Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Harp Okulları Diploma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Karada, denizde ve havada, karşımıza çıkacak olan herkes, Türkiye’nin meşruiyetini uluslararası hukuktan alan haklarını, çıkarlarını, imkânlarını koruma hususundaki kararlılığını görmüştür. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) Harp Okulları Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni Töreni’ne katıldı.
“HEP DAHA İLERİYE, DAHA İYİYE, DAHA MÜKEMMELE DOĞRU YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında mezun olan öğrencileri tebrik etti. Mezunların 548’inin Türk vatandaşı, 93’ünün ise 14 ayrı kardeş ülkeden gelen misafir öğrencilerden oluştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Böylece 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırdığımız Millî Savunma Üniversitemizin mezun sayısı 19 bin 600’e ulaşmış oluyor. Millî Savunma Üniversitemize bağlı harp okullarımızın başarılı çalışmalarını yakından takip ediyorum. Rektörümüze, hocalarımıza ve eğitimlere katkı veren tüm subaylarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yeni yapısıyla üniversitemizin her geçen yıl daha da güçlendiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Artık bu noktadan geriye gidiş asla söz konusu değildir, olmayacaktır. Hep daha ileriye, daha iyiye, daha mükemmele doğru yürümeye devam edeceğiz. Kara, deniz ve hava kuvvetlerimizin nitelikli personel ihtiyacımızın karşılanması her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Terörle mücadelemize, Akdeniz ve Ege başta olmak üzere bölgedeki hak ve menfaatlerimize yönelik tehditler de eklendi. Savunma sanayimize yaptığımız yatırımları insan kaynağımızla tahkim ederek tüm bu tehditlerle etkili bir mücadele hâlindeyiz.”
“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ, KURUMSAL KÜLTÜRÜ VE SAYISIZ ZAFERLERİYLE MİLLETİMİZİN GURUR KAYNAĞIDIR”
Törene, Roketsan Uydu Fırlatma, Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ile Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi açılışından geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Roketsan’ın üstün kabiliyetlerini yerinde görmenin şerefiyle müşerref olduk. Her konuda olduğu gibi savunmada da insan olmadan tek başına teknoloji yeterli ve anlamlı değildir. Subay ve astsubay kadrolarımızı ne kadar yetiştirir ne kadar donanımlı hâle getirirsek kendimizi o derece güvende hissederiz. Türk Silahlı Kuvvetleri, 2 bin 200 yılı aşan teşkilatlanma yapısı, kurumsal kültürü ve sayısız zaferleriyle milletimizin gurur kaynağıdır. Anadolu’yu bin yıldır vatanımız yapan ve devam ettiren ruh hamdolsun aynı dirilikte ayaktadır. Geçtiğimiz salı ve çarşamba günleri Ahlat ve Malazgirt’te bu ruha bizzat şahit olduk. Bugün de karşımızdaki şu manzara, mücadele azmi yanında eğitimi, donanımı, cesareti ve diğer tüm vasıflarıyla insan kaynağımızın da binlerce yıllık birikimiyle dimdik ayakta olduğunu gösteriyor. Kahraman ordumuzun karada, denizde ve havada gösterdiği başarıların gerisinde işte bu çok yönlü hasbi ve nitelikli insan kaynağı vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin tüm kurumları gibi Türk Silahlı Kuvvetlerini de içeriden çökertme girişimlerinin milletin ordusunu sahiplenişi sayesinde boşa çıkarıldığını anımsatarak, “Kimi tarihçilerin dediği gibi ‘Biz ordusu olan bir toplum değil, bizatihi kendisi ordu olan milletiz.’ Bu hakikatin idrakinde olmayan kimi gafillerin ve hainlerin ısrarla ordumuzla milletimizi ayrıştırmaya çalışması beyhude bir gayrettir. Nasıl can bedenden ayrıldığında geriye sadece bir ceset kalırsa, bu ülkenin askeri ile milleti de aynı şekilde tefrik edilemez bir bütündür. Vatan topraklarının her karışında sınırlarımızda ve sınırlarımızın ötesindeki pek çok yerde destanlar yazan kahramanlarımızı buradan tüm kalbimle selamlıyorum” şeklinde konuştu.
“MARUZ KALDIĞIMIZ HER SALDIRI, MÜCADELE AZMİMİZİ DAHA DA PERÇİNLEDİ”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugün ülkesini ve halkını korumanın yanında bölgesindeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, soydaşların ve ümmetin umudu hâline geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ordumuz başarılarının gerisinde; nitelikli eğitimi, örnek disiplini, üstün donanımı yanında yüzlerce milyon insandan aldığı dua da bulunuyor. Teknolojik üstünlüğümüzü, yetişmiş insan kaynağımız ve manevi gücümüzde birleştirdiğimizde Allah’ın izniyle bu ülkenin önünde durabilecek hiçbir güç yoktur. Son 18 yıldır biz işte bunun için çalıştık. Önümüze konan gizli-açık nice engelleri bu inançla aştık. Son olarak 15 Temmuz’da gerçek yüzlerini gösteren hainleri bu cesaretle tepelik. Sınırlarımız dışından kuşatılmaya çalışılan ülkemizi, milletimize biçilen kefeni bu kararlılıkla parçalayıp arttık. Karşılaştığımız ikiyüzlülükleri, alçaklıkları, hak ve hukuk tanımazlıkları, tehditleri, yaptırımları birliğimizden ve beraberliğimizden aldığımız güçle yıkıp geçtik. Maruz kaldığımız her saldırı, mücadele azmimizi daha da perçinledi.”
“BİZ MÜCADELEDEN KAÇMAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aştığımız her engel, kendimize olan güvenimizi daha da güçlendirdi. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle geldiğimiz yer, geleceğimize daha güvenle bakmamızı sağladı. Şimdi artık dün olduğundan daha gür bir sedayla, daha samimi bir inançla, kendimizden daha emin bir şekilde düşmanlarımıza ‘hodri meydan’ diyoruz. Karada, denizde ve havada, karşımıza çıkacak olan herkes, Türkiye’nin meşruiyetini uluslararası hukuktan alan haklarını, çıkarlarını, imkânlarını koruma hususundaki kararlılığını görmüştür. Görmeyenler de emin olun hem sahada hem diplomasi masasında hem uluslararası platformlarda bu gerçekle yüzleşecekler. Biz mücadeleden kaçmayız, biz bu mücadelede şehitler, gaziler vermekten çekinmeyiz. Biz istiklalimiz ve istikbalimiz için 83 milyon hep birlikte kükremiş bir sel gibi önümüze çıkan bentleri çiğneyip geçmekten geri durmayız” dedi.
“Garbın afakını çelik zırhlı duvarlar sarsa bile iman dolu göğsümüzle hepsini de yıkar geçeriz. Hakkın vadettiği günlerin işte bu günler olduğuna inanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Asıl soru şu; acaba şu anda Akdeniz’de ve mücavirinde karşımıza dikilenler de aynı fedakârlıkları göze alabiliyorlar mı? Yunan halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına geleceklerini kabul ediyor mu? Fransız halkı muhteris ve kifayetsiz yöneticileri yüzünden ödeyecekleri bedelleri biliyor mu? Kuzey Afrika ve körfezdeki kim ülkelerin kardeş hakları muhteris ve kifayetsiz yöneticileri sebebiyle kararan istikballerine razı gösteriyor mu? On binlerce kilometre öteden, Türkiye’nin demokrasisine, hukuk devletine, bölgesel çıkarlarına göz diken ülkelerin vatandaşları bu sürecin dönüp kendilerine verecekleri zararın farkında mı? Biz binlerce yıllık devlet tarihimizin ve Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın her gününü mücadele ile geçirmiş bir millet olarak tüm bu gerçeklerin idrakindeyiz.”
“TÜRKİYE’Yİ, GÜÇLENDİRMEYE, KALKINDIRMAYA, GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her karışı şehit kanlarıyla yoğrulmuş bu vatanda ödedikleri bedelleri gayet iyi bildiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün de girdiğimiz yolda her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Aksi takdirde bizi bu topraklarda bir gün dahi barındırmayacaklarının farkındayız. Ellerinden gelse bu millete bir nefes hava, bir yudum su, bir lokma ekmek vermeyeceklerin kuşatması altında olduğumuzun bilincindeyiz. Her ne yapıyorsak onlara rağmen yaptık, yapmayı sürdüreceğiz. Türkiye’yi büyütmeye, güçlendirmeye, kalkındırmaya, zenginleştirmeye, geliştirmeye devam edeceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıktığımız müddetçe, Allah’ın yardımıyla Türkiye’nin aşamayacağı hiçbir engel olmadığını yürekten inanıyoruz.”
“BİZİM FETİH ANLAYIŞIMIZ, ÖNCE GÖNÜLLERİN FETHİDİR”
Türkiye’nin tarihi boyunca hiçbir zaman saldırgan bir ülke olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin, geçmişinde sömürge lekesi bulunmayan nadir halklardan birisi olduğuna işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk medeniyetinin, bir fetih medeniyeti olduğunu, bu anlayışın, toprakların altındaki ve üstündeki zenginliklerle birlikte ele geçirilmesi üzerine kurulmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizim fetih anlayışımız, önce gönüllerin fethidir. Bizim fetih anlayışımızda ayak bastığımız her yerin mamur edilmesi vardır. Bizim fetih anlayışımız, inanç, köken, meşrep ayrımı gözetmeksizin vatan toprakları üzerindeki herkesin yaşamasını ve yaşatılmasını ifade eder. Ecdattan tevarüs ettiğimiz bu anlayışla bugün de elimizin ulaştığı, ayağımızın bastığı her yerde gönüller kazanmanın, yaşatmanın, imar etmenin, eser bırakmanın gayreti içindeyiz. Siyasi ve askerî varlık gösterdiğimiz her yere yağmalamak, almak, çalmak, üzerine konmak, haraç kesmek için değil, elimizdekini paylaşmak ve mümkünse birlikte kazanmak üzere gidiyoruz. Ülkemizin bu onurlu duruşu asırlık hesapların bozulmasına yol açıyor.”
Maruz kalınan saldırıların sebeplerinden birinin de bozulan hesapların acısı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırça köşklerinin çatırdadığını görenlerin bunun hıncını Türkiye’den çıkarmak için her yerde karşılarına çıktığını ama korkunun ecele faydasının olmadığını dile getirdi.
“Dünya beşten büyüktür” haykırışıyla küresel uyanışa vesile olduklarını ve bu sürecin devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yabancı, İslam ve Türk düşmanlığının, ayrımcılığın ayyuka çıktığı bir dönemden geçildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her olumsuz konuda Türkiye’nin öne çıkarılıyor olmasının, Türkiye’yle ilgili bir hassasiyetin değil, zihinlerin gerisindeki faşizmin ve husumetin işareti olduğuna dikkati çekti.
“EVLATLARIMIZA 2053 VE 2071 TÜRKİYE’SİNİ MİRAS BIRAKACAĞIZ”
Türkiye’deki bazı kesimlerin de bilerek veya bilmeyerek bu sinsi oyuna alet olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı ülkelerinin daha beter düzeyde yaşadığı sıkıntıların, sorunların sanki sadece Türkiye’ye mahsusmuş gibi yürütülen kampanyaların asla iyi niyetli olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) en başarılı mücadeleyi yürüten ülkelerden biri olunmasına rağmen bu konuda Türkiye’yi karalamaya çalışanların gerçek niyet ve yüzlerini ortaya serdiğinin, güvenlikten kadın cinayetlerine kadar her konuda benzer çarpıtmalara rastlandığının altını çizdi.
Eksikleri bildiklerini, bunların düzeltilmesi gayretini gösterdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medeniyet ve devlet tarihlerinin derinliğinin, gücünün, genişliğinin farkında olmayanların hafızaları bir asırla sınırlı olabilir ama biz, binlerce yıllık süreç içinde dün nerede olduğumuzu, bugün nerede durduğumuzu, yarın nereyi hedeflediğimizi gayet iyi biliyoruz. Hamdolsun milletimiz de bu vizyona sahiptir. Önce 2023 hedeflerimizi hayata geçirecek ardından evlatlarımıza 2053 ve 2071 Türkiye’sini miras bırakacağız. Ok yaydan fırlamıştır ve mutlaka hedefini bulacaktır” diye konuştu.
Ağustos ayının tarihte zaferler ayı olarak yer aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ayda Malazgirt’le başlayan, Otlukbeli ile devam eden, Çaldıran ve Mercidabık’la süren 450 yıllık süreçte Doğu’daki zaferlerin tarihe armağan edildiğini, Batı da ise Belgrad’ın fethinden Mohaç’a kadar uzanan pek çok zaferin ağustosta kazanıldığını, Kıbrıs’ın da bir ağustos ayında vatan topraklarına katıldığını hatırlattı.
Anadolu’da kurulan son devlet Türkiye Cumhuriyeti’nin en parlak zaferi olan Büyük Taarruz’un da ağustos ayının Türk milletine hediyesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney sınırların güvenlik altına alınması gayretlerinin ilk adımı Fırat Kalkanı Harekâtı’nın da dört yıl önce ağustosta gerçekleştirildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarihimizdeki hiçbir zafer diğerinin alternatifi değildir. Tam tersine her zafer bir sonrakinin habercisi, bir öncekinin tamamlayıcısıdır. İnşallah, daha nice ağustoslarda nice büyük zaferlere imza atacağız. Milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz karasıyla, deniziyle, havasıyla, tüm unsurlarıyla yeni zaferler için hazırlık yapmaktadır. Millî Savunma Üniversitemiz de ordumuza kazandıracağı subaylar ve astsubaylarla bu mücadeledeki yerini sürekli ileriye taşıyarak güçlendirecektir.”
Konuşmasının sonunda mezun olanları kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitenin yönetimine ve eğitim kadrosuna da teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş ülkelerden gelerek eğitim alanlardan gittikleri yerlere selam götürmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kurdele kesme töreninde yaptığı konuşmada, “KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda, haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da yapımı tamamlanan ve içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin de bulunduğu, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerleşkeye gelişinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, bu anlamlı tören vesilesiyle bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
“CUMHURİYET YERLEŞKESİ PROJEMİZ KUZEY KIBRIS’IN GURUR KAYNAKLARINDAN BİRİDİR”
Hep birlikte büyük coşku ve heyecan içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bu topraklara bir mühür daha vuruyoruz. Kıbrıs Türk halkına muhteşem bir eser daha kazandırıyoruz. Bugün burada sıradan bir açılış töreni gerçekleştirmiyoruz, aynı zamanda irademizi, azmimizi, hürriyet sevdamızı da ilan ediyoruz. Cumhuriyet Yerleşkesi projemiz Kuzey Kıbrıs’ın gurur kaynaklarından biridir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de inşasına başlanan yerleşkenin 639 bin 475 metrekarelik alanda Cumhurbaşkanlığı binasına, Cumhuriyet Meclisi’ne, yüksek mahkemeye ve millet bahçesine ev sahipliği yapacağını bildirdi.
İlk etapta Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi’nin açılışını bugün gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yerleşkede millet bahçesi, millet camisi ve yüksek mahkeme binalarının da hizmete alınacağını belirtti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan itibarına yakışır bir eserin Lefkoşa’ya kazandırılmış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” şeklinde konuştu.
“KKTC CUMHURİYET YERLEŞKESİ, TÜRKİYE VE KKTC’NİN KADER ORTAKLIĞININ BİR GÖSTERGESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güçlü temel üzerine yeni başarılar, yeni eserler inşa edeceklerini, istiklal ve istikbal mücadelesini daha güçlü şekilde devam ettireceklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Kardeşliğimizi bozmaya, aramızı açmaya, bu bereketli topraklara, barış ve huzur yerine nefret tohumları ekmeye çalışanlar başarılı olamayacaktır. Yerleşkenin, Kıbrıs Türk’ünü daha ileriye taşıyacak kararlara ev sahipliği yapacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sevginiz, ahde vefanız için her birinize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün ve yarın da ihtiyaç duyacağınız her anda daima yanınızda olacağını bilmenizi istiyorum. Türk dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesinden, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız izolasyonun kaldırılmasına kadar her alanda desteğimizi çok güçlü biçimde devam ettireceğiz. Bu düşüncelerle yerleşkenin yapımında emeği ve alın teri olan her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. TOKİ’mizi özellikle tebrik ediyorum. Yerleşkemizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından yerleşkenin açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve protokol üyelerince dualarla gerçekleştirildi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, TBMM Başkanvekili Celal Adan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ile çok sayıda milletvekili katıldı.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni ile TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni vesilesiyle gittiği başkent Lefkoşa’ya ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ercan Havalimanı’nda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından karşılandı.
Karşılamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a KKTC ziyaretinde; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye, hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında programın hazırlanmasında emeği geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Turkuvaz Medya Grubuna teşekkür etti.
Enerji dönüşümü, madencilik, arz güvenliği, kritik mineraller ve hidrokarbonlar gibi önemli meselelerin ele alınacağı bu zirveyi son derece isabetli bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin enerji sektörü başta olmak üzere ülkeler arasındaki ilişki ve iş birliklerine önemli katkılar yapacağını düşündüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlarla birlikte tüm katılımcılara programa yapacakları kıymetli katkılar için şükranlarını sunduğunu, zirvenin hayırlar getirmesi dileğinde bulunduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’Yİ DOĞAL GAZ VE PETROL ARAMA ALANINDA KÜRESEL BİR AKTÖR HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz. Türkiye’nin enerji güvenliği doğrudan veya dolaylı tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir meseledir. Enerji politikalarımızı hep bu hakikatin ışığında geliştirdik, meseleye hep bu açıdan yaklaştık. Türkiye’yi küresel enerjinin güvenli limanı, emniyetli merkezi hâline getirmek için son dönemde çok önemli atılımlar yaptık. Millî enerji ve maden politikalarımızın hedefi bellidir. Kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak, enerji ve madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak, Karadeniz ve Gabar’daki doğal gaz ve petrol keşifleriyle bu alanda tabiri caizse, şeytanın bacağını kırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıları yeni bir aşamaya taşıdıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi doğal gaz ve petrol arama alanında küresel bir aktör hâline getireceğiz. Bu yeni dönemde ülkemiz enerji ve madencilik sektörlerinde dünyanın dört bir yanında yepyeni iş birliklerine imza atacak, küresel enerji güvenliğine eşsiz katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“TÜRKİYE GENELİ GÜNLÜK PETROL ÜRETİMİMİZ 135 BİN VARİLİ AŞARAK YENİ BİR REKOR KIRDI”
Türkiye’nin enerjide ulaştığı seviyeyi kısaca özetlemek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İlk açıkladığımızda muhalefet partilerinin her seçim öncesi ‘petrol buluyorlar’ diyerek alay ettiği Gabar’da günlük üretimimiz 81 bin varili geçti. Bugüne kadar Gabar’da, toplam değeri 2 milyar dolara yaklaşan 26 milyon varilin üzerinde üretim gerçekleşti. Arama ve üretim faaliyetleri için 540 kilometre uzunluğunda yeni yollar inşa edildi. Tabii bununla yetinmiyoruz, mevcut keşif alanlarındaki saha geliştirme faaliyetlerimizi 3 binden fazla personelle devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz olan günlük 100 bin varil petrol üretimine çok kısa bir süre içinde ulaşacağız. Gabar’daki çalışmalarla birlikte Türkiye geneli günlük petrol üretimimiz 2025 Mart sonu itibarıyla 135 bin varili aşarak yeni bir rekor kırdı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak hassasiyetle yürüttükleri “Terörsüz Türkiye” çalışmalarında arzu edilen neticeyi aldıklarında bambaşka bir hikâye yazacaklarını söyledi.
Terör gölgesinin bölgenin üzerinden kalkmasından sonra ekonominin her alanında olduğu gibi enerjide de hedeflere koşarak ilerleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki petrol sahalarında da yaklaşık 40 bin varillik üretimlerini sürdürdüklerini kaydetti.
“2028’DE SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİ 40 MİLYON METREKÜPE YÜKSELTMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Gaz Sahası’nda birinci fazı başarıyla tamamladıklarını, mevcut durumda 12 kuyudan günlük bazda 9,5 milyon metreküp gaz ürettiklerini, ülkedeki 4 milyonu aşkın hanenin doğal gaz ihtiyacının buradan karşılandığını ifade etti.
Geçen yıl Sakarya Gaz Sahası’nda kümülatif olarak yaklaşık 1,8 milyar metreküp üretim gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’deki yüzer üretim platformumuz önümüzdeki yıl Sakarya sahasında göreve başlayacak. Böylece günlük 10 milyon metreküp ilave üretim yapacağız. 2026 yılı içerisinde Faz-1 ve Faz-2 toplamında yaklaşık 20 milyon metreküp günlük üretim hedefliyoruz. 2028’de Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimi 40 milyon metreküpe yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaştığımızda konutlarımızın doğal gaz ihtiyacının tamamını kendi kaynaklarımızdan karşılıyor olacağız” diye konuştu.
“ORUÇ REİS, ÇALIŞMALARINI BU AY İÇİNDE TAMAMLAYACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji diplomasisinin politikalarının bir diğer önemli ayağını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali denizlerinde her biri 5 bin kilometrekare alanı kapsayan 3 ayrı lokasyonda, 3 boyutlu sismik arama faaliyetlerini sürdürüyor. Şu ana kadar 4 bin 111 kilometrekarelik proje alanının 3 bin 700 kilometrekaresi yani yüzde 90’ı taranmış durumda. Oruç Reis, çalışmalarını inşallah bu ay içinde tamamlayacak. Şayet bu çalışmalar olumlu neticelenirse bir sonraki aşamaya yani sondaj çalışmalarına geçeceğiz. Somali’yle imzaladığımız üretim paylaşım anlaşmaları kapsamında, bu ülkede 16 bin kilometrekarelik 3 ayrı kara alanında çalışmalar yapacak. Sismik veri toplama faaliyetlerinin ardından sondaj aşamasına geçilecek. Bu çalışmalar keşifle sonuçlanırsa iki ülke arasındaki stratejik işbirliği farklı bir boyut kazanacaktır.”
Yeni hidrokarbon keşifleriyle birlikte enerji tedarik güvenliğinin artacağına, dışa bağımlılığın azalarak yeni iş imkânlarının ortaya çıkacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Somalili kardeşlerimiz de bu süreçten çok ciddi faydalar elde edecek. Somali için teknoloji transferi, altyapı gelişimi, istihdam artışı ve yeni yatırımlar anlamına gelen bu süreç, Somali’nin ekonomik kalkınmasını inşallah daha da hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde sömürgecilik ayıbı olmadığını vurgulayarak, kimsenin toprağında, egemenliğinde, yer altı ve yer üstü kaynaklarında hiçbir zaman gözlerinin olmadığını anlattı.
“Ne yaptıysak hakka ve adalete uygun şekilde yaptık. Kendi çıkarlarımızla birlikte muhataplarımızın menfaatlerini de gözettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaklık ve dayanışma temelinde “kazan kazan” anlayışıyla iş birliklerini geliştirdiklerini söyledi.
“PAKİSTAN, ENDONEZYA VE MALEZYA’YLA OLAN GÜÇLÜ İLİŞKİLERİMİZİ ENERJİ SAHASINDA DA TAHKİM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada sadece dostluk için, kardeşlik için, beraber kalkınmak, beraber kazanmak için varız. Yine bu anlayış temelinde Pakistan, Endonezya ve Malezya’yla olan güçlü ilişkilerimizi enerji sahasında da tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Pakistan millî petrol şirketleri ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) arasındaki iş birliğinin 30 Nisan’da yapılan Pakistan Kara Arama Ruhsatları İhalesi’yle yeni bir devreye taşındığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî petrol şirketinin Endonezya’nın en büyük enerji firmalarından biri olan Pertamina’yla 12 Şubat’ta imzaladığı mutabakat zaptının sektördeki ortak faaliyetlerini çok daha ileri seviyelere ulaştıracağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın millî petrol ve gaz şirketi Petronas ile 4 farklı alanı kapsayan anlaşmanın imzalanması için çalışmaların devam ettiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Tüm bu adımlar Asya’daki yeni enerji kaynaklarına erişim sağlamak ve enerji güvenliğimizi arttırma noktasında büyük önem arz ediyor. Macaristan’ın MOL şirketiyle geçtiğimiz yıl bu ülkedeki 3 farklı saha için ortak teklif verme anlaşması imzalamıştık. Yapılan ihalelerle birlikte 2 blok bu konsorsiyum tarafından kazanıldı ve 2 gün önce de imtiyaz anlaşmaları imzalandı. İngiltere ve Fransa merkezli 2 büyük petrol şirketiyle 2027’den itibaren sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikine yönelik anlaşmaları tamamladık. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’la yine doğal gaz tedarikine yönelik önemli anlaşmalarımız oldu. Avrupa ülkelerinin yaşadığı enerji krizini hafifletmek adına bölgedeki enerji güvenliğine katkı yapmak için pek çok girişimde bulunduk.”
“NİHAİ HEDEFİMİZ TÜRKMEN GAZINI HAZAR GEÇİŞLİ BORU HATTIYLA ÜLKEMİZE GETİRMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan doğal gazında ilk akışı İran üzerinden 1 Mart itibarıyla başlattıklarını aktardı.
Şu ana kadar bu hatta 250 milyon metreküpün üzerinde gaz temin edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar toplam 1,3 milyar metreküp doğal gazın inşallah akışını sağlamış olacağız. Bu noktada ilk planımız anlaşmayı 5 yıl daha uzatmak, nihai hedefimiz ise Türkmen gazını Hazar geçişli boru hattıyla ülkemize getirmektir. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek hem ülkemiz hem Avrupa için çok daha yüksek miktarda gaz akışı sağlama imkânına kavuşmuş olacağız” dedi.
Yenilenebilir enerji alanındaki çalışmaların da son sürat devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâlihazırda rüzgâr ve güneşte kurulu gücümüz 25 bin megavatı aştı. Tüm konutların elektrik ihtiyacının sadece rüzgâr ve güneşten karşılayabilecek seviyeye geldik. 2035’e kadar maliyeti yaklaşık 80 milyar dolar olan ilave santral yatırımlarıyla bu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı yatırımlarda izin ve onay süreçlerini daha da kısaltacağız. Rüzgâr ve güneş kurulu gücünün iletim ve dağıtım sistemine sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi için yeşil ileti altyapısını oluşturacağız.”
“2028’DE AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ’NİN TAM KAPASİTE ÇALIŞMASINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Cumhuriyet tarihinin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşasının yakın zamanda tamamlandığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk reaktörün türbin montajını bitirdik. Türbin şaftını da başarıyla döndürerek önemli bir aşamayı geride bıraktık. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin de tamamlanmasıyla birlikte 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz” diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde doğal gaz ithalatının yıllık 7 milyar metreküp azalacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da 2,5 milyar dolarlık tasarruf anlamına geldiğini kaydetti.
“MADEN SEKTÖRÜMÜZÜN TOPLAM BÜYÜKLÜĞÜ 2023 YILI İTİBARIYLA 270 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların vatandaşların hayatına da doğrudan dokunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bakınız sadece son 3 yılda elektrik ve doğal gazda milletimize 983 milyar lira destek verdik. Bugün konutların yüzde 97’si devlet desteğinden faydalanıyor. Bir diğer önemli başlık, madencilik alanındaki çalışmalarımızdır. Dünyadaki 90 çeşit madenin 70’ini kaynak envanterinde bulunduran, üretilen maden çeşitliliğinde dünyada 7’nci sırada yer alan bir ülkeyiz. 155 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan maden sektörümüzün toplam büyüklüğü 2023 yılı itibarıyla tam 270 milyar dolara ulaştı. 2024’te sektör ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 4,7 artarak 6 milyar doları aştı. Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar dolar değerinde 2,5 milyon ton bor ürünü satarak yeni rekora imzayı attık.”
“ENERJİ ALANINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE YÜKSELTTİK”
Bandırma’da yapımına başlanılan yılda 800 ton kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni de gelecek günlerde hizmete vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nijer’de ruhsatını aldığımız altın sahalarından birinde de bu yıl içerisinde ilk üretime başlamayı hedefliyoruz. Uluslararası enerji rekabetinin son dönemde yoğun şekilde kızıştığı nadir toprak elementlerinde de önemli rezerve sahibiz. 690 bin tonla dünyanın tek sahada, en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervi Eskişehir’imizin Beylikova ilçesinde bulunuyor. Rezervin bulunduğu alandaki işletmemiz, pilot tesis olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Nadir toprak elementlerimizi ham maddeye dönüştürecek tam teşekküllü endüstriyel tesisi inşallah çok yakın zamanda hayata geçirecek, ülkemizi bu elementleri üretebilen 5 ülkeden biri yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada şunu açık ve net söylemek isterim. Avrupa’nın yaşadığı enerji krizlerinde Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkması, asla tesadüf değildir. Biz 2002’den bu yana hazırlığımızı yaptık, altyapımızı kurduk, irademizi ortaya koyduk. Yani enerji alanında Türkiye’yi çok farklı bir lige yükselttik. Şimdi zirveye çıkmak istiyoruz. Adımızı en iyiler arasına yazdırmak istiyoruz. Bunda kararlıyız, sabırlıyız. Başardıklarımızın özellikle satır başları olarak azimle geleceğine yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.