Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla 2012 yılından itibaren Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) tarafından düzenlenen ve bu yıl pandemi nedeniyle 25-26 Aralık’ta online olarak gerçekleştirilen 8.Türkiye İnovasyon Haftası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 6 bakanın da katılımıyla başladı. Yeni ufuklara yelken açacak Türkiye İnovasyon Haftası’nda dünyaca ünlü konuşmacılar, inovasyonda çığır açan teknolojik buluşların sahipleri, sektör devleri, inovasyon paydaşları, başarı hikayeleri, inovasyon odaklı projeler ile inovasyonun çok yönlü ele alındığı birçok panel dünyanın seyrine sunuldu.Instagram Kurucu Ortağı Mike Krieger, geleceğin teknolojileri konusunda uzman fütürist bilim insanı Ray Kurzweil’in de katıldığı etkinlik özel teknoloji yöntemleri kullanılarak milyonlarca kişiyle buluşturuldu.
Açılış töreninde yaptığı konuşmada inovasyonun ve Türkiye İnovasyon Haftası’nın önemine vurgu yapan TİM Başkanı İsmail Gülle, “Dünyada bir ilke imza atarak sanal platformda gerçekleştirdiğimiz, Türkiye İnovasyon Haftamızda, bu yıl çok daha geniş bir kitleye ulaşacağız. İnovasyon zaten bu coğrafyanın bir geleneği, gerçeği ve bir gerekliliğidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi; “Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.” İşte biz, geleneğimizden aldığımız güçle, geleceği hep beraber inşa ediyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi, ihracat inovasyonla, Türkiye ihracatla yükselecek. İhracat geleceğimiz, inovasyon güvencemizdir. İnovasyonun önünde durabilecek hiçbir engel yok” dedi.
61 ihracatçı birliği, 27 sektör ile 100 bin ihracatçının temsilcisi olan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) inovasyon kültürünün gelişimine katkı sağlamak için Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla 2012 yılından itibaren düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası bu yıl pandemi nedeniyle 25-26 Aralık tarihlerinde 8.Türkiye İnovasyon Haftası, www.turkiyeinovasyonhaftasi.com adresinden online olarak tüm dünyanın seyrine sunuldu. Türkiye’de inovasyon kavramının yerleşmesine ve gelişmesine büyük katkı sağlayan8.Türkiye İnovasyon Haftası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin de katılımıyla başladı.
Gülle: Milyonlarca kişiye ulaşacağız
TİM Başkanı İsmail Gülle, açılışta yaptığı konuşmada Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin, geleneksel hale gelen Türkiye İnovasyon Haftası’nı, eğitimden sanata, bilimden sağlığa, ekonomiden uluslararası ilişkilere, iletişimden ticaret diplomasisine kadar, her alanda etkili, tüm sektörleri kapsayan organizasyon haline getirdiklerine dikkat çekti. Türkiye İnovasyon Haftası’nı geçtiğimiz yıl, 50 bini aşkın rekor katılımla gerçekleştirdiklerine vurgu yapan Gülle, dünyada bir ilke imza atarak sanal platformda gerçekleştirdikleri, Türkiye İnovasyon Haftası’nda, bu yıl milyonlarca kişiye ulaşacaklarını söyledi.
“Cumhuriyetimizin 100. yıl hedeflerine emin adımlarla ilerliyoruz”
TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin nice coğrafyanın ilham kaynağı, Avrasya’nın kalbi, küresel ticaretin odak noktası haline geldiğini belirterek, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği üzere; küresel ekonomide iktisat tarihinin sayfalarına girecek bir dönemi yaşıyoruz. İhracat ailesi, geleceğe güvenle bakmakta ve Cumhuriyetimizin 100. yıl hedeflerine emin adımlarla ilerlemektedir. Büyük bir vizyonla başlatmış olduğunuz Yeni Reform Döneminin, ülkemizi, milli hedeflerimize taşıyacağına inancımız tam.Yeni Reform Dönemi kapsamında, bu yeni dönemde de, üzerimize düşen tüm görev ve sorumlulukları almaya hazırız. Ülkemizin inovasyona dayalı ihracat artışını desteklemek, firmalarımızın inovasyon bilincini geliştirmek ve bu gelişimi interaktif bir platformla sunma hayalleriyle çıktığımız bu yolculukta 8. yılımızı paylaşmanın heyecanı içerisindeyiz.İnovasyonun önünde durabilecek hiçbir engel yok.” dedi.
“223 ülkede bayrağımızı dalgalandırdık”
Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, bu dönemin çok öncesinde dijital dönüşümümüzü tamamlayarak, sürecin getirdiği engelleri birer birer aştıklarını ifade eden Gülle, “Dijital dönüşüm hamlemiz, ilgili uluslararası değerlendirme kuruluşlarının da takdirini kazandı. Fiziksel heyet olmadan ihracat olmaz endişesini Sanal ticaret heyetleriyle, ürün yerinde görülmeden satın alınmaz fikrini, Sanal fuarlarla, ve fiziki ortamda bir araya gelmeden çözüm üretilemez düşüncesini sanal toplantılarla; hep beraber aştık. Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle, 43 ülkede, 45 sanal ticaret heyeti gerçekleştirerek ülkemizde bu alanda öncü olduk. Stratejik sektörlerimizle gerçekleştirdiğimiz sanal fuarlarla, “Made in Türkiye” markamızı dünyanın dört bir köşesinde sergiledik. Pandemi sürecinin tüm zorluklarını, işte bu birlik ve beraberlikle, hükümetimizin destekleriyle, 100 bin ihracatçımızın özverisiyle aştık. Ve, ne mutlu ki, Cumhuriyet tarihimizin aylık ihracat rekorunu yine bu dönemde kırdık.Sektörel anlamda sayısız başarıyı, yine bu dönemde yakaladık. Yılın üçüncü çeyreğinde dünyada ihracatını artıran 4 ülkeden biri olduk. İhracatçılarımız gecesini gündüzüne katıp çalışarak, emek vererek, 223 ülkede bayrağımızı dalgalandırdı.” diye konuştu.
“İnovasyon bu coğrafyanın bir geleneğidir”
Gülle şöyle devam etti: “Bugün katma değerli üretim, sürdürülebilirlik, markalaşma ve inovasyon alanlarında atacağımız her adım, İhracatla Yükselen Türkiye’nin teminatı olacaktır. İnovasyon alanında gerçekleştirdiğimiz önemli projelerden olan İnovaLİG’e 2014 yılında başladığımızda, 460 firmamız katılım sağlamıştı. İnovasyon odaklı çalışmalarımız ve her geçen yıl programımıza artan ilgiyle beraber, 2019 yılında 1.236 firmamız “İnovaLİG’de biz de varız” diyerek aramıza katıldılar. İnovaLİG Şampiyonları arasında dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi listesine giren inovatif firmamız da var. Edirne’den Ağrı’ya, Şırnak’tan Konya’ya, Rize’den Sivas’a 7 bölgede 65 ilimizden firmalarımızın İnovaLİG’e katılımı, İnovasyon kültürünün yurdumuzun dört bir köşesine yayıldığını gösteriyor. İnovasyon zaten bu coğrafyanın bir geleneği, gerçeği ve bir gerekliliğidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi; “Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.” İşte biz, geleneğimizden aldığımız güçle, geleceği hep beraber inşa ediyoruz. “Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye” hedefimize daha da yaklaşıyoruz. İnovasyon ve girişimcilik alanlarında gerçekleştirdiğimiz yoğun çalışmalarla, ülkemizde bu ekosistemin gelişimi adına önemli bir yol kat ettik. Bu yolun sonu, her alanda ulaşılmayı bekleyen nice başarılarla dolu. Gidilecek daha çok yolumuz var. Ancak inanıyorum ki, Bu uğurda daha çok çalışarak, “İnovatif Türkiye”yi hep beraber inşa edeceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi, ihracat inovasyonla, Türkiye ihracatla yükselecek. İnovasyon çözümdür, inovasyon değerdir, inovasyon atılımdır, inovasyon icabında kahramanlıktır, inovasyon ihracattır. İhracat geleceğimiz, inovasyon güvencemizdir.”
“Gençlerin her zaman yanındayız”
Konuşmasında gençlere de seslenen Gülle, “Toplumun refah ve zenginlik seviyesinin yükselmesinin, ancak girişimcilik ve inovasyonla mümkün olabileceğinin bilincinde olmamız gerekiyor. Albert Einstein’ın dediği gibi; “Sürekli aynı şeyi yaparak farklı sonuç alamazsınız.” yenilikten, hata yapmaktan, kaybetmekten korkmayın. Siz yeter ki yılmayın, Yeter ki fikir üretin ve aksiyona geçin. İhracat ailesinin temsilcileri olarak bizler, başarıda ve başarısızlıkta, her zaman sizlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Krieger: İnstagram’ın hikayesi bir kafede başladı
Dünyada milyonlara ulaşacak olan Türkiye İnovasyon Haftası’nın ilk gününde Instagram Kurucu Ortağı Mike Krieger de konuşmacı olarak yer aldı. Krieger, Brezilya’dan Silikon Vadisine uzanan hikayesini, Instagram’ın, sadece iki kişilik bir ekipten milyar dolarlık bir şirkete nasıl dönüştüğünü, bugünün en ilginç trendleri ve teknolojileri hakkında da fikirlerini paylaştı. Krieger şunları söyledi: “Aslında Mayfield Fellows Program sırasında ayaküstü tanıştığım, Kevin Systrom ile arkadaş olduğum kafede Instagram’a kadar giden bir dönüm noktası yaşadım. Bana göre her girişimcilik yolculuğu doğru ortağı bulmakla başlar ki Instagram gerçekten etkileyici bir yolculuktu. Kevin ile kafede tekrar karşılaştık, çok çabuk arkadaş olduk. Ve kısa süre sonra da birleşip bir startup şirketi üzerinde çalışmaya karar verdik. 11 sene sonra hala çok yakın arkadaşız ve aslında hala birlikte projeler üzerinde çalışıyoruz. Birleşen kurucu ortakların hepsi bu şekilde çalışmazlar. Her zaman birbirimizin arkasını kollarız ve birbirini tamamlayan yeteneklere sahibiz. Ben her zaman, “ikimizde birbirimizin işini istemeyiz” diye espri yaparım. İkimiz de birbirimize tamamen güveniriz.
Krieger’i heyecanlandıran teknolojiler
Kendisini heyecanlandıran teknoloji alanlarını da paylaşan Krieger, “İlki yapay öğrenme ve kişiselleştirme. Yapay öğrenmenin teknolojinin heyecan verici yeni bir alanı olduğu sır değil. İçerisindeki alanlardan beni özellikle heyecanlandıranı kişiselleştirme fikri. İnstagram’da biz herkes için temelde aynı olan bir ürünü alıp, onu herkese özel hale getirebildik. Bu trendler diğer yerlerde de gerçekleşiyor. Haberleri nasıl aldığımız, ilaçları nasıl temin ettiğimiz, tüm bu farklı alanlar verinin gücünü birleştirebileceğimiz kişiye özel alanlardır. Bu, insan bilgisayar etkileşimi temel fikrine dayanır. Bilgisayar ve yazılımları her birey için nasıl daha kullanılır hale getirebiliriz. İkincisi ise yazılım ve donanımı yazılım dünyasında tamamen farklı iki ayrı alan olarak görmek yerine, ikisinin kesişimi konusunda heyecanlıyım. Daha önce de belirttiğim gibi yazılım, sağlık ve tıpta yeni inovasyonlar yaratmak için kullanılabilir. Son olarak, bu senenin çalışma döngülerimizi tamamen değiştirmekle ilgili olduğu bir sır değil.”
Covid-19’un birçok şirketin çalışma şekillerini yeniden düşünmeye zorladığını dile getiren Krieger, “Ama, ben daha fazla değişimin geleceğini düşünüyorum. Covid-19 birçok şirketin iş yapma şeklini de yeniden düşünmeye zorladı. Ama ben değişimin daha yeni başladığı kanısındayım” diye konuştu.
Dr. Öz: Aşı ilerde kanser tedavisinde de kullanılabilir
İnovasyon Haftası’na katılan ünlü Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, koronavirüsü ve virüsle nasıl mücadele edildiğini, virüsle mücadelede gelinen noktayı, aşı çalışmalarını, aşının etkisinden, virüsün hayatımızı nasıl değiştireceğini, virüsten etkilenilmemesi için yapılacak çalışmaları ve alınacak önlemleri, pandemi sürecinde inovasyonun nasıl önem kazandığını anlattı. Dr.Öz, “Türk asıllı Özlem Türeci ve Uğur Şahin, genetik teknolojiyi kullanarak COVID-19 aşısını geliştirdi. Bu yeni yaklaşım, ilerde kanser tedavisinde de kullanılabilir. mRNA aşısının çalışma sisteminden kısaca bahsetmek gerekirse; özel yürütülmüş mRNA yani genetik molekül, hücrelerin içine enjekte ediliyor ve vücutta düşük dozda koronavirüs proteinleri üretilmesini sağlıyor. Bağışıklık sistemi de bu proteinlere karşı antikor üretip kişiyi virüse karşı koruyor. Böylelikle virüs bizi etkilemeden onu ortadan kaldırıyoruz. Bugüne kadar görülmüş yüzde 95 oranındaki başarı, bana sorarsanız salgının başından beri en ümit verici gelişme.” dedi.
“Gelecekte hayatımızın parçası olacak”
Dr.Öz Şöyle devam etti; “Hepimiz aslında hijyenin hayatımızdaki öneminin ne kadar fazla olduğunu öğrendik. Salgın süresinde ellerimizi yıkamak, maske takmak alabileceğimiz en basit ve en etkili önlemler oldu. Ancak virüsleri ortadan kaldıran iyi filtre ve havalandırma sistemleri ile UV ışığı teknolojisi, gelecekte hayatımızın parçası olacak. Hava yolları artık uçaklarda COVID-19’u yüzde 99 ortadan kaldıran teknoloji kullandıklarını söylüyor. Amerikan Savunma Bakanlığı ile asgari düzeyde güvenlik testlerde bunu gerçekleştirdiler. Altı ay boyunca 38 saat uçuş ve 45 saat yer hizmeti içeren 300’den fazla test yapıldı. 180 milyon florasan parçayı püskürtmek için özel programlanmış mankenler kullandılar. Bu gerçek hayatta pek mümkün olmayacak binlerce öksürüğe eş değer. Araştırmalar şunu gösterdi; koltuğunuzda maskeli oturduğunuzda enfekte partiküller, ortamın yüzde 0,003’ün solunduğu alandan geçiyor. Bu, inanılmaz ufak bir miktar. Uçuş sırasında ise bu parçaların neredeyse yüzde 100’ü, altı dakika içerisinde hava filtreleri sayesinde temizlendi. Gelecekte aynı teknolojiler ofis ve evlerde kullanılabilir.”
Bozdağ: Yabancı ülkeler için dizi çekiyoruz
İlk gün yer alan panellerden Hizmet İhracatında İnovasyon’da sağlık, eğitim, dizi-film, bilişim ve yapı sektöründen konukların katılımıyla gerçekleşti. Panelde Senarist ve Yapımcı Mehmet Bozdağ, AÇE Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Çelik, Akinon Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Emre Sarı ve Suryapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas yer aldı. Bozdağ, “Pandemi sürecinde yurt dışına diziler yaptık. Özbekistan’a bir dizi yapıp gönderdik. Şu anda bir Orta Doğu ülkesi için dizi çalışmalarımız devam ediyor” dedi. Elmas ise, “Sektör olarak hedefimiz 10 milyar dolardı.Ancak pandemi süreci bu hedeften sapmamıza. Çin, Vietnam ve Tayvan’ın dahil olduğu Uzak Doğu ülkelerinin pandemiye erken yakalanıp, erken çıkması bize nisan mayıs aylarında olumlu yansıdı” diye konuştu. Çelik de Türkiye’nin, sağlık alanında son yıllardaki önemli çalışmaları, altyapısı, hastaneleri, kapasitesi, doktorları ile çok önemli bir yere geldiğini dile getirdi. Ahmet Emre Sarı ise “Genel bilişim sektörünün 2018-19 dönemindeki genel büyüme oranlarına ve teknoloji geliştirme bölgelerindeki şirketlerin büyüme oranlarına bakıldığında bir dönüşüm sürecinin başladığını da görüyoruz” şeklinde konuştu.
İnovasyon her yönüyle konuşuldu
Türkiye İnovasyon Haftası’nda attıkları inovatif adımlarla dünyada adından söz ettiren etkili isimlerin fark yaratan konuşmaları ve ilham veren deneyimleri, inovasyonun farklı yönlerinin alanında uzman kişiler tarafından enine boyuna konuşulduğu paneller, ekonomi, sağlık, ihracat, Ar-Ge, hizmet ihracatı, eğitim, spor, sosyal medya gibi alanlardaki inovatif gelişmeler, yenilikçi fikirler ve global bakış açılarıyla sektörleri ileriye taşıyan girişimciler, Türkiye’nin değeri olan genç neslin, inovasyon odaklı, yaratıcı ve üretken projeleri, inovasyonun her yönüyle konuşulduğu online bir platform ve teknolojinin imkanlarından yararlanarak gerçekleştirilen yenilikçi ve ufuk açıcı konuşmacılar, tüm dünyayı etkisi altına alan ve hayatı yepyeni bir normal ile farklı bir bakış açısına doğru yönelten Covid –19 döneminde inovasyon ve yeni normal, inovatif fikirlerin gerçeğe dönüşmesi adına teşvik edici yatırımlar ve eğitim programları yer aldı.
Toplam 12 temada panel düzenleniyor
Türkiye İnovasyon Haftasında aralarında dünyaca ünlü isimlerin de yer aldığı 63 yerli ve 7 yabancı konuşmacı yer aldı. TİM-TEB Girişim Evinden başarılı 19 proje, İnovaLİG, İnoSuit ve İnovaTİM’den 15 projenin başarı hikayelerini de anlattı. İnovasyon ekosisteminin en önemli buluşmalarından Türkiye İnovasyon Haftası’nda Yeni Nesil Milli Ekonomi ve İnovasyon, Dijitalde İnovasyon, Hizmet İhracatında İnovasyon, İhracatta İnovasyon, Eğitimde İnovasyon, Sağlıkta İnovasyon, Sporda İnovasyon, Sosyal Medya ve Sosyal Yaşamda İnovasyon, Medyada İnovasyon,Estetik Cerrahide İnovasyon, Sanatta İnovasyon, Siber Güvenlik ve İnovasyon temalarında 12 panel düzenleniyor.
Etkinlik inovatif yöntemlerle çekildi
8.Türkiye İnovasyon Haftası, çekimlerinde greenbox gibi özel teknolojik yöntemler kullanıldı. 15 gün süren çekimler için 5 ülkede 10 greenbox stüdyosu kiralanırken etkinliğin kurgumontaj çalışmaları 13 gün sürdü. Sadece İstanbul’da 74 konuşmacı için 100 saat çekim yapıldı. Tüm çekimler sonucunda oluşan görüntüler 10 terabyte’a ulaştı. Etkinlikte BKM Mutfak oyuncuları da skeçleri ile yer aldı.
İnovasyon şampiyonları ödüllerini aldı
İnovasyon Haftası’nda 2019 yılı inovasyon şampiyonları da açıklandı. İnovaLİG şampiyonları, İnovaTİM İnovasyon Yarışması ve İnovasyon Haftası Stratejik Partnerler ödül törenine Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de katıldı. Büyük ölçekli şirketlerde İnovasyon Stratejisi kategorisinde Arçelik A.Ş, İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü’nde Brisa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş, İnovasyon Döngüsü’nde Sun Tekstil San. ve Tic. A.Ş, İnovasyon Kaynakları’nda Havelsan Hava Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş, İnovasyon Sonuçları’nda ise Estaş Eksantrik San. ve Tic. A.Ş. şampiyon oldu.
KOBİ ölçeğinde ise İnovasyon Stratejisi kategorisinde Barida Makina Sanayi Ticaret Ltd. Şti, İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü’nde Alotech İletişim Teknolojileri Ticaret A.Ş, İnovasyon Döngüsü’nde Veribilim Yazılım Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti, İnovasyon Kaynakları’nda Ulak Haberleşme A.Ş, İnovasyon Sonuçları’nda ise Çizgi Teknoloji Elektronik Tasarım ve Üretim A.Ş. şampiyon oldu. Ar-Ge Liderliği Özel Ödülü’nü Arçelik, Girişimcilik Özel Ödülü TEB’e, Uluslararası Başarı Özel Ödülü THY, Teknoloji Geliştirme Özel Ödülü de Turkcell’e verildi.
Cumartesi de ünlü konukları ile etkinlik devam edecek
Türkiye İnovasyon Haftası Cumartesi günü de önemli isimlerin katılımıyla devam edecek. Geleceğin teknolojileri konusunda uzman fütürist bilim insanı Ray Kurzweil konuşmacılar arasında yer alacak. TOGG – Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, yerli otomobil projesi ile ilgili son gelişmeleri, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, savunma sanayi ile ilgili yapılan çalışmaları detayları ile anlatacak. Panel konuşmacılarından TUSAŞ’ın Genel Müdürü Temel Kotil, uydu projeleri, beşinci nesil savaş uçağı projesinden detaylar vererek, uçağın ne zaman motor çalıştıracağıyla ilgili de bilgiler verecek. Cumartesi günü herkese ilham veren hayat hikayeleri de olacak. Bunlardan biri de Mars’a gönderilen keşif aracını tasarlayan şirketin yarışmasına proje gönderip bu ekibe dahil olan, yapay zekâ geliştiren Yozgat’ın küçük bir köyünde doğup büyüyen, çocuklar okusun diye köy köy dolaşan 19 yaşındaki Elif Eda Güneş de hikayesini anlatacak. Yazılımı ve donanımı kendi yaptığı robotlar ile uluslararası ödülleri olan genç mucit 14 yaşındaki Selin Alara Örnek de etkinlikte konuşacak.
Cumartesi günü hangi paneller ve konuşmacılar olacak
İnovasyonda Başarı Hikayeleri: İnovaLİG, İnoSuit, İnovaTİM Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç NASA / JPL, Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız Uipath Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Eirini Zafeıratou Kurumsal İlişkiler Enstitüsü Genel Sekreteri Dr. Ceyhun Emre Doğru Turkcell Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yrd Serkan Özrük Yazar ve Küresel Düşünce Lideri Elise Quevedo Medya Sanatçısı, Tasarımcı Refik Anadol Silikon Vadisi, Cooch Intelligence Technologies CEO Emrah Gültekin
PANEL: YENİ NESİL MİLLİ EKONOMİ VE İNOVASYON Moderatör: Hakan Çelik, Gazeteci Osman Okyay, Kale Grubu Başkan Yardımcısı ve Teknik Bölüm Başkanı
PANEL: İHRACATTA İNOVASYON Moderatör: Prof. Dr. Emre ALKİN, TİM Ekonomi Danışmanı Ali Kibar, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Murat Kolbaşı, Arzum Elektrikli Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdür
PANEL: DİJİTALDE İNOVASYON Moderatör: Metehan Demir, Gazeteci Ali Rıza Ersoy, ION Academy Kurucusu Canan Özsoy, General Electric Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı, CEO Dr. Çağatay Karabat, TÜBİTAK BİLGEM Uluslararası İş Geliştirme Takım Lideri Yiğit Kulabaş, Redesing Business Kurucu Otağı, Akademisyen, Yazar
PANEL: SOSYAL MEDYA VE SOSYAL YAŞAMDA İNOVASYON Moderatör: Uğur Şeke, Dijital Büro İstanbul Genel Müdür Emrah Yayıcı, Artbiztech ve Explori.io Yönetici Ortağı, Konuşmacı ve Yazar Hasan Kızıl, Hayat Tamircisi Kıvanç Talu, Var Böyle Tipler
PANEL: MEDYADA İNOVASYON
PANEL: SPORDA İNOVASYON Moderatör: Okay Karacan, PlaySpor Genel Yayın Yönetmeni, Futbol ve F1 Yorumcusu Alper Afşin Özdemir, Türkiye Espor Federasyonu Kurucu Başkanı Arda Coşkun, Spor Psikoloğu, Akademisyen Bora Koçyiğit, Blaze Espor Kurucusu, Girişimci
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sözlerimin hemen başında bu sabah Isparta Keçiborlu’da eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterimizde şehit olan altı kahramanımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
“TÜRKİYE, ÖZ GÜVENLİ, KARARLI VE SABIRLI BİR ŞEKİLDE HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTEDİR”
Türkiye Yüzyılı’nı içeride ve dışarıda attığımız adımlarla günbegün gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstat Necip Fazıl’ın kabinemizin misyonunu da belirleyen şu önemli sözlerini kendimize rehber kıldık: ‘Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz de hem bugün halkımızın hem de yarın ruz-i mahşerde Hakk’ın huzuruna görevini layıkıyla yerine getirmiş, geride hayır dualarla anılan eserler bırakmış olarak çıkmanın derdindeyiz, bunun peşindeyiz. İnsanımızın şöyle içinden gelerek söylediği bir, Allah ondan razı olsun, cümlesi bizim için en büyük payedir, şereftir, gurur ve mutluluk kaynağıdır.
Bugüne kadar halka hizmet Hakk’a hizmettir düsturuyla ülkemize ve milletimize aşkla hizmet ettik. Şimdi de diplomatik temaslarla, iyi hesaplanan stratejik hamlelerle açılışını yaptığımız proje, yatırım, hizmet ve eserlerle Türkiye’yi her alanda yüceltmenin gayretindeyiz.
Şunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye, ayağına ve iradesine vurulan zincirleri tek tek parçalamaktadır. Türkiye, öz güvenli, kararlı ve sabırlı bir şekilde hedeflerini gerçekleştirmektedir. Türkiye, güçlü demokrasisiyle, büyüyen ekonomisiyle, köklü kurumlarıyla dünya meselelerinin seyrini değiştiren barışçı ve aktif politikalarıyla tarihe yön vermekte, hem kendi tarihini ve hem de insanlık tarihini yeniden yazmaktadır. Allah’a binlerce kez hamdolsun ki bugün dünden daha güçlüyüz, bugün dünden daha özgürüz, bugün dünden daha itibarlıyız, bugün dünden daha öz güvenliyiz.
İnşallah, yarın her alanda çok daha iyi yerlerde olacağız. Milletimizi sığ sulara hapsetmek isteyen vizyonsuzluklara inat umuda tutunmaya, umudu büyütme devam edeceğiz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize hayal kırıklığı yaşatmadık. Bundan sonra da aziz milletimize mahcup olmayacak, milletimizi sükûtu hayale biiznillah uğratmayacağız. Son 22 yıldır olduğu gibi Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları yaşatacağız.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bir gerçeği tekrar vurgulamak durumundayım: 85 milyon olarak biz muazzam ve muhteşem bir aileyiz. Hepimiz daha mutlu, daha müreffeh, daha kudretli bir Türkiye hayal ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz her hedefi daha büyük hedeflerin mihenk taşı, başlangıç noktası olarak görüyoruz. Tamamladığımız, hizmete verdiğimiz, şehirlerimize kazandırdığımız her eser yeni hizmetler, yeni projeler için azmimizi kamçılıyor, heyecanımız artırıyor. Kalbimizdeki vatan ve millet aşkı gökte bir şimal yıldızı gibi parlıyor, yeniden büyük ve güçlü Türkiye davamızda yolumuzu aydınlatıyor.
Allah’ın izniyle bu millet her engeli aşacak, her saldırıyı savuşturacak güce ziyadesiyle sahiptir. Kardeşliğimize sıkıca sarıldığımız, istikrar ve güven ortamını koruduğumuz, iç cephemizi tıpkı aşılmaz bir kale gibi sağlım tuttuğumuz müddetçe çok daha güzel günler göreceğimizden asla şüphe duymuyoruz. Ülkemizin istikrarlı yürüyüşünü rayından çıkarmak, ilerleyişini kesmek veya yavaşlatmak isteyenlere de millet olarak fırsat vermeyeceğimize inanıyorum.
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her beş yılda bir düzenlediği Din Şûralarının 7’ncisinde hocalarımızla ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. ‘Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri’ başlığıyla gerçekleştirilen şûranın küresel kültürün teşvik ettiği yapay din tehdidiyle mücadelede bir uyanışa vesile olmasını ümit ediyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri’ni takdim ettiğimiz üstat ve ustalarımızı bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.
28 Kasım’da Umman’dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmî ziyareti gerçekleştiren Umman Sultan Heysem bin Tarık’ı Türkiye’de misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu tarihî ziyareti farklı alanlarda imzaladığımız 10 anlaşmayla taçlandırdık. Umman’ın krizlerin çözümünde üstlendiği yapıcı rolü takdir ediyor, inşallah bundan sonra Ummanlı kardeşlerimizle daha yakın çalışmayı umuyoruz.
Aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma günü olan 29 Kasım’da artık kendi alanında bir marka hâline gelen TRT World Forum’unun 8’incisine iştirak ettik.
‘Küresel Ticaret Burada’ temasıyla tertiplenen 20. MÜSİAD EXPO Fuarı ise 88 ülkeden iş adamlarını, tüccarları, girişimcileri ülkemizde bir araya getirdi. 1990 yılından bu yana Türkiye’nin ekonomide, ticarette ve demokraside şaha kalkması için emek veren MÜSİAD camiasını bir kez daha kutluyorum.
“DEPREM BÖLGEMİZİ ESKİSİNDEN DAHA DAYANAKLI BİR ŞEKİLDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş’taydık. Maraş’ta hem partimizin il kongresini yaptık hem de deprem konutlarının kura ve anahtar teslim törenini icra ettik. Tören alanından canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407, Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.
Bir depremzedenin elinden tutmak yerine, kimi zaman hakaret ederek, kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. ‘Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. Son depremzede hak sahibi kardeşimiz de güvenli yuvasına kavuşana kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok. İnşallah devlet millet birlikteliğiyle yaralarımızı saracak, deprem bölgemizi eskisinden daha dayanaklı bir şekilde ayağa kaldıracağız.
2 Aralık Pazartesi günü Karadağ Cumhurbaşkanı değerli dostum Jakov Milatoviç’i ülkemizde ağırladık. Partimiz tarafından düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’nda engel tanımayan kardeşlerimizle bir araya geldik. Hükûmetlerimizin engeli vatandaşlarımızın hayata katılımı noktasında gösterdiği samimi çabalar herkesin malumudur. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı dâhil, kamudan özel sektöre, spordan çeşitli sosyal haklara kadar geniş bir yelpazede engellerimizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.
3 Aralık tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce yapımı tamamlanan 564 tesis, proje ve hizmeti resmen devreye aldık. Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu tesislerin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Bu sene Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü Yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı yıl dönümü münasebetiyle Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve refikasını ülkemizde misafir ettik. 6 Şubat deprem felaketinin ardından Japon hükûmeti ve halkının milletimizle sergilediği dayanışmayı her zaman şükranla yâd ediyoruz.
7 Aralık Cumartesi günü Gaziantepli kardeşlerimizin misafiriydik. Millî Mücadele’mizin meşale şehirlerinden olan Antep, bugün de üretim ve ticaret başta olmak üzere pek çok alanda âdeta destan yazıyor. Gaziantep halkının Suriyeli mazlumlara sahip çıkması zaten her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’te ilk önce 5 bin 113 konutun anahtar ve tapu teslim törenini yaptık. Ardından partimizin 8’inci Olağan İl Kongresi’ni her zamanki gibi yine büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi olan Şahinbey Millet Kütüphanesini açarak gençlerimizle hasbihal ettik. Bu vesileyle 2024-2025 akademik yılında üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi tutarında yüzde 50 oranında artışa gittiğimizin müjdesini paylaştık. Buna göre ön lisans ve lisans için 2 bin lira olan rakamı 3 bin liraya, yüksek lisansta 4 bin lira olan miktarı 6 bin liraya, doktora öğrencilerimiz 6 bin lira olan tutarı 9 bin liraya çıkardık. Yeni burs miktarlarının üniversite öğrencilerimize ve ailelerine hayırlı olmasını temenni ediyorum.
“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASINI SAVUNDUK”
Bölgemiz ancak demokrasi ve bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Komşumuz Suriye’de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla artık yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken; 61 yıldır kanla, zulümle, baskıyla ve zorbalıkla ayakta kalan Baas diktatörlüğü de tamamen çöktü. Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rıfat ve Münbiç’in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tabii eski rejimin, çekilirken dahi kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantısına bırakması, aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyit etmiştir.
Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi, bu süreç boyunca ‘Türkiye karşıtı’ tutumunu bir an olsun terk etmemiştir. Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, ülkemizin uzattığı elin değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır. Esed, arkasında 1 milyona yakın insanın katledildiği, 12 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. ‘Zulüm ile abad olunamayacağı’ hakikati, Suriye’de bir kez daha tecelli etmiştir.
Şunu milletimizin ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye, Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunun ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyen yerine getirmiştir. Barıştan, özgürlükten, diyalogdan, adaletten, Suriye’nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunmasını savunduk. Elbette haksızlığa, hukuksuzluğa, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten, tepkimizi ortaya koymaktan hiçbir zaman çekinmedik, ama bunu açık bir düşmanlığa, kör bir husumete de dönüştürmedik. Suriye’deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes, Türkiye’nin adil bir barış için verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir.
“KALBİMİZİN BİR YARISI GAZİANTEP, HATAY İSE DİĞER YARISI HALEP’TİR, ŞAM’DIR”
Şunu da en başından beri tekrar tekrar ifade ediyoruz: Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Tekrar söylüyorum; Suriye halkı, bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle, tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye’yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
Evet, sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir, ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre, 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir? Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır.
“TÜRKİYE, ZOR BİR DÖNEMDE ZOR BİR İMTİHANI ALNININ AKIYLA VERMEYİ BAŞARMIŞTIR”
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değil, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan, ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum: yüksünerek, şikâyet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik.
Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar ‘İktidar olur olmaz sizi kovacağız.’ derken biz tam aksine biz ensarız, onlar muhacirdir demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke Allah’a hamdolsun, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye, zor bir dönemde zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
“SURİYE İSTİKRARA KAVUŞTUKÇA GÖNÜLLÜ, GÜVENLİ, ONURLU VE DÜZENLİ GERİ DÖNÜŞLER DE ARTACAKTIR”
Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan, mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı’nda birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Meclis’te üç, beş koltuk kapabilmek uğuruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette mahşeri vicdana havale ediyorum.
Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyette kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgârının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum. Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüşler de artacaktır.
Suriyeli kardeşlerimizin 13 yıldır süren vatan hasreti, inancım ve duam odur ki, artık yavaş yavaş son bulacaktır. Bunun şimdiden emarelerini görmeye başladık. Yığılmalarını önlemek ve trafiği kolaylaştırmak amacıyla Yayladağı Hudut Kapısı’nı da geçişlere açıyoruz. Muhacirlerin gönüllü geri dönüş sürecini de yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yöneteceğiz. Hiç kimsenin bu insani sürece leke bulaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye kriziyle ilgili politikası dün itibarıyla iflas eden ana muhalefet kendilerini hesaba çekmek, hatalarıyla yüzleşmek yerine çok çirkin, ırkçı bir dille Suriyeli mazlumlar üzerinden yeni istismar alanları oluşturmaya çalışıyor. Ana muhalefetin eski ve yeni yönetimine devrik Şam rejiminin yasını tutmaktan süratle vazgeçip, Suriye halkının sevincine ortak olmalarını tavsiye ediyorum. Kendilerini hapsettikleri cam fanustan çıksınlar, dünyada ve bölgede olanlara kulak kabartsınlar. Bir kez olsun hadiseleri Ankara merkezli okumayı denesinler, yoksa partilerini trajik komik duruma düşürmeye devam ederler.
“TÜRKİYE’NİN BAŞKA BİR ÜLKENİN TOPRAĞINDA VE EGEMENLİĞİNDE GÖZÜ YOKTUR”
Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta, Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır. Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım: Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekâtlarımızın yegâne amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır.
Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları ne DEAŞ ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dinî, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır. Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hıristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir. Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır: İstikrara kavuşmuş bir Suriye hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır.
“TÜRKİYE SINIRLARININ ÖTESİNDE YENİ TERÖR ÇIBANBAŞLARININ ORTAYA ÇIKMASINA GÖZ YUMMAYACAKTIR”
Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor. Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskâr tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum: Çok önemli, atalarımız güzel söylemiş, çakal ne kadar hile bilirse, kurtta o kadar yol bilir. Türkiye sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Buradan kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum: Aziz Suriyeli kardeşlerim; Türkiye ve Türk milleti dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Siz tüm imkânsızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep ‘Allah büyüktür’ dediniz; ‘O Rahman ve Rahim olandır’ dediniz; ‘O âlemlerin Rabbi’dir’ dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz. Düştüğünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikâyesine imza attınız.
Kardeşlerim; unutmayın men sabera zafera, ‘yenilgi yenilgi büyüyen’ bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum, zaferiniz hayırlı mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak inşallah, kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim. Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yâd ediyorum.
Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan, yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.
“EĞİTİMİN ALTYAPISINA YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARIN EĞİTİMİN KALİTESİNE OLUMLU YANSIDIĞINI GÖRÜYORUZ”
Bugünkü kabine toplantımızda Suriye’deki güncel gelişmelerin yanı sıra, enerjiden eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına 22 yıldır yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine de olumlu yansıdığını görüyoruz. Uluslararası İzleme Araştırmalarında matematik ve fen bilimlerinde dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinde ülkemizin grafiği sürekli yükseliyor. 2023 yılının oranları bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Yani eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor ve bu iyileşme inşallah hızlanacaktır.
“SAĞLIKLI TÜRKİYE YÜZYILI PROGRAMI’NI HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik, şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeliyle Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Programı’nı hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmak modelimiz ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımız TÜSEB öncülüğünde üniversitelerimizi ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik. Üreten sağlık modelimiz ülkemizin ekonomik büyümesine ve kalkınmasına katkı sunacak marka ve katma değer oluşturacak bir süreci geliştirecektir. Yeni modelimizin şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Yarından itibaren asgari ücret tespit komisyonu görüşmelere başlıyor. Hem çalışmalarımızın beklentilerini gözetecek hem de ülkemiz ekonomisine taşınması ağır bir yük getirmeyecek bir anlayışla sürecin yürütüleceğine özellikle inanıyorum. Açık artırma usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye onları davet ediyorum.
Bir diğer güzel haberimiz; Tip 1 Diyabet hastalığıyla mücadelede eden evlatlarımız ve ailelerine yöneliktir. Daha önce bilindiği gibi diyabet hastalarımızın glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 18 yaş altındaki Tip 1 Diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarını, Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alıyoruz. Acil şifa dileklerimle, evlatlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Japonya-Türkiye ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito’nun eşi Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti.
Lider eşleri önce İstanbul’un fethedilişinin 571. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet’i anmak için açılan “Fatih Sultan Mehmet” sergisini gezdi.
Burada Fatih Sultan Mehmet’in Çocukluk Dönemi, Padişahlık Dönemleri, İlim Hayatı ve O Dönemde Yaşayan Âlimler, İstanbul’un Fethi ve Askerî Hayatı, Siyasi Hayatı ile Fatih Döneminde Mutfak, Şair Fatih: Avni, Vakıf Eserleri ve Ölümü bölümleri hakkında bilgi alan Akishino sergide sunulan Fatih Sultan Mehmet’in kaftan, kılıç, zırh gömlek gibi kişisel eşyaları ve o dönemin tarihine ışık tutacak çok sayıda esere hayranlığını dile getirdi.
Emine Erdoğan ve Akishino, sergi ziyaretinin ardından, Cihannüma Salonu’na geçerek hatıra fotoğrafı çektirdi. Lider eşleri, daha sonra, 600 Japonca eserin bulunduğu Japon Kitaplığı bölümüne geçtiler.
Emine Erdoğan, burada bulunan kitapları inceleyen konuğuna, Mevlana’nın “Mesnevi” eserinin Japonca baskısını ve serginin içeriğini de anlatan “Fatih Sultan Mehmet” kataloğu ile İletişim Başkanlığı tarafından yayınlanan “Türkiye” kitabını hediye etti.
ÇOCUKLARDAN KÜRESEL ISINMA SUNUMU
Daha sonra Nasreddin Hoca Kütüphanesi’ne geçen Emine Erdoğan ve Akishino’yu çocuklar sevgiyle karşıladı. Burada çocukların yaptığı resimleri inceleyen lider eşlerine, bir anaokulu çocuğu kendi yaptığı üzerinde lale motifi olan tabağı hediye etti.
Anaokulu çağındaki bir başka çocuk ise Emine Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensesi Akishino’ya küresel ısınma ile ilgili bir sunum yaptı.
“TEMENNİMİZ İŞ BİRLİĞİNİN DAHA DA İLERİYE TAŞINMASI”
Emine Erdoğan, Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile gerçekleştirdikleri programa ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Japonya diplomatik ilişkilerinin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında ülkemizi ziyaret eden Japonya Veliaht Prensesi Akishino ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum.
Ülkemizin kültür hazinesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ve Japonya kitaplığı bölümünü ziyaret ettik. Farklı medeniyetlerin birikimlerini aynı çatı altında buluşturan kütüphanemizde muhafaza edilen özel ve nadir eserleri tanıtma fırsatı bulduk.
Fatih Sultan Mehmet Sergisi’ni gezerek tarihimizin büyük liderlerinden birinin vizyonunu, sanata ve bilgiye olan bağlılığını yakından inceledik. Japonya Kitaplığı, iki ülkenin ortak mirasına ışık tutan ve dostluk bağlarını güçlendiren bir sembol niteliğinde. Temennimiz bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da ileriye taşımasıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.