Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Salgın etkisini yitirip taşlar yerine oturdukça, Türk ekonomisi yeni rekorlara koşmaya devam edecektir. Türkiye, sadece sağlık turizminde değil, ihracattan üretime, tarımdan sanayiye birçok alanda salgın sürecinden güçlenerek çıkacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep 5. Organize Sanayi Bölgesi’nde 300 fabrikanın toplu açılış törenine katılarak, bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 1,5 yıllık bir hasretin ardından tekrar Gaziantep’te bulunmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, Gaziantep halkına, destekleri, duaları, şahsına gösterdikleri teveccühleri için teşekkür etti.
Açılışı yapılan fabrikaların tekstil, gıda ve ambalaj sektörlerinde yoğunlaştığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplamda 15 milyar liralık yatırım bedeliyle hizmete giren bu fabrikalarda, 45 bin vatandaşımız doğrudan istihdam imkânına kavuştu. Dolaylı istihdamı da hesaba kattığımızda bu sayı 100 bini aşıyor. Tabii işin bir de dış ticaret ve döviz kazandırma boyutu var. Tam kapasite üretime geçilmesiyle bu fabrikaların, Gaziantep’in ihracatına 1 milyar doların üzerinde katkı sağlaması bekleniyor” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü, bir araya geldiği iş inanlarına Gaziantep’i örnek bir şehir olarak gösterdiğini belirterek, “Afrika’dan Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Asya ve Amerika’ya kadar dünyanın 100’ü aşkın ülkesinde sizlerin ürünleriyle karşılaşıyoruz. Sadece tekstilde değil, gıdadan kimyaya, ambalajdan metal ve makine sanayiine uzanan çok geniş bir yelpazede Gaziantepli firmalarımız ihracat gerçekleştiriyor. İhracatta Türkiye’nin marka şehirlerinden olan Gaziantep’in, önümüzdeki dönemde bu başarı grafiğini daha da yukarıya taşıyacağına inanıyorum” dedi.
Açılışı yapılan fabrikaların yatırımcıların özgüveninin ne kadar yüksek olduğuna, geleceğe ne denli büyük bir umutla ve heyecanla baktığına işaret ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinden geçtiğimiz şu kritik dönemde, ülkemizin ihtiyaç duyduğu şey işte bu motivasyondur, bu heyecandır, bu dinamizmdir” ifadesini kullandı.
“SALGIN BERABERİNDE ÇEŞİTLİ ZORLUKLAR GETİRSE DE YENİ FIRSAT PENCERELERİ DE AÇIYOR”
Şeamet tellallarına kulak asmadan, milletle birlikte çalışmaya, üretmeye, şehirlere ve ülkeye yatırım yapmaya devam ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin, son 18 yılda hangi girdaplardan, hangi saldırılardan, hangi tuzaklardan sıyrılarak bugünlere geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. Bugüne kadar, 2008 küresel krizinden bölgemizdeki çatışmalara, terörden darbe girişimine ülkemizi ve bağımsızlığımızı hedef alan birçok saldırıyı, hamdolsun, başarıyla bertaraf ettik. Altyapı ve hizmet alanlarındaki yatırımlarımızla Cumhuriyet tarihimizin tamamında yapılanları üçe, beşe, hatta ona katladık. Tüm bunları birbirimize inandığımız, birbirimize güvendiğimiz, tam bir dayanışma içinde hareket ettiğimiz için yapabildik. Karşılaştığımız tüm badirelerin üstesinden, Türkiye’nin tökezlemesi için ellerini ovuşturan bir güruhun engelleme çabalarına rağmen geldik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs salgınıyla mücadelede Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin sağladığı avantajları en iyi şekilde değerlendirdiklerini belirterek, aldıkları tedbirler sayesinde, bu salgının Türkiye’yi sıkıntıya düşürmesine, tökezletmesine müsaade etmediklerini vurguladı.
Kamu hizmetlerinin aksamasına izin vermedikleri gibi toplumun hiçbir kesimini de yalnız bırakmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İstikrar Kalkanı paketiyle vatandaşları, esnafı ve firmaları salgının etkilerine karşı korumaya aldıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın sebebiyle gelişmiş ülkelerin dahi içine kapandığı günlerde, biz sanayicimizle, ticaret erbabımızla birlikte hareket ederek yeni pazarlara açılmanın, müşteri yelpazemizi genişletmenin mücadelesini verdik. Sanayicimizle bir araya geldikçe, üreticilerimizi dinledikçe şu gerçeği net olarak görüyoruz. Her ne kadar bu salgın beraberinde çeşitli zorluklar getirse de iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencereleri de açıyor” diye konuştu.
“TÜRK ŞİRKETLERİ, KALİTELİ ÜRÜNLERİ VE REKABETÇİ FİYATLARIYLA GİDEREK DAHA ÇOK TAKDİR TOPLUYOR”
Türk şirketlerinin, kaliteli ürünleri, rekabetçi fiyatları, coğrafi avantajları ve güvenirlikleriyle giderek daha çok takdir topladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası şirketlerin alternatif üretim üssü arayışlarında, Türkiye’nin adı artık daha fazla zikrediliyor. Sanayisi, üretim kapasitesi, nitelikli işgücü, üç kıtayı birleştiren stratejik konumu, sağlık ve ulaşım altyapısı ile ülkemizin yıldızı daha çok parlıyor. Salgın etkisini yitirip taşlar yerine oturdukça, Türk ekonomisi yeni rekorlara koşmaya devam edecektir. Daha önce ifade ettiğim gibi Türkiye, sadece sağlık turizminde değil, ihracattan üretime, tarımdan sanayiye birçok alanda salgın sürecinden güçlenerek çıkacaktır” dedi.
Özel sektörün ekonominin en önemli itici gücü olduğunu, bunun için 18 yıldır Türkiye ekonomisini özel sektör eliyle büyütmeye çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları yatırımlar ve gerçekleştirdikleri düzenlemelerle özel sektörün önündeki engelleri kaldırarak iş insanlarını ve firmaları desteklediklerini, teşvik ettiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İş dünyamızın önünü açan, işlerini kolaylaştıran, büyüten, geliştiren, rekabet gücünü artıran her adımı ülkemiz ve milletimiz için kazanç olarak gördük. Özel sektörümüz de bizim açtığımız yoldan ilerleyerek ülkemizin ekonomik büyümesinin lokomotifi oldu. Kamu-özel ortaklığı ve dayanışmasına dayanan bu süreci ‘Türkiye modeli’ diye tanımlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE’NİN KÜRESEL ÖLÇEKTE İŞ YAPAN FİRMA SAYISI ÇOĞALMALI”
Türkiye’nin küresel ölçekte iş yapan firma sayısının çoğalması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde özel sektörü düşmanlaştırıyorsa, onun ülkemizin kalkınması ile ilgili bir hassasiyeti yoktur. Her kim şirketlere el koymaktan bahsediyorsa onun amacı ülkemizin yeniden bataklığa saplanmasıdır. Her kim devlet ile özel sektörün iş birliğini acımasızca eleştiriyorsa onun hedefi Türkiye’yi yurt dışına bağımlı kılmaktır” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin kalkınmasını, güçlenmesini, ekonomik ve ticari bakımdan gelişmesini savunan hiç kimsenin özel sektöre düşmanlık yapmayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bazı siyasi parti temsilcilerinin son dönemde yaptıkları özel sektör karşıtı açıklamaları aslında bunların zihin kodlarını ortaya koymaktadır. Gerçi bunların mazisinde savunma sanayi başta olmak üzere her alanda özel sektör karşıtlığının birçok örneği vardır. Ülkemizin yetiştirdiği en vizyoner insanlardan olan Nuri Demirağ’ın uçak fabrikası bizzat dönemin tek parti iradesi tarafından kapatılmıştır. Merhum Nuri Killigil’in modern silah ve cephane fabrikasını sabote eden yine tek parti zihniyetinden başkası değildir. Devrim arabalarının engellenmesinden, Gümüş Motor Projesinin akim bırakılmasına kadar ülkemize çağ atlatacak birçok hamlenin sabote edilmesinde aynı vesayetci zihniyetin silüeti vardır. 28 Şubat döneminde sermayeyi ‘yeşil, gri, beyaz’ diyerek renklere ayırarak ekonomimizin altını oyanlarda yine bu faşist ideolojinin mensuplarıdır. Aradan geçen onca zamana, milletten yedikleri onca silleye rağmen maalesef bu zihniyet değişmemekte ısrar etmektedir. Kendileri bilirler, milletimiz vakti saati geldiğinde bunları da siyaset arşivinin tozlu raflarına kaldırmakta tereddüt etmeyecektir.”
“Türkiye kamu tarafı ve özel sektörüyle ne kadar güçlü olursa, sosyal dokusu ve ekonomisiyle ne kadar sağlam olursa geleceğine de o derece güvenle bakacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, organize sanayi bölgelerinin sayısını 193’ten 320’ye çıkardıklarını, büyük ölçekli yatırımlara yönelik endüstri bölgelerini devreye aldıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Teknopark sayısını 5’ten 85’e yükseltirken 600’ün üzerinde AR-GE ve Tasarım Merkezi kurulmasını sağladıklarının altını çizerek. Gaziantep’in tüm bu imkânları en iyi şekilde kullanan ve en büyük atılımı yapan şehirlerin başında geldiğini kaydetti.
“HEDEFİMİZ GAZİANTEP’İ ÇOK DAHA İLERİLERE TAŞIMAKTIR”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gaziantep ihracatı 2004 yılında 1,2 milyar dolar düzeyindeyken 2019 yılında bu rakam 7,5 milyar dolara ulaştı. Aynı dönemde şehrin toplam millî geliri 8,5 milyar liradan 70 milyar liraya yakın bir seviyeye yükseldi. Hedefimiz Gaziantep’i çok daha ilerilere taşımaktır. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, dayanışmamıza sıkı sıkıya sarıldığımızda aşamayacağımız hiçbir engel yoktur” diye konuştu.
Gençlerin ve çocukların teknolojiyle iç içe olmasını istediklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te bir Dene-Yap Türkiye Teknoloji Atölyesi kurulduğunu, ortaokul ve lise seviyesindeki öğrencilerin burada tasarım, robotik kodlama, yapay zekâ ve siber güvenlik gibi alanlarda ücretsiz eğitimler aldıklarını kaydetti.
Gaziantep’teki tüm okulların TÜBİTAK popüler bilim yayınlarına kavuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep Valiliği, TÜBİTAK ve Şahinbey Belediyesi iş birliği ile anaokulları dâhil olmak üzere şehirdeki bin 111 okulun tamamına 200 bin TÜBİTAK kitabını teslim ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara ve Bursa’dan sonra Gaziantep’te 1 model fabrika kurulacağı müjdesini vererek, Kasım ayında bu fabrikanın açılacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, beraberindekilerle tesislerin açılışını yaptı. Açılışta kesilen kurdele, programın yapıldığı alana getirilen yerli makinada üretildi.
HACI AHMET ZİYLAN EĞİTİM MERKEZİ AÇILIŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Hacı Ahmet Ziylan Eğitim Merkezi Müdürlüğünün açılış törenine de katılarak, Merkezin açılış kurdelesini kesti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.