışan vesayet heveslilerine de meydanı asla terk etmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bir kez daha tekrarlıyorum. Biz yapıcı eleştiriye, farklı fikirlere, aykırı görüşlere sonuna kadar açığız. Türkiye’nin gücüne güç katacak, ekonomide, siyasette, dış politikada, toplumsal barış ve huzur ortamına katkı verecek her türlü öneriyi dinleriz. Hatta kimden geldiğini umursamadan memnuniyetle karşılarız” ifadesini kullandı.
Türkiye Yüzyılı’nın inşasında her bir vatandaşın emeğine, gayretine ve desteğine ihtiyaçları olduğunu her fırsatta vurguladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu da öyle laf olsun diye değil tüm hüsnüniyetimizle dile getiriyoruz. Ancak demokrasimize zarar veren, ekonomimize zarar veren, adalet değil imtiyaz peşinde koşan girişimlere de eyvallah etmeyiz. 1960’tan beri CHP zihniyetine iktidar yolu açmak için neredeyse her 10 yılda bir işletilen darbe mekaniğini tamamen kırıp atmakta kararlıyız” diye konuştu.
“EVLATLARIMIZI DEMOKRASİSİ GÜÇLÜ, SÖZÜNÜN AĞIRLIĞI OLAN BİR TÜRKİYE İLE MUTLAKA BULUŞTURACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Evlatlarımızı oligarşinin hiçbir biçiminin olmadığı, medyanın siyaseti dizayn aracı olarak kullanmadığı, temel hak ve hürriyetlerin serbestçe yaşandığı, demokrasisi güçlü, pasaportu itibarlı, sözünün ağırlığı olan bir Türkiye ile mutlaka ama mutlaka buluşturacağız. Biz buna ‘Ötekisiz Türkiye’ diyoruz. Kimsenin kendini öteki olarak hissetmediği, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir iklimi ülkemizde tesis ve tahkim etmek, milletimize karşı asli görevimizdir.”
Son 22 yılda demokrasi ve özgürlük hamleleriyle 28 Şubat döneminin ayrımcı, ötekileştirici, baskıcı uygulamalarına son verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bırakın kamuoyunda rahatça konuşulmasını, neredeyse düşünülmesi dahi yasak olan birçok meseleyi çözüme kavuşturduk. İnancı, meşrebi, hayat tarzı ve kökeni ne olursa olsun 85 milyonun tüm mensuplarını, devletin birinci sınıf vatandaşı hâline getirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişiklikleri, yargı reformları ve diğer hukuki düzenlemelerle siyaset kurumuna vesayet karşısında otonom bir alan kazandırdıklarını dile getirerek, “Çıkıyorlar ikide bir, ‘İlk dört maddeyle işiniz ne?’ Ya bizim ilk dört maddeyle işimiz filan yok. Anayasamızda ilk dört madde şu anda neredeyse biz de yanındayız. Yolumuza da öyle devam ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile de sivil siyasetin bu özerk alanını alabildiğince genişlettik. Önümüzdeki dönemde büyük kongrelerimizde kamuoyuyla paylaştığımız kapsamlı reformları peyderpey hayata geçireceğiz” ifadesini kullandı.
“BU TOPRAKLARDAKİ EZELÎ VE EBEDÎ KARDEŞLİĞİMİZE ASLA GÖLGE DÜŞÜRMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi prangalarından kurtarma mücadelesinde önlerine çıkan en büyük engellerden birinin terör belası olduğunu söyledi.
Türkiye’nin terörle 40 yıllık imtihanında çok ciddi zorluklarla karşılaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör, sadece devletimizin bütünlüğünü ve milletimizin huzurunu değil, aynı zamanda demokrasimizi, ekonomimizi ve sivil siyaseti de hedef aldı. Terör tehdidi ülkemizde uzun yıllar siyaseti biçimlendirmek, siyasetçileri dar bir alana hapsetmek için bir sopa olarak kullanıldı. Biz 22 seneyi aşan iktidarlarımız boyunca bu tuzağa asla düşmedik. Güvenlik-özgürlük dengesini daima muhafaza ettik. Bu topraklardaki ezelî ve ebedî kardeşliğimize asla gölge düşürmedik, bilakis daha da güçlendirdik” dedi.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE ÇABALARINDA YENİ BİR SAFHAYA GEÇİLMİŞTİR”
Terör örgütünün bir dönem istismar aracı olarak kullandığı bahanelerin hemen hepsinin ya ortadan kalktığını ya çözüldüğünü ya da hâl yoluna girdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Cumhur İttifakı ortağımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin cesur inisiyatifiyle başlayan, bizim kararlı tutumumuzla ilerletilen ‘Terörsüz Türkiye’ çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir. Önümüzde bin yıllık kardeşliğimizin arasına örülen terör duvarının yıkılması hedefine giden yolda tarihî bir adım atma fırsatı vardır. Emperyalizmin bu coğrafyada iki asırdır sergilediği sinsi ve kirli oyunun bozulması sadece ülkemizin ve vatandaşlarımızın değil, tüm bölgemizin kazanç hanesine yazılacaktır. Son dönemde iyice pervasızlaşan emperyalist niyetler, tüm dünyanın gözü önünde yaşanan insani trajediler, girilen yeni yolu daha anlamlı, çok daha önemli hâle getirmiştir.”
“BU MİLLETİN HİÇBİR FERDİ, İKİRCİKLİ SÖYLEMLER VE EYLEMLERLE SÜRECİ ÇIKMAZA SOKAN HİÇ KİMSEYİ AFFETMEYECEKTİR”
“Türk’ü ve Kürt’ü ile bu milletin hiçbir ferdi, geçmişte yaşandığı gibi ikircikli söylemler ve eylemlerle süreci çıkmaza sokan hiç kimseyi affetmeyecektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başlayan sürecin bütün unsurlarıyla yerine getirilip getirilmediğini ilgili kurumlarımız vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Bu kritik dönemin alay-ı vala ile değil, sükûnetle, serinkanlılıkla, sabırla ve elbette samimiyetle yürütülmesinin en isabetli yöntem olduğu kanaatindeyiz. Bin yıllık kardeşliğimizi zehirleyen bu sorunun kalıcı, kati ve kesin olarak bitmesini istemeyenler unutmayın çıkacaktır. Dolayısıyla bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyona karşı en üst seviyede dikkat sergileyecek, gereken bütün tedbirleri alacağız. Burada şunun da altını çizerek belirtmek isterim. Silah ve terör baskısı ortadan kalkınca doğal olarak siyasetin demokratik alanı daha da genişleyecektir. Türkiye, sadece emperyalizmin kanlı oyunlarını bozmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik kalkınma ile dış ve iç politikadaki hedeflerine inşallah daha hızlı ulaşacaktır” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda millete seslenerek, “Milletimiz müsterih olsun, gönlünü ferah tutsun. ‘Terörsüz Türkiye’nin kazananı Allah’ın izniyle Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin 85 milyonun tamamı olacak, milletimizin her bir ferdi olacaktır. Biz bunu tüm hücrelerimizle, canı gönülden inanarak söylüyoruz. Unutmayın, niyet hayır, inşallah akıbet de hayır olsun diyoruz. Mevla yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Rabbim, bizleri millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın. Rabbim, bu ülkeyi her türlü beladan ve ihanetten muhafaza eylesin” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.
Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.
“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.
Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”
Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.