Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mersin Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Gençlerimizin ışıldayan gözlerinde şahit olduğumuz umudu ve özgüveni, hiçbir makama, hiçbir koltuğa değişmeyiz. Biz bu aziz millete hizmetkâr olmaktan, milletimize aşkla hizmet etmekten şeref duyuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Mersin Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’nda konuştu.
Konuşmasına, Mersinlileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 2,5 yıl sonra tarımın, güneşin, tabii güzelliklerin şehri, kardeşliğin ve emeğin merkezi Mersin’de bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz. Dün Ahi Evran’ın ve Neşat Ertaş’ın şehri Kırşehir’deydik. Geçen cuma günü Kahramanmaraş’ta, Edeler’le kucaklaştık. Önceki hafta Rize’de, Karadenizli uşaklarla bir araya geldik. Bugün ise Mersinli kardeşlerimize misafir oluyoruz” ifadelerini kullandı.
Salgın şartlarının hafiflemesiyle illeri ziyaret edip, vatandaşlarla hasret giderdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılış heyecanını vatandaşlarımızla birlikte yaşıyoruz. Sadece bu ayın başından itibaren ülkemizin farklı illerinde pek çok eser, hizmet ve tesisin açılışını yaptık. Adli yıl açılışında 10 bloktan oluşan 422 bin metrekare kapalı alana sahip yeni Yargıtay binamızı Ankara’da hizmete aldık. Ağustos ayında bir taraftan yangın ve sel felaketleriyle mücadele ederken, diğer taraftan taarruzi insansız hava aracı Akıncı’nın teslimatını, Millî Savunma Bakanlığı Ay Yıldız Projesi’nin temel atmasını gerçekleştirdik. Pakistan Cumhurbaşkanı ile birlikte MİLGEM Pakistan ilk gemi denize indirme ve açık deniz karakol gemisi ilk sac kesimi törenine iştirak ettik. Ankara ikinci organize sanayi bölgesinde yapımı tamamlanan 26 fabrikamızı ekonomimize kazandırmanın gururunu yaşadık.”
Eğitimden çalışma hayatına, ulaşımdan spora, adaletten güvenliğe kadar birçok alanda açılışlar, kabuller, hizmet alma törenleri gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüyorsunuz yan gelip yatma yok. Bu arada gençlerimizle bir araya gelerek, onların coşkusuna, dinamizmine ortak olduk. ‘Sıcak’ demedik, ‘yağmur’ demedik, ‘uzak’ demedik milletimizle kucaklaşmak, milletimizle buluşmak için tüm şartları zorladık” ifadelerini kullandı.
Sıkıntılarla karşılaşsalar da ya bir yol bularak ya bir yol açarak ülkeye hizmet mücadelesini kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet genel başkanları, evlerinin odaları arasında dolaşırken, biz doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye’yi geziyoruz” dedi.
Muhalefet sadece belli illere, toplumun belli kesimlerine hapsolmuşken, kendilerinin tüm renkleriyle 84 milyonun tamamına ulaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhalefet sen-ben kavgasında vakit öldürürken biz ülkemizi hedeflerine kavuşturmak için gece-gündüz demeden koşturuyoruz. Onların gündeminde iftira var, bühtan var, yalan terörü var. Onların gündeminde yıkım var, engellemek var, takoz olmak var. Onların gündeminde Türkiye’yi eski karanlık günlerine geri döndürmek var. Onların gündeminde yasak var, ötekileştirme var, sessiz çoğunluğun sesini yeniden kısmak var. Onların gündeminde milletimizin değerlerini aşağılamak, milletimizin demokratik kazanımlarını gasp etmek var. Onların gündeminde ülkeyi germek, kaosa sürüklemek, nefret siyasetiyle insanımızı kutuplaştırmak var. Elinde çekiçten başka bir şey bulunmayan, bütün sorunları çivi olarak görürmüş. Bunların da yalandan, slogandan, tahrikten, tahkirden başka siyaset vizyonları yok.”
Gelecek hafta, resmî ziyaret kapsamında ABD’ye gideceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nasip olursa pazar günü Amerika’dayız ve pazartesi günü New York’ta Birleşmiş Milletler’in tam karşısında 36 katlı Türkevi’nin açılışını da yapacağız. Evet, tam Birleşmiş Milletler’in karşısında, 36 kat Türkevi, hamdolsun bu da tabii bize nasip oldu. Nitekim son günlerde yaşananlar, muhalefetin Türkiye gibi Türkiye’nin bekası, huzuru, esenliği, refahı gibi derdinin olmadığını göstermiştir. Edepsiz söz ve eylemlerden sahnelenen çirkinliklere kadar muhalefetin nasıl bir Türkiye hayali kurduğunu hepimiz gördük. Bunların bırakın ülkeyi, ellerinin altındaki belediyeleri dahi yönetme becerilerinin olmadığına yine bu süreçte hep birlikte şahit olduk. Seçim öncesinde bol keseden dağıttıkları ne kadar vaat varsa hepsinin altında ezildiler. Seçim meydanlarında millete verdikleri sözlerin, taahhütlerin hiçbirini hayata geçiremediler. Çöp toplamadan şehir içi ulaşımına, kültür-sanattan çevreye kadar hiçbir işi doğru düzgün yapamıyorlar. Artık illerde sular akmıyor sular. En temel belediye hizmetlerini dahi yerine getiremeyen bir beceriksizlikle muhatabız. Çok daha vahimi, muhalefetin bu acı gerçeklerle yüzleşmek, kendilerini sigaya çekmek yerine sağa sola saldırarak, suçlarını örtme çabasındalar. Elbette her insan beşerdir, hata da yapar yanlışa da düşer ama insanı diğer varlıklardan ayıran en temel haslet, Allah’ın ona bahşettiği akıl ve vicdandır.”
İnsanın aklını kullanarak yanlışı doğrudan, iyiyi kötüden, haramı helalden, faydalıyı zararlıdan, zulmü adaletten ayırma kabiliyetiyle donatıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatasını kabul etmenin, yanlışı varsa düzeltmenin sadece siyaset sahnesindekilerin değil her bireyin yapması gereken asgari görevi olduğunu ancak karşılarındakilerde ne böyle bir dert ne böyle bir hassasiyet ne de hatalarıyla yüzleşecek bir erdem görmediklerini ifade etti.
Bunun için onları bitmez tükenmez kayıkçı kavgalarıyla baş başa bırakıp, işlerine baktıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar anlasa da anlamasa da biz Türkiye’yi büyütmeye, insanımızın refahını, huzurunu artırmaya çalışıyoruz. Onlar destek verse de vermese de biz ülkemizin itibarını yükseltmeye, Türkiye’yi dünyanın güçlü bir ülkesi yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi siyasetlerinin, eser ve hizmet siyaseti, mücadelelerinin ise ülkeyi aydınlık yarına taşıma mücadelesi olduğunu, tüm çabalarını, milletin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini korumak, daha da güçlendirmek için sarf ettiklerini belirtti.
AK Parti olarak, ecdatları gibi “hizmet eden izzet bulur”, merhum Neşet Ertaş gibi “aşkınan çalışan yorulmaz” ve “gök kubbede baki kalan hoş bir sedadır” dediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların içten söylediği “Allah razı olsun” ifadesinin, dünyadaki tüm makamlara değişilmeyeceğini söyledi.
Bu millete hizmetkâr olmaktan, millete aşkla hizmet etmekten şeref duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim hizmet anlayışımızda partizanlık yoktur, ötekileştirmek yoktur. Biz, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Bizim nazarımızda insanı meşrebine, mezhebine, inancına, diline göre ayırmak da yoktur. Bizim tasavvurumuzda şehirleri oy rengine göre tasnif etmek yoktur. Bize oy versin, vermesin 81 vilayetimizin tamamı, 84 milyonun her bir ferdi bizim gözümüzde aynıdır, aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “muhalefetin içinde bulunduğu tükenmişliğin” kendilerine referans olmayacağını belirterek, “muhalefetin çapsızlığı, başarısızlığı, ayrımcı politikaları”nın da kendilerine asla istikamet çizemeyeceğini ifade etti.
Ölçülerinin başkaları değil kendi ilkeleri, kadim değerleri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, hizmet götürürken aldığımız oy oranına değil ihtiyaca bakarız. Biz, yatırım yaparken kökene değil şehirlerin durumuna bakarız. Biz, proje geliştirirken, başka hiçbir şeye değil ülkemize ve şehirlerimize yapacağı katkıya bakarız” dedi.
MERSİN’E KAZANDIRILAN ESERLER
19 yılı iktidarda olmak üzere, tam 20 yıldır hiçbir ayrım yapmadan, siyasi tercihine, etnik kökenine aldırmadan tüm Türkiye’ye hizmet ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin ayağına taş değmesin, milletimiz dara düşmesin, sıkıntıya girmesin diye gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Başkaları ne hesaplar yaparsa yapsın, bizim Türkiye’den başka vatanımız, milletimizden başka sevdamız yok. Biz, sizleri seviyoruz. Bizim aşkımız milletimize. Bizim ülkemize eser kazandırmaktan başka hiçbir derdimiz, aşkımız yok. İşte bu anlayışla sadece Mersin’e 38 milyar lira tutarında yatırım gerçekleştirdik. Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat be kat fazlasını son 19 yıla sığdırdık. İşte bugün de Mersin’de toplam bedeli 3 milyar 260 bin lirayı bulan yatırımların açılışını yapıyoruz. Sağlıktan ulaşıma, eğitimden adalete, güvenlikten turizme hepsi birbirinden önemli eseri, Mersinli kardeşlerimizin istifadesine sunuyoruz. Akkuyu ziyaretimizden sonra açılışını gerçekleştireceğimiz tüm bu eser, proje ve yatırımların şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bugün Akkuyu Nükleer Santrali’ni denetlemeye geldik. Akkuyu Nükleer Santrali’nin Mersin’imize neler kazandıracağını düşünün. Hamdolsun bunu gerçekleştirmek de bize nasip oldu. Bu hizmetlerin, Mersin’e kazandırılmasında emeği geçen bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, özel sektörümüzü tebrik ediyorum. Rabbim, ‘bizi Mersin’e ve ülkemize hizmet yolundan ayırmasın’ diyorum.”
“2023’TE SANDIKTA GÜVEN TAZELEYEREK, MİLLETE HİZMET YOLCULUĞUMUZU DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUZ”
İl ziyaretlerinde aynı zamanda teşkilat mensuplarıyla bir araya gelmeye hassasiyet gösterdiklerini, genişletilmiş il danışma toplantılarıyla istişarenin yanı sıra muhabbeti ve uhuvveti de güçlendirdikleri belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle partisinin il yönetimine teşekkür etti, Mersin İl Danışma Toplantısı’nın hayırlara vesile olmasını diledi.
2023 yılının ülke ve millet açısından tarihî önemli bir yol ayrımı olacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondaki gençlere “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’te inşallah cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini de gerçekleştireceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 2023’te sandıkta halkımızın nezdinde yeniden güven tazeleyerek millete hizmet yolculuğumuzu devam ettirmek istiyoruz” sözleriyle seslendi.
Bunun için şimdiden planlı, programlı ve aktif şekilde çalışmaya başlamak gerektiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “AK Parti’nin hizmetlerini ekonomide, demokraside, hukukta, savunma sanayiinde, güvenlikte, adalette hayata geçirdiği reformları doğru bir şekilde halkımıza anlatmalıyız. Sadece geçmişteki başarılarımızı değil başta 2023 hedefleri olmak üzere 2053 ve 2071 vizyonlarımızı da milletimizle paylaşmalıyız. Biz diğerleri gibi lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyoruz. Son 19 yılda Mersin’le beraber ülkemizin 81 vilayetinde kazandırdığımız sayısız eserin, yatırımın, devasa projelerin referansıyla konuşuyoruz. Alnımız ak, başımız dik, gönlümüz refahtır. Her eleştiriye anında cevap vereceğiz. Her iftiraya, her karalamaya anında karşılık vereceğiz. Muhalefetin yalan terörünün üstesinden hakikatin güneşiyle geleceğiz. Ağırbaşlılıktan, vakarlıktan, suhuletten, kardeşlikten taviz vermeden bu mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz. Allah’ın izni ve milletimizin desteğiyle Türkiye için daha büyük hedeflere de birlikte ulaşacağız.”
Parti üyelerinden çok daha aktif, azimli ve daha gayretli olmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda Mersin il teşkilatıma yürekten inanıyor ve güveniyorum. Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyor ailelerinize dostlarınıza tüm Mersinli kardeşlerime selamlarımı iletmenizi istiyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Lusail Sarayı’nda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke millî marşları çalındı.
Katar Emiri Şeyh Temim ile tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, baş başa görüşmeye geçti.
Baş başa görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in huzurunda, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
“Türkiye Cumhuriyeti ve Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısına İlişkin Ortak Bildiri” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Katar Dışişleri Bakanlığı Arasında Karşılıklı Çıkar Sağlayan Konular Hakkında Siyasi İstişareler Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”na Dışişleri Bakanı Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Al Sani imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Katar Kültür Bakanlığı Arasında Kültürel Alanda İşbirliği Mutabakat Zaptı’nın Uygulanmasına Yönelik Üçüncü Yürütme Programı 2024-2025” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Kültür Bakanı Abdurrahman bin Hamed Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Katar Devleti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Çalışma Bakanı Ali Bin Semih Al Marri imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Katar Devleti Hayır İşleri Düzenleme Kurumu arasında İnsani Yardım ve Hayır İşleri alanında İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptı” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Meryem binti Ali bin Nasır el-Misned tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti’ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İşbirliği Protokolü”nü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Çerçeve Anlaşması”na Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Bilimsel İşbirliği için Mutabakat Zaptı” ile “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Stratejik İşbirliği Anlaşması” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar Vakfı Hamad bin Khalifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şeyha Hind bint Hamad Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı arasında Bilgi ve İletişim Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed bin Ali Al Mannai imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Katar Devleti Maliye Bakanlığı Arasında Ortak İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed Al Kuwari imzaladı.
“Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Yatırımın Teşviki Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani tarafından imza altına alındı.
“Türkiye İhracatçılar Meclisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Mutabakat Zaptı”nı ise Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani imzaladı.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin davetine icabetle, Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkent Doha’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Hamad Uluslararası Havalimanı’nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye, Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ve diğer ilgililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat da Katar’a ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze bir Filistin toprağıdır. Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bu toplantının insanlığın sorunlarının çözümüne vesile olmasını diledi.
İsrail’in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Filistinlileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren herkese muhabbetlerini iletti.
Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl Cumhuriyetin kuruluşunun 100. seneidevriyesini idrak ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah’ın izniyle ‘Türkiye Yüzyılı’ ile taçlandırmadan durmayacağız. Bunu da siz kardeşlerimizle birlikte omuz omuza başaracağız. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bugünlerde sergileyeceğimiz iş birliği çok daha önemli hâle geliyor. İsrail’in 7 Ekim’de başlayan katliamları, esir takasları sebebi ile altı gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihî itibarıyla yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.”
“GAZZE’DE ŞEHİT EDİLEN HER 3 KİŞİDEN 2’SİNİ ÇOCUKLAR, BEBEKLER VE KADINLAR OLUŞTURUYOR”
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında bebeklerin, çocukların ve kadınların hayatını kaybettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de şehit edilen her 3 kişiden 2’sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500’ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100’ün üzerinde Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi de var. Öyle bir tablo ki küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan BM, kendi çalışanlarını dahi İsrail’in barbarlığından koruyamıyor. Avrupa’sından Amerika’sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir. Bu ülkeler adeta İsrail’e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması, daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor” diye konuştu.
Uluslararası basın kuruluşlarının Gazze’de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramadığını, İsrail’e karşı tek bir eleştiri getiremediğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Oysa bunlar bize, hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdi. Söze her başladıklarında basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi? Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail’in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdadır. İsrail saldırılarında fiziken ölenler Filistinliler olabilir ama bu zulme destek vererek veya sessiz kalarak İsrail’in safında yer alan her kişi, kurum ve ülkenin gururla önümüze koyduğu o şatafatlı ideolojileri, sözleşmeleri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden masunların ölümünü sessizce geçiştirmeye hatta Hamas bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek bir sözleri dahi kalmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, arkasındaki riyakârlığı biliyor olsak da insanlığın ortak çıkarına hizmet edebileceği ümidiyle hüsnüniyetle baktığımız bütün bir 20. yüzyıl tasarımının gözlerimizin önünde çöküşünü izliyoruz ve tüm şehirlerimize rağmen yazık demekten kendimizi alamıyoruz. Çünkü her dönemin kapanışı ve yenisinin inşası süreci gibi önümüzdeki yıllarda çok sancılı, sıkıntılı, kanlı ve risklerle dolu olacaktır. Bu süreci kendimizle birlikte dostlarımızın ve kardeşlerimizin tamamı için en büyük kazanımlara tebdil etmek bizlerin elindedir. Bunun için daha çok çalışmak, daha çok mücadele etmek azmindeyiz” diye konuştu.
Gazze’nin küresel sistem açısından bir turnusol kâğıdı işlevi gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana şahit oldukları, uluslararası örgütlerden insan hakları kuruluşlarına, Batılı demokrasilerden küresel şirketlere pek çok yapının gerçek yüzünü gösterdiğini ifade etti.
“BM KURUMSAL OLARAK GAZZE İMTİHANINDAN BAŞARISIZ ÇIKTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Genel Sekreter Sayın (Antonio) Guterres’in samimi gayretleri, maalesef bizzat güvenlik konseyi üyeleri tarafından sabote edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, burası çok önemli, 121 evet oyuyla kabul edilen karar, insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdır. Ancak bu karar Birleşmiş Milletlerin mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadı. Maalesef 40 çekimser oyla birlikte 161 ülkenin iradesi yok sayılıyor. Sadece bu tablo bile 2 milyarlık Müslüman âlemi olarak nasıl bir cendereye sıkıştırıldığımızı göstermeye kâfidir. Bir tarafta ‘savaş dursun, daha fazla kan akmasın’ diyen 121 ülke var. Diğer tarafta İsrail’in saldırılarına açık çek veren 3-5 ülke var ve bu 3-5 ülke ne zaman ‘tamam’ derse ancak o zaman harekete geçen bir küresel mekanizma var. Böyle bir yapının ne barışı getirmesi ne çatışmaları durdurması ne de insanlığa umut olması mümkün değildir.”
Yıllardır “Dünya beşten büyüktür” diyerek ifade ettikleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin adaletsiz ve krizlerin çözümünde işlevsiz kalan bu çarpık yapısının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirimiz bu sistemi kabullenmek mecburiyetinde değiliz. Hiçbirimiz ‘Böyle gelmiş, böyle gider’ diyemeyiz. Artık itirazlarımızı daha gür bir seda ile dillendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar olarak “Daha adil bir dünya mümkündür” dediklerini vurgulayarak, bu iddia doğrultusunda mücadele ederek sadece kendi vatandaşlarına değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Bunu yaparken kenarda beklemeyip, ellerindeki imkânlardan sonuna kadar istifade etmeye çalışacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluş gayesi Filistin davasını savunmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı, mücadelenin, tek ses ve tek vücut olarak yürütülmesi noktasında bizlere önemli bir zemin sunuyor” dedi.
“İSRAİL’İN HIRSIZLIĞI ARTIK ULUSLARARASI ALANDA DAHA ÇOK DİLLENDİRİLMEYE BAŞLANDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Ligi ile birlikte Riyad’da gerçekleştirilen olağanüstü ortak zirveyle İslam dünyası olarak Filistin meselesindeki duruşlarını ortaya koyduklarını aktararak, zirvede işgalci yerleşimcilerin ilk kez “terörist” olarak tanımlanması başta olmak üzere gerçekten kilometre taşı mahiyetinde kararlar aldıklarına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in katilliği yanında, hırsızlığı da artık uluslararası alanda giderek daha çok dillendirilmeye başlandı. Zirve kapsamında teşkil edilen Dışişleri Bakanları Temas Grubu, çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü. Gazze’de akan kan duruncaya kadar bu görüşmeler devam edecek” ifadelerini kullandı.
Başka adımların da atılması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları dolayısıyla sorumlu tutulmalarının bunlardan biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesini bu kapsamda mutlaka değerlendirmeleri gerektiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aynı şekilde İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı? Var ama sorarsan ‘yok’ diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz ve şu anda Gazze kasabı olan Netenyahu bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Milosevic nasıl yargılandıysa bu da yargılanacaktır. Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıkları da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşıda çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum; Gazze, Filistin toprağıdır. Gazze, Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır. İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için değil, aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze’yi işgal edenlerin yarın Arz-ı Mev’ud hezeyanıyla başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz. Nitekim bu niyetlerini artık saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Kudüs’le birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Yangının, acının ve feryadın bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek Allah korusun o yangın bir gün mutlaka evimize gelecektir.”
“BÖLGEMİZDE BARIŞA GİDEN YOL FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULUŞUNDAN GEÇMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya 2 milyar ferdi olan büyük aile bir olduklarının şuuru ve duyarlılığıyla hareket ettikleri takdirde kimsenin kendilerini tehdit edemeyeceğini, kimsenin kendilerine parmak sallayamayacağını belirtti.
Filistin halkıyla dayanışmalarını arttırmalarının bilhassa kardeşlerinin bu zor günlerinde çok daha kritik hâle geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak uluslararası alandaki çabaların yanı sıra insani yardımları da bölgeye ulaştırmaya çalıştıklarını, Mısırlı kardeşleriyle iş birliği içinde şimdiye kadar 12 uçak dolusu malzeme ve 2 sivil yardım gemisini El Ariş’e sevk ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye’ye intikalini sağladıklarını belirterek, “Bu hastaları biz de bizzat ziyaret ettik. Ülkemiz ve milletimiz adına acılarını paylaştık. Eşimin himayesinde pek çok ülkeden devlet ve hükûmet başkanlarının eşleriyle özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen ‘Filistin İçin Tek Yürek’ toplantısı da ülkemizin duruşunu göstermesi açısından anlamlıydı” diye konuştu.
Bu çabaları çok yönlü bir şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olaylarla birlikte 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasının ne kadar önemli olduğu tekrar anlaşılmıştır. Bölgemizde barışa giden yol Filistin Devleti’nin kuruluşundan geçmektedir. Biz, bu çerçevede bir barışın tesisi ve temini için diğer ülkelerle birlikte garantörlük dâhil her türlü mesuliyeti üstlenmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“MÜSLÜMANLAR HER GÜN İSLAM KARŞITI MUAMELEYE MARUZ KALMAKTADIR”
Müslümanlar olarak tehdit boyutu artan sorunlardan birisinin de İslam düşmanlığı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa’nın birçok ülkesinde göçmen nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan Müslümanlar her gün bir başka yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı muameleye maruz kalmaktadır. Son yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilerine yönelik saldırı ve tehditlerde artış yaşanıyor. Ocak 2023’ten bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerin Avrupa’da bulunan büyükelçiliklerinin önleri başta olmak üzere Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın İslam karşıtı saldırı gerçekleştirildi. Geçen hafta Filistin kefiyesi takan 3 genç ABD’de sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığının Batı toplumlarında veba gibi yayılırken hükûmetler tarafından hiçbir tedbir alınmadığını, Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylemlerin “ifade özgürlüğü” kisvesi altında meşru ve mazur gösterildiğini vurguladı.
Bu saldırılara göz yumanların mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fikir ve toplanma hürriyeti diyenlerin aslında böyle bir hassasiyetlerinin bulunmadığını biz çok iyi biliyoruz. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izniyle biz buna fırsat vermeyeceğiz, bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT üyesi ülkeler olarak bu nefret suçlarına karşı ortak hareket etmelerinin ehemmiyetini tekrar vurgulamakta fayda gördüğünü, gerek ikili düzeyde gerekse uluslararası platformları kullanıp nefret suçlarıyla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
İslam ülkeleri arasında tercihli ticaret sisteminin geçen yıl yürürlüğe girmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sisteme dâhil olan ülkelerin gerekli tedbirleri alarak anlaşmayı bihakkın uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Sisteme henüz taraf olmamış ülkeleri de bir an evvel katılmaya davet ediyoruz. Birlikte geliştireceğimiz ekonomik fırsatlar, refahı, bereketi ve ekonomik istikrarı beraberinde getirecektir. Ülkelerimiz arasındaki ticareti ve yatırımları teşvik edecek ve arttıracak bir diğer önemli husus ise uyuşmazlıkların çözümü meselesidir” dedi.
“HELAL GIDA MESELESİ İŞ BİRLİĞİMİZİ YOĞUNLAŞTIRMAMIZ GEREKEN BİR ALAN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren İİT Tahkim Merkezi’nin yatırım ve ticari uyuşmazlıkların çözümü noktasında önemli bir adres olması için İSEDAK üyesi ülkelerin desteğini çok kıymetli bulduklarını kaydetti.
“İSEDAK KOBİ” programının teşkilat üyesi ülkelerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin güçlendirmelerine katkı sağlayacağına inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elektronik ticaretin geliştirilmesi, bu konuyu bu seneki Bakanlar toplantımızın istişare toplumunun ana teması olarak belirledik. Elektronik ticaret ve dijital dönüşüm alanlarının yenilikçiliği teşvik ettiği ve ekonomik büyümede yeni fırsatlar sunduğu aşikârdır. Helal gıda meselesi iş birliğimizi yoğunlaştırmamız gereken çok önemli bir alanı teşkil ediyor. İslam İşbirliği Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, bu kapsamda yürütülen çalışmalarda hamdolsun ciddi mesafe katettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun kurulmasını ve ilk toplantısını geçen ay gerçekleştirmesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, forum kapsamında yapılacak çalışmaların ülkeler arasındaki ticaretin artmasına önemli katkılar sağlayacağının altını çizdi.
“KÜRESEL FİNANSIN AĞIRLIK MERKEZİ BATI’DAN DOĞU’YA DOĞRU KAYMAKTADIR”
Ülkeler arasında altın borsası ve uluslararası yatırım fonu gibi helal ve yenilikçi ürün alternatiflerinin geliştirilmesini teşvik ettiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Finans alanında maalesef henüz arzu ettiğimiz tabloyu yakalayamadık. Oysa küresel finansın ağırlık merkezi Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaktadır. Ülkemizle birlikte bölgemizin de potansiyelini değerlendirmek üzere nisan ayında İstanbul Finans Merkezi’ni açtık. Toplam 1,4 milyon metrekareyi bulan alanıyla İstanbul Finans Merkezi, özellikle ‘Fintek’ ve ‘Katılım Finans’ta sektörün kalbi olmaya aday bir projedir. Stratejik önemi yüksek bu merkezden teşkilatımızın ve siz dostlarımızın da faydalanmasını arzu ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, El-Bereke Forumu’nu İstanbul Finans Merkezi’ne taşımak suretiyle İslam ekonomisi alanındaki iş birliklerini güçlendirmek amacında olduklarını aktararak, “El-Bereke İslami Finans Vakfının böyle bir adım atmasının bu alandaki fikri ve teorik zeminin zenginleşmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Dünyadan önde gelen akademisyen, yatırımcı, bankacı ve araştırmacıları bir araya getirecek İslami Finans Zirvesi’ne nisan ayında İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyacağız. Zirveye İslami Bankalar ve Finansal Kurumlar Genel Konseyi, İslam Kalkınma Bankası ile İslam İşbirliği Teşkilatının gereken desteği vermesini bekliyoruz” diye konuştu.
İSEDAK Sektörel Çalışma Grubu toplantılarında birçok kalkınma meselesinin bu yıl ülkelerden ilgili uzmanların katılımıyla ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma grupları tarafından geliştirilen politika tavsiyelerinin ülkelerin kalkınmasına ve vatandaşların refahının artmasına destek olacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında İSEDAK Proje Destek Programları’nın önemli bir işlevi yerine getirdiğinden bahsederek, şunları söyledi: “Bugüne kadar İSEDAK Proje Finansmanı kapsamında 130, İSEDAK Kovid Müdahale Programı kapsamında 14 ve İSEDAK Kudüs Programı kapsamında ise 13 proje başarıyla hayata geçti. Ayrıca bu yıl dijital dönüşüm iş birliği alanına yönelik projeleri de destekleme kararı aldık. Bu destek mekanizmalarından ülkelerimizin daha çok yararlanmasını temenni ediyoruz. Hayırda yarışmayı emreden bir dinin mensupları olarak, hep birlikte ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı, dostluğu ve iş birliğini pekiştirmek için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimize yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden eski Diyanet İşleri Başkanı ve senatörlerden Lütfi Doğan’a Allah’tan rahmet niyaz ederek, “Merhum Hocamızın yakınlarına, öğrencilerine, dava ve yol arkadaşlarına Rabbimden sabr-ı cemil diliyorum. Mevla, muhterem Hocamızı cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin” şeklinde konuştu.
İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu’nun hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılardan Katar’da yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’na katılmak üzere müsaade rica etti.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan oturumda, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin video gösterisi de yapıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.