Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 15. Liderler Zirvesi’ne katıldı.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, zirvenin yapıldığı Karakum Oteli’nde karşıladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Liderler, resmî karşılama töreni sonrasında açış oturumuna geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 15. Zirvesi’nde bir konuşma da gerçekleştirdi.
Konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu bahtiyarlığı ifade etti.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’a misafirperverlikleri için teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak zirve dönem başkanlığını devrettiklerini belirterek, yeni dönem başkanı Türkmenistan’a başarılar diledi.
Zirvenin, ülkeler ve bölge için hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın bağımsızlıklarının 30. yıl dönümünü tebrik etti.
“AŞIMIZI MİLLETİMİZLE BİRLİKTE TÜM İNSANLIĞIN HİZMETİNE SUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık iki yıldır tüm insanlığın küresel çapta bir tehditle mücadele ettiğine dikkati çekerek, 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomi, ticaret ve turizm başta olmak üzere her alanda etkilerini sürdürdüğünü söyledi.
Zirvenin, Kovid-19 ile mücadelede iş birliğinin ve dayanışmanın daha da güçlenmesine vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak bu zorlu süreçte dünyanın dört bir yanından aldığımız yardım taleplerini karşılamaya gayret ettik. Şimdiye kadar aralarında teşkilat üyelerimizin de olduğu 160 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım ulaştırdık. Teşkilatımızın bazı üyelerine tıbbi malzeme ihracat ve satın alma izinleri, eğitim ve personel desteği vermek suretiyle de ayrıca destek olduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ülkeye de aşı tedarikinde bulunduklarını hatırlatarak, “Yerli aşımız TURKOVAC için acil kullanım onayına kısa süre önce başvurduk. İnşallah süreç tamamlanınca aşımızı milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunacağız” ifadesini kullandı.
“TİCARET HACMİMİZİ 100 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNE ÇIKARTMAK İÇİN GAYRETLERİMİZİ YOĞUNLAŞTIRMALIYIZ”
Zirvenin “Birlikte Geleceğe” temasıyla düzenlendiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teşkilatımızdan ekonomik iş birliğimizin güçlendirilmesi bakımından nasıl daha iyi faydalanabileceğimizi belirlememiz önem taşıyor. Ortak hedeflerimize ulaşabilmemiz için gerekli yol haritası 2025 vizyon belgesinde yer alıyor. Bugün onaylayacağımız Aşkabat Eylem Mutabakatı’nı da bu doğrultudaki güçlü irademizi vurgulayan bir belge olarak görüyoruz. 8 milyon kilometrekarelik bir alanda yaklaşık 500 milyon nüfusu barındıran coğrafyamızın sunduğu yüksek potansiyelden daha fazla yararlanmalıyız. Ticaret hacmimizi 100 milyar dolar seviyesine çıkartmak için gayretlerimizi yoğunlaştırmalıyız. Bu kapsamda, öncelikle 2025 Vizyon Belgesi’nin de stratejik hedefleri arasında yer alan ticaret anlaşması ECOTA’yı yürürlüğe koymalıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıldır uygulanamayan bu anlaşmanın bölge içi ticaretin hak ettiği seviyelere ulaşmasını sağlayacak ana enstrüman olduğuna inandığını belirterek, “İstanbul’da ev sahipliği yaptığımız EKO Bank’ta kurumsal ve mali kapasitenin artırılması suretiyle tüm teşkilat üyelerinin katılımıyla kalkınmamızda daha önemli işlevler yerine getirilebilir” görüşünü paylaştı.
Ankara’da bulunan eğitim enstitüsünün üyeler arasındaki iş birliğini artırarak, insani kalkınmaya ciddi katkılarda bulunmaya başladığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Ankara’da faaliyetlerini sürdüren Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezi’nin de gıda güvenliğinin temini ve bölgede tarım sektörünün geliştirilmesinde önemli rol üstlendiğini dile getirdi.
Bölgesel ve küresel ulaşım ağlarının öneminin salgın ortamında bir kez daha ortaya çıktığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bölgemizde ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve modern İpek Yolu’nun canlandırılması gayretlerimiz hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’nin öncülüğünü yaptığı Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Girişimi ve Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu hattı bu bağlamdaki çabalarımızın en somut tezahürüdür. Ülkemizle bölgemiz arasında doğrudan kara yolu bağlantısı kuracak Zengezur Koridoru’nun da önemi aşikârdır. Keza Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüp Geçidi, İstanbul Havalimanı, Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu tamamlayıcı projelerimiz arasındadır. Yine doğu-batı bağlantısına katkıda bulunacak Filyos Limanı, 1915 Çanakkale Köprüsü ile Çandarlı Limanı projelerinde çalışmalarımız sürüyor. İslamabad-Tahran-İstanbul kara yolunun işlerlik kazanması ve aynı güzergâhtaki demir yolu hattının canlandırılması gayretlerini de memnuniyetle karşılıyoruz.”
Teşkilatı daha çok sahiplenmeleri, reform sürecini devam ettirmeleri ve güçlü bir bütçeyle etkin kılmaları gerektiğine inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ciddi bir insani ve ekonomik krizle karşı karşıya bulunan Afganistan’da bir an evvel kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesi önemlidir. Ülkenin tüm kesimlerinin beklentilerini karşılayacak bir yönetim anlayışının geliştirilmesi ortak temennimiz ve hedefimizdir. Afganistan’da sağlık, eğitim gibi kritik sektörler dâhil temel devlet yapılarının işler hâlde tutulması yönündeki çabaları destekliyoruz. Tüm bölgemizi etkileyecek bir mülteci krizinin önlenmesi için Afgan ekonomisinin ayağa kaldırılması gerekiyor. Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarımız, bu ülkede giderek büyüyen açlık ve kıtlık tehlikesine karşı insani yardım faaliyetlerini artırdılar. İran’a uygulanan tek taraflı yaptırımların son bulması ve tüm tarafların, kapsamlı ortak eylem planına geri dönerek yükümlülüklerini yeniden üstlenmeleri, bölgemizin ekonomik refah ve istikrarına katkı sağlayacaktır.”
“KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMEN EŞİTLİĞİNİN VE EŞİT ULUSLARARASI STATÜSÜNÜN TESCİL EDİLMESİ, ÇÖZÜMÜN ANAHTARIDIR’
Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarmasının bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisinin de kapılarını açtığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azerbaycan’ın, bölgede refahın artması için birbiri ardına hayata geçirdiği projeler takdire şayandır. Bu adımlar, bölgede normalleşme çabalarını destekleyecektir. Türkiye olarak bu süreçte Azerbaycan’ın yanında olmayı sürdüreceğiz. Teşkilat olarak da Azerbaycan’la tam dayanışma içerisinde olmamız büyük önem arz ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs konusuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi, çözümün anahtarıdır. Tüm dost ve kardeş ülkelerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çözüm vizyonunu ön yargısız bir şekilde değerlendirmesini istiyorum. Teşkilatımızın gözlemci üyesi olan Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı tecridin hafifletilmesine yönelik spor, kültür, eğitim, turizm gibi alanlarda ilişkilerin geliştirilmesini teşvik ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgesel ve uluslararası iş birliği, terörle mücadelede hayati önemdedir. Mücadelemizi, terör örgütleri arasında ayrım yapmaksızın sürdürmeliyiz. Bölgemiz PKK, YPG, FETÖ, DEAŞ gibi eli kanlı terör örgütlerinden temizlendikçe huzur, istikrar ve ekonomik kalkınma da hızlanacaktır. Terörün her türlüsüne karşı dayanışma içinde hareket etmemiz, bu bakımdan çok önemlidir” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem başkanı Türkmenistan başta olmak üzere, zirvenin başarısında emeği geçen tüm üye devletlere ve sekretaryaya teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Güçlü, tarafsız, bağımsız, iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli mirastır. Şayet bu konuda eksik varsa tamamlamak, sorun varsa çözmek, tıkanıklık varsa gidermek 85 milyon olarak hepimizin müşterek görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen İdari Yargı Günü ve Danıştay’ın 156. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Danıştay’ın 156’ncı kuruluş yıl dönümü ile Danıştay ve İdari Yargı Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay mensuplarıyla en son 3 Ekim 2023’te eğitim tesisinin açılışı ile Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği Yönetim Kurulu toplantısının kapanışında bir araya geldiklerini hatırlattı.
Danıştay Başkanlığına tekrar seçilen Zeki Yiğit’i kutlayarak, kendisine üstün muvaffakiyetler niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şûra-yı Devlet’ten bu yana, 156 yıldır Danıştay çatısı altında görev yapan tüm hâkimlerimizi ve personelimizi şükranla yâd ediyorum. Görev sürelerini başarıyla tamamlayan Danıştay mensuplarına kıymetli hizmetlerinden dolayı ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum” dedi.
“DANIŞTAY, GÜÇLENDİREREK GELECEK NESİLLERE BIRAKMAMIZ GEREKEN BİR EMANETTİR”
Danıştay’ın, devlet geleneğindeki devamlılığın simgelerinden olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Danıştay, Türkiye Cumhuriyeti’nin kökü mazide olan atide bir devlet olduğunu gösteriyor. 1,5 asrı aşan tarihiyle Danıştay, hem ecdattan bize kalan bir miras hem de güçlendirerek gelecek nesillere bırakmamız gereken bir emanettir. İnşallah bu emanete hakkıyla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri olan idarenin yargısal denetimidir. Bu ilkenin hayata geçmesi ancak idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasına bağlıdır. Bu misyonun ülkemizdeki temsilcisi de Danıştay’dır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Danıştay’ımız idarenin yargı yoluyla denetlenmesinin yanı sıra kamu ile vatandaş arasındaki ihtilafların çözümünde de nihai karar vericidir. Kararlarıyla alt derece mahkemelerine rehberlik eden Danıştay, Anayasa ve yasalarında uygulanmasını da garanti ediyor. Yüksek mahkemelerimizin her biri, kendi görev alanları içerisinde adaletin en iyi, hızlı ve etkin şekilde tecellisi için çalışıyor. Türk milleti adına karar verme onurunu ve mesuliyetini taşıyan yargı organlarımızın her biri ülkemizde huzurun, güvenliğin, kalkınmanın, demokrasinin ve sosyal barışı muhafazasının teminatıdır. Bu konuda en küçük bir şüphe, en küçük bir tartışma yoktur” diye ekledi.
“TOPLUMA GÜVEN VEREN VE ERİŞİLEBİLİR ADALET SİSTEMİ BEKAMIZIN GÜVENCESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Makamlarımızdan ve unvanlarımızdan öte 85 milyonun bir ferdi olarak hepimiz şu gerçeğe yürekten inanıyoruz, nasıl geç gelen adalet, adalet değilse topluma güven veren ve erişilebilir adalet sistemi de bekamızın güvencesidir. Tüm mahkeme salonlarımızda bulunan ‘Adalet mülkün temelidir’ yazısı, hem bu hakikati bize hatırlatır hem de medeniyetimizin, adaletin tesisine verdiği ehemmiyeti ortaya koyar” dedi.
Devletin adaletle hükmettiği, adalet dağıttığı ve adaletin tecellisini sağladığı müddetçe güçlü ve dimdik ayakta olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin olmadığı yerde huzur ve refahın olmayacağını, milleti bir arada tutan bağın zayıflamaya başlayacağını söyledi.
Bunun için adli ve idari yargı fark etmeksizin, adliyenin kapısını adaletin kapısı hâline getirdikleri ölçüde, geleceğe güvenle bakılabileceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii burada şu hususu ifade etmek durumundayım. Biz adalete büyük önem veren ama aynı zamanda yakın tarihinde pek çok adaletsizliğe şahitlik etmek zorunda kalan bir milletiz. Adaletsizlik duygusunun, insanımızın gönül dünyasını nasıl kırılmaya yol açabileceğini, demokrasi mücadelemiz boyunca bizzat yaşadık, gördük. 27 Mayıs darbecilerinin, gerçek bir mahkemeden ziyade kötü bir tiyatroyu andıran Yassıada’da işledikleri hukuk katliamlarını unutmuyoruz. Rahmetli Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idamı üzerinden geçen 63 yıla rağmen milletimizin kalbinde bir yara olarak hâlen kanıyor.”
“HUKUKUN KENDİ MECRASINDA İLERLEMESİ, ADALETİN TECELLİSİNE GİDEN EN HAYIRLI, EN KESTİRME YOLDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12 Eylül dikta rejiminin güya adaleti tesis maksadıyla bir sağdan bir soldan darağacına gönderdiği gençlerin acısı hiç dinmedi. 28 Şubat döneminde adeta koro hâlinde darbecilere alkış tutanların hukuk sistemimize verdikleri zararın telafisi yıllar aldı. 17-25 Aralık yargı-emniyet girişiminin faillerinin sebep oldukları sıkıntıların hâlâ yükünü çekiyoruz. 15 Temmuz’da ödediğimiz ağır bedeller ise ortadadır. Bir gecede 253 insanımızı şehit verdiğimiz bu ihanetin merkezinde sadece eli silah tutanlar değil, üniformalı ve cübbeli örgüt militanlar da vardı. Şayet darbeci alçaklar başarılı olsalardı yeni Yassıadalar kuracaklar, kan dökecekler, yeni hukuk cinayetleri işleyeceklerdi” dedi.
Tüm bu acı örneklerin gösterdiği gerçeğin, adalet sisteminin bir dönem darbecilerin, bir dönem kendini milletten üstün gören oligarşik yapıların, bir dönem de FETÖ ihanet çetesinin sultasına ve saldırılarına maruz kalması olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yargının üzerine vesayetin veya paralel odakların gölgesinin düştüğü bu arızi dönemler sona erse de toplumdaki etkileri uzun süre devam etmiştir. Son yıllarda bu mahfillere yazılı, görsel, dijital mecralarıyla medyanın ve sosyal medyanın eklendiği görülüyor. Medyanın ve sosyal medyanın millet namına denetim vazifesi üstlenmesi, demokrasimiz için şüphesiz bir kazançtır ama bu hâkim cübbesi giyip, mahkeme kurup sağa sola yargı dağıtma boyutuna asla varmamalıdır. Yargıyı yönlendirme, yargı mercilerimizi baskı altına alma, istemedikleri karar çıkması hâlinde hukukçularımızı hedefe koyma her geçen gün daha sık karşılaştığımız tehditlerden biri hâline ne yazık ki dönüşüyor. Sosyal medyadaki acımasız, linç kültürünün mağdur ettiği kesimlerin en başında maalesef yargı organlarımız ve mensuplarımız geliyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok önemli, çok hassas ve mesuliyeti hakikaten ağır bir görevi icra eden yüksek yargı üyelerimiz, hâkimlerimiz, savcılarımız ne yazık ki zaman zaman eleştiri sınırlarını aşan haksız ithamlara muhatap oluyor. Öncelikle şunu çok net söylemek isterim, siyaset kurumu nasıl layüsel değilse yargı da eleştirilemez değildir. Yargının kararlarını beğenmeyebilir, itiraz edebilir, hoşnutsuzluğumuzu açıkça dile getirebiliriz. Buna kimse engel olamaz, olmamalıdır. Terörü övmediği, şiddeti teşvik etmediği ve hakarete varmadığı sürece insanlar fikirlerini, farklı mecralarda özgürce yazabilir, paylaşabilir. Millet adına kamu gücünü kullananların belli sınırlar içinde bu sert tepkilere tahammül etmesi mazur ve meşru görmesi beklenir. Fakat yargının toptancı bir anlayışla, kurumsal olarak yıpratılmasını, yargı organlarımıza ve mensuplarımıza çamur atılmasını asla kabul edemeyiz. Hukukun kendi mecrasında ilerlemesi, adaletin tecellisine giden en hayırlı, en kestirme yoldur.”
“Adli ve idari davaları hukukun meselesi olmaktan çıkartıp siyasallaştırmak sonuç ne olursa olsun toplumdaki adalet duygusuna gölge düşürecektir ” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu doğru bulmadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin yargıya yardımcı olması ve katkı sağlaması gerektiğini belirterek, “Buradan tüm milletime şu samimi çağrıyı yapmak istiyorum, güçlü, tarafsız, bağımsız, iyi ve seri işleyen bir adalet sistemi evlatlarımıza bırakabileceğimiz en kıymetli mirastır. Şayet bu konuda eksik varsa tamamlamak, sorun varsa çözmek, tıkanıklık varsa gidermek 85 milyon olarak hepimizin müşterek görevidir. Yargının yasama ve yürütmeye müdahalesi nasıl yanlışsa yargının siyasi tartışmaların içine çekilmesi de o denli hatalıdır” diye konuştu.
İktidar, muhalefet, basın ve sivil toplum olarak hep birlikte yargının her türlü taassuptan, menfaat eksenli gruplaşmadan ve ideolojik kamplaşmadan uzak durmasını temin etmek gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin maslahatı ve ülkenin selameti yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların, adalet teşkilatımız dâhil devletimizin kurumları içinde tekrar yuvalanmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesinin şart olduğunu dile getirerek, hukukçuların medya, sosyal medya, günlük hayattaki duruşlarıyla bu sürece olumlu katkı sunmasının önemli olduğunu ve bunu başardıklarında çok daha iyi bir konumda olacaklarına inandığını bildirdi.
“21 YILDA İDARİ YARGININ VE DANIŞTAY’IN GÜÇLENDİRİLMESİ YÖNÜNDE PEK ÇOK ADIM ATTIK”
Son 21 yılda idari yargının ve Danıştay’ın güçlendirilmesi yönünde pek çok adım attıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Danıştay’ın üye sayıları arttırıldı, hâkim ihtiyacı giderildi. Yüksek Mahkememizin yardımcı personel sorunu çözüldü. 2002 yılında 146 olan mahkeme sayısını 221’e yükselttik. Geçtiğimiz günlerde 44 ilave idare ve vergi mahkemesi daha ihdas ettik. Ayrıca idari yargı istinaf mahkemelerine 10 ilave idari dava dairesi kurduk. Hâkim ve mahkeme sayısını artırarak bu çalışmaları devam ettireceğiz. İdari yargıda istinaf kanun yolunu 2016 yılında 7 bölgede faaliyete geçirdik. Bu sayıyı 2020 yılında 8’e, 2021 yılında 9’a çıkardık. Bölge idare mahkemelerinin kuruluş aşamasında 42 idari dava dairesi ve 20 vergi dava dairesi olmak üzere toplam 62 daire varken bugün bu sayı 64’ü idari, 26’sı vergi olmak üzere 90’a ulaştı. Böylece Danıştay’ın iş yükü azaldı, vatandaşların hukuki güvencesi arttı, uyuşmazlıkların daha etkin yargılamayla daha hızlı çözülmesi sağlandı. İdari yargıda görev yapan hâkim sayısını süreç içerisinde ihtiyaca cevap verecek şekilde 2 bin 266’ya yükselttik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idari yargı mahkemeleri ve Danıştay’ın, yoğun iş yüküne rağmen kendi görev alanında adalet hizmetlerini başarıyla yürüttüğüne işaret ederek, “İlk derece ve istinaf mahkemelerinde 338 bin 611, Danıştay’ımızda ise 114 bin 224 derdest dosya bulunuyor. 2023 yılında toplam 860 bin 494 dosya karara bağlanmıştır” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılından başlayarak yüksek mahkemelerin tamamının modern hizmet binası ihtiyacını karşıladıklarını hatırlatarak, 36 yıl boyunca Sıhhiye’de hizmet veren Danıştay’ın 2012’de şimdiki binasına kavuştuğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Danıştay’a yeni bir sosyal tesis kazandırdıklarını anlatarak, şöyle devam etti: “İdari yargılamaların daha hızlı sonuçlandırılması ve vatandaşlarımızın hukukunun daha iyi korunması için önemli mevzuat değişiklikleri yaptık. İhtiyaçlar çerçevesinde İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda 20’den fazla, Danıştay Kanunu’nda da 16 defa değişiklik oldu. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun çıkarılması, vatandaşı idare karşısında güçlendiren reformlardan biri olmuştur. Bilgi edinme hakkı, 2010 yılında anayasal güvenceye alınmıştır. Ayrıca 2010 yılında Anayasa’daki hak aramayı engelleyen bütün hükümleri kaldırdık. 2016 senesinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu kurduk. 2021 yılında 4. Yargı Paketi ile idari makamlara yapılan başvurulara idare tarafından verilecek cevap süresini, 60 günden 30 güne indirdik. Ayrıca idari yargı mercileri tarafından verilen nihai kararların gerekçesiyle birlikte en geç 30 gün içinde yazılması yönünde düzenlemeye gittik.”
“GÜVENLİK GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİNİN TEMİNATIYKEN DEMOKRASİ DE GÜVENLİĞİN DAYANAĞIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat asrın felaketi sonrasında deprem bölgesindeki idari yargı faaliyetlerinin aksamaması için gerekli tüm tedbirlerin alındığını dile getirerek, vatandaşı idare karşısında koruyan, idari yargının işleyişini hızlandıran, yargı mensuplarının hak ve imkânlarını artıran daha pek çok düzenlemeyi son 21 yılda hayata geçirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri sessiz devrim niteliğindeki tüm reform hamlelerinde gayelerinin, demokratik hukuk devleti ilkesinin tüm unsurlarıyla Türkiye’de hâkim kılınması olduğunu belirterek, “Bu hedefe tam olarak ulaştığımızı henüz söyleyemiyoruz ama hedefimize çok yaklaştığımızı da kimse inkâr edemez. Önümüzde kalan yolu inşallah yılmadan, yorulmadan, kararlılıkla yürüyeceğiz. Tüm engelleri aşarak katettiğimiz mesafenin bize cesaret aşıladığını özellikle vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
Yaptıkları ve yapamadıklarının ışığında reform iradelerini hâlen diri tuttuklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gerçeğin gayet iyi farkındayız. Türkiye, istikbalini ancak daha fazla demokrasi, daha fazla ekonomik refah ve bunlara paralel olarak daha fazla güvenlik üzerine inşa edebilir. Güvenlik güçlü bir demokrasinin teminatıyken demokrasi de güvenliğin dayanağıdır” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZİN BEKLENTİLERİ ÇERÇEVESİNDE ÜZERİMİZE DÜŞEN YAPICI ROLÜ OYNAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda millete hizmet yolunda bedel ödemiş, nice badireler atlatmış bir iktidar olduklarını vurgulayarak, Türkiye’yi tarihinin en büyük demokrasi, kalkınma ve hukuk atılımlarıyla yine kendilerinin buluşturduklarını söyledi.
Buna rağmen Türkiye’ye siviller tarafından hazırlanmış yeni bir anayasa kazandıramadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni ve sivil anayasa teklifimizin içerisinde işte bu anlayış vardır. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılının darbe ürünü bir Anayasa’yla karşılanmış ve geçirilmiş olmasını Türkiye demokrasisine yakıştıramıyoruz. Bu eksikliğin yine millî irade eliyle giderilmesi, demokrasimizin gücüne güç katacak Türk siyasetinde yeni bir kilometre taşı olacaktır. Siyaset kurumunun ekonomik ve sosyal sorunları öne sürerek sivil anayasa ihtiyacını gündemden düşürmek istemesini doğru bulmuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasanın sihirli değnek gibi dokununca sorunları bir anda ortadan kaldırmayacağını bildiklerini dile getirerek, şunları kaydetti: “Yeni anayasa, sivil siyasetin alanını genişleterek ekonomiden sosyal hayata ülkemizin meselelerinin çözümünü daha da hızlandıracaktır. Siyasetteki yumuşamayla birlikte farklı siyasi partiler arasındaki istişari görüşmelerin yoğunlaşması bu bakımdan önemli bir fırsat teşkil ediyor. Türk siyasetinin bu fırsatı ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına kalıcı bir kazanca dönüştürmesini ümit ediyoruz. Biz milletimizin beklentileri çerçevesinde üzerimize düşen yapıcı rolü oynamaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 156’ncı kuruluş yıl dönümünü ve İdari Yargı Günü’nü tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Kuveyt Emiri Mişal el Ahmed el Cabir el Sabah’a Devlet Nişanı tevcih etti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki törende, iki ülkenin millî marşlarının okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, el Sabah’a Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı tevcih etti.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından iki ülke arasında çeşitli anlaşmaların imza törenine geçildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri el Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında altı anlaşma imzalandı.
İmza altına alınan anlaşmalar şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu Arasında Yatırım Tanıtım Faaliyetlerinde İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı”
“Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”
“Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı Arasında Konut Refahı ve Altyapısı Alanında Mutabakat Zaptı”
“Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Arasında Afet Ve Acil Durum Yönetimi Alanında Mutabakat Zaptı”
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükûmeti Arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü”
“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı Arasında Ortak Stratejik Diyalog Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Kuveyt Emiri Mişal el Ahmed el Cabir el Sabah’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri el Sabah’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Kuveyt Emiri el Sabah’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.
Türkiye ve Kuveyt bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kuveyt Emiri el Sabah, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.