Cumhurbaşkanı Erdoğan, TANAP Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bugün hep birlikte Avrupa bağlantısı açılış törenini icra ettiğimiz TANAP, ülkemizin barışçıl vizyonunun en somut nişanesidir. Dünya gündeminin ticaret savaşlarıyla, terörle, sokak olaylarıyla, istikrarsızlıklarla meşgul olduğu bir dönemde, biz bugün Avrupa ile Asya’yı TANAP ile bir kez daha birbirine bağlıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni’ne katıldı.
Edirne’nin İpsala ilçesi Sarıcaali Köyü’nde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TANAP’ın, Avrupa bağlantısının hayırlara vesile olmasını dileyerek, Türkiye ve bölge ülkeleri adına tarihî bir anın yaşandığını söyledi.
“BU PROJE ÜLKELERİMİZ ARASINDAKİ KÖKLÜ DOSTLUĞUN SEMBOLÜDÜR”
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın ortak gayretleriyle örülen uzun ve meşakkatli bir süreci başarıyla taçlandırmanın haklı gururunu yaşadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin bir barış projesi ve projede yer alan ülkelerin köklü dostluğunun sembolü olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TANAP’ın bulunduğu aşamaya Türkiye ve Azerbaycan’ın karşılıklı güvene dayalı ilişkileri sayesinde geldiğinin altını çizerek, TANAP’la ilgili ilk adımın Haziran 2012’de Hükûmetlerarası ve Ev Sahibi Hükûmet Anlaşmaları ile İstanbul’da atıldığını, Şah Deniz 2 Nihai Yatırım Kararı Anlaşması’nın ise Aralık 2013 de Bakü’de düzenlenen bir törenle neticelendirildiğini hatırlattı.
TANAP’ın temel atma töreninin 17 Mart 2015 tarihinde Kars’ta, açılış törenini de 12 Haziran 2018 Eskişehir’de dost ve kardeş ülkelerin katılımıyla gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçerde ve dışarda özellikle atlattığımız onca badireye, bölgesel gerilime, hatta sıcak çatışmalara varan istikrarsızlıklara rağmen, TANAP’ı planlandığı şekilde ilerlettik. Kardeşim Aliyev’in şahsi ilgisi, gerek Gürcistan makamlarının iş birlikleri, gerekse bu projeye emek veren kardeşlerimizin gayretleriyle hamdolsun TANAP’ı bugünkü aşamasına getirdik” dedi.
TANAP: “ENERJİNİN İPEK YOLU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enerjinin İpek Yolu olarak görülen bu muhteşem projenin; belirlenen takvime, hedeflerimize ve taahhütlerimize uygun bir şekilde ülkelerimizle ilgili kısmını bugün itibarıyla tamamlamış oluyoruz. Bu projeyle, sahip olduğumuz zenginlikleri kendi vatandaşlarımızın, onlarla birlikte tüm bölge halklarının, tüm insanlığın hizmetine sunma irademizi teyit ettik” ifadelerini kullandı.
TANAP ile Türkiye’nin enerji ihtiyacını garanti altına almanın yanı sıra Avrupa’nın enerji arz güvenliğine de katkı yapmayı hedeflediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TANAP’ın, Azerbaycan’dan Avrupa’ya uzanan 3 bin 500 kilometrelik enerji koridorunun en önemli parçası olduğunu, Azerbaycan doğal gazının, Türkiye üzerinden 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçerek Avrupa kapısına ulaştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TANAP’la 16 milyar metreküplük Azerbaycan doğal gazının Türkiye ve Avrupa’nın istifadesine sunulmasının hayalden gerçeğe dönüştüğünü kaydederek, 16 milyar metreküplük bu gaz miktarının 6 milyarını Türkiye’nin, 10 milyarını ise Avrupa ülkelerinin kullanacağını bildirdi.
İlerleyen yıllarda TANAP’ın taşıma kapasitesini önce 24 milyar metreküpe, ardından 31 milyar metreküpe çıkarmayı planladıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’ya gaz sevkinin başlaması için Trans-Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı TAP’ın bir an önce tamamlanması gerektiğini, TAP’ın da 2020 yılı içinde tamamlanmasını beklediklerini aktardı.
“İNSANLIK, SON İKİ ASIRDA ENERJİ KAYNAKLARININ KONTROLÜ İÇİN SAVAŞIYOR”
İnsanlığın son iki asırdır enerji kaynaklarının kontrolü için savaştığını, milyonlarca insanın canına mal olan ağır bedeller ödediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Doğu’nun on yıllardır istikrarsızlıkla boğuşmasının arka planında bu mücadelenin yattığına işaret etti.
“Bir damla petrolü insan kanından, insan hayatından daha değerli gören zihniyet, dünyaya barış ve huzur getirememiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Yaşanan onca acıya, ölüme, yıkıma rağmen, ne yazık ki bu anlayışın belli güçler tarafından devam ettirildiğini görüyoruz. Özellikle Doğu Akdeniz’de bulunan hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı konusunda, birileri hakça paylaşım yerine gerilimi körüklemeye çalışıyor. Adaletli paylaşım imkânı varken, tehdit diline ve şantaj politikalarına başvuruluyor. Oysa hiçbir ülke uluslararası hukuktan üstün değildir. Emrivakilerle netice alınamayacağı artık idrak edilmelidir. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla kimse bir yere varamaz. Aba altından sopa göstererek, hiçbir ülke bir başkasına haklarından sarf-ı nazar ettiremez. Bilhassa Türkiye, böyle bir zillete asla boyun eğmez. Ülkemiz, ne kendi hukukunun ne de Kıbrıs Türk’ünün çıkarlarının çiğnenmesine izin verir. Doğu Akdeniz’de en uzun deniz sınırlarına sahip bir ülkeyi dışlamak, ona rağmen projeler gerçekleştirmeye çalışmak zaten mümkün değildir.”
“BİZİM SONDAJLARIMIZDAN ÇATIŞMA VE KAN DEĞİL, BARIŞ VE REFAH FIŞKIRACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son teknolojiye sahip iki sondaj gemisi Fatih ve Yavuz ile iki sismik araştırma gemisinin bölgede çalıştığını aktararak, “Biz bunların bağırmalarıyla çağırmalarıyla bu gemilerimizi çekmeyiz. Onlar şu anda orada görevlerini yapıyor, yapmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
Bu gemilerin yürüttüğü faaliyetlerin kısa sürede meyve vereceğine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya ile yapılan anlaşmayı hatırlatarak, bu anlaşmanın TBMM’den geçtikten sonra uygulamaya geçeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim sondajlarımızdan çatışma ve kan değil, barış ve refah fışkıracaktır. Ben bu inançla sizlerin vasıtasıyla Doğu Akdeniz’deki tüm taraflara samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin, enerjiyi bir çatışma aracı yerine iş birliği zeminine dönüştürelim. Diplomasinin imkânlarını kullanmak varken, bölgeye yeni bedeller ödetecek yollara tevessül etmeyelim” değerlendirmesinde bulundu.
Enerjinin çok ciddi bir küresel mesele olarak önlerinde bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya enerji haritasının değiştiğini, bu alanda yeni aktörlerin, yeni projelerin ve yeni iş birliği modellerinin ortaya çıktığını kaydetti.
“TÜRKİYE, STRATEJİK KONUMUYLA ENERJİ ÜRETEN VE TÜKETEN ÜLKELERİN TAM KAVŞAĞINDA YER ALIYOR”
Enerji güvenliğinin sağlanmasında, üretici, transit ve tüketici ülkeler arasındaki etkin iş birliğinin önemli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye, stratejik konumuyla enerji üreten ve tüketen ülkelerin tam kavşağında yer aldığını, yerkürede yer alan doğal gaz rezervlerinin yüzde 70’i, petrol rezervlerinin ise yüzde 60’ının Türkiye’nin komşularının topraklarında bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa’nın 4’üncü, dünyanın 18’inci en büyük doğal gaz piyasası konumunda olduğunu, 81 vilayetini tamamına doğal gaz arzı sağladıklarını, Türkiye’de 144 bin kilometreyi aşan bir doğal gaz dağıtım şebekesinin bulunduğunu kaydetti.
Türkiye’nin 2018 yılı doğal gaz talebinin ise 49,3 milyar metre küpü bulduğunu, doğal gaz depolama kapasitesini de 4 milyar metreküpten, 11 milyar metreküpe çıkarmayı planladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki yüzer gaz depolama ve gazlaştırma gemisini hizmete sunduk. İnşallah bunlara bir yenisini daha ekleyeceğiz. Toplamda 5,4 milyar metreküplük kapasiteye sahip Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin son bölümünün temelini bu sene attık. Bu kısmın 2023’te devreye girmesiyle, tuz yapılarında dünyanın en büyük depolama tesisine sahip olacağız” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji ve doğal gaz konusunda paylaştığı istatistiklerin Türkiye’ye ciddi sorumluluk yüklediğinin farkında olduklarını sözlerine ekleyerek, “Karşılaştığımız birçok çifte standarda rağmen, diyalogdan, diplomasiden, uluslararası hukuktan asla taviz vermedik. Rekabet yerine iş birliğinin, gerilim yerine müzakerenin, kavga yerine meselelerimizi konuşarak çözmenin peşinde olduk. Bize bir adım atana, biz koşarak gittik. Bugün de yarın da aynı hüsnü niyetle hareket etmeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“AVRUPA İLE ASYA’YI TANAP İLE BİR KEZ DAHA BİRBİRİNE BAĞLIYORUZ”
“Ne haklarımızdan vazgeçeceğiz ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin hakkını yedireceğiz ne de hakkımız olmayana el uzatacağız” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adalet, istikrar ve bölgesel iş birliği için gayret göstermeyi sürdüreceğiz. Bugün hep birlikte Avrupa bağlantısı açılış törenini icra ettiğimiz TANAP, ülkemizin barışçıl vizyonunun en somut nişanesidir. Dünya gündeminin ticaret savaşlarıyla, terörle, sokak olaylarıyla, istikrarsızlıklarla meşgul olduğu bir dönemde, biz bugün Avrupa ile Asya’yı TANAP ile bir kez daha birbirine bağlıyoruz” diye konuştu.
TANAP’ın Avrupa Bağlantısı Açılış Töreni’nin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, projede emeği geçenlere, özellikle Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Gürcistan’a iş birlikleri için teşekkürlerini sundu.
Önümüzdeki dönemde kazan-kazan temelinde yeni projelere imza atacaklarına inandığını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Yaşasın Azerbaycan-Türkiye gardaşlığı” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Gürcistan Başbakanı Giyorgi Gaghariya, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konsey Üyesi Şefik Caferoviç, Sırbistan Ulusal Meclis Başkanı Maya Goykoviç, Kuzey Makedonya Başbakan Yardımcısı Koco Angjushev ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile boru hattının açılış butonuna bastı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” dedi.
02 Kasım 2024 Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Ekim ayında Cumhuriyet Bayramı’nın iş günü olan hafta arasına, geçen sene ise hafta sonuna denk geldiğini anımsatan Bolat, bu negatif takvim etkisine rağmen ihracatta artış yaşandığına dikkati çekti.
“Ekim ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ekim ayı ihracatı rekorunu kırmış bulunuyoruz. İhracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23 milyar 600 milyon doları aşmış bulunmaktadır.” diyen Bolat, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl ekim ayı ihracatı 22,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışı ihracatçılarımız başardı. Ekim ayında altın ve enerji hariç ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,6 oranında artışla 22,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece ekim ayında aylık bazda Cumhuriyet tarihimizin en yüksek altın ve enerji hariç ihracat rekoru kırılmıştır. Böylece son 15 ayın 10’unda ayın Cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdık. 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımız 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldi. Böylece bu yılın 10 ayında 6,7 milyar dolar mal ihracatımızı artırdık.” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “”Ekonomimizde de güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz. 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” dedi.
Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile Antalya’da düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Konuşmasına TUSAŞ’taki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bolat, saldırıda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
TUSAŞ’ın savunma sanayisinde çok önemli başarılar elde ettiğine işaret eden Bolat, savunma ve havacılık sanayisinin 90 bini aşan istihdamı ve 12 milyar dolarlık yıllık üretimi,185 farklı ülkeye 5,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren büyüklüğü ile Türkiye için çok önemli itibar ve saygınlık kazandırdığını söyledi.
Bolat, bu yıl da savunma sanayisinde en az 6,5 milyar dolarlık ihracat beklediklerini dile getirerek, 2002’de yüzde 20 düzeyinde olan yerlilik, kendine yeterlilik oranının, 2023’te yüzde 80’in üzerine çıktığını aktardı.
Dış ticaret açığındaki düşüşün, makroekonomik istikrara ve ekonomik büyümeye pozitif katkı verdiğinin altını çizen Bolat, şunları kaydetti:
“Bu yılın ilk 8-9 ayında olduğu gibi, ekim ayında da dış ticaretimizdeki dengelenmenin devam ettiğini görmek bizleri memnun ediyor. Bu başarı, küresel ekonomi ve Avrupa Birliği’ndeki büyük durgunluğa rağmen başarılmıştır. Önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleri ile beraber ülkemiz ihraç ürünlerine olan talebin daha da artacağına inanıyoruz. Eylül-ekim ayında ihracatta başlayan yükseliş ivmesinin kasım-aralık aylarında da devam edeceğini ümit ediyoruz. 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2,5’lik büyümenin 1,3 yüzde puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. Ekonomimizde güven endekslerinin giderek yükseldiğini görmekteyiz.”
“İthalatta azalma trendi devam ediyor”
Ekim ayında eylül ayında olduğu gibi altın ve enerji ihracatındaki aşağı yönlü seyrin devam ettiğini belirten Bolat, kasımdan sonra buradaki seyrin yeniden bu rakamların yukarı yönlü olmasını beklediklerini anlattı.
Bakan Bolat, ithalatta azalma trendinin devam ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Ekim ayı ithalatı yüzde 0,1 azalışla 29 milyar 364 milyon dolar olarak gerçekleşti, 43 milyon dolarlık bir gerileme var ama ihracatımız 800 milyon dolar artınca aylık dış ticaret açığımızdaki azalma devam ediyor. 2024 Ekim ayında, dış ticaret açığımız ise yıllık bazda yüzde 13 azalış ile 5,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2023 Ekim ayında 6,6 milyar dolarlık dış ticaret açığı kaydedilmişti. Son 15 ayın 12’sinde dış ticaret açığımızın azaldığını görüyoruz. 2024 Ekim’de, ihracatın ithalatı karşılama oranında 3 puanlık bir artışla yüzde 80,4’e yükselmiş bulunuyoruz. 10 aylık ithalatımız yüzde 7,2’lik azalışla 282 milyar dolara geriledi.”
Bolat sözlerine şöyle devam etti:
“İlk 10 ayda mal ithalatında yaklaşık 22 milyar dolar tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Dış ticaret açığı, 2024 yılı ilk 10 ayında yüzde 30,4 azalışla 65,6 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. 2023 yılının ilk 10 ayında dış ticaret açığı 94,3 milyar dolar idi. Hedefimiz bu açığı 80 milyar dolatın altında tutabilmek. İhracatın ithalatı karşılama oranı 8 puana yakın artışla yüzde 69’dan yüzde 76,7’ye yükseldi. 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız yüzde 3,1 artış ile 262,3 milyar dolar olmuştur. Bu da Cumhuriyet tarihinin rekor rakamı konumundadır.”
“Yıllıklandırılmış ithalatı 340 milyar dolara düşürdük”
Bakan Bolat, yıllıklandırılmış ithalatta geçen yıl ekimde 367,2 milyar dolarlık ithalat bulunduğunu anımsatarak, şu an 340 milyar dolara düştüğünü söyledi.
Ekim ayı itibarıyla son 12 ayda yıllıklandırılmış dış ticaret açığının, geçen yılın aynı ayına göre 35,1 milyar dolar azalarak 77,7 milyar dolar olduğunu bildiren Bakan Bolat, 2024 yılının ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 77,2 olduğunu dile getirdi.
Bolat, “Bu rakamlar döviz ihtiyacımızın azaldığı anlamına geliyor, döviz sorunun şu an için ortadan kalktığını gösteriyor. Merkez Bankamızın brüt ve net rezervlerinin hızla arttığını biliyoruz. Dün gece Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu yükseltti, son 1 yıl içinde yaklaşık bütün kredi derecelendirme kuruluşlarından 2’şer defa not artışı sağlanmış oldu. İnşallah 2 ay sonra buluştuğumuzda, 2024 yılı mal ve hizmet ihracat rakamları ile alakalı olarak olumlu ve güzel tabloları paylaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz”
Hizmetler ticaretinin de parlayan bir sektör olduğuna dikkati çeken Bolat, geçen yılın 106 milyar hizmet ihracatı ile kapandığını anımsattı.
Bolat, “Bu yıl için 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi belirlemiştik, bu rakamın ekim ayı ödemeler dengesi tablosu açıklandığında 97 milyar dolar ilk 10 ayda hizmet ihracatı bekliyoruz. Geçen yıl 56 milyar dolar fazla veren hizmetler dış ticaretinde ekim ayı itibarıyla hizmetler ihracatımızın son 12 ayının 112,5 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Orada da hedefimizi aşacağız.” diye konuştu.
Dış ticarette cari işlemler açığının azaldığını hatırlatan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bununla sevinmek yerine, ‘Tüketim malları ithalatı artıyor.’ deniyor. Bakıyoruz orada, altın ihracatı yapmak isteyenlerin, bir kısım mücevher şeklinde yarı mamul getirme yoluyla bir rakamda artış olduğunu görüyoruz. Bunu tüketim malları ithalatı artıyor şeklinde söyleyerek hepimizin başarısını gölgelemeye çalışmak beyhude. Bunun yanında ‘ekonomi yavaşladı da bunlar oldu’ deniyor ama ekonomi yavaşladı ama bir dengeleme, ayarlama süreci yaşanıyor. Dış ticaret açığı azaldı mı, döviz dengelendi, kur patlaması yok, Merkez Bankasının kasası dolu. Bunlarla sevinmek varken hep olumsuzluk arayanlara bunları söylüyorum.”
“Mesela cari işlemler açığı sorun olmaktan çıktı. 2024 yılı ocak-ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedildi.” yorumunu yapan Bolat, ” Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığındaki iyileşmenin 2024 genelinde devam etmesini bekliyoruz. 2024 yılı ekim ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 9-10 milyar dolar aralığına kadar gerilemesini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AB’ye ocak-ekim döneminde 90,2 milyar ihracat yapıldığına dikkati çekerek, “Balkan ülkelerine 22 milyar dolar ihracatımız var. Bu yıl Bulgaristan’a ihracatımızda önemli bir artış var. Ocak- Ekim döneminde en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya olmuştur. İngiltere’ye ihracatımıza 2,3 milyar dolar artış var, Suudi Arabistan’a ihracatımız hızla artıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bolat sözlerini şöyle tamamladı:
“Azalışlarda birinci sırada İsrail var. İlk dört ayın verileri ile yüzde 67 azalış gözüküyor ama 2 Mayıs’tan bu yana İsrail’le bir dolarlık ticaret yapılmadı. Ama Filistin tarafı ile Filistin devletine yönelik olarak, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının resmi olarak talep ettiği ürünlerde, ihracat iznini, varış yeri Filistin, alıcısı Filistinliler olmak kaydıyla, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde veriyoruz. Filistin’de yaşayan 6 milyon insanın, 7 Ekim’den önce ithalatının yüzde 25’ini Türkiye’den yaptığını düşündüğümüzde Filistin devletinin ekonomik, ticari taleplerine sessiz kalmıyoruz. Filistin’e dünyada en fazla yardım eden ve tutunmasını sağlayan ülke Türkiye olmuştur.”
Bakan Bolat, verilerin açıklanmasının ardından basına kapalı gerçekleşen TİM Çalıştayı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Senegal Cumhurbaşkanı Bassirou Diomaye Diakhar Faye’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Senegal Cumhurbaşkanı Faye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Senegal Cumhurbaşkanı Faye, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Senegal bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim Özel Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bu millet tarihin her döneminde maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelmeyi başararak küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil bir millettir. Bugün küllerimizin değil, sahip olduğumuz imkânların ve azmin üzerinde yükseldiğimiz bir döneme giriyoruz. Allah’ın izniyle yokluklar içinde yürüttüğümüz Millî Mücadele’yi nasıl zaferle taçlandırdıysak, bu mücadeleyi de başarıya ulaştıracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda düzenlenen 29 Ekim Özel Programı’na katıldı.
Konuşmasına Cumhuriyet’in ilanının 101. yılını kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’nin Başkomutanı, Cumhuriyet’in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere istiklalin ve istikbalin inşasında emeği, katkısı olan kahramanların her birini saygıyla andı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıldır bu toprakları vatanımız olarak tescillemek için canlarını feda etmekten çekinmeyen tüm şehit ve gazileri rahmetle anıyorum. Bugün de ister üniformalı ister TUSAŞ’ta olduğu gibi üniformasız olsun milletimizin huzuru ve devletimizin bekası uğrunda hayatları pahasına mücadele eden kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Milletçe birlik ve beraberliğe sahip çıkarak iç cepheyi sağlam tuttukça terör örgütlerinin de onları besleyip ülkenin üzerine salan şer güçlerinin de emellerine ulaşamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nevzuhur devletlerin, köksüz toplumların, kendi çıkarları dışında hiçbir insani değeri önemsemeyen küresel tröstlerin anlamadıkları bir hakikat var. Bu hakikat, Türkiye Cumhuriyeti’nin, bizim binlerce yıllık devletler silsilemizin son temsilcisi olduğudur. Onlar sanıyorlar ki bu milletin devleti sadece 101 yıllık geçmişe sahiptir. Hâlbuki Cumhuriyetimiz 101 yıl önce yeni bir devlet olarak değil, yeniden başlangıcın sembolü bir rejim olarak kurulmuştur. Ordumuz başta olmak üzere devletimizin omurgasını oluşturan kurumlarımızın kuruluş yıllarının yüzlerce, hatta binlerce yıl öteye uzanması bu hakikatin en açık ifadesidir.”
“SAHİP OLDUĞUMUZ İMKÂNLARIN VE AZMİN ÜZERİNDE YÜKSELDİĞİMİZ BİR DÖNEME GİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluşundan itibaren Cumhuriyetimizin elbette kimi eksikleri olmuştur, kimi zaafları olmuştur, hatta kimi hatalı tercihleri de olmuştur ama bunların hiçbiri tevarüs ettiğimiz köklü tarihi, zengin medeniyeti, tüm dünyaya örnek teşkil eden insani değerleri gölgelemeye yetmez. Tam tersi, bu millet, tarihin her döneminde maruz kaldığı tüm saldırıların üstesinden gelmeyi başararak küllerinden yeniden doğmayı başarmış asil bir millettir” diye ekledi.
“Bugün küllerimizin değil, sahip olduğumuz imkânların ve azmin üzerinde yükseldiğimiz bir döneme giriyoruz. Bir başka ifadeyle, yeniden ve daha güçlü bir başlangıcın arifesindeyiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yokluklar içinde yürütülen Millî Mücadele nasıl zaferle taçlandırıldıysa Allah’ın izniyle bu mücadeleyi de başarıya ulaştıracaklarını söyledi.
Her milletin devlet mefhumuna bakışının farklı olduğunu ancak Türk milleti kadar kaderini devletiyle beraber görmüş başka bir millet olmadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ezelden beri her şeyin fani olduğuna inanan milletimiz sadece devletini ebed müddet tahayyül etmiştir. Bu düşünce Orhun Kitabelerinde, ‘Ey Türk milleti üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.’ diye ifade ediliyor. İstiklal Marşımızda da ‘Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal’ seslenişiyle bu hakikat tekrar vücut buluyor. Türkistan’dan Avrupa’ya, Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş coğrafyada kurduğumuz her devletimizin varoluş kodları bu anlayışla yoğrulmuştur. Bizim için Asya Hun Devleti’nden Göktürklere, Uygurlardan Karahanlılara, Selçuklulardan Osmanlılara uzanan, şanla şerefle dolu koskoca bir tarihin istisnasız tamamı birdir, bütündür ve milletimize aittir. Anadolu’ya geldiğimizde de burada yaşayan insanların tamamını şefkatle ve adaletle kucaklayarak kendimizden ayrı görmedik, cihan devletimizin ayrılmaz bir parçası olarak bağrımıza bastık.”
Geride kalan yüzyılın başlarında yaşanan acı hadiselerin hiçbirinin sebebinin Türk milleti olmadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, emperyalistlerin vaatlerine, yalanlarına, tahriklerine kapılan bin yıllık komşuların, kendi hırslarının ve hatalarının bedelini ödediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizi kurduktan sonra, devletimizin sınırları içindeki her bir insanımızı adil ve eşit vatandaşlar olarak kabul etme sürecimiz biraz sancılı geçmiş olabilir. Ama nihayetinde bunu da başardığımızı düşünüyorum. Geldiğimiz noktada artık, geçmiş bir asırdaki acıları yarıştırma, yanlışlarla hesaplaştırma anlayışını geride bırakıp, hep birlikte yönümüzü Türkiye Yüzyılı’na çevirmemiz gerektiğine inanıyorum” değerlendirmesini yaptı.
“MİLLÎ MÜCADELE TEK BAŞINA, BU HALKIN EN ZOR ŞARTLARDA BİLE NELER YAPABİLECEĞİNİN EN GÜZEL TİMSALİDİR”
Dünyada ve bölgede tarihî gelişmelerin yaşandığı, siyasi ve ekonomik yeniden yapılanma sürecinin kapılarının aralandığı bir dönemde olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böyle bir dönemde 85 milyon hep birlikte Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında bütünleşmemiz çok daha önemli ve hayati hâle gelmiştir. Bunun için de ülke ve millet olarak önümüzdeki siyasi, sosyal, ekonomik sorunları hızla çözmemiz şarttır. Cumhur İttifakı ortağımızın öncülüğünde son dönemde ortaya konan yaklaşımların, bu geniş arka plan ışığında ön yargısız olarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu yaklaşım, kadim devlet aklının, milletimizin binlerce yıllık tecrübesinden süzülüp gelen irfanının gereğidir. Hazreti Mevlana’nın ifadesiyle, yeni şeyler söylememiz gereken, sorunları görmezden gelen değil, kararlı irade ortaya koyup çözmemiz gereken bir iklime girdik. Aksi hâlde nevzuhur devletlerden ve toplumlardan bir farkımız kalmaz. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Millî Mücadele tek başına, bu halkın en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin en güzel timsalidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele’de asker sayısı, ekonomik güç, silah, teçhizat, ulaşım ve istihbarat imkânları bakımından üstün tarafın işgalciler olmasına rağmen, Allah’ın nusret ve inayetiyle zafer kazananın Tükler olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü ‘Kuva-yı Milliye’yi amil, İrade-i Milliye’yi hakim kılmak’ hedefiyle el ele verdik, kenetlendik, yekvücut olduk. ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ emri gereğince, Millî Mücadele’de hiç kimse yan yana yürüdüğü arkadaşına Türk mü, Kürt mü, Alevi mi, Sünni mi olduğunu sormadı. Ülkenin dört bir yanındaki illerimizin temsilcileri Ankara’da buluşup Büyük Millet Meclisi’nde omuz omuza verdi, birlik oldu” diye konuştu.
Sakarya’da, Dumlupınar’da, Maraş’ın, Urfa’nın, Antep’in, İzmir’in işgalden kurtuluşunda hep bu ruhla düşmanın mağlup edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Mücadele dönemine ait bir hatırayı paylaşarak, şöyle devam etti: “Yunan işgal kuvvetlerinin ilerleyişinden dolayı ordumuzun Sakarya’nın doğusuna çekilmesi gündeme gelmişti. Birçok kişide endişelere sebep olan bu fikri tartışmak üzere Meclis gizli oturumla toplandı. Fevzi Paşa, ordunun rahatça manevra yapmasını sağlamak için Meclis’in Kayseri’ye taşınmasını teklif ediyordu. Meclis açıldığından beri hiç söz alıp konuşmamış, yemin merasiminden başka kürsüye çıkmamış olan Dersim Mebusu Diyap Ağa elini kaldırdı. Oturum başkanının davetiyle kürsüye gelen Diyap Ağa, Meclisi süzdü ve ‘Lafım kısadır’ dedi. ‘Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi?’ Meclis alkıştan yıkılırken, tartışma o cümleyle hitama erdi. İşte böyle çelikten bir iradeyle kazandığımız Millî Mücadele dünyada pek çok toplumun istiklal umudunu da yeşertmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’i kurarak çıkılan yeni yolun, zaman içinde mazlum milletlerin bağımsızlıklarını kazanmalarına giden kapıları açtığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bugün de bir asır önce Meclis kürsüsünde yaşanan iklimi yeniden hissediyor, aynı şeye inanıyor, aynı şeyi söylüyoruz. Yine bir asır önce olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizin umudunu yaşatacak, azmini bileyecek, inancını kökleştirecek tarihî bir duruş sergiliyoruz. Şunun bilinmesini isterim, hiçbir zorluk bizi yolumuzdan alıkoyamayacak. Milletçe ve devletçe, dünyada ve bölgemizde oynanan oyunlar karşısında kaçmayacak, geri adım atmayacak, karanlık senaryolara teslim olmayacak, sinsi oyunlara yenilmeyeceğiz.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI MUTLAKA HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam tersine, onurlu ve dirayetli duruşumuzdan taviz vermeden, kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Sınırlarımızın güvenliğiyle yetinmeyecek, bölgemizin ve dünyanın huzuru, mazlumların felahı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi, sosyal ve ekonomik tüm hedefleriyle Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka ama mutlaka hayata geçireceğiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünde bu ahde 85 milyon vatandaşın her birinin canıgönülden katıldığına inandığını dile getirdi.
“BİN YILLIK KARDEŞLİĞİMİZİ BÜYÜTELİM, GÜÇLENDİRELİM”
Köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayrıt etmeksizin, yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan herkese, tüm vatandaşlara samimiyetle seslendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim. Gelin, son iki asırdır dünyada yaşanan büyük dönüşümleri kaçırmamıza yol açan farklılıklarımızı, Türkiye Yüzyılı’nın inşasının harcı, tuğlası, demiri hâline getirelim. Gelin, Hünkar Hacı Bektaş’tan aldığımız ilhamla bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Gelin, ayrık otlarını değil, bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim. Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes, tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır. Vatan topraklarındaki bin yıllık varlığımızı şanla, şerefle taçlandıracak yeni başarıları hayata geçirene kadar bize durmak, duraksamak yoktur. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümü bir kez daha kutlu olsun. Yurt içinde ve dışında bulunan vatandaşlarımızla birlikte, kendilerini bizden ayrı görmeyen, kardeş ve soydaş bütün halkların da Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum.”
Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, istiklal ve istikbal mücadelesinin tüm önderlerini, emektarlarını saygıyla yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yıldır bu toprakların vatan olması için, canlarını vermek dâhil hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan şehitlere ve gazilere Allah’tan rahmet diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından 2024 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen isimleri açıkladı. Buna göre, Bilim Kültür alanında Gönül Tekin, Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, sinema alanında Göksel Arsoy, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar büyük ödüle layık görüldü. Vefa ödülünün sahibi ise Halit Refiğ oldu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.