Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı ve Doğanpınar Barajı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Önümüzdeki bahar aylarından itibaren her şeyi, salgın gerçeği çerçevesinde olabilecek en iyi seviyesine getirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Çıkış yolunun yatırım, üretim, ihracat, istihdam olduğu inancıyla, ülkemizi yeniden cazibe merkezi yapacak reformların hazırlıkları içindeyiz. Hukuki ve idari reformlarla ülkemizi, yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende ilk 10’a sokmayı hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı ve Doğanpınar Barajı Açılış Töreni’ne, Vahdettin Köşkü’nden video konferans yöntemiyle bağlanarak, konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı ile Doğanpınar Barajı’nın Gaziantep’e, bölgeye ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyerek, Koronavirüs salgınının dünyayla birlikte Türkiye’yi de etkilediği bir dönemde, ne sağlık hizmetlerinden ne de yatırımlardan taviz vermediklerini vurguladı.
“SOSYAL KORUMA KALKANI KAPSAMINDA 45 MİLYAR LİRALIK BİR KAYNAĞI MİLLETİMİZİN EMRİNE SUNDUK”
Hayata geçirilen tedbirlerle salgının artış hızını kestiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah vaka ve ağır hasta sayılarının hedeflediğimiz seviyelerin altına düşmesiyle, sınırlamaları peyderpey kaldırmaya başlayacağız. Bunun için 83 milyon hep birlikte ‘TAMAM’ diye kısalttığımız temizlik, maske ve mesafe kurallarına sıkı bir şekilde uyması gerekiyor” dedi.
Milletin hiçbir ferdini salgın döneminde sahipsiz bırakmadıklarını, üretimi ve istihdamı sürdürmek için gereken her türlü tedbiri alarak, her desteği sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında; kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, işsizlik ödeneği, normalleşme desteği ve hane bazlı sosyal destek programı başlığı altında 45 milyar liralık bir kaynağı karşılıksız olarak milletimizin emrine sunduk. Böylece, hiçbir vatandaşımızın işsiz ve aşsız kalmamasını temin etmeye çalıştık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçiyi, esnafı asla unutmadıklarını vurgulayarak, kiralarla ilgili düzenlemeye gideceklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yapacağı bu düzenlemeleri de en kısa zamanda, büyük ihtimalle Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından açıklayacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayicinin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, esnafın finansman ihtiyacını karşılamaya yönelik pek çok destek programını da hayata geçirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerin dahi başa çıkmakta zorlandığı böylesine kapsamlı bir sağlık ve ekonomi krizini, hamdolsun, herhangi bir yıkıma veya kitlesel sefalete meydan vermeden bugüne kadar getirdik. Aşı çalışmalarında gelinen seviye itibariyle, inşallah, önümüzdeki döneme çok daha umutla bakıyoruz. Yerli aşımızın devreye gireceği tarihe kadar ihtiyacımız olan aşıların bağlantılarını büyük ölçüde tamamladık. Önümüzdeki bahar aylarından itibaren her şeyi, salgın gerçeği çerçevesinde olabilecek en iyi seviyesine getirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Çıkış yolunun yatırım, üretim, ihracat, istihdam olduğu inancıyla, ülkemizi yeniden cazibe merkezi yapacak reformların hazırlıkları içindeyiz. Hukuki ve idari reformlarla ülkemizi, yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende ilk 10’a sokmayı hedefliyoruz.”
“ETKİLİ VE TASARRUFLU BİR SU YÖNETİMİNE İHTİYACIMIZ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “su hayattır” diyerek, Türkiye’nin zengin su kaynaklarına sahip olmadığı için, mevcut imkânlarını en verimli şekilde kullanmasının şart olduğunu söyledi. Oldukça kurak bir yıl geçirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep birlikte su tasarrufuna önem vermek gerektiği uyarısında bulundu.
Salgın tehdidi sebebiyle temizlik amaçlı su kullanımında ciddi artış yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurumlar ve vatandaşlar olarak el ele vererek, hem etkili, hem tasarruflu bir su yönetimine ihtiyacımız bulunuyor. Tıpkı sağlıkta olduğu gibi, su kaynaklarının değerlendirilmesi hususunda da, böyle sıkıntılı dönemleri düşünerek, çok ciddi yatırımlar yaptık. Son 18 yılda inşa ettiğimiz 585 baraj, 584 hidroelektrik santrali, 385 gölet, 1.382 sulama tesisi, 247 içme suyu tesisi, 5 bine yakın taşkın koruma tesisi ile bu alanda adeta destan yazdık” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eldeki imkânları küçük tedbirlerle destekleyerek, barajlar yeniden suyla dolana kadar dikkatli hareket etmek gerektiğinin altını çizerek, “Bu vesileyle, Devlet Su İşlerimizin tüm mensuplarına, ülkemize bu değerlerin kazandırılmasındaki emekleri ve gayretleri için teşekkür ediyorum” dedi.
Açılışı yapılan Gaziantep’in 2050 yılına kadar olan su ihtiyacını karşılayacak Düzbağ İçme Suyu Projesi’nin Türkiye’nin ikinci büyük içme suyu projesi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, projesi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne, inşası Devlet Su İşleri’ne ait olan bu eserin, Fırat’ın kollarından biri olan Göksu Çayı’nın suyunu Gaziantep’e naklettiğini aktardı.
Suyun doğal eğimle temini sayesinde, tek kuruş enerji masrafı yapılmadan şu ana kadar şehre 110 milyon metreküp su sağlandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece belediyemiz, vatandaşlarımıza kaliteli ve ucuz içme suyu hizmeti verme imkânına kavuştu. Nitekim belediyemiz içme suyunda yüzde 27 indirim yaparak, bu avantajı halkımıza hemen yansıtmıştır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı ve Doğanpınar Barajı’na ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Hizmete açtığımız ilk etap yıllık 100 milyon metreküpe yakın suyu aktarma kapasitesine sahiptir. Barajı ve arıtma tesisiyle diğer etap da devreye girdiğinde bu rakam 174 milyon metreküpe çıkacaktır. Doğantepe Barajı ise, 153 milyon metreküp su depolama kapasitesiyle 80 bin dekar alanı sulayacak, bereket kaynağı bir projedir. İnşası 7 yıl süren ve yüksekliği 55,5 metreyi bulan, maliyeti 660 milyon lira olan bu baraj, sulama kanalları tamamlandığında, ülkemize yılda 51 milyon lira katkı ve 28 bin kişiye de ilave istihdam sağlayacaktır. Hâlen Kayacık Barajı ve sulaması ile 120 bin hektarı sulanan topraklarımıza, Doğanpınar Barajı ve sulamasıyla 80 bin dekar daha ilave ederek, Gaziantep ve Kilis arasındaki bölgeyi ülkemizin en önemli tarım üretim merkezlerinden biri hâline dönüştürüyoruz. İlk etapta, 18 bin hektarlık kısmı, önümüzdeki sulama mevsimine yetiştirecek, kalanları da peyderpey tamamlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’te hâlen devam eden ve 600 bin dekar araziyi sulayacak Çetintepe Barajı’nda yüzde 75 fiziki gerçekleşme sağlandığını, Kayacık ve Kılavuzlu Barajlarının sulama projelerinin etap etap sürdüğünü, Yesemek ve Burç-Çamlık göletlerinin inşatlarının devam ettiğini, Nizip ve Karkamış’ta 35 bin dekar alanı sulayacak, şebekesi de hazır olan Nizip Pompaj Sulaması Derz Dolgu ve Koruma Tedbirleri işinin de ihalesinin yapıldığını bildirdi.
“GAZİANTEP’TE GÜÇLÜ BİR ULAŞIM ALTYAPISINA İHTİYAÇ VAR”
Gaziantep’in bölgedeki sanayinin üçte ikisine sahip, bölge dış ticaretinin de neredeyse tamamını gerçekleştiren bir şehir olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dinamizmin başta ulaşım olmak üzere bazı sıkıntıları da beraberinde getirdiğini, şehirde güçlü bir ulaşım altyapısına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sanayi bölgesiyle entegre bir depolama alanının, ağır vasıta trafiğinin şehir üzerindeki yükünü azaltacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlen ön hazırlıkları yürütülen 500 hektarlık bir alanda kurulacak Lojistik Köy Projesi’yle, Gaziantep’e, Mersin ve İskenderun Limanlarıyla irtibatlı bir kuru liman kazandıracağız. Organize Sanayi bağlantı yollarının süratle inşası da, üretim tesislerine hammadde gelişini ve ürün çıkışını kolaylaştıracaktır” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanına yeni ve modern bir terminal binası ve otopark kazandıracaklarını, şehir merkezi ile sanayi bölgelerini birbirine bağlayacak banliyö hattı projesi Gaziray’ın inşası süren 16 istasyonundan 12’sinin tamamlandığını, hızlı tren hattının Bahçe-Nurdağ kısmında yüzde 25’lik, Nurdağ-Başpınar kısmında ise yüzde 50’lik ilerleme sağladığını kaydetti.
GAZİANTEP’TE GERÇEKLEŞTİRİLEN YATIRIMLAR
Şehirdeki bölünmüş yol çalışmalarının da sürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aşağı Fırat Havzası’ndaki arabalı feribotların yeterince verimli kullanılamadığı, bu feribotların, turizm hareketi giderek artan bölgedeki barajlarda kullanılmaya elverişli teknelerle takas yoluyla değiştirilmesi teklifinin, hem maliyet hem etkinlik açısından dikkate alınabilir olduğunu söyledi.
Gaziantep’e bin 875 yataklı bir şehir hastanesi inşa edildiğini ve hem bölgenin potansiyeli hem küresel sağlık krizlerinin ortaya çıkardığı ihtiyaçlar çerçevesinde şehir hastanesinin bir an önce tamamlanmasını sağlayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla şehrimize, dükkânları, camileri, okulları, sağlık ocaklarıyla yaklaşık 20 bin konut kazandırdık. Kuzeyşehir projesiyle de, adeta şehrimiz için yeni bir nefes kaynağı olacak 50 bin konutu daha Gaziantep’e inşa ediyoruz. Konutların inşasında yüzde 10’luk bir seviyeye gelinen bu projede, yol, kanalizasyon, yağmur suyu gibi altyapılar da büyük ölçüde tamamlanmıştır. Hasan Celal Güzel ve Yeşil Vadi Millet Bahçelerini şehrimizin hizmetine sunduk. Eski stadın yerine yapılan millet bahçesinin inşası da sürüyor. Ayrıca, Nizip ve Oğuzeli’nde iki millet bahçesi için daha hazırlık yapıyoruz. Sadece TOKİ’nin şehrimizde hâlen süren yatırımlarının tutarı 1 milyar lirayı aşıyor. Gaziantep’e, 33 bin kişilik kapasitesiyle, ülkemizin en güzel, en modern statlarından birini yaptık. Ayrıca, mahallerimize 31 ayrı salon kazandırarak, gençlerimizin spora erişimini kolaylaştırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’in potansiyelini geliştirecek her yatırımı, Cumhurbaşkanı olarak bizzat desteklemekte kararlı olduğunu vurgulayarak, açılışı yapılan isale hattı ve barajın şehre ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Pakistan’da, Başbakan Şahbaz Şerif tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, fidan dikiminin ardından Pakistan Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği “Saygı Uçuşu”nu izledi. Ülkelerin heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şerif, baş başa ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.