Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Ankara Mitingi’nde yaptığı konuşmada, “Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla, en önemlisi insanıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nde düzenlenen Büyük Ankara Mitingi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Ankaralıları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Rusya’nın başkenti Moskova’da dün gerçekleştirilen terör saldırısını kınadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün Moskova’daki bir konser salonuna yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı dolayısıyla, ülkem ve milletim adına, Rusya hükûmetine taziyelerimizi iletiyoruz. Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Terör, kimden gelirse gelsin, faili kim olursa olsun, kabul edilemez. Terörün kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülke olarak Rus halkının acısını milletçe, devletçe paylaşıyoruz. İnsanlığın ortak düşmanı olan teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.
“TARİHİNİN HER DÖNEMİNDE ANKARA ŞEHİR KİMLİĞİNİ MUHAFAZA ETMİŞ BİR YERDİR”
Başkentlilerin ramazanını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Selçuklu’nun paylaşılamayan şehri, Osmanlı’nın emaneti” olarak nitelediği, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’nın bugün bir başka güzel olduğunu söyledi.
Ankara’ya ve Ankaralılara 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdikleri destek için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletvekilliğinde yüzde 47 ve cumhurbaşkanlığındaki yüzde 49’luk oy oranlarıyla, millî irade bayrağını başkentin burcuna bir kez daha diktiniz. Esasen, bizim Ankara’yla aramızdaki gönül bağına baktığımızda, bu oranların çok daha ilerisinde olduğunu görüyoruz. İnşallah, 31 Mart’ta Ankara’yla aramızdaki muhabbetin derinliğine uygun bir sonuçla, bunu telafi edeceğiz. Başkentimize de böylesi yakışır” diye konuştu.
Ankara’nın Millî Mücadele’nin ardından başkent ilan edilmesinin, birilerinin iddia ettiği gibi tesadüf eseri olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihinin her döneminde Ankara’nın, şehir kimliğini muhafaza etmiş bir yer olduğunu hatırlattı.
“Ankara bir bozkır kasabasıydı” diyerek bu şehri küçümseyenlerin, onun gerisindeki parıltılı geçmişten habersiz olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet kuracak organizasyon kabiliyetine ulaşan Ankara Ahilerinin mücadelesi bile tek başına, bu şehri tarihte seçkin bir yere taşımaya yeter” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Marşı’nın “Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara, senden yardım umar her düşen dara” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle Ankara kıyamete kadar mazlumların ümidi olmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.
Dünya şehri Ankara’ya layık olmaya çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın, sadece devletin merkezi sıfatıyla sahip olduğu kamu gücünden ibaret olmadığını dile getirdi.
Bunun yanında Ankara’nın, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla, en önemlisi insanıyla Türkiye’nin parlayan yıldızı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada, Başkent Millet Bahçesi’nde bir araya gelen sizler, sadece Ankara’ya, sadece ülkemize değil, tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz. Burayı, bu millet bahçesini kim yaptı? Murat Kurum kardeşimiz bakanken o burayı yaptı. Şimdi Murat Kurum nerede? İstanbul’da. Şimdi İstanbul’u kazanmak, Murat kardeşimize de yakışır” dedi.
Keçiören’de de Turgut Altınok’un birçok eserleriyle oraya damgasını vurduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Keçiören’de Atatürk Cumhuriyet Kulesi’nin açılışını yaptıklarını anımsattı.
“ANKARA, TÜRKİYE YÜZYILI’NIN İNŞASINA HAZIR”
Kalabalıkla birlikte “Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, bir olacağız, iri olacağız, buradaki gibi kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” sözlerini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir asır önce düşman, Ankara’nın kapısına kadar dayanmıştı. Top seslerinin Ulus’taki Meclisten duyulduğu o zor günlerde ortaya konan güçlü iradenin yankıları hâlâ sürüyor. Aynı irade, 15 Temmuz gecesi darbecileri sokaklara, meydanlara çıktıklarına pişman eden ruhun adıdır. Bu ruh, hem Millî Mücadele’yi zafere ulaştırdı hem Cumhuriyetimizi kurdu hem tüm demokrasi ve kalkınma atılımlarımıza ilham oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çok partili siyasi hayata geçtiğimizden beri demokrasimizin başına kara bulutlar her toplandığında, baharı önce Ankara başlattı. Ülkenin her karışını ilmik ilmik ördüğümüz yatırımlarımızın hazırlıklarını Ankara’da yaptık. Milletimizin her bir ferdinin hayatına dokunan hak ve özgürlük reformlarımızı burada gerçekleştirdik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına atıfla hazırladığımız 2023 hedeflerimizi Ankara’yla birlikte fiiliyata geçirdik. Şimdi burada bu meydanda, aynı hissiyatı, aynı heyecanı, ben şu katılımla aynı azmi görüyorum. Allah’ın izniyle, Ankara, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına hazır. Türkiye Yüzyılı’yla, ülkemizi dünyanın devler ligine yükseltme mücadelemizde bizimle yol yürüyeceğinize inanıyorum.”
Bunun için alandakilerden söz isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara yanımızda olduğu müddetçe, yedi düvel karşımıza çıksa, evelallah yıkar geçeriz” diye konuştu.
“ESER VE HİZMET ÇAĞINI, ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YENİDEN BAŞLATMAK İSTİYORUZ”
Ankara’yı bilmenin, anlamanın, sevmenin elbette önemli olduğunu ancak asıl Ankara’yı tüm bu vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmanın önem taşıdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şurada mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, şu 5 yılda siz Ankaralılara Allah aşkına ne yaptı? Yollarımızın hâli ortada. Çöp, çukur, çamur. Bu, CHP’nin pratiğidir. Bundan başkasını bunlar yapamaz. İstanbul’da da böyleydi, çöp, çukur, çamur. Onlardan devraldık. Ankara da öyle, çöp, çukur, çamur. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. Onun için 31 Mart çok önemli, Ankara’yı, başkentlik sıfatına uygun hizmet veremeyenlerden kurtarmanın vakti çoktan gelmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında şunları kaydetti: “Öyleyse 31 Mart akşamı bu işin hakkını verelim. Burası, hiçbir şey yapmayarak, üstüne bir de bununla övünerek idare edilebilecek bir şehir değildir. Bunca yılın Ankaralısı olarak şehrin nereden nereye geldiğini de nerede durduğunu ve hatta gerilediğini de bizzat görüyoruz, biliyoruz. Hele hele ana kademe, kadın kolları, gençler sizler bunu çok iyi biliyorsunuz. Ankara, daha fazla yavaşlamayı, daha fazla ataleti kaldıramaz. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz? Ankara’yı içine düştüğü bu sıkışmışlık, çaresizlik, dayatma hâlinden bir an önce kurtarmak gerekiyor. Ulaşımda çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Trafikte çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Öyleyse dokuz gün sonra bu işin hakkını verelim, sandıkları patlatalım. Turgut Altınok kardeşimizle büyükşehirde, diğer adaylarımızla ilçelerde, bu şehirde eser ve hizmet çağını, çok daha güçlü bir şekilde yeniden başlatmak istiyoruz.”
Kimsenin şahsıyla alıp veremediklerinin bulunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim tek derdimiz bin yıllık kadim yurdumuzu ve başkentimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır” görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak zaten üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerel yönetimlerle el ele vererek inşallah 1 Nisan’dan itibaren çok daha farklı bir hizmeti ortaya koyacağız” ifadesini kullandı.
Metrolardan otoyollara, millet bahçelerinden kentsel dönüşüm projelerine kadar pek çok eseri hizmete açtıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işin mahalli idareler ayağını da sağlam tutalım ki verdiğimiz emek, tahsis ettiğimiz kaynak boşa gitmesin. Ankara’yı, taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silerek başkent yapmış olabiliriz ama Ankara’yı aynı standartlara mahkûm etmeye çalışanların vizyonsuzluğuna rıza göstermek zorunda değiliz” değerlendirmesinde bulundu.
“ANKARA, GÖREN HERKESİN HAYRANLIK DUYACAĞI BİR ŞEHİR OLMALIDIR”
Nüfusu pek çok ülkeden fazla olan Ankara’nın, her şeyin en iyisine, en güzeline, en modernine layık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz Ankara’yı, altyapısıyla, üstyapısıyla, şehir içindeki ve kırsaldaki mahalleleriyle, Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi, içinde oturanlarının ve çalışanlarının huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek arzusundayız. Sadece bu değil, Ankara, buraya gelen ve gören herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalıdır, bu potansiyele de ziyadesiyle sahiptir. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hep birlikte gurur duyacağımız bir Ankara’nın peşindeyiz. Çok mu şey istiyoruz? Hayır, hepsi mümkün. Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta her şey ayağımıza geliyor.”
Demokrasi ve kalkınma yolculuğunun, hem uzun hem de meşakkatli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu bakımdan talihsiz kesintiler yaşadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet dönemi boyunca kaybedilen hazine değerindeki yılların telafisinin, ancak son 21 yılda mümkün olabildiğine dikkati çekerek, Ankara’nın, tüm bu süreçlerin en yakın şahidi olduğunu söyledi.
Türkiye’yi büyütmek ve güçlendirmek, milletin hak ve özgürlüklerini genişletmek, insanların refahını artırmak için attıkları her adımda, gizli açık birçok engellemeyle karşılaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların bir kısmını dal budak salmadan bertaraf ettik, bir kısmının üstesinden bedel ödeyerek geldik. Emperyalistlerin ülkemizi dizleri üzerine çökerterek kendilerine tabii kılmak için sahneledikleri oyunlara, maalesef, içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Bu aparatlar, kimi zaman vesayet, kimi zaman terör örgütü, kimi zaman darbeci, kimi zaman siyasi, sosyal veya ekonomik tetikçi kisvesiyle arzı endam etti” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Meşhur hikâyedir; gövdesine ardı ardına balta darbeleri inen ağaç, duruma şöyle bir bakıp ‘sapı bendendir’ diye hayıflanmış. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerine çelme takanların çoğu işte aynı hissiyatı taşıyor. En azından kâğıt üzerinde bu ülkenin siyasetçisi, sivil toplum temsilcisi, medya mensubu, sosyal medya kullanıcısı olduğu hâlde, gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var. Kimi zaman üzüldüğümüz, kimi zaman öfkelendiğimiz bu tiplerle uğraşmak, bizi bir hayli yorsa da yolumuzdan alıkoymadı. En çok da ana muhalefet partisi CHP’nin takındığı tutum, ülkemiz adına endişe vericidir. Bu partinin tek parti faşizmi döneminde işlediği ve milletimizin kalbinde derin yaralar açan günahlarını bir kenara koyuyorum. Sadece son 21 yılda, bu parti, bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. Bu parti, bir dönem FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. Bu parti, bir dönem PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. Bu parti, her dönem Amerika’nın, Avrupa’nın, Türkiye husumetiyle maruf uluslararası kuruluşların sesi oldu.”
“MİLLETİMİZ TERCİHİNİ ESER VE HİZMET SİYASETİNDEN YANA KULLANACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki seçimlerde kurulan Millet İttifakı’na atıfta bulunarak, “Altılı Masa hatırlıyorsunuz değil mi? Altında da ne vardı? HDP. Ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu dersi kim verdi? Siz verdiniz, siz. Benim milletim istemezse hiç bir şey olmaz. Birbirlerini yolda görseler selam vermeyecek olanları, cumhurbaşkanı yardımcılığı vaadiyle, milletvekilliği kontenjanı dağıtarak güya aynı masa etrafında bir araya getirdiler. Bay bay Kemal ne oldu; Ama Ankara’da bir apartman dairesi bulmuş, şimdi orada kalıyormuş. Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak. Ülke ve millet hayrına herhangi bir ortak payda olmadığı için, seçim bitince hepsi de darmadağın oldu. Hâlbuki Cumhur İttifakı, dimdik ayakta, yoluna devam ediyor” ifadelerini kullandı.
CHP’nin geçen seçimlerde o zamanki ismiyle HDP’yle gizli ve saklı iş birliği yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu seçimlerde yine utana sıkıla, adını koyamadıkları, ama altta belediye başkanlıklarını, belediye meclis üyeliklerini, belediye bürokrasisini paylaştıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Ortada, kapağını kaldırdıkça sürekli yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı var ve bundan seçmeninin de haberi yok. Onlar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımız da CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız da bu karanlık ve kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor. ‘Bir varmış bir yokmuş’ muamelesi yapılan bu ittifaktan, toplumumuzun her kesimi gibi, bu partilere oy veren vatandaşlarımız da rahatsız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin İstanbul İl binasındaki para sayma görüntülerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
CHP’den hiç kimsenin çıkıp bu “para kulelerinin” doğru düzgün izahını yapamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela, banka uygulamasıyla 30 saniyede yapabilecekleri basit işlem için, neden kendilerine bu kadar eziyet ettiklerinin cevabını veremediler. Öyle ya birine para gönderecekseniz, internet bankacılığı duruyorken, valize, çantaya ve bunları taşımak için altı, yedi kişiye ne gerek var? Son derece makul bu soruları cevaplamak yerine, suçu AK Parti’ye yüklemeye kalktılar” dedi.
Parayı getirenin CHP belediyesinin bürokratı, toplayanın CHP belediye başkanının müdürü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Parayı aldığı söylenen kişinin beyan ettiği rakamlarla, ortadaki meblağın ilgisi yok. Ama suçlu AK Parti. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, çok utanmazlık, çok pişkinlik gördü, fakat böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz. Genel başkanları darbe çığırtkanlığı yapar. Adaylarının biri kirli ilişkileri, kibri ve yalanlarıyla ortada gezer. Bir diğeri terör örgütünü över. Bir başkası millete hakaret eder. Ötekisi tembelliğine methiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi mi olur? Bu partiye umut bağlayanlara yazık değil mi? Geçmişleri ne olursa olsun CHP amblemi altında seçime girenler, kendilerini tüm bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart’ta CHP’ye de DEM’lendiği ortaklarına da kazanmak değil sadece AK Parti’ye ve Cumhur İttifakına kaybettirmek için ortada dolananlara da hak ettikleri cevabı sandıkta verecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar millete güvendikleri, inandıkları, sırtlarını daima millete yasladıkları hiçbir konuda hayal kırıklığına uğramadıklarını ve kaybetmediklerini belirterek, “İnşallah, bu sefer de milletimiz tercihini istismar ve istiskal siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana kullanacaktır” açıklamasını yaptı.
“ANKARA’YA SON 21 YILDA 1 TRİLYON 91 MİLYAR LİRA TUTARINDA YATIRIM YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, il mitinglerini genellikle, o şehre yapılan yatırımların özetini anlatarak bitirdiklerini anımsattı.
Konu Ankara olunca, bu yatırımların listesinin öylesine uzun olduğunu ve ne kadar özetlerlerse özetlesinler, bitecek gibi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ankara’ya son 21 yılda 1 trilyon 91 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Faaliyete geçirdiğimiz 12 yeni üniversiteyle, toplamda 21 yükseköğretim kurumuna ulaşıp Ankara’nın eğitim şehri unvanını güçlendirdik. Hizmete açtığımız yaklaşık 30 bin kişilik yurtlar ve 133 spor tesisiyle, gençlerimize sahip çıktık. Sağlıkta, diğer yatırımların yanı sıra, her biri dünya çapında birer eser olan Bilkent Şehir Hastanesi’ni, Etlik Şehir Hastanesi’ni biz yaptık. Bunlar dünyada eşi benzeri olmayan eserler. Ankara’yı sağlığın da başkenti hâline getirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ kanalıyla yapılıp teslim edilen 87 bin 513 konuta, 6 bin 523 konutun daha ekleneceğine dikkati çekerek, “Yaptığımız 32 yeni atık su arıtma tesisiyle, belediye nüfusunun yüzde 99,5’ine hizmet veriyoruz. Ankara’da 23 millet bahçesi projemizden 13’ünü tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor” dedi.
Ulaştırmada şehir sınırları içindeki bölünmüş yol mesafesini 730 kilometre ilaveyle yaklaşık bin 200 kilometreye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu’nu tamamlayıp hizmete sunduklarını, Ankara-Akyazı Otoyolu’nun proje çalışmalarına başladıklarını, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun da ihalesini yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demiryollarında, Ankara’yı Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas’la hızlı tren hatlarıyla birleştirdik. Afyonkarahisar, Uşak ve Manisa’yı da kapsayan Ankara-İzmir hızlı tren hattının inşası sürüyor. Ankara’yı, Bursa-Osmaneli Hızlı tren hattıyla Bursa’yla, Yerköy-Kayseri Hızlı Tren hattıyla Kayseri’yle birleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
“ESENBOĞA HAVALİMANI İLE KIZILAY’I BİRBİRİNE BAĞLAYACAK OLAN METRO HATTINI, 2028 YILINDA TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nın, şehrin sembol eserlerinden biri hâline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başkentray’ın yanı sıra Batıkent-Sincan, Kızılay-Çayyolu, Keçiören-AKM-Gar-Kızılay Metro hatlarını hizmete aldık. Şimdi de Başkentray’ı Yenikent’e kadar uzatıyoruz. Toplam yedi istasyonlu Keçiören Kuyubaşı-Esenboğa Havalimanı-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi metro hattını yatırım programına aldık, yakında ihalesine çıkacağız. Esenboğa Havalimanı ile Kızılay’ı birbirine bağlayacak olan bu metro hattını, inşallah 2028 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Ankara YHT Garı-Etlik Şehir Hastanesi-Ovacık metro hattının etüt projesini hazırlamaya başlıyoruz. Sincan metrosuyla Çayyolu metrosunu birleştirmeyi planlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve sporda bu şehri modern spor tesisleriyle stadyumlarla yükseköğretim yurtlarıyla kültür merkezleriyle donattıklarını belirtti.
Tarım ve ormanda Ankara’ya, 28 baraj, iki içme suyu tesisi, 35 sulama tesisi, 11 arazi toplulaştırma, 77 taşkın koruma tesisi, 10 gölet ve iki hidroelektrik santral tesisi inşa ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan yatırımlarla şehrin içme suyunu garanti altına aldıklarını söyledi.
“GEÇTİĞİMİZ YIL 5,5 MİLYAR DOLARA ULAŞAN SAVUNMA SANAYİ İHRACATIMIZIN YAKLAŞIK YARISINI ANKARA YAPTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide dört yeni organize sanayi bölgesi, iki endüstri bölgesi kurduklarını belirterek son 21 yılda hayata geçirilen yatırımlarla, başkenti savunma sanayinin merkezi konumuna getirdiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl 5,5 milyar dolara ulaşan savunma sanayi ihracatımızın yaklaşık yarısını Ankara yaptı. İstihdamı desteklemek için şehrimizde iş yerlerine 37 milyar lirayı aşkın prim teşviki verdik. Enerjide, nüfusunun yüzde 97’sinin doğal gaz imkânından faydalandığı Ankara’da, bütün ilçelere doğal gaz arzı sağladık. Kültür ve sanatta, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nu hizmete açtık. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bünyesindeki Millet Camii, Kültür ve Kongre Merkezi, Sergi Merkezi ve Millet Kütüphanesi ile Ankara’nın gurur verici eserlerinden biri oldu. Biz buyuz. Sayın Başkan (ABB Başkanı Mansur Yavaş), belediye başkanı olarak yahu sen ne yaptın? Bir de bunu senden duyalım. “Şu metroyu ben yaptım” de be. Melih Bey’in döneminde havalimanından Ankara merkeze yapılan yatırımların dışında sen belediye başkanı olarak ne yaptın; Hiç. Çöp, çukur, çamur, Ankara’nın hâli bu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “’Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin, yüz yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor, kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, Mersin’in hiç kimseyi “Yörük” diyerek küçüksemediğini, “Kürt” diyerek ötekileştirmediğini, “Arap” diyerek dışlamadığını, “Suriyeli” diyerek hakir görmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mersin, insanları ‘şu şehirden bu şehirden’ diyerek sınıflaştırmamıştır. Çünkü burası medeniyetler yatağı, coğrafyamızın kadim halklarının ve inançlarının tamamının bakiyesine ev sahipliği yapan bir şehirdir. Mersin’in göz alıcı tablosuna kimse helal getirmez. Allah’ın izniyle bu şehir dünyaya kardeşlik hukuku dersi veriyor, vermeye de devam edecek” dedi.
“DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ, DAHA ÇOK GÖNÜLE GİRMEMİZ GEREKİYOR”
Mersin’in Doğu Akdeniz’in en stratejik liman şehri olarak ekonomiye can katmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bereketli topraklarıyla sadece kendi vatandaşımızı değil tüm insanlığı beslemeye devam edecek. Velhasıl beşeri zenginliğiyle fiziki coğrafyasının güzelliğiyle, muhteşem potansiyeliyle Mersin Türkiye Yüzyılı’nda adından daha çok söz ettirecek. Mersin’deki bu güzel iklimi bozmayı Allah’ın izniyle kimse başaramayacak. Hiçbir siyasi çıkar, hiçbir sosyal ve kültürel farklılık, hiçbir şahsi hesap, Mersin’i Akdeniz’in örnek şehri yapan bu vasfına zarar vermenin gerekçesi olamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin iktidarında Mersin’in 22 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Bu şehrin siyasi, etnik, mezhebi fanatizme değil, zengin potansiyeli harekete geçirecek vizyona, esere, hizmete ve yatırıma ihtiyacı var. Mersin’e bu gözle bakıyoruz, Mersinliye bu hissiyatla sahip çıkıyoruz. Mersinlilerin de bizim bu hasbi yaklaşımımıza, samimi yürek açışımıza karşılık vereceğinden şüphe duymuyorum. Bugüne kadar seçim sonuçlarını Mersinlide değil, kendimizde arıyoruz. Suç varsa bizim, yanlış varsa bizim. Ama bunu hep beraber telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor. Kongremiz böyle bir dönemin, yeni bir heyecanın, yeni bir atılımın miladı olacaktır.”
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ İSTEMEYEN EMPERYALİSTLER BOŞ DURMADI”
“Ülkemizin 80 yılına, asırların yorgunluğuyla 1. Dünya Savaşı’nın yükü altında kalan Osmanlı’dan Cumhuriyete geçisin sancıları damga vurmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizminin milletin inancına, tarihine, kültürüne yönelik tahrip edici ve baskıcı politikalarının, ağır bedellerinin ödendiğini söyledi.
Türkiye’nin Adnan Menderes ile başlayan demokrasi ve kalkınma hamlesinin önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini, kendi ayakları üzerine dikilmesini istemeyen emperyalistler de boş durmadı. Ülkemizi, darbeler, cuntalar, ideolojik kavgalar, ekonomik çöküşler, sosyal çalkantılarla dolu bir döneme soktular. Bu sancılı yıllar darbelerin ardından ‘bizim çocuklar başardı’ mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir. Eski Türkiye artık bitti. Bu kaos fırtınası, Türkleri sadece sokaklarını temizleyecek, fabrikalarında çalışacak işçiler olarak görenlerin adımıdır. Rahmetli Özal bu oyunu fark edip siyasi ve ekonomik reformlarla ülkemizi asli istikametine çevirmek istediyse de kirli oyunlarla başa çıkamadı. Merhum Özal’a neler yapıldığını, hangi iftiraların atıldığını hiçbir zaman unutmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 80 yıllık sancılı sürecin ardından adeta bir Anadolu ihtilaliyle iktidara geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Tabii ki bu devrim öyle kolay gerçekleşmedi. Devrin müesses nizamı ve arkalarındaki güç odakları, AK Parti’nin öncülüğündeki Anadolu ihtilaline karşıda büyük bir direnç gösterdi. Siyasi ve toplumsal provokasyonlardan, hukukun ayaklar altına alındığı Cumhurbaşkanlığı seçimi krizlerine kadar nice senaryolar devreye alındı. Yetmedi bölücü örgütünden FETÖ’süne hatta sınırlarımıza dayanan DEAŞ’ına kadar envaiçeşit cinayet şebekesini harekete geçirdiler. Bölücü örgütün hiçbir ahlaki ve akılcı gerekçesi olmayan çukur eylemlerini hatırlayın. FETÖ’nün önce 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz darbe girişimlerini hatırlayın. Ekonomimize yönelik aleni saldırıları, tehditleri, ambargoları, tuzakları hatırlayın.”
“Muhalefetin gönüllü figüranlığını yaptığı, Türkiye’ye diz çöktürme senaryolarının tekmili birden üzerimize boca edildi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani Mehmet Akif, Çanakkale Savaşı’nı anlatırken diyor ya, ‘Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk, sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.’ Bizim de istiklalimize ve istikbalimize yönelen saldırılar rengârenktir. Sadece sinsi niyetleri ortaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle kafa kafaya, kol kola, kalp kalbe verip bu alçak hesapları hep birlikte boşa çıkardıklarını söyleyerek, “Yine Akif’in diliyle ifade edersek, ‘Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmediği namusunu, çiğnetmeyecek.’ Gerçekten bu millet üzerine akın akın gelen saldırılar karşısında gösterdiği asil duruşla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, her bir ferdiyle, namusunu çiğnetmemiş, Asım’ın nesli olduğunu ispatlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Milletin güçlü desteğinin AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın mesuliyetini arttırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha fazla çalışarak, Türkiye Yüzyılı’nın önündeki tüm engelleri tek tek kaldırmak zorunda olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’in beşeri zenginliğinin ülkesi ve bölgesindeki her gelişmeyle yakından ilgilenmesini mecburi kıldığını ifade ederek, Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir yönetimin iş başına gelmesinin Mersin’e etkisi olacağını kaydetti.
Mersin’in 183 bin geçici koruma statüsündeki Suriyeli muhaciri misafir eden ensar ruhlu bir şehir olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkelerindeki evlerini, işlerini yeniden ayağa kaldıracak Suriyeli kardeşlerimizden bir kısmı şüphesiz vatanlarına geri dönecektir. Suriye toparlandıkça, zulmün ve yıkımın izleri silindikçe inşallah ülkemizle birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Ama hep söylediğimiz gibi kalanlara kapımız da gönlümüz de daima açık olacaktır. Biz, zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kimsenin hayatını keyfi yere zindana çevirmeyiz. Kendini bilmez üç beş ırkçı fanatiğin Türkiye-Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye’nin siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü, sosyal barışını, imarını sağlamaya yönelik her gayrete destek vereceğiz.”
“SURİYE ÜZERİNDE YENİ SENARYOLAR UYGULANMASININ ÖNÜNE GEÇMEKTE KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye büyük bir teveccüh ve güven söz konusu olduğunu anlatarak, “Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye deyince yüzü gülüyor” ifadesini kullandı.
Bu durumu gelecek adına çok değerli bir kazanım olarak değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Ülkenin 3’te 1’ini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözecek adımları atacağız” diye konuştu.
Örgütün, çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkar ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Avrupa’dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. ‘Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin 100 yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini bölgenin kadim halkları belirleyecek, doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarruf da bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah’ın izniyle kimse bunun önüne geçemeyecek.”
Bir süre önce Suriye’nin Dışişleri ve Savunma bakanlarının kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli heyetin daha sonra ise Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ile ayrıca toplantı yaptığını ifade etti.
“GAZZE ÖRNEĞİ, ZULÜMLE ABAD OLUNAMAYACAĞININ ÇARPICI BİR İSPATIDIR”
Suriye’nin geleceğine hazırlık yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni dönemin Mersin’in önünde de büyük fırsat pencereleri açacağını ve şehrin şimdiden buna kendisini hazırlaması gerektiğini vurguladı.
Aynı şekilde Gazze’de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barışın da bölgenin siyasi ve sosyal atmosferini değiştireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze örneği, zulümle abad olunamayacağının çarpıcı bir ispatıdır. İsrail, Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Çünkü İsrail’in yaptığı kadın, çocuk, masum katliamlarından sonra artık hiç kimse bu topluma İkinci Dünya Savaşı’nda maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet duygusuyla bakamayacaktır. Herkesin zihninde İsrail’in fırsatını bulduğunda kendi mensuplarından başka tüm insanları katledebileceği düşüncesi yer etmiştir. Nitekim fanatik Siyonistler bu düşünceyi destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca dile getirmekten çekinmiyor. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması bizim bu zulme karşı sesini en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden, sözümüzü sakınmadan, hakkı ve hakikati haykırdık. Bizim için dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur, bir garip varsa yardımına koşmak, zulme karşı elimizde dilimizle, kalbimizle mücadele etmek, hem dinî bir vecibe hem de millî bir vazifedir. Rabbim bizlere ecdattan miras aldığımız bu hasletin yeni nesillere daha da güçlü bir şekilde aktarmayı nasip etsin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütü PKK’nın feshedilmesi, silahlarının teslim edilmesi ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen çalışmaları anımsattı.
Terör meselesinin suhuletle çözülmesinden yana olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler, nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa, biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin suhuletle, samimiyetle, kalıcı ve kati bir şekilde tarihe karışmasından yanadır.”
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Yumuşak başlı isen kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum” mısralarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir. Elbette kahraman şehitlerimiz her türlü hesabın üzerindedir. Herkesin takip ettiği üzere tüm çalışmalar, şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınları ve gazilerimizin hassasiyetlerine en küçük bir halel getirmeyecek şekilde yürütülmektedir” diye konuştu.
“TÜRKİYE YÜZYILI KERVAN OLARAK, YOLA REVAN OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek ülke içinde, gerek bölgede, gerekse de dünyada atılan her adımın bir gayesinin bulunduğunu belirterek, “Bu da ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na, geçmişin tüm sorunlarından arınmış, yüklerinden kurtulmuş, mevcut imkânlarını en üst düzeyde kullanan hedeflerine kararlılıkla yürüyen bir devlet olarak girmesidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bölgesinde istikrar istediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Artık yeni hayaller kurma, yeni projeler hayata geçirme, yeni şeyler söyleme, yeni adımlar atma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber kazanalım, hep beraber kalkınalım istiyoruz. Bizimle bu yolda yürüyecek herkese kollarımız da kapımız da, yüreğimiz de açıktır. Zihinlerinin gerisinde başka hesaplar olanlar da hiç kusura bakmasınlar, artık kimseye bunları yutturamazlar. Kimseyi kandıramazlar, kimsenin zihnini ve kalbini bulandıramazlar. Dünya düzeni, siyasi ve ekonomik olarak yeniden kurulurken Türkiye’yi bunun dışında tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı kervan olarak, yola revan olmuştur. Bu kutlu yürüyüşe katılan katılır, katılmayanın yolu açık olsun. Biz ülkemizi en güçlü devletler, milletimizi güvenli, huzurlu, müreffeh toplumlar seviyesine çıkarmadan durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, geriye dönüp bakmayacağız. Yüzümüz hep geleceğe, ileriye, ufka dönük olarak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
“MERSİN’E 624 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş yapmanın, sorun çözmenin, dertlere deva olmanın peşinde olduklarını, bu anlayışla son 22 yılda Mersin’e 624 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını söyledi.
Adalette 5 milyar lira, eğitimde 39 milyar lira, gençlik ve sporda 9 milyar lira, sosyal yardımda 128 milyar lira, sağlıkta 19 milyar lira, çevre ve şehircilikte 66 milyar lira yatırım yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca 14 milyar lira tutarındaki yatırımların da sürdüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada 142 milyar lira, tarım ve ormancılıkta 83 milyar lira, sanayi ve teknolojide 5 milyar lirası yatırım 8 milyar lirası destek olmak üzere 13 milyar lira, enerjide 102 milyar lira, kültür ve turizmde 3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 14 milyar lira yatırım yapıldığını bildirdi.
Eğitim alanında Mersin’e ikinci devlet üniversitesi Tarsus Üniversitesinin kurulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ilk engelsiz gençlik merkezini Mersin’e kazandırdık. Şehir hastanemiz başta olmak üzere toplam 3 bin 260 yataklı 17 hastane dâhil 50 sağlık tesisi inşa ettik.150 yataklı Mezitli Yeni Devlet Hastanemiz ile 50 üniteli ağız ve diş sağlığı merkezini yıl sonuna kadar tamamlayıp 2026 yılı başında hizmete açacağız” dedi.
Mersin’deki 7 millet bahçesi projesinden 3’ünü tamamladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğerleriyle ilgili projelendirme çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
“MERSİN-ADANA-OSMANİYE-GAZİANTEP HIZLI TREN PROJEMİZİ BAŞLATTIK”
Mersin’i bölünmüş yollarla çevre bölgelere bağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Antalya ile Mersin’i birleştirecek Akdeniz Sahil Yolu Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Şu ana kadar yolumuzun 404 kilometresini tamamladık. Mevcut 483 kilometrelik güzergâhta 10 saatlik seyahat süresini 7 saate düşüreceğiz. Çeşmeli-Kızkalesi Otoyol Projemizi de süratle tamamlayarak 2,5 saatlik seyahat süresini 18 dakikaya indireceğiz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Projemizi başlattık, yapımına hızla devam ediyoruz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep arası 6,5 saat süren seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşüreceğiz. Ayrıca Çukurova Uluslararası Havalimanı bağlantısını hayata geçiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anamur feribot ve deniz uçağı iskelesini 2024 yılı içerisinde hizmete alarak, Türkiye’nin KKTC’ye en kısa yoldan ulaşım sağlayan beşinci kapısını açtıklarını belirterek, 150 yat kapasiteli Aydıncık yat limanının da altyapı çalışmalarını bu yıl içerisinde tamamlayarak üstyapı işlerine başlayacaklarını dile getirdi.
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı 10 Ağustos 2024’te hizmete açtıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Havalimanımız açıldığı günden bu yana yaklaşık 2 milyon 100 bin yolcuya hizmet verdi. Tarım ve Ormanda, Değirmençay Barajı’nın Alaköprü ve Pamukluk sulaması ikinci etabının yapımına devam ediyoruz. Mersin’de teşviklerimizle tamamlanan 1185 özel sektör projesinde 93 milyar lira yatırım gerçekleşti. 23 bin kişilik istihdam sağladık. Enerjide yılda 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin yapımı devam ediyor. Santralin tüm reaktörleri kısım kısım 2028’e kadar hizmete girecek. Rabbim ömür verdikçe Mersin için çok daha fazlasını yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.