Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da Başkent Millet Bahçesi açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Amacımız, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan şehircilik kültürümüzün en güzel örneklerini burada ihya etmek, yaşatmaktır. Millet Bahçesi projelerimizi, insanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Başkent Millet Bahçesi açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ismini 98 yıl önce Ankara’ya verilen unvan olarak belirledikleri Başkent Millet Bahçesi’nin ülkeye, Ankara’ya ve Ankaralılara hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî Mücadele’nin karargâhı, İstiklal Harbi ve 15 Temmuz’un gazi şehri Ankara’ya ancak böyle bir eser yakışırdı. Yıldırım Beyazıt’ın, Hacı Bayram Veli’nin, Hüseyin Gazi’nin, Ali Semerkandi’nin, nice gönül sultanının, seğmenlerin, nice kahramanların şehrine işte böyle bir eser yakışırdı” ifadelerini kullandı.
“ANKARALILARA, BAŞKENTLİK UNVANINA YAKIŞIR BİR ESER KAZANDIRDIK”
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılına erken bir armağan olarak gördükleri eserin Ankara’nın merkezine değer katacağını, şehircilik kültürünü, tabiat ve çevre anlayışını yaşatacak örnek bir proje olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Melike Hatun Camisi’nden başlayıp Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne kadar uzanacak dev bir projenin en önemli kısımlarından birini oluşturan Başkent Millet Bahçesi, toplam 700 bin metrekarelik alan üzerinde kuruldu. Atatürk Kültür Merkezi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binaları ile Gençlik Parkı ve 19 Mayıs Stadyumu’nu da içine alan Başkent Millet Bahçe’miz her yaştan insanımıza hitap eden imkânlara sahiptir. Millet bahçemizde, içinde binlerce kitap olan bir millet kıraathanesi olacak. Buraya gelen evlatlarımız yeşillikler arasında, ağaçların ve çiçeklerin kokusu içinde, kuş sesleri eşliğinde ders çalışıp, kitaplarını okuyabilecekler. Tohum merkezi, binicilik ve etkinlik, çayırları, spor sahaları, oyun alanları, açık hava sineması, su gösteri havuzu ve bisiklet parkı gibi bölümler de millet bahçemizin içinde yer alıyor. Ayrıca yine bu bölgede içinde 5 bin kişilik konferans salonu ile sergi alanlarının da olduğu çok amaçlı bir kültür merkezi bulunuyor. Cami, sanat atölyeleri, çayhane, kır lokantası, sağlık merkezi gibi alanlarla Ankaralılara başkentlik unvanına yakışır bir eser kazandırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nin rengârenk çiçeklerin, çeşit çeşit meyvelerin ve sebzelerin yetiştirileceği bir bostana da sahip olacağını dile getirdi.
PROJEDE 6 DURAKLI TRAMVAY HATTI DA YER ALACAK
Altı duraklı bir tramvay hattı sayesinde vatandaşların araçlarını park ettikten sonra millet bahçesi içinde rahatça dolaşabileceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel günleri ve bayram törenlerini de millet bahçesi içindeki alanda hep birlikte gerçekleştireceklerini dile getirdi.
Amaçlarının Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan şehircilik kültürünün en güzel örneklerini burada ihya etmek, yaşatmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Millet Bahçesi projelerimizi insanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bir sorumluluk olarak görüyoruz. Her millet bahçemiz Türkiye’nin dört bir yanında şehirlerimizin en değerli alanlarının vatandaşlarımızın hizmetine sunulduğu bir mekân olarak tasarlanıp hazırlanmaktadır. Başkent oluşunun 98. yıl dönümünü kutladığımız Ankara’mızın tam merkezinde yer alan bu simge mekânı da aynı anlayışla ülkemize kazandırdık. Burası çocuklarımızın cıvıltılarıyla, gençlerimizin neşeli kahkahalarıyla çınlayan yediden yetmişe tüm Ankaralılar ve başkentimize gelen misafirleri buluşturan yılın 365 günü yaşayan bir mekân olacaktır.”
Başkent Millet Bahçesi’ni Ankara’ya kazandıran Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, TOKİ’ye, mimarlara, mühendislere, işçilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde millet bahçesinin bakımına, temizliğine ve güvenliğine katkıda bulunan Altındağ Belediyesini de kutladı.
Açılış töreninin ardından dört gün boyunca millet bahçesinin konserler, söyleşiler, at binme, uçurtma ve ok atma yarışmaları gibi etkinliklerle adeta bir festival alanına dönüşeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankaralıları havaların iyi gittiği bu günlerde millet bahçesinin keyfini çıkarmaya davet etti.
“YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ’NİN LOKOMOTİF ŞEHRİ DE ANKARA OLACAKTIR”
Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ankara’yı dünya başkentleri arasında hak ettiği yere ulaştırmak için çok önemli yatırımlarla donattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası artık sadece bir başkent değil. Aynı zamanda Anadolu’nun ortasında kültür sanattan sanayiye kadar her alanda ülkemizin geleceğine istikamet veren çok yönlü bir merkezdir. İnşallah 2053 vizyonumuzun ilk ve en iddialı hedefi olan Yeşil Kalkınma Devrimi’nin lokomotif şehri de Ankara olacaktır. Ankara’dan yükselen iklim dostu kalkınma güneşi ülkemizin 81 vilayetini kuşatacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son seçimlerde 81 şehre 81 milyon metrekare millet bahçesi kazandırma sözü verdiklerini anımsattı. Bu çerçevede şehirlerin yeşil dönüşümü için projelendirdikleri 66 milyon metrekarelik alana sahip 404 millet bahçesinin 111’ini vatandaşların hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Diğer millet bahçelerimizde çalışmalar devam ediyor. Cumhuriyetimizin 100. yılına geldiğimizde söz verdiğimizden daha fazla millet bahçemizi ülkemize kazandırmış olacağız. Başkent Millet Bahçemiz ile Ankara’ya vatandaşlarımızın içerisinde hoşça vakit geçirebilecekleri, dinlenebilecekleri 4 milyon 200 bin metrekare büyüklüğünde 21 millet bahçesi yapıyoruz. Şehir kültürümüzün ve insanımızın hayat kalitesini yükseltmenin önemli bir unsuru olarak gördüğümüz kentsel dönüşüm çalışmalarına da hız veriyoruz. Bugüne kadar 81 ilimizde inşa ettiğimiz 1,1 milyon adet sosyal konutla beraber toplamda 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Dünyada başka bir örneği olmayan bu büyük hamle kapsamında yatırım değeri 200 milyar lira olan 300 bin dönüşüm konutumuzun inşası devam ediyor. Ankara’da da 21 riskli ve 33 rezerv yapı alanında 91 bin konutu deprem dönüşüm çalışmaları ve dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik 12 bin 500 sosyal konutun inşası sürüyor.”
“BAŞKENTİ KÜLTÜR, TARİH VE TABİAT KORİDORUYLA KUŞATMIŞ OLACAĞIZ”
Tarihe vefa, geçmişe saygı anlayışıyla 44 ildeki 79 tarihi meydanı yeniden düzenlediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:”Bunlar arasında özellikle Ankara Hergelen Meydanı, Konya Mevlana Meydanı, Erzurum Hacı Cuma bölgesi, Afyonkarahisar Mısri ve İmaret Camii, Kayseri Kaleiçi mevkii, Yozgat merkez Çapanoğlu Camii, Kastamonu merkez Nasrullah Camii, Niğde merkez Kale, Muş, Bursa, Kütahya ve Sinop yenileme projeleri de var. Birbirinden güzel ve sağlam kamu binalarıyla, cephe yenileme çalışmalarıyla, sokakları sağlıklı hale getirmeye dönük projelerle şehirlerimizin çehresini değiştiriyoruz. Özellikle eski Ankara adıyla andığımız Altındağ’da tarihe ve kültüre önem verdiğimiz, bunları ön plana çıkartan çok önemli yenileme projelerini hayata geçiriyoruz. Bunun için Ankara Kalesi’nden başlayıp eski belediye binasının bulunduğu yere kadar uzanan kapsamlı bir plan hazırladık. Hamamarkası bölgesindeki konakların restorasyon çalışmaları da devam ediyor. Ankara’nın tarihini, kültürünü ve medeniyet değerlerini yeniden gün yüzüne çıkartan bu projeleri, Atatürk Orman Çiftliği’nden buraya kadar uzanan bir millet bahçesi zinciriyle tamamlamayı hedefliyoruz. Böylece başkentimizin merkezini kilometrelerce uzunluktaki bir kültür, tarih ve tabiat koridoruyla kuşatmış olacağız.”
“ANKARA ŞANINA YAKIŞIR BİR GÖRÜNÜME KAVUŞACAK”
“Durmak yok yola devam” sözünü boşuna söylemediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ankara için yaptıklarımız ve yapacaklarımız sadece bunlardan ibaret değil, İmrahor Millet Bahçesi’nden başlayarak Eymir Gölü, Gölbaşı Millet Bahçesi, Mogan Gölü ve Gölbaşı Arboretum alanını içerisine alan yeni bir yeşil koridor daha oluşturuyoruz. Başkentimizin en önemli koruma ve yaşatma projelerinden biri olan Saraçoğlu Mahallesi’ndeki çalışmalar da hızla sürüyor. Ankara’nın merkezinde özgün mimarisi, havuzu, parkları ve anıt ağaçlarıyla yemyeşil bir alanı kuruyoruz. Cumhuriyetin ilk dönem mimarisinin yadigârı yapıları yüksek teknolojisiyle, enerji verimli, yalıtımlı, sıfır atık uyumlu akıllı bina özellikleriyle aslına uygun şekilde restore ediyoruz. İnşallah tüm bu çalışmalarla Ankara şanına yakışır bir görünüme kavuşacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın İstanbul’da Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nin en önemli eserlerinden biri olan yeni Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışını yapacaklarını anımsatarak, “Sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli kültür merkezi olacak bu eserin de şimdiden İstanbulumuza hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle bir de müjde vermek istiyorum. İstanbul Atatürk Havalimanında da Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir millet bahçesi kuruyoruz. Bu yılın sonunda ihalesini yapacağımız bu millet bahçesinin hem ülkemizin hem İstanbul’un şanına yakışır bir eser olacağına inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız bir anlaşmayla Dünya Bankası ve gelişmiş ülkeler vasıtasıyla Türkiye’ye kazandırdığımız 3 milyar 157 milyon dolarlık kaynağı da yeşil iklim dostu projeler için kullanacağız. İnşallah ülkemizi yeşil kalkınma devrimiyle 2053 vizyonuna hazırlamaya şimdiden başlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 19 yılda ülkeyi her karış toprağıyla geliştirmek ve güzelleştirmek için gece gündüz çalıştıklarını ifade etti. Bu döneme Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5-10 katı eser ve hizmeti sığdırmaya başardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ve kalkınma yolunda atılan her adımın Türkiye’yi güçlendirdiğini, milletin refahını artırdığını vurguladı.
Türkiye’nin iç ve dış vesayetin zincirinden kurtulup kendi rotasını belirledikçe, milli iradenin üstünlüğünü kökleştirdikçe, imkânlarını genişlettikçe önüne çıkartılan engellerin çapının büyümeye başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ama unuttukları bir şey vardı. Türkiye istedikleri gibi itip kakabilecekleri, istikamet çizebilecekleri, parmak sallayabilecekleri, siyasi istikrarsızlık, ekonomik kriz, sosyal çatışma çıkartabilecekleri eski Türkiye değildir. Üstelik salgın krizi ve ardından yaşanan üretim tedarik sıkıntısı kendilerini küresel sistemin efendisi olarak gösterenlerin aslında ne kadar kırılgan olduklarını da ortaya çıkarmıştır. Bunun için biz, bir yandan ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarını korumak için mücadele ederken diğer yandan da bizi 2023 hedeflerimize taşıyacak adımlara hız verdik. Özellikle şu anda ana muhalefet ve beraberinde oldukları bir şeyi unutuyorlar, biz Cumhur İttifakı olarak emin adımlarla yarınlara yürüyoruz. Şu anda Avrupa’ya bakalım, İngiltere’de raflar boş, Avrupa’da boş, Amerika’da raflar boş. Bizde bolluk, bereket yoluna devam ediyor. Fakat nankörlere ne anlatırsan anlat, alamazlar. Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dili var Hakkı söylemez. Onun için biz Cumhur İttifakı olarak emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz.”
“EKONOMİMİZİ YERLE YEKSAN ETMEK İSTEDİLER OLMADI”
Türkiye olarak Milli Mücadeleden sonraki en büyük ve kritik atılımı başarıya ulaştırmaya çok az kaldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze kurulan tuzakları birer birer bozarak nasıl bugünlere geldiysek içeride ve dışarıda sergilenen sinsi oyunları da milletimizle birlikte boşa çıkartacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerini devreye soktular olmadı. Milletimizi birbirine düşürmek istediler olmadı. Darbe denediler olmadı. Ekonomimizi yerle yeksan etmek istediler yine olmadı. Şimdi 2023 öncesi son kozlarını sahaya sürdüler. Ülkemize karşı yükselen çirkin seslerin, içerideki bazı kesimler eliyle çıkartılan kuru gürültünün sebebi işte budur. Sadece hukuk ve ahlak değil aynı zamanda akıl ve mantık dışı çıkışlarla ülkemizin dikkatini dağıtmaya, milletimizin önünü kapatmaya çalışıyorlar. Hep söylediğim gibi yine başaramayacaklar” değerlendirmesini yaptı.
Bu süreçte hep birlikte bedel ödendiğini ve sıkıntılar çekildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her siyasi engeli aşmanın, her ekonomik atağın önünü kesmenin, her saldırıyı savuşturmanın ülkeye ve millete bir maliyeti olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz milletimizle birlikte bu kutlu yola her türlü bedeli ödemeyi göze alarak çıktık. Nasıl terörle mücadelede, darbe girişimlerinde şehitler ve gaziler verme pahasına istiklalimize sahip çıktıysak, bu süreçte de sabrederek yolumuza devam edeceğiz. İnsanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı her sıkıntının, sorunun, üzerlerine binen her yükün farkındayız. Ama emin olun az kaldı. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü tutarak biraz daha yol aldığımızda bizi bekleyen aydınlık geleceğe hep birlikte kavuşacağız. Hiçbir bedelin onurumuzdan, haysiyetimizden, evlatlarımıza bırakacağımız büyük ve güçlü Türkiye mirasından daha önemli olmadığı inancıyla bu mücadeleyi azimle sürdüreceğiz. Şu anda karşımda bulunan topluluk nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. 2023 imtihanını başarıyla geride bıraktığımızda artık Türkiye’yi durdurabilecek hiçbir fani güç hiçbir engel tanımıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet Bahçesi’nin ülkeye ve Ankaralılara hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, yapılan duanın ardından kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokol üyeleri, daha sonra millet bahçesinde incelemelerde bulundu.
Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Lusail Sarayı’nda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke millî marşları çalındı.
Katar Emiri Şeyh Temim ile tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, baş başa görüşmeye geçti.
Baş başa görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in huzurunda, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
“Türkiye Cumhuriyeti ve Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısına İlişkin Ortak Bildiri” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Katar Dışişleri Bakanlığı Arasında Karşılıklı Çıkar Sağlayan Konular Hakkında Siyasi İstişareler Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”na Dışişleri Bakanı Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Al Sani imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Katar Kültür Bakanlığı Arasında Kültürel Alanda İşbirliği Mutabakat Zaptı’nın Uygulanmasına Yönelik Üçüncü Yürütme Programı 2024-2025” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Kültür Bakanı Abdurrahman bin Hamed Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Katar Devleti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Çalışma Bakanı Ali Bin Semih Al Marri imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Katar Devleti Hayır İşleri Düzenleme Kurumu arasında İnsani Yardım ve Hayır İşleri alanında İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptı” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Meryem binti Ali bin Nasır el-Misned tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti’ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İşbirliği Protokolü”nü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Çerçeve Anlaşması”na Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Bilimsel İşbirliği için Mutabakat Zaptı” ile “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Stratejik İşbirliği Anlaşması” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar Vakfı Hamad bin Khalifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şeyha Hind bint Hamad Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı arasında Bilgi ve İletişim Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed bin Ali Al Mannai imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Katar Devleti Maliye Bakanlığı Arasında Ortak İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed Al Kuwari imzaladı.
“Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Yatırımın Teşviki Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani tarafından imza altına alındı.
“Türkiye İhracatçılar Meclisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Mutabakat Zaptı”nı ise Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani imzaladı.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin davetine icabetle, Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkent Doha’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Hamad Uluslararası Havalimanı’nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye, Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ve diğer ilgililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat da Katar’a ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze bir Filistin toprağıdır. Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bu toplantının insanlığın sorunlarının çözümüne vesile olmasını diledi.
İsrail’in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Filistinlileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren herkese muhabbetlerini iletti.
Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl Cumhuriyetin kuruluşunun 100. seneidevriyesini idrak ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah’ın izniyle ‘Türkiye Yüzyılı’ ile taçlandırmadan durmayacağız. Bunu da siz kardeşlerimizle birlikte omuz omuza başaracağız. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bugünlerde sergileyeceğimiz iş birliği çok daha önemli hâle geliyor. İsrail’in 7 Ekim’de başlayan katliamları, esir takasları sebebi ile altı gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihî itibarıyla yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.”
“GAZZE’DE ŞEHİT EDİLEN HER 3 KİŞİDEN 2’SİNİ ÇOCUKLAR, BEBEKLER VE KADINLAR OLUŞTURUYOR”
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında bebeklerin, çocukların ve kadınların hayatını kaybettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de şehit edilen her 3 kişiden 2’sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500’ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100’ün üzerinde Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi de var. Öyle bir tablo ki küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan BM, kendi çalışanlarını dahi İsrail’in barbarlığından koruyamıyor. Avrupa’sından Amerika’sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir. Bu ülkeler adeta İsrail’e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması, daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor” diye konuştu.
Uluslararası basın kuruluşlarının Gazze’de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramadığını, İsrail’e karşı tek bir eleştiri getiremediğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Oysa bunlar bize, hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdi. Söze her başladıklarında basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi? Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail’in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdadır. İsrail saldırılarında fiziken ölenler Filistinliler olabilir ama bu zulme destek vererek veya sessiz kalarak İsrail’in safında yer alan her kişi, kurum ve ülkenin gururla önümüze koyduğu o şatafatlı ideolojileri, sözleşmeleri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden masunların ölümünü sessizce geçiştirmeye hatta Hamas bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek bir sözleri dahi kalmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, arkasındaki riyakârlığı biliyor olsak da insanlığın ortak çıkarına hizmet edebileceği ümidiyle hüsnüniyetle baktığımız bütün bir 20. yüzyıl tasarımının gözlerimizin önünde çöküşünü izliyoruz ve tüm şehirlerimize rağmen yazık demekten kendimizi alamıyoruz. Çünkü her dönemin kapanışı ve yenisinin inşası süreci gibi önümüzdeki yıllarda çok sancılı, sıkıntılı, kanlı ve risklerle dolu olacaktır. Bu süreci kendimizle birlikte dostlarımızın ve kardeşlerimizin tamamı için en büyük kazanımlara tebdil etmek bizlerin elindedir. Bunun için daha çok çalışmak, daha çok mücadele etmek azmindeyiz” diye konuştu.
Gazze’nin küresel sistem açısından bir turnusol kâğıdı işlevi gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana şahit oldukları, uluslararası örgütlerden insan hakları kuruluşlarına, Batılı demokrasilerden küresel şirketlere pek çok yapının gerçek yüzünü gösterdiğini ifade etti.
“BM KURUMSAL OLARAK GAZZE İMTİHANINDAN BAŞARISIZ ÇIKTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Genel Sekreter Sayın (Antonio) Guterres’in samimi gayretleri, maalesef bizzat güvenlik konseyi üyeleri tarafından sabote edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, burası çok önemli, 121 evet oyuyla kabul edilen karar, insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdır. Ancak bu karar Birleşmiş Milletlerin mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadı. Maalesef 40 çekimser oyla birlikte 161 ülkenin iradesi yok sayılıyor. Sadece bu tablo bile 2 milyarlık Müslüman âlemi olarak nasıl bir cendereye sıkıştırıldığımızı göstermeye kâfidir. Bir tarafta ‘savaş dursun, daha fazla kan akmasın’ diyen 121 ülke var. Diğer tarafta İsrail’in saldırılarına açık çek veren 3-5 ülke var ve bu 3-5 ülke ne zaman ‘tamam’ derse ancak o zaman harekete geçen bir küresel mekanizma var. Böyle bir yapının ne barışı getirmesi ne çatışmaları durdurması ne de insanlığa umut olması mümkün değildir.”
Yıllardır “Dünya beşten büyüktür” diyerek ifade ettikleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin adaletsiz ve krizlerin çözümünde işlevsiz kalan bu çarpık yapısının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirimiz bu sistemi kabullenmek mecburiyetinde değiliz. Hiçbirimiz ‘Böyle gelmiş, böyle gider’ diyemeyiz. Artık itirazlarımızı daha gür bir seda ile dillendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar olarak “Daha adil bir dünya mümkündür” dediklerini vurgulayarak, bu iddia doğrultusunda mücadele ederek sadece kendi vatandaşlarına değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Bunu yaparken kenarda beklemeyip, ellerindeki imkânlardan sonuna kadar istifade etmeye çalışacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluş gayesi Filistin davasını savunmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı, mücadelenin, tek ses ve tek vücut olarak yürütülmesi noktasında bizlere önemli bir zemin sunuyor” dedi.
“İSRAİL’İN HIRSIZLIĞI ARTIK ULUSLARARASI ALANDA DAHA ÇOK DİLLENDİRİLMEYE BAŞLANDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Ligi ile birlikte Riyad’da gerçekleştirilen olağanüstü ortak zirveyle İslam dünyası olarak Filistin meselesindeki duruşlarını ortaya koyduklarını aktararak, zirvede işgalci yerleşimcilerin ilk kez “terörist” olarak tanımlanması başta olmak üzere gerçekten kilometre taşı mahiyetinde kararlar aldıklarına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in katilliği yanında, hırsızlığı da artık uluslararası alanda giderek daha çok dillendirilmeye başlandı. Zirve kapsamında teşkil edilen Dışişleri Bakanları Temas Grubu, çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü. Gazze’de akan kan duruncaya kadar bu görüşmeler devam edecek” ifadelerini kullandı.
Başka adımların da atılması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları dolayısıyla sorumlu tutulmalarının bunlardan biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesini bu kapsamda mutlaka değerlendirmeleri gerektiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aynı şekilde İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı? Var ama sorarsan ‘yok’ diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz ve şu anda Gazze kasabı olan Netenyahu bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Milosevic nasıl yargılandıysa bu da yargılanacaktır. Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıkları da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşıda çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum; Gazze, Filistin toprağıdır. Gazze, Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır. İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için değil, aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze’yi işgal edenlerin yarın Arz-ı Mev’ud hezeyanıyla başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz. Nitekim bu niyetlerini artık saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Kudüs’le birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Yangının, acının ve feryadın bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek Allah korusun o yangın bir gün mutlaka evimize gelecektir.”
“BÖLGEMİZDE BARIŞA GİDEN YOL FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULUŞUNDAN GEÇMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya 2 milyar ferdi olan büyük aile bir olduklarının şuuru ve duyarlılığıyla hareket ettikleri takdirde kimsenin kendilerini tehdit edemeyeceğini, kimsenin kendilerine parmak sallayamayacağını belirtti.
Filistin halkıyla dayanışmalarını arttırmalarının bilhassa kardeşlerinin bu zor günlerinde çok daha kritik hâle geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak uluslararası alandaki çabaların yanı sıra insani yardımları da bölgeye ulaştırmaya çalıştıklarını, Mısırlı kardeşleriyle iş birliği içinde şimdiye kadar 12 uçak dolusu malzeme ve 2 sivil yardım gemisini El Ariş’e sevk ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye’ye intikalini sağladıklarını belirterek, “Bu hastaları biz de bizzat ziyaret ettik. Ülkemiz ve milletimiz adına acılarını paylaştık. Eşimin himayesinde pek çok ülkeden devlet ve hükûmet başkanlarının eşleriyle özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen ‘Filistin İçin Tek Yürek’ toplantısı da ülkemizin duruşunu göstermesi açısından anlamlıydı” diye konuştu.
Bu çabaları çok yönlü bir şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olaylarla birlikte 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasının ne kadar önemli olduğu tekrar anlaşılmıştır. Bölgemizde barışa giden yol Filistin Devleti’nin kuruluşundan geçmektedir. Biz, bu çerçevede bir barışın tesisi ve temini için diğer ülkelerle birlikte garantörlük dâhil her türlü mesuliyeti üstlenmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“MÜSLÜMANLAR HER GÜN İSLAM KARŞITI MUAMELEYE MARUZ KALMAKTADIR”
Müslümanlar olarak tehdit boyutu artan sorunlardan birisinin de İslam düşmanlığı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa’nın birçok ülkesinde göçmen nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan Müslümanlar her gün bir başka yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı muameleye maruz kalmaktadır. Son yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilerine yönelik saldırı ve tehditlerde artış yaşanıyor. Ocak 2023’ten bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerin Avrupa’da bulunan büyükelçiliklerinin önleri başta olmak üzere Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın İslam karşıtı saldırı gerçekleştirildi. Geçen hafta Filistin kefiyesi takan 3 genç ABD’de sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığının Batı toplumlarında veba gibi yayılırken hükûmetler tarafından hiçbir tedbir alınmadığını, Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylemlerin “ifade özgürlüğü” kisvesi altında meşru ve mazur gösterildiğini vurguladı.
Bu saldırılara göz yumanların mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fikir ve toplanma hürriyeti diyenlerin aslında böyle bir hassasiyetlerinin bulunmadığını biz çok iyi biliyoruz. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izniyle biz buna fırsat vermeyeceğiz, bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT üyesi ülkeler olarak bu nefret suçlarına karşı ortak hareket etmelerinin ehemmiyetini tekrar vurgulamakta fayda gördüğünü, gerek ikili düzeyde gerekse uluslararası platformları kullanıp nefret suçlarıyla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
İslam ülkeleri arasında tercihli ticaret sisteminin geçen yıl yürürlüğe girmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sisteme dâhil olan ülkelerin gerekli tedbirleri alarak anlaşmayı bihakkın uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Sisteme henüz taraf olmamış ülkeleri de bir an evvel katılmaya davet ediyoruz. Birlikte geliştireceğimiz ekonomik fırsatlar, refahı, bereketi ve ekonomik istikrarı beraberinde getirecektir. Ülkelerimiz arasındaki ticareti ve yatırımları teşvik edecek ve arttıracak bir diğer önemli husus ise uyuşmazlıkların çözümü meselesidir” dedi.
“HELAL GIDA MESELESİ İŞ BİRLİĞİMİZİ YOĞUNLAŞTIRMAMIZ GEREKEN BİR ALAN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren İİT Tahkim Merkezi’nin yatırım ve ticari uyuşmazlıkların çözümü noktasında önemli bir adres olması için İSEDAK üyesi ülkelerin desteğini çok kıymetli bulduklarını kaydetti.
“İSEDAK KOBİ” programının teşkilat üyesi ülkelerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin güçlendirmelerine katkı sağlayacağına inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elektronik ticaretin geliştirilmesi, bu konuyu bu seneki Bakanlar toplantımızın istişare toplumunun ana teması olarak belirledik. Elektronik ticaret ve dijital dönüşüm alanlarının yenilikçiliği teşvik ettiği ve ekonomik büyümede yeni fırsatlar sunduğu aşikârdır. Helal gıda meselesi iş birliğimizi yoğunlaştırmamız gereken çok önemli bir alanı teşkil ediyor. İslam İşbirliği Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, bu kapsamda yürütülen çalışmalarda hamdolsun ciddi mesafe katettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun kurulmasını ve ilk toplantısını geçen ay gerçekleştirmesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, forum kapsamında yapılacak çalışmaların ülkeler arasındaki ticaretin artmasına önemli katkılar sağlayacağının altını çizdi.
“KÜRESEL FİNANSIN AĞIRLIK MERKEZİ BATI’DAN DOĞU’YA DOĞRU KAYMAKTADIR”
Ülkeler arasında altın borsası ve uluslararası yatırım fonu gibi helal ve yenilikçi ürün alternatiflerinin geliştirilmesini teşvik ettiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Finans alanında maalesef henüz arzu ettiğimiz tabloyu yakalayamadık. Oysa küresel finansın ağırlık merkezi Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaktadır. Ülkemizle birlikte bölgemizin de potansiyelini değerlendirmek üzere nisan ayında İstanbul Finans Merkezi’ni açtık. Toplam 1,4 milyon metrekareyi bulan alanıyla İstanbul Finans Merkezi, özellikle ‘Fintek’ ve ‘Katılım Finans’ta sektörün kalbi olmaya aday bir projedir. Stratejik önemi yüksek bu merkezden teşkilatımızın ve siz dostlarımızın da faydalanmasını arzu ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, El-Bereke Forumu’nu İstanbul Finans Merkezi’ne taşımak suretiyle İslam ekonomisi alanındaki iş birliklerini güçlendirmek amacında olduklarını aktararak, “El-Bereke İslami Finans Vakfının böyle bir adım atmasının bu alandaki fikri ve teorik zeminin zenginleşmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Dünyadan önde gelen akademisyen, yatırımcı, bankacı ve araştırmacıları bir araya getirecek İslami Finans Zirvesi’ne nisan ayında İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyacağız. Zirveye İslami Bankalar ve Finansal Kurumlar Genel Konseyi, İslam Kalkınma Bankası ile İslam İşbirliği Teşkilatının gereken desteği vermesini bekliyoruz” diye konuştu.
İSEDAK Sektörel Çalışma Grubu toplantılarında birçok kalkınma meselesinin bu yıl ülkelerden ilgili uzmanların katılımıyla ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma grupları tarafından geliştirilen politika tavsiyelerinin ülkelerin kalkınmasına ve vatandaşların refahının artmasına destek olacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında İSEDAK Proje Destek Programları’nın önemli bir işlevi yerine getirdiğinden bahsederek, şunları söyledi: “Bugüne kadar İSEDAK Proje Finansmanı kapsamında 130, İSEDAK Kovid Müdahale Programı kapsamında 14 ve İSEDAK Kudüs Programı kapsamında ise 13 proje başarıyla hayata geçti. Ayrıca bu yıl dijital dönüşüm iş birliği alanına yönelik projeleri de destekleme kararı aldık. Bu destek mekanizmalarından ülkelerimizin daha çok yararlanmasını temenni ediyoruz. Hayırda yarışmayı emreden bir dinin mensupları olarak, hep birlikte ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı, dostluğu ve iş birliğini pekiştirmek için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimize yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden eski Diyanet İşleri Başkanı ve senatörlerden Lütfi Doğan’a Allah’tan rahmet niyaz ederek, “Merhum Hocamızın yakınlarına, öğrencilerine, dava ve yol arkadaşlarına Rabbimden sabr-ı cemil diliyorum. Mevla, muhterem Hocamızı cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin” şeklinde konuştu.
İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu’nun hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılardan Katar’da yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’na katılmak üzere müsaade rica etti.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan oturumda, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin video gösterisi de yapıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.