Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize Salarha Tüneli Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Rize’mizin hem şehir içi trafiğini rahatlatacak, hem dağın ardı ile önü arasında ulaşımı kısa sürede temin edecek yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki Salarha Tüneli’nin ülkemize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize Salarha Tüneli Açılış ve Çarşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Rize’nin hem şehir içi trafiğini rahatlatacak, hem dağın ardı ile önü arasında ulaşımı kısa sürede temin edecek yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki Salarha Tüneli’nin hayırlı olmasını diledi.
“RİZE-ARTVİN HAVALİMANI’NIN AÇILMASIYLA, BÖLGEDEKİ İNSAN VE YÜK TRAFİĞİ ÇOK DAHA FAZLALAŞACAKTIR”
Doğu Karadeniz’in giderek gelişen ticareti, turizmi, sanayisi ile üniversitenin artan cazibesinin, bölgedeki trafiği yoğunlaştırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ovit Tüneli’nin ardından dün hizmete açtığımız İyidere-İkizdere yolu ile Hurmalık tünelleri, bölgenin hem Kafkasya’ya, hem güneye olan trafiğini daha da artıracaktır. İyidere lojistik limanı ve deniz üzerinde inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanı’nın açılmasıyla, bu bölgedeki insan ve yük trafiği çok daha fazlalaşacaktır. Salarha Tüneli’yle, işte bu trafiğin önemli bir bölümünü şehir içinden çıkartıp çevreyolu üzerinden doğrudan arka tarafa veriyoruz” şeklinde konuştu.
Vadi ile kıyıyı birleştiren bu tünelin, Rize’nin 70 yıllık hayali olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tünel sayesinde, önceden 14 kilometreyi bulan ve neredeyse yarım saat süren dağın ardı ile önü arasındaki ulaşım, artık 4,5 kilometre civarına ve 5 dakikaya inecektir. Artık hemşerilerimiz bu yolda hızlı, güvenli, konforlu ve ekonomik bir şekilde seyahat edebilecek, transit yolcularımız da vakit ve yakıt kaybetmeden hedeflerine doğru ilerleyebilecektir. Bu tünelin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen bakanlığımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmayı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik ediyorum” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ
Rize için büyük öneme sahip bir başka projenin de temel atma törenini yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Merkez Çarşı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi’yle, bu bölgede 1950’li yıllarda deniz dolgusuyla elde edilen alanları baştan sona yeniliyoruz. Genelde ticari alan olarak kullanılan bu bölge, aradan geçen 70 yılın ardından artık hem yorgun, hem de ihtiyaçlara cevap veremez hâle gelmişti. Geliştirdiğimiz projeyle, bölgede bulunan 118 dükkânı, 184 ofisi ve 60 konutu yıkarak, yerine Rize’mize yakışır yepyeni işyerleri ve ticaret merkezi inşa ediyoruz. Yatırım bedeli 308 milyon lira olan bu proje kapsamında şehrimize 404 ofis, 133 işyeri, 455 araçlık bir otopark kazandıracağız. Projemiz tamamlandığında bölge, eskiden olduğu gibi Rize’mizin gözde ticaret alanı olmayı sürdürecektir. Kentsel Dönüşüm Projemizin şimdiden şehrimize ve hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, TOKİ’ye, projenin inşasını üstlenen yüklenici firmalara, Rize’ye böyle bir eser kazandıracakları için teşekkür ediyorum.”
“VATANDAŞLARIMIZIN ZARARLARINI KARŞILIYOR, YIKILAN YERLERİ DE SÜRATLE YENİDEN İNŞA EDİYORUZ”
Deprem, sel ve toprak kaymasının, bulunduğu iklim ve coğrafi yapısı sebebiyle adeta ülkenin kaderi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afetlerin ardından hemen enkaz kaldırma ve hasar tespiti çalışmalarını hızla tamamlıyor, vatandaşlarımızın zararlarını karşılıyor, yıkılan yerleri de süratle yeniden inşa ediyoruz” dedi.
Sel ve toprak kaymasının çok yaşandığı Karadeniz’de yakın zamanda Rize’nin de bu tür afetlerle karşılaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Antalya ve Muğla gibi orman yangınlarının, Kastamonu ve Sinop gibi sellerin ciddi tahribata, can ve mal kaybına yol açtığı yerlerde de yaraları sarıyoruz. İnşallah yakında bu bölgelere tekrar gelip çalışmaları yerinde göreceğim” ifadesini kullandı.
Ülkenin 81 vilayetinin her birinin canlarından bir parça olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Açılış ve üniversite programımızı da vesile ederek bu programa Rize’den başladık. Son dönemdeki yaşanan afetleri özellikle de müteakiben Rize’mizin ilçe ve köylerindeki hasar tespit çalışmalarını da tamamlayarak hemen kolları sıvadık. Bu kapsamda 378 afet konut, 10 dükkân ve 4 çay alım evini inşa ediyoruz. Daha önceki projelerle inşa edeceğimiz konut sayısı 548’i bulmaktadır. Karadeniz’in tamamıyla birlikte Rize’mizin en önemli sorunu olan çarpık yapılaşmanın önünü kesmek için de çok önemli adımlar attık. Deniz dolgu alanlarından başlayarak riskli alanları yıkarak yeniden inşa ediyoruz. Bugün temelini attığımız proje bunlardan sadece biridir. İnşallah devamı gelecek.”
Ayrıca turizm sektörü için Rize’nin cazibesini artırmak amacıyla çeşitli yatırımlar yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski sanayi alanlarını başka alanlara taşıyarak görüntü ve gürültü kirliliğine son vereceklerini bildirdi.
“TOKİ VASITASIYLA BUGÜNE KADAR RİZE’DE 2 BİN 797 KONUT TAMAMLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konut ve ticari alan inşası için yer bulmanın zor olduğu Rize’de ÇAYKUR Sanayi Hal bölgesindeki 18 hektarlık alanda 1252 konut ve 360 ticari birim inşa edileceğini, yakında ihaleye çıkılacağını da kaydetti.
Tünelin açılmasıyla artık şehrin Salarha tarafına doğru büyüyebileceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nitekim Salarha’da inşası süren 465 konut ve 12 dükkânı önümüzdeki bahar aylarında vatandaşlarımıza teslim etmeyi planlıyoruz. Hemşin ve Güneysu’da da konut projelerimiz hızla ilerliyor. TOKİ’nin Türkiye’nin genelinde yürüttüğü konut kampanyalarından Rize’mizin ilçelerine düşen paylarla ilgili çalışmalar da sürüyor. Bu konutların Rize’nin geleneksel mimarisi ve tabiatıyla uyumlu olmasına özellikle önem veriyoruz. TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar Rize’de 2 bin 797 konut tamamladık. 2 bin 59 konutun yapımına devam ediyoruz. Millet Bahçeleri projemizi Rize’de 3 ayrı alanda uyguluyoruz. Rize merkeze 392 bin metrekarelik, Güneysu’ya 42 bin metrekarelik, İyidere’ye 15 bin metrekarelik millet bahçeleri kazandırıyoruz.”
Şehrin en önemli sembollerinden Ayder’de yenileme ve koruma projeleri uygulandığını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaylanın 21 bin 614 metrekarelik alanı kesin korunacak hassas bölge olarak tescillendi” ifadesini kullandı.
Ayder’in atık su, yağmur suyu, elektrik hatları, aydınlatma sistemleri ve tüm yollarının yenilendiğini, bunların önemli kısmının tamamlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız, dedelerimiz, babalarımız bize cennet gibi bir Rize bıraktı. Biz de evlatlarımıza, torunlarımıza, sonraki nesillere çok daha güzel, çok daha estetik, çok daha hayat kalitesi yüksek bir Rize bırakmakta kararlıyız. Kardeşlerim, sevgili gençler, çağın ihtiyaçları, insanımızın talepleri ve tabiatın güzellikleri arasındaki dengeyi en hassas şekilde kurarak inşallah bunu başaracağız” diye konuştu.
“ESER VE HİZMET SİYASETİYLE HAYALLERİMİZİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Küresel iklim değişikliğinin Karadeniz Bölgesi gibi yerlerin önemini daha da artırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için hem toprağımıza hem yeşilimize hem suyumuza hem denizimize ve hem de insanımıza sahip çıkacağız. Geçmişte şahit olduğumuz rant hırsına, cehalete, bencilliğe dayalı hoyratlıkların buralarda tekrar yaşanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Unutmayınız başka Rize yok, başka Karadeniz yok, başka Türkiye de yok” dedi.
Bunun için eldeki güzellik, imkân ve potansiyellerin kıymetinin çok iyi bilinmesi mecburiyeti bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Rize’nin bir evladı olarak sahip bulunduğum imkânları bunun için sonuna kadar kullanmayı hem ülkeme hem milletime hem insanlığa karşı boynumun borcu görüyorum. Tüm milletimizle birlikte geçtiğimiz 19 yılda olduğu gibi 2023’e kadar geçecek süreçte ve sonrasında da eser ve hizmet siyasetiyle hayallerimizi gerçeğe dönüştürmeyi sürdüreceğiz. Türkiye’de bir kesim var, ağızlarını her açtıklarında ‘19 yılda siz yaptınız ki?’ diye soruyor. Bu soruyu kimlerin sorduğunu biliyorsunuz değil mi? Böyle bir soruyu ancak ne kendisi ne anne babası ne de evlatları bu ülkede yaşamamış olan birisi sorabilir. Çünkü Türkiye’nin son 19 yılda nereden nereye geldiğinin şahidi bizatihi bu milletin ta kendisidir. Şu Karadeniz’de Samsun’dan Artvin’e kadar hatta gümrük kapısına kadar neler yaptığımızı hepimiz biliyoruz değil mi? Hepsini koy bir kenara Rize’ye neler yaptığımızı biliyoruz değil mi? İşte bak bugün de yine ne yapıyoruz? Bir taraftan dün Hurmalık’taki o tünellerin açılışını yaptık. Bugün de Salarha Tüneli’nin açılışını yapıyoruz. Var mıydı bizim böyle tünellerimiz? Viyadüklerimiz var mıydı? Buyurun şimdi bunları açıyoruz. Onun için ben bu Bay Kemal’e ve CHP’nin tabanına sesleniyorum, gelin de Rize’yi görün. Dikili bir ağacınız yok, ağacınız. Yaşı 30-35’in altında olanlar belki eski Türkiye’yi tam olarak hatırlayamayabilir. Ama en azından büyüklerinden dinlemiştir. ‘Bu ülkeye 19 yılda ne yaptınız?’ diyenlerin içlerindeki fitneyi, fesadı, kötü niyeti elbette biliyoruz.”
“19 YILDA TOPLAM 431 MİLYAR LİRA TUTARINDA SOSYAL YARDIM YAPTIK”
Ülkeye kazandırdıkları eser ve hizmetleri paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde derslik sayısını 343 binden 601 binin üzerine çıkardıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün 20 bin öğretmen atama törenini yaptıklarını hatırlatarak son atamalarla birlikte 713 bin yeni öğretmeni göreve başlattıklarını ifade etti.
Üniversite sayısını 76’dan 207’ye, personel sayısını 70 binden 181 bine ve üniversite öğrenci sayısını 1,5 milyondan 8 milyona yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastane yatak sayısını da 164 binden 255 binin üzerine, nitelikli yatak sayısını ise 19 binden 164 bine çıkardıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hizmete aldıkları 17 şehir hastanesiyle sağlıktaki hizmet kalitesini artırdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik merkezi sayısını 9’dan 376’ya, spor tesisi sayısını da 1575’ten 3 bin 915’e çıkardıklarını kaydetti.
Yükseköğrenim yurtlarındaki yatak kapasitesini 182 binden 717 bine, burs ve kredi tutarını ise lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 650 liraya yükselttiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamları yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1300 liraya, doktora öğrencileri için de 135 liradan 1950 liraya kendilerinin yükselttiğini dile getirdi. Son 19 yılda toplam 431 milyar lira tutarında sosyal yardım yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Adalette 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısı 21 bin 904’ü buldu. Mahkeme sayısı adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 arttı. İçişlerinde mülki idare teşkilatımızı, belediyelerimizi ve muhtarlıklarımızı güçlendirdik. Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarını İçişleri Bakanlığına bağlayarak bütünlüğü ve koordinasyonu sağladık. Milli savunmada sınır güvenliğimizi, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe Harekâtları ile tahkim ederek güneyimizi kuşatmayı hedefleyen terör koridorunu yıktık attık. Ulaştırmada 6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemizi 28 bin 284 kilometreye, 1714 kilometreden devraldığımız otoyol uzunluğumuzu 3 bin 532 kilometreye çıkardık. Karayolu tünel sayımız 83’ten 447 adede, karayolu tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 617 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 311 kilometreden 710 kilometreye ulaştı.”
Demiryollarında toplam 1213 kilometre uzunluğundu hızlı tren ağı inşa ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 bin 590 kilometre uzunluğundaki mevcut demiryollarını ise neredeyse tümüyle yenilediklerini söyledi.
Hava yollarında 26 olan havalimanı sayısını 56’ya çıkardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi Rize’nin Artvin’le birlikte havalimanını da yapıyor muyuz? İnşallah yılsonuna kadar havalimanımız da bitecek” dedi.
“SON 19 YILDA ÇİFTÇİLERİMİZE TOPLAM 165 MİLYAR LİRA TUTARINDA TARIMSAL DESTEK VERDİK”
Son 19 yılda denizcilikte tersane sayısını 37’den 84’e, yat bağlama kapasitesini de 8 bin 500’den 18 bin 545’e yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “İletişim teknolojilerinde 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısı bugün 84 milyona, elektronik devlet kullanıcı sayısı ise 56 milyona ulaştı. Çevre ve şehircilikte 79 ilde 61 milyon metrekarelik alanda 369 adet millet bahçesi projesini hayata geçirmek için kolları sıvadık. TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik ve 2 milyon 500 bin konutun dönüşümünü tamamladık. Tarımda 2002 yılında 37 milyar lirayı bile bulmayan tarımsal gayri safi yurtiçi hasılamız, geçtiğimiz yıl 333 milyar lirayı geçti. Son 19 yılda çiftçilerimize toplam 165 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Orman varlığımızı 2002 yılındaki 21 milyon hektar seviyesinden aldık, 23 milyon hektara çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dışişlerinde 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayısını 252’ye ulaştırarak Türkiye’yi dünyanın 5’inci büyük temsil ağına sahip ülke konumuna getirdiklerine dikkati çekerek, savunma sanayisinde de 2002 yılında 62 olan savunma alanındaki proje sayısının bugün itibarıyla 750’yi geçtiğini kaydetti.
Organize sanayi bölgesi sayısını 192’den 325’e yükselttiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 endüstri bölgesi ve 79 teknopark kurduk. Enerjide toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 98 bin 162 megavata yükselttik. Karadeniz’de Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp, Amasra-1 kuyusunda da 135 milyar metreküp olmak üzere toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. Kültür ve turizmde dünya mirası listesinde olan varlık ve alanlarımızın sayısını 9’dan 19’a, kültür merkezi sayımızı 42’den 120’ye çıkardık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımız 46’dan 5 bin 548’e yükseldi” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE ÇOK DAHA FAZLA ESERİ MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNACAĞIZ”
Ne kadar özetlemeye çalışsa da son 19 yılda Türkiye’ye anlatması saatlere, günlere sığmayacak eser ve hizmetler kazandırdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Eskilerin dediği gibi insan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Biz hep eserlerimizle konuştuk, inşallah hep eserlerimizle anılacağız. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla eseri milletimizin hizmetine sunmaya çalışmaya devam edeceğiz. Cumhur İttifakı olarak Allah’ın izniyle birlik ve beraberlik içerisinde 2023 seçimlerine hazırlanıyor muyuz? Bir ve beraber miyiz? Bölünmeye asla fırsat vermeyeceğiz. Hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Unutmayın, tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, hep birlikte Türkiye. Ardı ardına yaşanan nice siyasi, sosyal, ekonomik saldırı dalgasının ardından salgın ve tabii afetlerle adeta büyük imtihanlar geçirdik. Bunca musibetin teki bile başka bir ülkede yaşansa veya geçmişte bizim başımıza gelseydi emin olun, ortaya çıkacak krizin altından bunlar kalkamazdı ama Allah’ın lütfuyla biz kalktık. Şimdi bütün bu felaketleri bir an önce inşallah temizleyerek yolumuza devam edeceğiz. Bu millet, büyük bir millettir. Rize’nin uşakları, Allah’ın izniyle bu muhaliflere, bu ana muhalefete, bu terör örgütünün artıklarına pabucu bırakmaz. Hamdolsun, girdiğimiz her mücadeleyi kazandık. Bundan sonrasında da kazanacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Rize merkezindeki Kentsel Dönüşüm Projesi’nin bulunduğu bölgeye canlı bağlanarak temel atma törenini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış sırasında yanına çocukları da aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “’Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin, yüz yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor, kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, Mersin’in hiç kimseyi “Yörük” diyerek küçüksemediğini, “Kürt” diyerek ötekileştirmediğini, “Arap” diyerek dışlamadığını, “Suriyeli” diyerek hakir görmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mersin, insanları ‘şu şehirden bu şehirden’ diyerek sınıflaştırmamıştır. Çünkü burası medeniyetler yatağı, coğrafyamızın kadim halklarının ve inançlarının tamamının bakiyesine ev sahipliği yapan bir şehirdir. Mersin’in göz alıcı tablosuna kimse helal getirmez. Allah’ın izniyle bu şehir dünyaya kardeşlik hukuku dersi veriyor, vermeye de devam edecek” dedi.
“DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ, DAHA ÇOK GÖNÜLE GİRMEMİZ GEREKİYOR”
Mersin’in Doğu Akdeniz’in en stratejik liman şehri olarak ekonomiye can katmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bereketli topraklarıyla sadece kendi vatandaşımızı değil tüm insanlığı beslemeye devam edecek. Velhasıl beşeri zenginliğiyle fiziki coğrafyasının güzelliğiyle, muhteşem potansiyeliyle Mersin Türkiye Yüzyılı’nda adından daha çok söz ettirecek. Mersin’deki bu güzel iklimi bozmayı Allah’ın izniyle kimse başaramayacak. Hiçbir siyasi çıkar, hiçbir sosyal ve kültürel farklılık, hiçbir şahsi hesap, Mersin’i Akdeniz’in örnek şehri yapan bu vasfına zarar vermenin gerekçesi olamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin iktidarında Mersin’in 22 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Bu şehrin siyasi, etnik, mezhebi fanatizme değil, zengin potansiyeli harekete geçirecek vizyona, esere, hizmete ve yatırıma ihtiyacı var. Mersin’e bu gözle bakıyoruz, Mersinliye bu hissiyatla sahip çıkıyoruz. Mersinlilerin de bizim bu hasbi yaklaşımımıza, samimi yürek açışımıza karşılık vereceğinden şüphe duymuyorum. Bugüne kadar seçim sonuçlarını Mersinlide değil, kendimizde arıyoruz. Suç varsa bizim, yanlış varsa bizim. Ama bunu hep beraber telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor. Kongremiz böyle bir dönemin, yeni bir heyecanın, yeni bir atılımın miladı olacaktır.”
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ İSTEMEYEN EMPERYALİSTLER BOŞ DURMADI”
“Ülkemizin 80 yılına, asırların yorgunluğuyla 1. Dünya Savaşı’nın yükü altında kalan Osmanlı’dan Cumhuriyete geçisin sancıları damga vurmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizminin milletin inancına, tarihine, kültürüne yönelik tahrip edici ve baskıcı politikalarının, ağır bedellerinin ödendiğini söyledi.
Türkiye’nin Adnan Menderes ile başlayan demokrasi ve kalkınma hamlesinin önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini, kendi ayakları üzerine dikilmesini istemeyen emperyalistler de boş durmadı. Ülkemizi, darbeler, cuntalar, ideolojik kavgalar, ekonomik çöküşler, sosyal çalkantılarla dolu bir döneme soktular. Bu sancılı yıllar darbelerin ardından ‘bizim çocuklar başardı’ mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir. Eski Türkiye artık bitti. Bu kaos fırtınası, Türkleri sadece sokaklarını temizleyecek, fabrikalarında çalışacak işçiler olarak görenlerin adımıdır. Rahmetli Özal bu oyunu fark edip siyasi ve ekonomik reformlarla ülkemizi asli istikametine çevirmek istediyse de kirli oyunlarla başa çıkamadı. Merhum Özal’a neler yapıldığını, hangi iftiraların atıldığını hiçbir zaman unutmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 80 yıllık sancılı sürecin ardından adeta bir Anadolu ihtilaliyle iktidara geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Tabii ki bu devrim öyle kolay gerçekleşmedi. Devrin müesses nizamı ve arkalarındaki güç odakları, AK Parti’nin öncülüğündeki Anadolu ihtilaline karşıda büyük bir direnç gösterdi. Siyasi ve toplumsal provokasyonlardan, hukukun ayaklar altına alındığı Cumhurbaşkanlığı seçimi krizlerine kadar nice senaryolar devreye alındı. Yetmedi bölücü örgütünden FETÖ’süne hatta sınırlarımıza dayanan DEAŞ’ına kadar envaiçeşit cinayet şebekesini harekete geçirdiler. Bölücü örgütün hiçbir ahlaki ve akılcı gerekçesi olmayan çukur eylemlerini hatırlayın. FETÖ’nün önce 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz darbe girişimlerini hatırlayın. Ekonomimize yönelik aleni saldırıları, tehditleri, ambargoları, tuzakları hatırlayın.”
“Muhalefetin gönüllü figüranlığını yaptığı, Türkiye’ye diz çöktürme senaryolarının tekmili birden üzerimize boca edildi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani Mehmet Akif, Çanakkale Savaşı’nı anlatırken diyor ya, ‘Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk, sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.’ Bizim de istiklalimize ve istikbalimize yönelen saldırılar rengârenktir. Sadece sinsi niyetleri ortaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle kafa kafaya, kol kola, kalp kalbe verip bu alçak hesapları hep birlikte boşa çıkardıklarını söyleyerek, “Yine Akif’in diliyle ifade edersek, ‘Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmediği namusunu, çiğnetmeyecek.’ Gerçekten bu millet üzerine akın akın gelen saldırılar karşısında gösterdiği asil duruşla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, her bir ferdiyle, namusunu çiğnetmemiş, Asım’ın nesli olduğunu ispatlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Milletin güçlü desteğinin AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın mesuliyetini arttırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha fazla çalışarak, Türkiye Yüzyılı’nın önündeki tüm engelleri tek tek kaldırmak zorunda olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’in beşeri zenginliğinin ülkesi ve bölgesindeki her gelişmeyle yakından ilgilenmesini mecburi kıldığını ifade ederek, Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir yönetimin iş başına gelmesinin Mersin’e etkisi olacağını kaydetti.
Mersin’in 183 bin geçici koruma statüsündeki Suriyeli muhaciri misafir eden ensar ruhlu bir şehir olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkelerindeki evlerini, işlerini yeniden ayağa kaldıracak Suriyeli kardeşlerimizden bir kısmı şüphesiz vatanlarına geri dönecektir. Suriye toparlandıkça, zulmün ve yıkımın izleri silindikçe inşallah ülkemizle birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Ama hep söylediğimiz gibi kalanlara kapımız da gönlümüz de daima açık olacaktır. Biz, zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kimsenin hayatını keyfi yere zindana çevirmeyiz. Kendini bilmez üç beş ırkçı fanatiğin Türkiye-Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye’nin siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü, sosyal barışını, imarını sağlamaya yönelik her gayrete destek vereceğiz.”
“SURİYE ÜZERİNDE YENİ SENARYOLAR UYGULANMASININ ÖNÜNE GEÇMEKTE KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye büyük bir teveccüh ve güven söz konusu olduğunu anlatarak, “Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye deyince yüzü gülüyor” ifadesini kullandı.
Bu durumu gelecek adına çok değerli bir kazanım olarak değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Ülkenin 3’te 1’ini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözecek adımları atacağız” diye konuştu.
Örgütün, çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkar ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Avrupa’dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. ‘Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin 100 yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini bölgenin kadim halkları belirleyecek, doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarruf da bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah’ın izniyle kimse bunun önüne geçemeyecek.”
Bir süre önce Suriye’nin Dışişleri ve Savunma bakanlarının kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli heyetin daha sonra ise Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ile ayrıca toplantı yaptığını ifade etti.
“GAZZE ÖRNEĞİ, ZULÜMLE ABAD OLUNAMAYACAĞININ ÇARPICI BİR İSPATIDIR”
Suriye’nin geleceğine hazırlık yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni dönemin Mersin’in önünde de büyük fırsat pencereleri açacağını ve şehrin şimdiden buna kendisini hazırlaması gerektiğini vurguladı.
Aynı şekilde Gazze’de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barışın da bölgenin siyasi ve sosyal atmosferini değiştireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze örneği, zulümle abad olunamayacağının çarpıcı bir ispatıdır. İsrail, Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Çünkü İsrail’in yaptığı kadın, çocuk, masum katliamlarından sonra artık hiç kimse bu topluma İkinci Dünya Savaşı’nda maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet duygusuyla bakamayacaktır. Herkesin zihninde İsrail’in fırsatını bulduğunda kendi mensuplarından başka tüm insanları katledebileceği düşüncesi yer etmiştir. Nitekim fanatik Siyonistler bu düşünceyi destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca dile getirmekten çekinmiyor. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması bizim bu zulme karşı sesini en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden, sözümüzü sakınmadan, hakkı ve hakikati haykırdık. Bizim için dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur, bir garip varsa yardımına koşmak, zulme karşı elimizde dilimizle, kalbimizle mücadele etmek, hem dinî bir vecibe hem de millî bir vazifedir. Rabbim bizlere ecdattan miras aldığımız bu hasletin yeni nesillere daha da güçlü bir şekilde aktarmayı nasip etsin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütü PKK’nın feshedilmesi, silahlarının teslim edilmesi ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen çalışmaları anımsattı.
Terör meselesinin suhuletle çözülmesinden yana olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler, nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa, biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin suhuletle, samimiyetle, kalıcı ve kati bir şekilde tarihe karışmasından yanadır.”
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Yumuşak başlı isen kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum” mısralarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir. Elbette kahraman şehitlerimiz her türlü hesabın üzerindedir. Herkesin takip ettiği üzere tüm çalışmalar, şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınları ve gazilerimizin hassasiyetlerine en küçük bir halel getirmeyecek şekilde yürütülmektedir” diye konuştu.
“TÜRKİYE YÜZYILI KERVAN OLARAK, YOLA REVAN OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek ülke içinde, gerek bölgede, gerekse de dünyada atılan her adımın bir gayesinin bulunduğunu belirterek, “Bu da ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na, geçmişin tüm sorunlarından arınmış, yüklerinden kurtulmuş, mevcut imkânlarını en üst düzeyde kullanan hedeflerine kararlılıkla yürüyen bir devlet olarak girmesidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bölgesinde istikrar istediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Artık yeni hayaller kurma, yeni projeler hayata geçirme, yeni şeyler söyleme, yeni adımlar atma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber kazanalım, hep beraber kalkınalım istiyoruz. Bizimle bu yolda yürüyecek herkese kollarımız da kapımız da, yüreğimiz de açıktır. Zihinlerinin gerisinde başka hesaplar olanlar da hiç kusura bakmasınlar, artık kimseye bunları yutturamazlar. Kimseyi kandıramazlar, kimsenin zihnini ve kalbini bulandıramazlar. Dünya düzeni, siyasi ve ekonomik olarak yeniden kurulurken Türkiye’yi bunun dışında tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı kervan olarak, yola revan olmuştur. Bu kutlu yürüyüşe katılan katılır, katılmayanın yolu açık olsun. Biz ülkemizi en güçlü devletler, milletimizi güvenli, huzurlu, müreffeh toplumlar seviyesine çıkarmadan durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, geriye dönüp bakmayacağız. Yüzümüz hep geleceğe, ileriye, ufka dönük olarak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
“MERSİN’E 624 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş yapmanın, sorun çözmenin, dertlere deva olmanın peşinde olduklarını, bu anlayışla son 22 yılda Mersin’e 624 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını söyledi.
Adalette 5 milyar lira, eğitimde 39 milyar lira, gençlik ve sporda 9 milyar lira, sosyal yardımda 128 milyar lira, sağlıkta 19 milyar lira, çevre ve şehircilikte 66 milyar lira yatırım yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca 14 milyar lira tutarındaki yatırımların da sürdüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada 142 milyar lira, tarım ve ormancılıkta 83 milyar lira, sanayi ve teknolojide 5 milyar lirası yatırım 8 milyar lirası destek olmak üzere 13 milyar lira, enerjide 102 milyar lira, kültür ve turizmde 3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 14 milyar lira yatırım yapıldığını bildirdi.
Eğitim alanında Mersin’e ikinci devlet üniversitesi Tarsus Üniversitesinin kurulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ilk engelsiz gençlik merkezini Mersin’e kazandırdık. Şehir hastanemiz başta olmak üzere toplam 3 bin 260 yataklı 17 hastane dâhil 50 sağlık tesisi inşa ettik.150 yataklı Mezitli Yeni Devlet Hastanemiz ile 50 üniteli ağız ve diş sağlığı merkezini yıl sonuna kadar tamamlayıp 2026 yılı başında hizmete açacağız” dedi.
Mersin’deki 7 millet bahçesi projesinden 3’ünü tamamladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğerleriyle ilgili projelendirme çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
“MERSİN-ADANA-OSMANİYE-GAZİANTEP HIZLI TREN PROJEMİZİ BAŞLATTIK”
Mersin’i bölünmüş yollarla çevre bölgelere bağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Antalya ile Mersin’i birleştirecek Akdeniz Sahil Yolu Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Şu ana kadar yolumuzun 404 kilometresini tamamladık. Mevcut 483 kilometrelik güzergâhta 10 saatlik seyahat süresini 7 saate düşüreceğiz. Çeşmeli-Kızkalesi Otoyol Projemizi de süratle tamamlayarak 2,5 saatlik seyahat süresini 18 dakikaya indireceğiz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Projemizi başlattık, yapımına hızla devam ediyoruz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep arası 6,5 saat süren seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşüreceğiz. Ayrıca Çukurova Uluslararası Havalimanı bağlantısını hayata geçiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anamur feribot ve deniz uçağı iskelesini 2024 yılı içerisinde hizmete alarak, Türkiye’nin KKTC’ye en kısa yoldan ulaşım sağlayan beşinci kapısını açtıklarını belirterek, 150 yat kapasiteli Aydıncık yat limanının da altyapı çalışmalarını bu yıl içerisinde tamamlayarak üstyapı işlerine başlayacaklarını dile getirdi.
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı 10 Ağustos 2024’te hizmete açtıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Havalimanımız açıldığı günden bu yana yaklaşık 2 milyon 100 bin yolcuya hizmet verdi. Tarım ve Ormanda, Değirmençay Barajı’nın Alaköprü ve Pamukluk sulaması ikinci etabının yapımına devam ediyoruz. Mersin’de teşviklerimizle tamamlanan 1185 özel sektör projesinde 93 milyar lira yatırım gerçekleşti. 23 bin kişilik istihdam sağladık. Enerjide yılda 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin yapımı devam ediyor. Santralin tüm reaktörleri kısım kısım 2028’e kadar hizmete girecek. Rabbim ömür verdikçe Mersin için çok daha fazlasını yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.