Connect with us

Dünya

“19 yılda elde ettiğimiz her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri vardır”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Son 19 yılda elde ettiğimiz her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri vardır. Ülkemize ve milletimize kazandırdığımız her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen çatısı altında ülkenin dört bir yanında emek mücadelesi yürütenlere selam göndererek konuşmasına başladı.

Bu güzel atmosferde kalplerini buluşturan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Memur-Sen Yönetim Kurulu’na teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileriyle son olarak 2,5 sene önce Ankara’daki yeni hizmet binasının açılışı dolayısıyla bir araya gelip hasret giderdiklerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, “Büyük Türkiye Buluşması”nda bir kez daha kendileriyle beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, ahde vefaları ve muhabbetleri için teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim aramızdaki bu dayanışmayı daim ve kaim eylesin diyorum. Bu vesileyle Memur-Sen’in kurucu genel başkanı, fikir, dava, aksiyon ve gönül adamı, şair ve mütefekkir merhum Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Merhum İnan ‘Kim demiş her şeyin bitişi ölüm. Destanlar yayılır mezarımızdan’ derken işte bugünleri anlatıyordu” ifadelerini kullandı.

“Akif İnan’ın en önemli eseri olan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, bugün 1 milyon 50 bine ulaşan üye sayısıyla ülkemizin en büyük konfederasyonu olarak büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz veriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vefatının üzerinden geçen 20 yıla rağmen merhum İnan’ın mütevazı imkânlarla kurduğu müesseseler, aziz milletimizle birlikte tüm emekçilere, mazlumlara, mağdurlara hizmet etmeyi sürdürüyor. Memur-Sen kamu görevlilerimizin haklarını savunmanın yanında Akif İnan’ın çizdiği çerçevede, ülkemizde ve tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin gür sesi oluyor. İnsanı ve insan onurunu esas alan özgün bir sendikacılık anlayışıyla bu çatı altında yürütülen çalışmalar elbette her türlü takdirin üzerindedir. İdeolojik sendikacılıkla arasına mesafe koyan Memur-Sen, millî iradenin güçlendirilmesi yönünde atılan her türlü adıma da destek vermiştir.”

“MEMUR-SEN, DARBE VE VESAYETE DÖNÜK TÜM TEŞEBBÜSLERİN KARŞISINDA DİK BİR DURUŞ SERGİLEMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in 28 Şubat başta olmak üzere darbe ve vesayete dönük tüm teşebbüslerin karşısında dik bir duruş sergilediğinin altını çizerek, “27 Nisan bildirisinden 367 garabetine, Gezi olaylarından 17-25 Aralık girişimine, 15 Temmuz ihanetinden 16 Nisan referandumuna kadar ülkemizi, milletimizi, istiklalimizi, istikbalimizi ilgilendiren her kritik hadisede Memur-Sen onurlu, dirayetli, demokratik bir tavır takınmıştır. Son 19 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verdiğimiz zorlu mücadelede dağ gibi yanımızda duran Memur-Sen’e, Memur-Sen’in siz yürekli mensuplarına burada bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in demokrasiye yaptığı katkıların yanı sıra 2009 yılından bu yana yetkili konfederasyon olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme süreçlerine de yön verdiğini anlattı.

Kamu görevlilerinin elde ettiği birçok kazanımın altında Memur-Sen’in de imzası bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in kardeş coğrafyalarda sendikal hareketlerin güçlenmesi amacıyla yaptığı çalışmaları da memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.

Türkiye’nin kamu sendikacılığı alanındaki birikimini ve tecrübesini tüm dünyayla paylaştığı için de Memur-Sen’i tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin Koronavirüs salgınıyla mücadelesine verdiğiniz destek için de sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Önümüzdeki dönemde de merhum Akif İnan’ın temellerini attığı, rotasını belirlediği, hayatıyla bizzat örnek olduğu şekilde güçlenerek yolunuza devam edeceğinize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

28 Şubat sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buradaki dostlarımızın hemen hepsi Türkiye’nin 19 yıl önceki hâlini gayet iyi hatırlıyor. Çoğu arkadaşımız 28 Şubat döneminin meşum günlerini ya memur ya öğretmen ya da üniversite öğrencisi olarak bizzat tecrübe etti. Aramızda sakalından dolayı tahkikata uğrayanlar, başörtüsünden dolayı okulundan atılanlar, fikirlerinden dolayı soruşturma geçirenler, kimliğinden dolayı sürgüne gönderilenler oldu. İrtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu yaklaşık 6 milyon insanımız vesayetçiler tarafından fişlendi. Sadece Millî Eğitim’de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğrarken 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 11 bin öğretmen de istifa etti. Devlet kurumlarında çalışan tüm başörtülü hanım kardeşlerimiz, inançları ile meslekleri arasında tercih yapmaya zorlandı. Bürokrasi yanında ekonomiden siyasete, sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır baskılarla, maddi-manevi kayıplarla karşılaştı.”

“TÜRKİYE’YE KAZANDIRDIĞIMIZ HER ESER, PROJE VE DEMOKRATİK REFORM İÇİN ÇETİN MÜCADELELER VERDİK”

Milletin inancıyla, değerleriyle, kültürüyle kavgalı darbeci zihniyetin Türkiye ekonomisine 300 milyar doların üzerinde zarar verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın vesayetin millete sadece ekonomide bıraktığı fatura olduğunu, ülkenin geri kalma pahasına vesayete arka çıkanların verdiği zararların hesabının tutulmasının ise mümkün olmadığını söyledi.

Milletin desteğiyle başlattıkları demokrasi ve kalkınma mücadelesini sıkıntılı bir zeminde yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu faşist zihniyetin mesleki eğitim başta olmak üzere eğitim sistemimizde yaptığı tahribatın etkilerini ortadan kaldırmak için hâlen uğraşıyoruz. Tabii bu anlattıklarımızın özellikle yaşı 30’un altındaki genç Memur-Senli kardeşlerimiz için uzak tarihlere ait hikâyeler gibi göründüğünün farkındayız. AK Parti Türkiye’sinde doğan veya büyüyen gençlerimiz, milletimizin maruz kaldığı bu baskıları, bu zulümleri anlamakta haklı olarak zorlanıyor. Bay Kemal tehdit ediyor değil mi? Öğretmenleri tehdit ediyor, subayları tehdit ediyor, polisleri tehdit ediyor, hangi memur sınıfında kardeşlerimiz varsa sıradan hepsini tehdit ediyor. Ama bilmiyor ki Allah’ın izniyle benim memur kardeşlerim, kamu görevlilerim bunlara pabucu bırakmayacak. Kardeşlerim tüm bunlar ve çok daha fazlası öyle 1-2 asır değil, daha 20-25 yıl öncesine kadar ülkemizin gerçekleriydi.”

Son 19 yılda elde edilen her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye kazandırdıkları her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verildiğini kaydetti.

Dün, Çanakkale’deki 18 Mart Köprüsü’nün son tabyasının vidalarının sıkıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, köprünün karadan karaya uzunluğunun 4 bin 200 metre olduğunu, açılışının da 18 Mart’tan önce yapılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir zamanlar feribotların havalar bozuk olduğu zaman çalışamadığı Çanakkale’de bu köprüden altı dakikada karşıdan karşıya geçeceğiz. Peki, bu nasıl yapıldı? Bu parayı nereden buldunuz? Evet söyleyeyim. Burası 2 milyar 400 milyon avroya çıkmış olan bir köprü. Ve bunu biz ‘yap-işlet-devret’le inşallah 12 yıl sonra bu köprü kime kalacak? Devlete, millete kalacak. Ama bunların kafası bunu basmaz. Diyor ki ‘Nasıl yaptınız bunu?’ İşte böyle yaptık. Türk firmalarıyla Kore iş birliğiyle yaptık. Birçok yatırımlarımızı böyle gerçekleştirdik. Hâlâ gerçekleştiriyoruz. Şu anda burada 5 bin kişi çalışıyor. ‘Millet aç’ diyor. Bu 5 bin kişi burada çalışıyor. Ve buradan hepsi ücretlerini alıyor. Bu mesele ekonomide kafanız nasıl çalışıyor buna bakıyor. İşte biz bu noktada ekonominin evvel Allah kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz. 19 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında eğer yollar yapılıyorsa, 6 bin 100 kilometreden eğer biz bu yolları aldık ve bunu 28 bin kilometreye bu yolları çıkardıysak evet bu iş bilenin kılıç kuşananın anlayışıyla oldu. Eğitimde de aynı şeyleri yaptık. Okullarımızın hâlini biliyorsunuz, burada benim emsalim kardeşlerim veya benden 10-15 yaş küçük olan kardeşlerim bilirler. Okullarımızın hâli neydi? Kitabımız yoktu. Teksir kâğıtlarıyla okuyorduk. Kırtasiyeci dükkânından kitap alamazdık. O günleri yaşadık. Geldik dedik ki, ‘Biz sıralarınızın üzerine kitaplarımızı koyacağız ve yavrularımız ücretsiz olarak okullarını okuyacaklar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Çanakkale’deki açılışın ardından gençlerle bir araya geldiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani diyor ya ‘Amcanızı dinleyin. Bak amcanız size neler yapacak neler.’ Siz neler yaptınız ki? Şu anda belediyelerde tüm benim vatandaşlarımı sokağa atan sizsiniz. Belediyelerimizde işçilerimizi sokağa atan sizsiziniz. Hani atmayacaktınız? Hani kimseyi kapıya koymayacaktınız? Hepsi yalan, akşam yalan, sabah yalan” diye konuştu.

Türkiye’ye ve millete hizmet yolculuğunda gizli veya açık pek çok engelleme girişimine muhatap olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olaylarında Bay Kemal Taksim’de değil miydi? Taksim’deydi. Ne işin vardı senin orada? Çünkü o da Gezici. Bunlar değil miydi Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nin içine bira kutularıyla girenler? Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nden Başbakanlık Ofisi’ne kanal açarak gidenler bunlar değil miydi? Bunlar tahribat yapar, biz ise iş yaparız. Bunların dikili ağacı yok ama biz sürekli eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, enerjide, bütün bu alanlarda, tarımda sürekli olarak üretiyoruz” ifadelerini kullandı.

“DEMOKRASİMİZİ, DARBE VE VESAYET TEHDİTLERİNE RAĞMEN GÜÇLENDİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha çok şey üreteceklerini belirterek, şöyle devam etti: “Devletin içine çöreklenmiş, millete tepeden bakan, millî iradeyi hiçe sayan jakobenlerin direnciyle hep karşılaştık. İçerideki vesayet odaklarıyla beraber Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık. Hepsini de rahmetle yâd ettiğimiz Menderes’ten Özal’a, Türkeş’ten Erbakan Hocamıza kadar Türkiye için hayal kuran, kalbi milletimiz için çarpan siyasetçiler daha önce kimlerle mücadele ettiyse, biz de aynı çevreleri karşımızda bulduk. Türk demokrasisinin standardını yükseltme çabamız, kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla, siyasi suikastlarla sabote edilmek istendi. Hiçbirine eyvallah etmedik. Onlar AKM’nin gövdesine, teröristlerin dev posterlerini astılar Gezi olaylarında. Biz, ‘AKM’yi yıkacak, yeniden muhteşem bir opera binası olarak burayı yapacağız’ dedik. Yaptık mı? 4,5 yılda opera binası olarak AKM’yi yaptık mı? Yaptık. Taksim Camisi’ni yaptık mı? Yaptık. Bizim işimiz yapmak, bunların işi yıkmak, fark bu. İçeriden ve dışarıdan gelen hiçbir baskıya teslim olmadık. Demokrasimizi, darbe ve vesayet tehditlerine rağmen güçlendirdik. Ekonomimizi, çalışmadan zenginleşmeyi alışkanlık hâline getirmiş bir avuç elite rağmen büyüttük. Savunma sanayimiz biz geldiğimizde yüzde 20 yerliydi, şimdi yüzde 80 yerli.”

“28 ŞUBAT DÖNEMİNİN ENKAZINI ORTADAN KALDIRMANIN YANI SIRA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATTIK”

Seçimi ilk kazandığında Avrupa ve Amerika seyahati yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: “O seyahati yaptığımda o zaman Amerika’da Bush işbaşında. Bush’a gittiğimde konuştuk, dedim ki ‘Bak biz terörle mücadele ediyoruz. Terörle mücadelede siz bize insansız hava aracı verecektiniz, vermiyorsunuz.’ O zaman Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice. Çağırdı ve ‘Condoleezza, insansız hava aracı Türkiye’ye vermiyormuşsunuz’ dedi. ‘Doğru’ dedi. ‘O zaman süratle Türkiye’ye insansız hava aracı vereceksiniz.’ Oradan insansız hava aracını aldık ama 38 saat süreyle. Tabii bu bizi ev sahibi yaptı. Allah rahmet etsin, Bayraktar’ın sahibi Özdemir Bey, buradan ilham alarak evlatlarıyla beraber bu işe soyundular ve süratle insansız hava aracını Bayraktar üretmeye başladı. Şu anda İHA’larımız var mı? Var. SİHA’larımız var mı? Var. Şimdi bir üst segmente daha çıktık, artık Akıncılarımız da var. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, buralarda teröristleri eğer bugün evvel Allah yok ediyorsak, işte bunlarla yok ediyoruz, hem içeride hem sınırımızın dışında. Bak nereden nereye… Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Savunma sanayimizi, bizi kendilerine bağımlı bırakmak isteyen küresel çetelere rağmen devler ligine taşıdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üretimimizi, hiçbir riske girmeden milletin sırtından palazlanmaya alışmış asalaklara rağmen artırdık. Hak ve özgürlükleri, bu ülkeyi kendi tapulu malı gibi gören azgın azınlığa rağmen genişlettik. Diplomasimizi, özellikle bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millîleştirdik. Milletimizle sırt sırta verdiğimiz mücadele sayesinde 28 Şubat döneminin enkazını ortadan kaldırmanın yanı sıra ülkemize çağ atlattık. Ekonomide, eğitimde, savunmada, adalette, enerjide, sağlıkta, terörle mücadelede, güvenlikte, demokraside, bizden önce yapılanların tamamını üçe, beşe, 10’a katlayan başarılara imza attık. Aziz milletimiz adına hizmetkârlığını üstlendiğimiz bu kutlu yürüyüşü inşallah hep birlikte çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.” diye konuştu.

“Aynı gökte uçarlar ama karganın dünyası başkadır, şahinin dünyası başkadır.” sözüne atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son birkaç yılda yaşadıklarına baktığımızda bu gerçeğe pek çok alanda şahit oluyoruz. Bizim dünyamızda sadece kardeşlik, muhabbet varken, karşımızdakiler gerilimden, kavgadan besleniyor. Bizim dünyamızda hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun milletimizin tamamını kucaklamak varken, karşımızdakiler insanımızı ayrıştırma, insanımızı ötekileştirme hesabı yapıyor. Biz, 84 milyonun birliği ve beraberliği için uğraşırken, karşımızdakiler vatandaşlarımızı kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gece gündüz koştururken, karşımızdakiler tüm enerjilerini Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çekmeye harcıyor. Ülkemiz ve milletimiz için herhangi bir hayalleri, herhangi bir vizyonları yok, ama sıra iftiraya, yalana, çirkefliğe, küfre geldiğinde sınır tanımıyorlar. Bu sabotaj siyasetinin kaptan köşkünde uzunca bir süredir hep olduğu gibi yine CHP bulunuyor. Yabancılarıyla, yancılarıyla birlikte millî kalkınma projelerimizi engellemeye çalışmaktan şehit yakınlarına galiz hakaretler yağdırmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar. Dün 27 Mayıs’a giden yolu yalan ve provokasyonlarıyla döşeyenler bugün de aynısını çok daha pervasız bir şekilde yapmak için çırpınıyorlar. Sandıkta milletten yediği tokadın rövanşını öğretmeninden hâkimine, polisinden esnafına, çiftçisinden şehit yakını ve gaziye kadar ülkesine hizmet eden herkesi tehdit ederek almaya çalışan kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir kadın genel başkana, parlamentonun çatısı altında Allah aşkına memur kardeşlerim soruyorum sizlere küfretmek yakışır mı? Sen bir kadınsın, o küfrü nasıl yapıyorsun? Ama şunu bil ki bu millet kime neyi yakıştıracağını çok iyi biliyor. Üstelik bunu öyle omurgasız, öyle ahlaksız bir şekilde yapıyorlar ki inanın Türk siyaseti adına biz hicap duyuyoruz. Mesela seçim döneminde meydanlarda namus sözü diyerek ne taahhüt etmişlerse belediyelerinde tam tersini yaptılar. ‘Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız’ diye verdikleri namus sözünü, yerel yönetimlerde son yılların en büyük personel kıyımına imza atarak çiğnediler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden önce “Liyakati esas alacağız” diye ahkâm kesenlerin seçimden sonra belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptıkları kepazeliği de utanmadan, milletin yüzüne bakarak, en yetkili ağızlardan itiraf ettiler. Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir gönüllü kuruluşun etki alanlarında faaliyet yürütmesine izin vermediler. İşçinin, emekçinin, memurun hakkını savunacak, hukuksuzluğa karşı çıkacak, bunların zulümlerine ‘dur’ diyecek hiçbir yapının yanlarında, yörelerinde varlık göstermesine imkân tanımadılar” diye konuştu.

Bu zihniyetin belediyelerde son 2,5 yılda ortaya koyduğu yaklaşım ve uygulamalarla nasıl bir ülke ve yönetim hedeflediğini açık şekilde gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yaşadıklarımızın ışığında artık şu gerçekleri hepimiz çok daha iyi görüyoruz: Bunların hayalindeki Türkiye baskının, diktanın, faşizmin kol gezdiği, farklılıklara tahammül edilmediği bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, tıpkı tek parti dönemindeki gibi milletin değerlerinin aşağılandığı bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, insanımızın öz yurdunda parya muamelesi gördüğü bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, ekonomisi IMF komiserleriyle yönetilen, savunması dışa bağımlı, üretmeyen, büyümeyen bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, bölücü terörle mücadele yerine, teröriste komşu olmayı tercih eden bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, millî çıkarlarını bile savunmaktan aciz, öz güven yoksunu, itibarsız, pespaye bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, Batı başkentlerinin müstemlekesi hâline gelmiş, ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkedir. Bunların tek vaadi kendilerinin de sık sık ifade ettikleri gibi eski Türkiye’yi tüm çarpıklıklarıyla yeniden hortlatmaktır. Hep birlikte yürüttüğümüz hak ve hakikat mücadelesini sonuna kadar sürdürerek, milletimizi bu zihniyetin insafına inşallah bırakmayacağız.”

“ÜLKEMİZİN İMKÂNLARI GENİŞLEDİKÇE, DİĞER EMEKÇİLERİMİZ GİBİ MEMURLARIMIZIN DA BUNDAN İSTİFADE ETMESİNİ SAĞLIYORUZ”

Sendikal hareketler gibi siyasetin de “cesaret, yürek, aşk ve sevda işi” olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sendikacılık gibi siyaset de ancak ülkeye ve millete hizmet gayesiyle yapılırsa anlamlıdır. Ataların dediği gibi ‘Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.’ Sadece eski Türkiye sözü verenlerin ne bu ülkeye ne bu millete ne de kamu görevlilerine herhangi bir hayrı dokunamaz. Memurları tehdit eden, kamu görevlisine parmak sallayan, kendinden olmayanı dışlayanlarla büyük ve güçlü Türkiye inşa edilemez. Yabancı büyükelçiliklerini ağlama duvarına çevirenlerin bırakın Türk demokrasisini, kendi partilerine bile faydası dokunmaz” dedi.

“Ne kadar saklamaya çalışsalar da bizim gibi milletimiz de bunların çapını, kapasitesini gayet iyi biliyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızdaki habis zihniyetin Türkiye’yi sadece geriye götüreceğini, son 19 yılda elde ettiği kazanımları kaybettireceğini halkımız çok iyi görüyor. Bunun için şahsımıza ve hükûmetimize yönelik onca saldırıya rağmen, milletimizin her kesimi gibi kamu görevlilerimiz de desteklerini ve dualarını bizden esirgemiyor. Biz de insanımızın ve ülkemize aşkla hizmet eden kamu görevlilerimizin güvenini boşa çıkarmamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizin imkânları genişledikçe, diğer emekçilerimiz gibi memurlarımızın da bundan istifade etmesini sağlıyoruz. Hamdolsun, bugüne kadar sabit ücretle çalışan kardeşlerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz.”

Kamu görevlilerinin maaşlarıyla beraber özlük haklarının genişletilmesi için pek çok olumlu adım attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Toplu görüşme ve sözleşme süreçlerinde memurlarımızın tüm taleplerini eldeki imkânlar çerçevesinde daima dikkate aldık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu doğrultuda hiç de azımsanamayacak bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Toplu sözleşmede anlaşmazlık yaşanması hâlinde başvurulacak mekanizmaları biz oluşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında, disiplin cezalarına yargı yolunu biz açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye biz dönüştürdük ve kendilerine sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık. Çeşitli dönemlerde 280 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Kılık kıyafet yasaklarını kaldırmakla kalmadık, inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili güvenceler getirdik. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ederek kamu görevlilerimize ek gelir sağladık. Emekli kamu görevlilerine maaş promosyonundan bayram ikramiyelerine kadar pek çok destek verdik. İzin süreleri ve kapsamıyla ilgili sıkıntıları çözdük. Sicil notu ve sicil raporu gibi objektiflikten uzak uygulamaları kaldırdık.”

“3600 EK GÖSTERGE MESELESİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YILIN SONUNA KADAR ÇÖZÜME KAVUŞTURMAYI PLANLIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilere ve devlet korumasında yetişen kişilere verilen kamuda istihdam hakkının düzenli bir şekilde işletilmesini temin ettiklerinin de altını çizerek, şunları söyledi: “Bu kapsamda öğretmenlerimiz başta olmak üzere personelimizin önemli bir kısmını kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Memur-Sen’in bu konunun neticelendirilmesi hususunda gösterdiği gayretin yakın şahidiyiz. Gerçi bizim yıllar önce sözünü verdiğimiz ve hazırlıklarını başlattığımız 3600 ek gösterge meselesini sahiplenmeye çalışan CHP gibi fırsatçılar olduğunu da görüyoruz. Neyse ki milletimizin ve kamu görevlilerimizin hafıza kayıtlarında bunların hepsi de mevcuttur. İnşallah bundan sonra da Memur-Sen ile iş birliği ve dayanışma hâlinde kamu görevlilerimizin durumlarını iyileştirmeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan, kimseyi ötekileştirmeden, herkesin huzuru ve refahı için çalışmayı sürdüreceğiz. Bunu da son 19 yıldır olduğu gibi yine hep beraber, omuz omuza vererek gerçekleştireceğiz. Sizlerin aracılığıyla tüm kamu görevlilerimize şu çağrıyı yapmak istiyorum: Kardeşlerim, Türkiye’de ne mafyaya ne de mafya siyasetine yer vardır. Tehdit dilini siyasetlerinin öznesi hâline getirenlerin bu ülkenin memurunu, öğretmenini, polisini, hâkimini, savcısını, bürokratını rahatsız ve huzursuz etmesine asla izin vermeyiz. Biz bu makamda olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle kimse sizin kılınıza dahi dokunamaz. Yeter ki siz çalışın, üretin, ülkemize ve milletimize aşkla hizmet edin. Yeter ki siz görevinizi hakkıyla yerine getirmenin çabasını verin. Yeter ki siz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefinden sapmayın. Gerisi sadece lafügüzaftır, teneke gürültüsünden ibarettir. Biz Memur-Sen’e ve onun hükmi şahsiyetinde tüm kamu görevlilerimize güveniyoruz.”

Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması”nın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hizmet eden tüm kamu görevlilerine teşekkür etti.

Merhum Mehmet Akif İnan başta olmak üzere kuruluşundan bugüne, sendikanın çatısı altında emek verip, ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen yönetimi ve üyelerine çalışmalarında başarılar diledi.

Dünya

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısı

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. İkili münasebetlerimizi daha ileri seviyelere taşıma kararlılığımızı teyit ettik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte Vahdettin Köşkü’nde baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin başında, Hollanda Başbakanı Rutte’yi, heyet üyelerini ve basın mensuplarını selamladı.

Hollanda Başbakanı Rutte’yi ve heyetini İstanbul’da misafir etmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması’nın 100’üncü, İş Gücü Anlaşması’nın ise 60’ıncı yılını idrak ediyoruz. Böyle bir dönemde gerçekleşen ziyaret ikili ilişkilerimiz açısından ayrı bir anlam taşıyor” diye konuştu.

“İKİLİ TİCARETİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 13 MİLYAR DOLARI BULDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki münasebetlerin geçmişinin 400. yılı aştığını anımsatarak, şöyle devam etti: “Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. İkili münasebetlerimizi daha ileri seviyelere taşıma kararlılığımızı teyit ettik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor. Hollanda, Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcı ülke konumundadır. Girişimcilerimiz ise Hollanda’da 6 milyar avro değerindeki yatırımlarıyla yaklaşık 80 bin kişiye istihdam sağlıyor. İkili ticaretimiz geçtiğimiz sene 13 milyar doları buldu. Bu rakamı ilk aşamada 15 milyar dolara, ardından da 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Savunma sanayi, yeşil ve dijital dönüşüm ile enerji sektörlerinde tesis edeceğimiz yeni ortaklıklar bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmaların bir an önce başlatılmasının önemli olduğunu belirterek Türkiye olarak bu duruma atfettikleri ehemmiyete görüşmede bir kez daha dikkati çektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yle ilişkilerini, hakkaniyet ve stratejik perspektifle ele alması noktasında Hollanda’nın desteğini beklediklerini dile getirdi.

“GAZZE’DE DEVAM EDEN KATLİAMLARIN DURDURULMASI VE KALICI ATEŞKESİN TEMİNİ BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR”

Hollanda Başbakanı Rutte ile başta Gazze ve Ukrayna özelinde ortak güvenliği ilgilendiren gelişmeler hakkında da fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazze’de devam eden katliamların durdurulması ve kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor. Bölgeyle temaslarında ateşkes, barış ve istikrar için gereken adımların atılması yönündeki beklentilerimizi vurguladık. Terörle mücadele konusu da istişarelerimizin en öncelikli başlıklarından biriydi. Türkiye’nin bölücü terörle mücadele noktasında ödediği ağır bedeller ortadadır. Aralarında çocukların, kadınların, sivillerin ve güvenlik güçlerimizin olduğu binlerce vatandaşımızı PKK’nın saldırılarında kurban verdik. Müttefiklik hukukuna uygun biçimde PKK ve uzantıları başta olmak üzere hiçbir terör örgütüne müsamaha gösterilmemesi gerektiğini ifade ettim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayında Washington’da gerçekleştirilecek NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi ile hazırlıklarının da gündemlerinde yer aldığını belirterek, ittifak içerisindeki dayanışmayı ve müttefikler arasındaki insicamı sağlamanın öncelikle NATO Genel Sekreteri’nin görevi olduğunu ve bu kapsamda bu göreve aday olan Hollanda Başbakanı Rutte ile yeni NATO Genel Sekreteri’nde ne tür hasletleri görmek istediklerini paylaştıklarını ifade etti.

Müstakbel genel sekreterin, NATO’nun Avrupa Atlantik Güvenliği’nin sağlanmasındaki asli konumunun korunmasına öncelik vermesi gerektiğini beklediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca müttefikler arasındaki savunma sanayi alanındaki yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin ortadan kaldırılmasında, tıpkı Sayın Stoltenberg gibi yoğun ve güçlü çaba sarf edilmesi şarttır. Bu hususları genel sekreterlik için adaylığını açıklayan Romanya Cumhurbaşkanı Sayın Iohannis’le ayrıca geçtiğimiz hafta talebi üzerine yaptığım telefon görüşmesinde paylaştım. Bu sürece, kararımızı stratejik akıl ve hakkaniyet çerçevesinde vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte’ye ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.

HOLLANDA BAŞBAKANI RUTTE: “NATO’NUN GÜNEY KANADININ TÜRKİYE’NİN LİDERLİĞİNE İHTİYACI VAR”

Hollanda Başbakanı Rutte de konuşmasında görüşmede, gündemde yer alan konuların ele alındığını söyleyerek ikili nitelikte konular olduğunu ancak jeopolitik önem taşıyan meselelerin de konuşulduğunu kaydetti ve “Türkiye belirleyici bir rol oynuyor. Bunu yaparken de Gazze’deki durumu çözmeye yönelik çabalar sarf ediyor. Aynı zamanda Ukrayna’daki bu korkunç savaşla ilgili de çabaları var. O bakımdan siz önemli bir rol oynamaktasınız” diye konuştu.

Türkiye’nin bu ihtilafları çözüme kavuşturma gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Hollanda Başbakanı Rutte, “Türkiye jeopolitik bir aktör. Türkiye’nin (bölgede) çok etkisi var” dedi.

Hollanda Başbakanı Rutte, Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin uzun yıllara dayandığını dile getirerek, görüşmede Gazze ve Ukrayna dahil olmak üzere birçok meselenin konuşulduğunu aktardı.

NATO Genel Sekreterliğine adaylığının söz konusu olduğunu söyleyen Hollanda Başbakanı Rutte, şunları kaydetti: “Türkiye NATO’da çok önemli bir müttefik. ABD’nin ardından Türkiye NATO bünyesindeki en büyük ikinci askerî gücü temsil ediyor. Türkiye zorlu bir bölgede, zor komşuları olan bir coğrafyada yer alan bir ülke. Maalesef gündeminde terörizm var.”

Görüşmede terörle mücadelenin de ele alındığını kaydeden Hollanda Başbakanı Rutte, “Bütün bu bölgede ve genel transatlantik ilişkilerinin istikrarı bakımından NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var” ifadesini kullandı.

Hollanda Başbakanı Rutte’nin konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yolculuğunda kendisine başarılar diledi.

Okumaya devam edin

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüştü

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi Vahdettin Köşkü’nde kabul etti.

Okumaya devam edin

Dünya

“Elimizdeki tüm imkânlarla Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı dramların gündemden düşürülmemesi noktasında hepimiz çaba harcamalıyız. Türkiye olarak elimizdeki tüm imkânlarla Gazze’nin ve Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, kalbi Kudüs ve Filistin için atan parlamenterleri ülkede ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Katılımcılara, “Medeniyet, tarih ve kültür şehri güzel İstanbul’umuza hepiniz hoş geldiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın hayırlara vesile olmasını diledi.

Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Avrupa’ya kadar dünyanın dört bir yanındaki bütün Kudüs sevdalılarına selamlarını ve sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin şahsında Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren, Kudüs’e ve Filistin’e sahip çıkan tüm parlamenterlere teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç gün sürecek konferansta gerçekleştirilecek istişarelerin, temas ve ziyaretlerin başarılı geçmesini temenni ederek, şöyle konuştu: “Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’nun kuruluşundan bu yana geçen sürede önemli bir boşluğu doldurduğunu memnuniyetle müşahede ettik. Türkiye-Filistin Dostluk Grubu himayelerinde 34 ülkeden 157 üye ile dokuz yıl evvel başlayan girişim bugün 2 bin üyeye ulaştı. Platform faaliyetleriyle, toplantı ve konferanslarıyla, farklı alanlardaki çalışmalarıyla Filistin davasının küresel ölçekte sesi ve nefesi oldu. Birleşmiş Milletler kararlarına, prensiplerine, uluslararası normlara uygun olarak Kudüs ve Filistin’e hizmet eden siz kardeşlerimi tebrik ediyorum.”

“HİÇBİR GÜÇ KALBİMİZDEN KUDÜS SEVGİSİNİ SÖKEMEZ”

Müslüman olmanın, Müslümanca yaşamanın, hakkı, hukuku ve adaleti cesaretle savunmanın zor olduğu günlerden geçildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilhassa ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın mahremiyetine, tarihi statüsüne ve kutsiyetine yönelik tacizler giderek artıyor. İşgalci İsrail tarafından Kudüs’ün kadim kimliği adım adım yok ediliyor. Kandan ve gözyaşından beslenen haçlı zihniyetinin tekrar hortlatılmak istendiğini görüyoruz. Haçlı seferleriyle yakılıp yıkılan Kudüs’ü tekrar ayağa kaldıran ve dört asır boyunca bir esenlik diyarı hâline dönüştüren ecdadın torunları olarak Filistin’de yaşanan menfi, müspet her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Resulü Ekrem Efendimizin aleyhissalatu vesselam, şu tavsiyesi Kudüs davasında ecdadımız gibi bizim de rehberimizdir; ‘Beytü’l-Makdis’e gidin ve orada namaz kılın. Şayet oraya gidemez ve orada namaz kılamazsanız oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin.’ Evet, Mescid-i Aksa bizim sadece ilk kıblemiz değildir. Aynı zamanda Hazreti Nebi’nin ve ondan önce gelen peygamberlerin de bize emanetidir. Kudüs-ü Şerif’in her köşesinde bu kutlu beldeye 400 yıl boyunca büyük sevda ile hizmet etmiş kahraman ecdadımın izi, eseri ve mührü vardır. Kimse bu izleri silemez, hiçbir güç kalbimizden Kudüs sevgisini sökemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gerçeği yeniden ifade etmek istediğini ve Türkiye olarak “La ilahe illallah, İbrahim halilullah” lafzında sembolleşen kuşatıcı anlayışla Kudüs’e sahip çıkmayı görev bildiklerini söyledi.

Son bir asırdır Haçlı heveslileriyle siyonist yayılmacılık arasında sıkışan Kudüs-ü Şerif’i tüm insanlık için tekrar bir darüsselam hâline getirmek için tüm güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kudüs’ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı savunmak, farklı inançlara saygıyı savunmak olduğu inancıyla mücadelemizi azimle sürdürüyoruz. İnsanlık ve barış adına yürüttüğümüz bu kutlu mücadeleye destek veren Parlamenterler Arası Kudüs Platformu’na şükranlarımı sunuyorum. Rabbim emeklerinizi zayi eylemesin diyorum” diye konuştu.

“GÜNÜMÜZÜN HİTLER’İ VE NAZİLERİ GAZZE’DE 15 BİNDEN FAZLA ÇOCUĞU ÖLDÜREN KATİLLERDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir asırdır toprakları aşama aşama işgal edilen Filistin halkının bugün tarihin en vahşi zulümlerinden birine maruz bırakıldığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Buradan, mücadeleleriyle Kudüs’le beraber tüm insanlığın onuruna da sahip çıkan Filistinli kahramanlara bir kez daha selamlarımı gönderiyorum. İşgalci zalimler karşısında dik duran Filistin’in yiğit evlatlarını ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Dünyanın dört bir yanında Filistin ve Gazzeli kardeşlerimizle dayanışma sergileyen, vicdan sahibi tüm insanlara teşekkür ediyorum. 7 Ekim’den (2023) bu yana yaşananları anlatmaya artık kelimeler yetersiz kalıyor. Modern dönem firavunlarını görmek isteyen hiç uzağa gitmesin, son 203 gündür 35 bin Filistinliyi acımasızca katledenlere baksın. Günümüzün Hitler’i ve Nazileri Gazze’de 15 binden fazla çocuğu öldüren katillerdir. Netanyahu kendisinden önceki caniler gibi adını ‘Gazze Kasabı’ olarak tarihe utançla yazdırmıştır. Alnına yapışan bu kara leke ne yaparsa yapsın çıkmayacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde konuşunca birilerinin rahatsız olduğunu belirterek “Cürmü yüzüne söylenen her suçlu gibi İsrail yönetimi de antisemitizmle itham ederek bizi susturabileceğini zannediyor” ifadesini kullandı.

İsrail’in elindeki basın ve lobi gücüyle Gazze’de işlediği cinayetlerin üstünü örtebileceğini düşündüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan onlara şu hakikati tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum; ne yaparsanız boş ne kadar uğraşsanız da beyhude. Tayyip Erdoğan’ın kalbine de kavline de zincir vuramazsınız. Sizin tehditlerinize ve baskılarınıza asla boyun eğmeyiz” dedi.

“HİÇ KİMSE BİZDEN SOYKIRIMA SESSİZ KALMAMIZI BEKLEYEMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ey Netanyahu, duam şu; Ya Rab, Kahhar ismi şerifinle tecelli ederek başta Netanyahu olmak üzere bu siyonistleri kahru perişan eyle. Birileri dönse de biz yolumuzdan dönmeyiz, dönmeyeceğiz. Çünkü biz Allah’a ve hesap gününe inanıyoruz. Biz şartlara göre, esen rüzgâra göre, konjonktüre göre sözünü, duruşunu, tavrını belirleyen tatlı su siyasetçilerinden değiliz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu kutlu yola ömrümüzü adadık. Yarım asırlık siyasi hayatımız boyunca bedel ödemekten asla çekinmedik. Biz birilerine şirin gözükmeksizin değil ‘Filistin bir sınav kâğıdı, her mümin kulun önünde’ diyen merhum Cahit Zarifoğlu’nun ifadesinde anlamını bulan o ağır imtihanı hakkıyla vermenin derdindeyiz.

Kimse kusura bakmasın, tüm imkânsızlıklara rağmen Filistinli kardeşlerimiz tam 203 gündür tek başlarına direnirken, yalnız başlarına tüm insanlığın onurunu savunurken hiç kimse bizden soykırıma sessiz kalmamızı bekleyemez. Sırf İsrail ve Batılı destekçileri öyle istedi diye Hamas’a terör örgütü iftirası atanlardan olamayız. İsrail’e gönüllü veya ücreti mukabili uşaklık yapan lejyonerlerin ve kiralık kalemlerin kavramlarıyla Filistinli direnişçilere terörist yaftası vuramayız. Varsın birileri rahatsız olsun, varsın birilerinin ezberleri bozulsun, biz işgalcilere karşı vatanlarını savunan Hamaslı kardeşlerimizi Filistin’in Kuvayımilliyesi olarak görmeye devam edeceğiz. Bu hakikati de dilimizin döndüğü, gücümüzün yettiği kadar her platformda cesaretle dillendirmekten geri durmayacağız. Sesimizle sözümüzle dualarımızla insani yardımlarımızla elimizdeki tüm imkânlarla Filistin davasına, Gazzeli kardeşlerimizin ortaya koyduğu asil ve onurlu direnişe destek vermeye devam edeceğiz.”

Bu konudaki dirayetli tavırlarını geçen hafta görüştüğü Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye açıkça ifade ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarında evlatlarını, torunlarını, akrabalarını şehit veren Gazzelilerin acılarını paylaştığını çok net bir şekilde söylediğini kaydetti.

“BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULMASI İÇİN ÇABA HARCAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan bir asır önce topraklarını işgal eden emperyalist güçlere karşı bağımsızlık mücadelesi yürüten kahraman bir milletin evlatları olarak haklı davalarında yanlarında olduğumuzu dile getirdik. İnşallah bundan geri adım atmayacak, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen, toprak bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması için samimiyetle çaba harcamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Gazze’de 203 gündür aralıksız devam eden soykırımı hiçbir sebebin mazur gösteremeyeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “7 Ekim’de yaşananları tasvip edersiniz veya etmezsiniz bu tamamen sizin bakış açınızla ilgili bir konudur ama bunu öne sürerek kuvözdeki yeni doğmuş bebekleri öldürmeyi, sivillerin üzerine tonlarca bomba yağdırmayı, şehit naaşlarına dahi eziyet etmeyi, bir adet ekmek almak için sıra bekleyen insanları katletmeyi, camileri, kiliseleri, okulları, hastaneleri bilerek hedef almayı, Gazze’yi toplu mezarların olduğu büyük bir kabristana dönüştürmeyi velhasıl savaş hukukunun asgari şartlarına bile riayet etmemeyi haklı çıkaramazsınız. Çok açık söylüyorum. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli sabileri öldürerek kutlayan bir zihniyetin insanlıkla en temel insani değerlerle bağı kalmamış demektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail yönetimi bize laf söylemeden önce bu vahşetle yüzleşmeli, terör örgütü gibi değil, hukukla mukayyet bir devlet mantığıyla hareket etmeyi öğrenmelidir. Bunu yapmadıkları müddetçe bizim de İsrailli yöneticilere karşı tavrımız değişmeyecektir” ifadelerini kullandı.

“Son olarak, daha yeni açıkladım. İsrail’le artık ilişkilerimizi ticari anlamda başta olmak üzere, bunu Dışişleri Bakanım da açıkladı; kestik, kesiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunun da özellikle altını çiziyorum. Türkiye, 2000 yılı aşan tarihinin hiçbir döneminde asla soykırım yapmamış, sömürgeci olmamış, savaşta bile olsa masumlara dokunmamış bir ülkedir. Bugüne kadar kimsenin inancına, kökenine, kimliğine bakmadan, başı dara düşen herkese biz kapımızı açtık. Engizisyondan kaçan Musevilere de Nazi zulmünden kaçan Yahudi bilim adamlarına da biz sahip çıktık, ey Netanyahu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Afrikada’dan Asya’ya kadar kim zulme uğramışsa, hiç düşünmeden imdadına koştuklarını vurgulayarak “13 yıl önce çatışmalar başlayınca Suriyeli komşularımızı nasıl bağrımıza bastıysak Ukrayna’dan kaçan mültecilere de biz güvenli liman olduk” dedi.

“GAZZE’YE GÖNDERDİĞİMİZ İNSANİ YARDIMLARIN TOPLAMI 50 BİN TONA YAKLAŞTI”

Türkiye’nin, millî gelire oranla en fazla insani yardım yapan ülkelerden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bir istikrarsızlık ve çatışma varsa, menfaat hesabı gütmeden ateşi söndürmeye çalışıyoruz. Bölgemizde barışın, huzurun, refahın ve güvenliğin hâkim olması için samimiyetle gayret gösteriyoruz. Gazze’ye yardımlarda ilk sırada Türkiye yer alıyor. 7 Ekim’den (2023) bu yana 13 uçak ve dokuz gemiyle Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 50 bin tona yaklaştı. Refakatçileriyle birlikte 900 Gazzeli hastayı tedavilerini yaptırmak üzere, ülkemize getirdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani yardımların yanı sıra Refah’taki Kızılay Aşevi aracılığıyla günlük 10 bin kişilik sıcak yemek dağıtımı yaptıklarını, temiz içme suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla günlük 7 ton içme suyunun Gazze’ye geçişini sağladıklarını belirterek “Ticari açıdan 54 ürün grubunda, İsrail’e ihracat kısıtlaması uygulayan tek ülke yine Türkiye’dir. Gazze katliamlarının çok öncesinde askeri amaçla kullanılabilecek malzemelerin sevkini zaten tamamen durdurmuştuk. 9 Nisan’da aldığımız ihracat kısıtlaması kararıyla bu tavrımızı pekiştirmiş olduk” diye konuştu.

Burada samimi bir üzüntüsünü paylaşmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçen ay ülkemizde Mahallî İdareler Seçimleri yapıldı. Seçim sürecinde bu konuda büyük bir haksızlığa ve iftiraya maruz kaldık. Şahsımızın Filistin davasını savunurken, ödediği bedeller ortadayken, Türkiye düşmanlarının da sağladığı lojistik destekle birileri ülkemizin ve milletimizin Filistin direnişine verdiği güçlü desteği gölgelemeye çalıştı. Bu kirli kampanyayı meselenin aslını bilmediklerinden değil, hırsları, akıl ve vicdanlarının önüne geçtiği için yürüttüler. Hatta ‘İsrail’e jet satışı yapıldı’ iftirası atacak kadar gözlerini kararttılar. Daha ileri gidiyorum. ‘Jet yakıtı gönderdiler’ diyecek kadar ne yazık ki akıl, vicdan ve ahlak dışı bir sürü iddia gündeme taşındı. Sizin vicdanınız var mı ya? Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının böyle bir adım atması mümkün mü? Akıl, vicdan, ahlak dışı bir sürü iddia bu seçimlerde gündeme taşındı. Daha vahimi bu asılsız ithamların İsrail dâhil Türkiye’nin dik duruşundan rahatsız olan yabancı odaklar tarafından uluslararası basında ve sosyal medya mecralarında köpürtülerek, ülkemiz aleyhine kullanılması çok yaralayıcıydı. Yaralandık.”

“GAZZE’DE KALICI ATEŞKESİN SAĞLANMASI AMACIYLA DİPLOMATİK ÇABALARIMIZI DEVAM ETTİRİYORUZ”

Türkiye’nin çabalarını bilen kardeşlerinin arasında bile istifham oluşturan bu propagandanın içinin boş olduğunun, 1 Nisan sabahı itibarıyla görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Fakat sel gitse de izi kalmış. 3 kuruşluk siyasi çıkar uğruna Filistin’in Türkiye ile ilişkilerini bilen veya bilmeyen, gayet iyi biliyor… Türkiye, bizim iktidarımız döneminde böyle bir şey yapar mı? Yapmaz mı? Bunu çok iyi biliyorlar. Onlar bu iftiraları atsalar da biz yolumuza aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Gazzelilerin haklarını savunma maskesi altında Filistin’e en büyük desteği veren ülkemiz yıpratılmak, yıldırılmak istenmiştir. Şimdi aynı çevrelerin, şu utanmazlığa bakın, Kürecik’teki radar üssüyle ilgili benzer yalanlara sarıldığını görüyoruz. Daha önce defalarca açıkladığımız tüm yönleriyle pek çok kez açıklığa kavuşturduğumuz bu meseleyi istismar etmeye çalışıyorlar. Kürecik’teki radar merkezinin ülkemizin ve ittifakımızın güvenliği dışında hiçbir devletle herhangi bir ilişkisi, bağı, irtibatı yoktur ve olamaz. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir şeye zaten izin vermez, vermemiştir ama bir Müslüman olarak her şeyden önce yalan, Allah’ın ve Resulünün en çok nefret ettiği şeydir. Böyle yalan söylemeyin. Kurtulamazsınız. Bunun hesabını da ebedi âlemde vereceksiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalan, çarpıtma ve manipülasyon üzerinden siyaset yapılmayacağını, kendi devletine ve milletine iftira atarak da siyasetçilik oynanmayacağını söyledi.

Hukukun da siyasetin de temel kuralının belli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Aksi hâlde müfteridir. Varsa elinizde bir belgeniz, deliliniz çıkarsınız iddialarınızı ispat edersiniz. Bunu yapmıyorsanız kusura bakmayın ama müfteri damgası yemekten ilanihaye kurtulamazsınız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil toplum, basın ve siyaset fark etmeksizin Türkiye’deki tüm aktörleri özellikle Filistin konusunda daha özenli bir dil kullanmaya davet ettiğini ifade ederek şunları kaydetti: “Gündeme gelmek uğruna hiç kimsenin Türkiye’nin Filistin davasındaki örnek duruşuna gölge düşürme lüksü yoktur. Bu tür kampanyalara aldırmadan Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması amacıyla ilk günden beri diplomatik çabalarımızı devam ettiriyoruz. Vahdet olmadan, rahmet olmayacağı inancıyla Filistin hükümetiyle, Filistinli gruplar arasındaki tefrikanın giderilmesi için temaslarımızı artırdık. Hâlihazırda 140 ülkenin tanıdığı Filistin Devleti’nin tanınırlığının artırılması noktasında da çabalarımızı yoğunlaştırdık. İspanya hükümetinin ve Başbakan Sayın Pedro Sanchez’in Filistin’in tanınmasıyla ilgili duruşunu takdir ettiğimizi burada vurgulamak istiyorum. Filistin Devleti’nin tanımaya hazırlanan diğer ülkeleri de baskılar karşısında kararlı tutumlarını sürdürmeye çağırıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının Birleşmiş Milletlere (BM) tam üye bir devletlerinin olmamasının hem büyük bir ayıp hem de çok ciddi bir haksızlık olduğunu belirtti.

Bu adaletsizliğin süratle giderilmesi gerektiğine inandıkları kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen hafta Güvenlik Konseyi’nde bu yönde atılan adım, ABD’nin vetosuyla karşılaşmış ve engellenmiştir. Amerika bu kararıyla sadece Filistin halkının değil, Güvenlik Konseyi üyesi diğer devletlerin iradesini de yok saymıştır. İsrail’in daha fazla şımartılmasına sebep olan bu kararı kabul etmiyoruz. Amerikan yönetimi, İsrail’e verdiği koşulsuz askeri ve diplomatik destekle çözüme katkı sunmuyor, sorunun daha da büyümesine vesile oluyor. Gazze’de 35 bin insan acımasızca katledilmişken Amerikan Senatosunun İsrail’e 25 milyar dolarlık askerî yardım paketini onaylaması bunun en net göstergesidir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil bir hakemlik yerine İsrail’e hamilik yapmanın, bölgedeki krizlerin derinleşmesi ve yayılmasından başka hiçbir işe yaramayacağını ifade ederek, “1915 olayları üzerinden Türkiye’ye yönelik asılsız ithamları tekrarlamak yerine Amerikan yönetimi, Gazze’ye bakmalı, İsrail’in Gazze’deki soykırım girişimlerini görmeli, bunun engellenmesi için gayret etmelidir. Filistin meselesini, Batılı ülkelerin artık sabır taşımızı çatlatan ikiyüzlü politikalarını reddediyoruz. Amerikan vetosu bizim ‘dünya beşten büyüktür’ tespitimizin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir” şeklinde konuştu.

“SİYONİZM’İN NASIL KORKUNÇ BİR TEDHİŞ OLUŞTURDUĞU ÇOK NET ANLAŞILMIŞTIR”

Gazze krizinde Siyonizm’in Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere küresel ölçekteki tahakkümünü bizzat görmüş olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu süreç, Siyonist şebekenin ekonomiyi, ticareti, medyayı, sanatı, sinemayı, düşünceyi, akademi dünyasını nasıl esir aldığını ortaya çıkardı. Yıllarca bize demokrasiden bahsedenlerin, fikir ve toplanma hürriyetinden dem vuranların söz konusu İsrail olunca, İsrail’in çıkarları olunca nasıl faşizan hale geldiklerine hep birlikte şahit olduk. Batı’nın demokrasi, özgürlük, hukuk, ifade, düşünce, basın hürriyeti gibi değerleri, işin ucu İsrail’e dokununca unutuldu, hemen rafa kaldırıldı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir haftadır Amerikan üniversitelerinde yaşananları tüm dünya gibi kendilerinin de ibretle takip ettiğini belirterek, “Gezi olaylarında İstanbul’a kamp kuranlar, Filistin protestolarını görmüyor. Gazze’deki zulme tepki gösteren aydınlar, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar ve siyasetçiler adeta linç ediliyor. Uluslararası basın kuruluşları Gazze’de öldürülen 140’tan fazla gazeteci meslektaşları hakkında çıkıp tek bir cümle dahi kuramıyor. Siyonizm’in hemen her alanda nasıl korkunç bir tedhiş oluşturduğu, siyasetçilere korku saldığı, şantaj yaptığı, devletleri baskı altında tuttuğu, geride bıraktığımız 7 ay içerisinde çok net anlaşılmıştır. BM Güvenlik Konseyi, İsrail’e söz geçirememiş, Gazze’deki katliamların önüne geçememiştir” ifadelerini kullandı.

“İSRAİL’İN DURDURULMASI İÇİN GAYRETLERİMİZİ ARTIRMALIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 2 milyarlık nüfusuyla İslam dünyasının Gazze imtihanını başarıyla veremediğini dile getirerek, “Bütün insanlığın kaderini beş ülkenin keyfine bırakan mevcut yapının devam ettirilmesi mümkün değildir. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna biz inanıyoruz. Ama bunun için hep birlikte daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.

Yüreğinde Kudüs sevgisi taşıyan parlamenterlerin de desteğiyle daha adil bir dünya hedefine yaklaşacaklarına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı dramların gündemden düşürülmemesi noktasında da hepimiz çok daha fazla çaba harcayacağız. İsrail’in durdurulması, Netanyahu denilen bu kasabın başta olmak üzere sorumluların hukuk önünde hesap vermesi için de gayretlerimizi artırmalıyız. Şu anda arkadaşlarımız, Güney Afrika’yla müşterek bir çalışmanın içerisinde evet, Lahey Adalet Divanı’yla münasebetlerini sürdürüyorlar. Biz de takipçisiyiz. Türkiye olarak elimizdeki tüm imkânlarla Gazze’nin ve Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz.”

Okumaya devam edin
Reklamlar
Dünya3 gün önce

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Dünya3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüştü

Dünya3 gün önce

“Elimizdeki tüm imkânlarla Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz”

Dünya4 gün önce

“Almanya ile ticaret hacmimizi 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz”

Dünya5 gün önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de 23 Nisan resepsiyonuna katıldı

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk Şenliği Konuk Çocukları ile bir araya geldi

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ta

Dünya1 hafta önce

Muhammed Kaçar Webx | Türkiye merkez bankasının logosunu Kullanamazsın

Dünya2 hafta önce

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

Dünya2 hafta önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya2 hafta önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

Dünya2 hafta önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Dünya3 hafta önce

FETÖ’nün Hayalet yapılanması ve Bilişim Militanları |Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

Gündem3 hafta önce

Türk patent ve marka Kurumundan Kamuoyuna uyarı

Dünya3 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

Dünya4 hafta önce

FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli teröristler “Akaryakıt istasyonu sahiplerine nasıl kumpas kuruyorlar”

Dünya4 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

Dünya4 hafta önce

Paravan Holding ve şirketler kurarak insanları kandırıyorsun Amacınız ne ?

Dünya4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

Dünya1 ay önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

Dünya1 ay önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

Dünya1 ay önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

Dünya1 ay önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

Dünya1 ay önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

Dünya1 ay önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

Dünya2 ay önce

“Türkiye’yi, dünyanın en etkin sağlık hizmetlerinin sunulduğu ülke konumuna getirdik”

Dünya2 ay önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

Dünya4 sene önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Sibel GÖZÜYUKARI

Dünya3 sene önce

Türkiye’nin Genç Patronları ; Ebru ÖZDEMİR

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Demet PEKER;

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Nalan ÖZKAN

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Filiz YILDIRIM

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Meliha KARAMAN

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Ali Nihat GÖKYİĞİT

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Filiz AKKAŞ

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Buse ALUÇ

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Ayşegül ABACI

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Açelya ELMAS

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ticarette korumacılığın artması, serbest ticaretin sekteye uğraması endişe vericidir”

Dünya4 sene önce

ASTOP, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’e “Üstün Hizmet ve Başarı Beratı” verdi.

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“G-20 platformu, küresel meselelerin çözümünde daha etkin ve güçlü bir mecra olmalı”

Dünya3 sene önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

Dünya4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret etti

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

Dünya3 sene önce

Burak Elmas, Galatasaray kulübünün 38. başkanı oldu

Dünya3 sene önce

Emel Uslu ATİK’le ZİRVE YOLUNDA

Dünya3 sene önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Burcu KARADAĞ

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE VE JAPONYA’NIN DOSTLUĞU; KÖKLÜ, DERİN VE SAMİMİ”

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

Dünya1 sene önce

“14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir”

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın ; Mehmet Cengiz

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK VE YAKIN İŞ BİRLİĞİ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

Dünya3 sene önce

ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLİK VE İNOVASYON ZİRVESİ İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİ

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN DEĞERİ DAHA DA YÜKSELMİŞTİR”

Dünya3 sene önce

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank : Türkiye artık savunma sanayii ihraç edebilen bir ülke

Reklamlar
Reklamlar

PATRONLAR

Dünya3 gün önce

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısı

Dünya3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüştü

"Türkiye'ye Hoş Geldiniz"

Dünya3 gün önce

“Elimizdeki tüm imkânlarla Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı dramların gündemden düşürülmemesi noktasında hepimiz çaba harcamalıyız....

Dünya4 gün önce

“Almanya ile ticaret hacmimizi 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile ortak basın toplantısı

Dünya5 gün önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

"Türkiye'ye Hoş Geldiniz"

Dünya5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de 23 Nisan resepsiyonuna katıldı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışının 104. yıl dönümü

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti.

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk Şenliği Konuk Çocukları ile bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk...

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’taki resmî temasları kapsamında, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile görüştü.

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’a resmî ziyareti kapsamında Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile Bağdat Sarayı’nda bir araya geldi.

Reklamlar

Son Dakika Haber

seers cmp badge