Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kara Harp Okulu diploma töreninde yaptığı konuşmada, “Millî Savunma Üniversitemizin faaliyete geçtiğinde birinci sınıfta eğitime başlayan öğrencilerimiz, hamdolsun, işte bugün mezun oldu. Biz bu reformu yaptığımızda birileri ‘Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz’ diyerek tezvirat peşinde koşuyordu. Bugün görüyoruz ki bırakınız Türk ordusunun damarlarının kesilmesini, artık çok daha güçlü, çok daha kabiliyetli, çok daha donanımlı bir askerî eğitim-öğretim sistemine sahibiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, mezun teğmenlerin ve törene katılanların 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik etti.
“30 AĞUSTOS ZAFERİ, MİLLÎ MÜCADELENİN DÖNÜM NOKTASIDIR”
Türk milletinin en zor şartlarda dahi istiklaline ve istikbaline sahip çıkışının sembolü olan 30 Ağustos Zaferi’nin Millî Mücadele’nin dönüm noktası olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıllık vatanımız Anadolu’ya mührümüzü tekrar vurduğumuz bu zaferi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla taçlandırarak coğrafyamızdaki üçüncü devletimize sahip çıktık. Ordularımızın başkomutanı, Millî Mücadelemizin lideri Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bu zaferde emeği, katkısı olan herkesi rahmetle, şükranla yâd ediyorum” diye konuştu.
Malazgirt’ten beri bu toprakların vatan olarak kalması için canlarını ortaya koyan tüm şehitlere, gazilere, kahramanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizleri Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’mızda en güzel şekilde ifade ettiği bu büyük mücadelenin günümüzdeki temsilcilerinin saflarına katılacak olan yeni kahraman adayları olarak görüyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Kara Harp Okulu’ndaki eğitimlerini tamamlayarak mezun olan Türk ve misafir öğrencilerin her birini tebrik etti.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Teğmen rütbesiyle sınıf okullarında eğitimlerine devam edecek subaylarla ülkelerine dönerek kendi ordularında görev alacak öğrencilere bundan sonraki hayatlarında başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Millî Savunma Üniversitemizin (MSÜ) tüm mensuplarına böyle pırıl pırıl subaylar yetiştirerek ordumuzun gücüne güç kattıkları için teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz bundan 5 yıl önce tarihimizin en alçak, en hain darbe girişimine şahit olmuştu. Ordumuzun içindeki bir grup FETÖ ihanet çetesi mensubunun başlattığı 15 Temmuz darbe girişimini milletimizle beraber günün ilk ışıklarıyla birlikte kati şekilde başarısızlığa uğrattık. Bu şanlı mücadelede 183 vatandaşımız ve 63 polisimiz ile birlikte 5 askerimizi de şehit verdik. Aynı şekilde FETÖ’cülere karşı çarpışan 43 askerimiz de gazilikle şereflendi. Darbe girişiminin ardından FETÖ ihanet çetesi ile irtibatı olan yaklaşık 21 bin TSK mensubunun ordumuzla ilişiğini kestik. Darbe girişimine bilfiil katılan veya örgütle iltisaklı 4 bin 723 ordu mensubu hâlen cezaevinde bulunmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin ardından TSK’de eğitim kurumlarını da içeren kapsamlı bir reform gerçekleştirdiklerini söyledi.
Darbe zihniyetinin kirlettiği askerî okulların tamamını kapattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu personeli yetiştiren harp okullarını, yüksekokulları, enstitüleri Millî Savunma Üniversitesi’nin bünyesinde tekrar kurduklarını dile getirdi.
“ASKERÎ EĞİTİMİ ÜNİVERSİTEMİZDE TEK ÇATI ALTINDA TOPLAYARAK, KURUMSAL BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLADIK”
Askerî eğitimi üniversitede tek çatı altında toplayarak kurumsal bütünlüğü sağladıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “MSÜ faaliyete geçtiğinde birinci sınıfta eğitime başlayan öğrencilerimiz hamdolsun işte bugün mezun oldu. Bu reformu yaptığımızda birileri ‘Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz’ diyerek tezvirat peşinde koşuyordu. Bugün görüyoruz ki bırakınız Türk ordusunun damarlarının kesilmesi artık çok daha donanımlı çok daha kabiliyetli bir askerî eğitim öğretim sistemine sahibiz. Müfredatından araç gerecine kadar her alanda çağın ihtiyaçlarına göre askerî personel yetiştiren bir eğitim öğretim kurumumuz var. Mesela MSÜ’nün kuruluşuyla birlikte öğrencilerimiz İngilizcenin yanında Fransızca, Rusça, Farsça, Arapça ve bu yıldan itibaren Yunanca hazırlık eğitimi almaya başladılar. Sonuçta ortaya şu rakamlarla da teyit olacağı üzere gerçekten hepimizin iftihar etmesi gereken bir başarı öyküsü çıktı. İlk etapta ara sınıflara öğrenci alımı yoluyla TSK’nin personel temininde herhangi bir kesintiye meydan verilmemiştir. Bu yıl itibariyle de tüm sınıflar üniversitemizde eğitimlerini tamamlamaya başlamıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ’nün 2020-2021 eğitim-öğretim yılında 15 bin 501’i Türk, 947’si 20 ayrı ülkeden misafir olmak üzere toplam 16 bin 448 öğrenci ve kursiyere eğitim öğretim verdiğini ifade etti.
Bugüne kadar verdiği mezun sayısının misafirlerle birlikte 23 bin 433’ü bulduğunu, bir başka ifadeyle sayı bakımından 15 Temmuz’daki kayıpların fazlasıyla telafi edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün ordumuzda üsteğmen, teğmen, astsubay kadrolarında binlerce MSÜ mezunu görev yapmaktadır. Salgın döneminde yüz yüze eğitime ara vermeyen, gece gündüz programını uygulayarak faaliyetlerini sürdüren tek eğitim kurumu Millî Savunma Üniversitemizdir. Gereken sağlık tedbirlerinin hepsini alarak öğrenci ve personelinin aşılanmasında yüzde 99’un üzerinde bir orana ulaşan üniversitemiz bu bakımdan da örnek bir kurum hâline dönüşmüştür. Netice itibarıyla bugün üniversitemize bağlı harp okullarımızdan 1351’i Türk, 101’i misafir olmak üzere toplam 1452 öğrencinin mezuniyetinin sevincini hep birlikte yaşıyoruz. Mutluyuz, memnunuz. Allah’a hamdolsun. Bu genç teğmenlerimizle yarınlara yürüyoruz. Libya’da, Azerbaycan’da yürüyoruz. Yürümeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Kara Harp Okulu’nda yarın da İstanbul’da Deniz ve Hava Harp Okulu mezuniyet törenlerindeki öğrenciler ve aileleriyle sevinçlerini paylaşacaklarını söyledi.
“ÜLKEMİZİ DAHA GÜÇLÜ, DAHA KARARLI, DAHA ÖZ GÜVENLİ HÂLE GETİRDİK”
Az önce Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıkları merkezi yerleşkesinin temelini attıklarını, 19 Mayıs 2023’te de açılışını yapacaklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dünyada eşi benzeri olmayan böyle bir muhteşem eser ancak Türkiye’ye, sizlere, bizlere yakışır. Astsubay Meslek Yüksek Okullarımızın bu yılki mezun sayısı da 2 bin 254 kişidir. Kurmay eğitimleri de aynı şekilde kesintisiz devam etmiş, ordumuzun her seviyedeki personelinin eğitim ihtiyacı karşılanmıştır. Bu başarıda emeği geçen rektörümüz Prof. Dr. Erhan Afyoncu başta olmak üzere herkesi, ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Dünyada böylesine büyük bir sarsıntıya maruz kalıp da bu kadar kısa sürede, eskisinden çok daha başarılı bir sistemi hayata geçirebilmiş bir başka ülke bulunduğunu sanmıyorum. Umuyoruz, harp okullarımızın kapandığı, askerî eğitimin bitirildiği yalanını söyleyenler, bugünkü manzara karşısında biraz mahcup olurlar. Rabbimiz ‘Sizin hayır gördüklerinizde şer, şer gördüklerinizde hayır olmalı’ buyuruyor. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı her hadise gibi 15 Temmuz darbe girişimi de ülkemiz ve milletimiz için pek çok hayırlı gelişmenin kapısını aralamıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece orduda değil, yargıdan diplomasiye kadar pek çok kritik kurumda benzer süreçleri işleterek, yerli ve millî donanımlarla egemenliği tahkim ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “İşte görüyorsunuz, artık İHA’larımız, SİHA’larımız, TİHA’larımız semalarımızda uçuyor. Artık bunları biz yapıyoruz, birilerinden dilenmiyoruz. Ülkemizi daha güçlü, daha kararlı, daha öz güvenli hâle getirerek, hamdolsun şehitlerimizin kanlarının, gazilerimizin fedakârlıklarının boşa gitmemesini sağladık. Terörle mücadelemizden sınır ötesi harekâtlarımıza, siyasi ve ekonomik işleyişin daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına kadar her alanda bunun etkilerini görüyoruz.”
Her büyük değişim, her büyük reform gibi bu sürecin de sancılarının olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, atılan her adımın, yapılan her tasarrufun, geliştirilen her politikanın ve hayata geçirilen her uygulamanın daha güçlü, daha güvenli, daha huzurlu ve müreffeh bir Türkiye için yapıldığından emin olmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz, gerektiğinde ‘Kan kusup, kızılcık şerbeti içtik’ diyebilecek dirayete sahip bir milletiz. Yaşadığımız her sıkıntının, ödediğimiz her bedelin önünü, arkasını gayet iyi biliyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için daha iyisini, daha hayırlısını, daha güvenlisini temin etmek amacıyla hepsine de göğüs gerdik, germeyi sürdürüyoruz. Günü birlik çıkarlar, kısır siyasi hesaplar, kirli pazarlıklar uğruna bu kutlu ülkenin ve necip milletin geleceğini tehdit altına sokmayı asla düşünmedik, düşünmeyiz. Milletimiz bizim bu hasbi niyetimizi bildiği için girdiğimiz her mücadelede, 15 Temmuz’da da sonrasında da hep yanımızda oldu. İnşallah 2023 hedeflerimize yine milletimizle birlikte ulaşacağız.”
Milletin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son dönemdeki terörle mücadele operasyonları ve sınır ötesi görevlerinde olduğu gibi bundan sonraki dönemde de Türkiye’ye en üst seviyede hizmet etmeyi sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ordunun milletin ordusu olduğuna dair hâlen şüphesi olan varsa ona da yapacak bir şeyimiz bulunmuyor. Biz, Türkiye’yi örnekleri giderek çoğalan, istikrarsız, güvenliksiz, kırılgan, her türlü müdahaleye açık bir ülke hâline getirme gayretleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz” dedi.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞANA KADAR DURMAYACAĞIZ, HER ENGELİ AŞIP GEÇECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî iradenin temsilcisi Meclis, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere tüm kurumlarıyla, Türkiye’yi büyütmek, güçlendirmek, geliştirmek için daha çok çalışacaklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Ordusu işgal edilmeyen, devşirilmeyen, çökertilmeyen bir ülkenin topraklarının da işgal edilemeyeceği inancıyla askerimizle, eğitimiyle, donanımıyla, teknolojisiyle, vizyonuyla daha çok güçleneceğiz. Başka bir vatanımız, başka bir devletimiz, başka bir sığınağımız olmadığının bilinciyle, hedeflerimize ulaşana kadar durmayacağız, duraksamayacağız, her engeli aşıp geçeceğiz. Mevlana’nın dediği gibi, bir ayağımızı Anadolu’ya sıkı sıkıya basacak, diğeriyle siyasi ve ekonomik vizyonumuzun gerektirdiği her yeri dolaşacak, her gönle dokunacağız.”
Kendi vatandaşlarının hak, hukuk, güvenlik ve çıkarlarını sonuna kadar savunurken mazlumlara ve mağdurlara da asla sırtlarını dönmeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu devletin kendi insanının mücadelesi yanında dört bir yanındaki mazlumların duasıyla kurulduğunu ve yaşanılan badireleri de aynı şekilde atlattığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz, buna tüm kalbimizle inanıyoruz. Balkanlar’dan Afrika’ya kadar gittiğimiz her yerde bu gerçeğin somut emareleriyle karşılaşıyoruz. Her kim ‘Sizin şurada ne işiniz var?’ diyorsa, bilin ki şayet cahil veya mazur değilse art niyetlidir, kötü niyetlidir, karanlık hesapların temsilcisidir. Şartlar bazen gönlünüzdekini tam olarak yapmanıza imkân vermeyebilir ama ilk fırsatta medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların gereğini yerine getirmekten kaçınmayız. Arkamızda koskoca bir ümmetin duası, yanımızda şu büyük milletin desteği, önümüzde şu kahraman ordunun gücü olduğu müddetçe Allah’ın izniyle hiçbir mücadeleden kaçmayız, kaçmayacağız.”
Kara Harp Okulu’ndan mezun olan öğrencileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi yönetimine de gerek yeni yapının kurulmasındaki gayretleri gerekse öğrencilere verilen eğitimin kalitesi sebebiyle teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir öğrencilere de ülkelerindeki herkese şahsı ve milletinin selamını iletmesini söyledi.
Mezun teğmenler adına Kara Harp Okulu’nu birincilikle bitiren Hacı Osman Karakuş tarafından mezuniyet andının yaptırılmasının ardından devre birincileri yaş kütüklerine dönem yıldız ve plaketini çaktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasının ardından okulunu birincilikle bitiren Karakuş’a diplomasını verdi.
Dereceye giren diğer öğrenciler diplomalarını TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarından aldı.
Dereceyle mezun olan misafir teğmenlerin diplomalarını almalarının ardından Kara Harp Okulları sancak devir teslim töreni gerçekleştirildi. Tören, Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Gültekin Yaralı tarafından sancaktar ve sancak muhafızlarına kılıç ve diploma verilmesinin ardından sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.