Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk’ü Anma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin asıl gücü; insanımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir ve bundan kaynaklanan cesaretidir. Biz hep birlikte tek yumruk olup düşmanlarımızın tepesine indiğimizde, siyasi, ekonomik ve askerî olarak istedikleri kadar güçlü olsun, kimsenin karşımızda dayanabilmesi mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’ne katıldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BU MİLLETİN EN ÖNEMLİ DEĞERLERİNDEN BİRİDİR”
Ahirete irtihalinin 81. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ahirete irtihal etmiş tüm kahramanları, gazileri ve şehitleri rahmetle, şükranla yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maziden atiye giden bu yolculukta ülkesine ve milletine verdiği hizmetlerle adını tarihe altın harflerle yazdıran tüm güzel insanlar, yüreğimizde hep yaşayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihini, binlerce yıllık devamlılığı içinde kavramak yerine, hâlâ bir asra sıkıştırmaya çalışan ideolojik bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını ifade ederek bu zihniyete sahip siyasetçilerin olmasının da üzücü olduğunu kaydetti.
“Cumhuriyeti yüceltmek için tüm tarihimizi yok saymaya kalkanlar, bize göre, kendi geçmişlerinden utananlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’in hizmetlerini anlatmak için ondan önceki tarihimize kin kusanlar da, aynı şekilde ‘Atatürk maskesi’ takarak, bu millete olan husumetlerini gizlemeye çalışıyorlar. Ne Atatürk’ü ne de Cumhuriyeti bu istismarcı zihniyetin insafına terk etmedik, etmeyeceğiz” diye konuştu.
Türk milletinin 2 bin 200 yılı aşkın devlet tarihinin, Selçuklu ve Osmanlı’nın en büyük gurur ve güven kaynakları olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan bir asır önce İstiklal Harbi’ni başlatarak, Anadolu topraklarına gömülmeye çalışılan milletimizin önünde yeni bir ufuk açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bu milletin en önemli değerlerinden biridir” ifadesini kullandı.
Atatürk’e ve Cumhuriyete yapılacak en büyük katkının, içinden geçilen kritik dönemde birliğe, beraberliğe, kardeşliğe özellikle de 2023 hedeflerine sıkı sıkıya sahip çıkmak olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Eskiler, ‘bal bal diyerek ağız tatlanmaz’ derlerdi. Sürekli Atatürk denilerek onun mirasına sahip çıkılamaz, sürekli Cumhuriyet denilerek Cumhuriyet güçlendirilemez. Bu yıl 96. yıl dönümüne ulaştığımız Cumhuriyetimize en büyük katkıyı, şahsımın başında bulunduğu hükûmetler yapmıştır. Biz bu kavramın lafla istismarını yapmadık, sadece icraatımızla hakkını vermeye çalıştık. Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların üç katı, beş katı, on katı hizmetlere kavuşturarak bilfiil bunun uygulamasını ortaya koyduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatları boyunca Türkiye’nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için tek bir çivi dahi çakmamış kişilerin ağızlarından çıkan Cumhuriyet ve Atatürk sözü, koskoca bir yalandan ibarettir. Ülkemizde yıllardır en büyük ticaret Atatürk ve Cumhuriyet ticaretidir. Bu kavramlar önde perde gibi kullanılarak, arkada ülkemizin yıllarca demokratik ve ekonomik olarak nasıl sömürüldüğünü en iyi milletimiz biliyor” diye ekledi.
Gazi Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’de hiçbir bireyin sadece kendi çıkarını, hesabını, kârını düşünme lüksü bulunmadığını söyledi.
“TERÖR TEHDİTLERİNİ KAYNAĞINDA KURUTMAK İÇİN KİMSENİN BEKLEMEDİĞİ HAREKÂTLARI HAYATA GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, ABD’den İHA, SİHA ve akıllı bomba alma girişimlerini, alamayınca da kendi üretmeye başlamasını anlatarak, “Türkiye’nin asıl gücü; insanımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir ve bundan kaynaklanan cesaretidir. Biz hep birlikte tek yumruk olup düşmanlarımızın tepesine indiğimizde, siyasi, ekonomik ve askerî olarak istedikleri kadar güçlü olsun, kimsenin karşımızda dayanabilmesi mümkün değildir” dedi.
Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini, vesayet odaklarının faaliyetlerini ve darbe teşebbüsünü ve son olarak da ekonomik tehditleri anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların hepsini bertaraf ettiklerini, son olarak da Türkiye’ye yönelik terör tehditlerini kaynağında kurutmak için kimsenin beklemediği harekâtları hayata geçirerek başarıya ulaştıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bulduğu her fırsatta ülkesini dışarıya şikâyet eden, kendi tarihine husumet besleyen, kendi medeniyetine nefretle bakan hastalıklı bir anlayışla, böylesi çetin bir mücadele yürütülemez. Öyle ki, bu zihniyet sahiplerinin özellikle mücadelemize destek vermesinden vazgeçtik, sadece ‘gölge etmeyin başka ihsan istemez’ noktasına geldik” değerlendirmesinde bulundu.
“TARİHİMİZ, BİZİM YÖRÜNGEMİZDİR”
“Binlerce yıllık tarihi sürekliliğimiz içindeki son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kurucusuna sahip çıkmak, elbette hepimizin görevidir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yaparken de geçmişe özellikle de Osmanlı ve Selçuklu’ya haksızlık edilmemesi uyarısında bulundu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı’dan kurtarılabilen miras üzerine kurulduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu mirasa, sadece topraklarımız değil, kurumlarımız da geleneklerimiz de dâhildir. Gazi Mustafa Kemal, Samsun’a bir Osmanlı subayı olarak çıkmış, Ankara’daki Meclis’i yine Osmanlı adına faaliyete geçirmiştir. Cumhuriyetin inşası da Osmanlıdan devralınan mevcut idari sistem üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu hakikatler apaçık ortadayken, sürekli olarak Osmanlıya hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı hâline getirmek, ya cehalettir ya gaflettir ya da art niyettir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimiz, bizim yörüngemizdir. Yörüngeden çıkan bir gök cismi nasıl sonsuz karanlık içinde kaybolmaya ve muhtemelen yok olmaya mahkûmsa, toplumlar da öyledir. Türk milletini kendi tarih yörüngesinden çıkartmak için geçmişiyle bağını kopartmaya çalışanların amacı da budur. Milletler ve devletler mezarlığı olan tarih, bunun sayısız örnekleriyle doludur. Allaha şükür, bugüne kadar milletimizi kadim tarih yörüngesinden çıkartmaya kimse muvaffak olamadı. Kimi dönemlerde kısmen de olsa zayıflıklar ortaya çıktı, ama milletimiz güçlü irfanıyla her seferinde işi düzeltmeyi başardı” dedi.
“BİZE DÜŞEN GÖREV, ECDADIMIZIN GÜÇLÜ YÖNLERİNİ KENDİ GELECEĞİMİZİ AYDINLATAN BİR IŞIK HÂLİNE GETİRMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde “Osmanlıda okuma yazma oranı çok düşükmüş”, “Osmanlının kendi silah sanayi yokmuş”, “Osmanlı, yönetimi altındaki haklara zulmedermiş” iddialarının birileri tarafından dillendirildiğine dikkati çekerek bu iddiaların hepsinin de yalan ve iftira olduğunu vurguladı.
Osmanlı’nın da eksikleri bulunabileceğini, bunların tespitini yapmak ve yerli yerine koymanın da tarihçilerin ve uzmanları işi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize düşen görev, ecdadımızın güçlü yönlerini kendi geleceğimizi aydınlatan bir ışık hâline getirmektir” tavsiyesinde bulundu.
Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in vefatından bir gün önce kendisine “Evladım Tayyip, buralar evlad-ı Fatihan’dır, buralar Osmanlıdır. Ben gidiyorum, buralar size emanettir” dediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizimkiler Bosna Hersek’te bir Osmanlı’nın olduğundan bihaber. Bizim ayak izlerimiz nerelere kadar gitmiş haberleri yok. Kendi milletini, tarihini inkâr edenlerden bir şey olmaz. Türkiye düşmanlığı için malzeme üretenlerin geçmişleri soykırımla, sömürüyle, zulümle, haksızlıkla bezeli olduğu hâlde, kendilerini tam tersi hikâyelerle pazarlamaya çalışıyorlar” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslenerek, ecdatlarıyla gurur duymalarını istedi.
“TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİİNDE DÜNYA ÇAPINDA BİR OYUNCU HÂLİNE GELDİ”
Kemal Karpat başta olmak üzere liyakatlerine kimsenin itiraz edemeyeceği tarihçilerin, Osmanlı toplumunda okuma yazma oranını nüfusun yarısından fazla olarak açıkladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oranın aynı dönemdeki Rusya, İspanya, İtalya başta olmak üzere pek çok ülkeyle karşılaştırıldığında çok yüksek bir oran olduğunu kaydetti.
Balkan Savaşlarıyla başlayan, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi’yle devam eden süreçte, maalesef bu okuryazar nüfusun büyük bir kısmının kaybedildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetle birlikte gerçekleştirdiğimiz harf devrimiyle âdeta her şeyin sıfırlandığını eklediğimizde, elbette ülkemiz okuma yazma oranının çok düşük olduğu bir dönem yaşadı. Ama bunun suçunu Osmanlıya yüklemek, tam anlamıyla bir bühtandır. Nitekim zaman içinde Türkiye, yüzde 100’lük bir okuryazarlık seviyesine ulaşmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı’nın silah sanayi olmadığı iddiasının da koskoca bir yalan olduğunun altını çizerek, “Coğrafyamızdaki 600 yıllık hükümranlığı döneminde neredeyse savaşsız tek bir haftası olmayan Osmanlı’nın, silah sanayi olmadığını iddia etmek kadar saçma bir iddia olamaz” ifadesini kullandı.
Osmanlı’nın asırlar boyunca dünyaya top, tüfek, gemi başta olmak üzere silah sanayi ihracatı yaptığını, İstanbul’un Fethi başta olmak üzere, tüm önemli savaşlarını, silah sanayindeki yenilikçiliğine ve üstünlüğüne bağlı olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sorun, Osmanlının 18. yüzyıldan sonra bu alandaki öncülüğünü ve üstünlüğünü korumayı başaramamış olmasıdır. Dikkat ediniz, hiç olmamasından değil, üstünlüğün kaybedilmesinden söz ediyoruz. Bu durum, ister istemez, daha iyi silahların dışarıdan alınmasını gerektirmiştir. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen Osmanlı son döneminde bu konuda çok önemli hamleler yapmıştır. İkinci Abdülhamit Han’ın İstanbul’da kurduğu modern barut, fişek, top fabrikaları, Cumhuriyete miras olarak kalmıştır. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale başta olmak üzere, Anadolu içlerine yayılan silah sanayinin gerisinde işte böyle bir birikim vardır. Tek Parti yönetimi şayet, Nuri Demirağ’ın Kayseri’de kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil’in İstanbul’da kurduğu silah fabrikası gibi girişimlere sahip çıkmış olsaydı, bugün Türkiye savunma sanayiinde bambaşka bir yerde olurdu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yılda Türkiye’nin savunma sanayiinde millîlik oranının yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkarttıklarını, hedefin yüzde 100 yerli savunma sanayi olduğunu kaydederek, “Türkiye, 2002 yılında toplam bütçesi 5,5 milyar dolar olan sadece 62 savunma sanayi projesine sahipti. Bugün Türkiye, toplam bütçesi 60 milyar doları bulan ve yakında 75 milyar dolara ulaşacak olan 700 projeyle dünya çapında bir oyuncu hâline geldi” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’Yİ 2023 HEDEFLERİNE ULAŞTIRACAĞIZ”
HİSAR füze sistemini, SİPER uzun menzilli hava savunma sistemini, Anadolu çıkarma gemisini, ATAK ve GÖKBEY helikopterlerini, Bayraktar, Anka ve Akıncı insansız hava araçlarını sayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi projelerinde en çok zorluğun motor da yaşandığını, bunu da yerli uçağın dâhil, her alanda ihtiyacı karşılayacak motor üretecek projeyi hayata geçirerek aşacaklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’daki tank palet fabrikasında yapılan işletme hakkı devri sözleşmesini diline dolayanların, burada yapılanların ne anlama geldiğinden habersiz olarak sürekli ortalığı karıştırma gayretinde olduklarını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Dikkat ederseniz, bu işin gece gündüz istismarını yapanlara sorun, satış nedir, işletme devri nedir, daha önce bu fabrika nasıl ve hangi şartlarda çalışıyordu, şimdi ne yapacak gibi soruların hiçbiriyle ilgilenmiyor. Çünkü öyle bir dertleri yok. Tıpkı Atatürk istismarı, tıpkı Cumhuriyet istismarı gibi, bu konuda da kendilerine bir istismar yolu bulmuşlar, gözleri kapalı bir şekilde oradan devam ediyorlar. Sakarya’daki bu tank palet fabrikasının satımı diye bir şey söz konusu değil. BMC fabrikasının yüzde 50’i Katar’ın ortaklığında yüzde 50’i Türk ortaklar olmak üzere kurulan bu şirket şu anda Karasu’da kendi fabrikalarını yapıyorlar, ayrıca yapılacak. Ve burada da o fabrikanın yapımıyla birlikte buranın işletmesi alınmak suretiyle bu süreç devam ediyor. Dürüst olun, samimi olun, milleti aldatma yoluna gitmeyin. Biz netice, netice, netice diyoruz ama siz maalesef farklı yaklaşıyorsunuz. Hâlbuki şöyle bir etraflarına baksalar hakikatleri görecekler. Tabii, şayet göz kamaştırıcı ise hakikatle yüzleşmek bazılarının işine gelmiyor. Onlar, deve kuşu misali, kafalarına kuma gömüp her yeri karanlık sanıyor diye, Türkiye öyle olmuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyete sahip çıkmak ve Cumhuriyeti emanet edenlere layık olmak için her alanda gece gündüz çalıştıklarının altını çizerek Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en üst ligine çıkartmakta da kararlı oldukları vurgusunda bulundu.
“Atatürk’ü anlamak da anmak da böyle olur, lafla değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha saygıyla yâd ederek ve şehitleri rahmetle anarak konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen kurdele kesme töreninde yaptığı konuşmada, “KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda, haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da yapımı tamamlanan ve içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin de bulunduğu, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerleşkeye gelişinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, bu anlamlı tören vesilesiyle bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
“CUMHURİYET YERLEŞKESİ PROJEMİZ KUZEY KIBRIS’IN GURUR KAYNAKLARINDAN BİRİDİR”
Hep birlikte büyük coşku ve heyecan içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bu topraklara bir mühür daha vuruyoruz. Kıbrıs Türk halkına muhteşem bir eser daha kazandırıyoruz. Bugün burada sıradan bir açılış töreni gerçekleştirmiyoruz, aynı zamanda irademizi, azmimizi, hürriyet sevdamızı da ilan ediyoruz. Cumhuriyet Yerleşkesi projemiz Kuzey Kıbrıs’ın gurur kaynaklarından biridir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de inşasına başlanan yerleşkenin 639 bin 475 metrekarelik alanda Cumhurbaşkanlığı binasına, Cumhuriyet Meclisi’ne, yüksek mahkemeye ve millet bahçesine ev sahipliği yapacağını bildirdi.
İlk etapta Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi’nin açılışını bugün gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yerleşkede millet bahçesi, millet camisi ve yüksek mahkeme binalarının da hizmete alınacağını belirtti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artan itibarına yakışır bir eserin Lefkoşa’ya kazandırılmış olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet Yerleşkesi, Kıbrıs Türk halkının kararlılığının sembolüdür. Burası aynı zamanda haksızlık ve hukuksuzluklar karşısında bir devletin var olma iradesinin tezahürüdür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ımızın kader ortaklığının da bir göstergesidir” şeklinde konuştu.
“KKTC CUMHURİYET YERLEŞKESİ, TÜRKİYE VE KKTC’NİN KADER ORTAKLIĞININ BİR GÖSTERGESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güçlü temel üzerine yeni başarılar, yeni eserler inşa edeceklerini, istiklal ve istikbal mücadelesini daha güçlü şekilde devam ettireceklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Kardeşliğimizi bozmaya, aramızı açmaya, bu bereketli topraklara, barış ve huzur yerine nefret tohumları ekmeye çalışanlar başarılı olamayacaktır. Yerleşkenin, Kıbrıs Türk’ünü daha ileriye taşıyacak kararlara ev sahipliği yapacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sevginiz, ahde vefanız için her birinize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün ve yarın da ihtiyaç duyacağınız her anda daima yanınızda olacağını bilmenizi istiyorum. Türk dünyasıyla ilişkilerin güçlendirilmesinden, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız izolasyonun kaldırılmasına kadar her alanda desteğimizi çok güçlü biçimde devam ettireceğiz. Bu düşüncelerle yerleşkenin yapımında emeği ve alın teri olan her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. TOKİ’mizi özellikle tebrik ediyorum. Yerleşkemizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.”
Konuşmaların ardından yerleşkenin açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve protokol üyelerince dualarla gerçekleştirildi.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, TBMM Başkanvekili Celal Adan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, kuvvet komutanları ile çok sayıda milletvekili katıldı.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi Açılış Töreni ile TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni vesilesiyle gittiği başkent Lefkoşa’ya ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ercan Havalimanı’nda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından karşılandı.
Karşılamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a KKTC ziyaretinde; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye, hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında programın hazırlanmasında emeği geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Turkuvaz Medya Grubuna teşekkür etti.
Enerji dönüşümü, madencilik, arz güvenliği, kritik mineraller ve hidrokarbonlar gibi önemli meselelerin ele alınacağı bu zirveyi son derece isabetli bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin enerji sektörü başta olmak üzere ülkeler arasındaki ilişki ve iş birliklerine önemli katkılar yapacağını düşündüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlarla birlikte tüm katılımcılara programa yapacakları kıymetli katkılar için şükranlarını sunduğunu, zirvenin hayırlar getirmesi dileğinde bulunduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’Yİ DOĞAL GAZ VE PETROL ARAMA ALANINDA KÜRESEL BİR AKTÖR HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hem doğal kaynakları hem coğrafi konumu hem de hidrokarbon rezervlerine yakınlığı itibarıyla küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir. Ana geçiş güzergâhı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar yapan bir ülkeyiz. Türkiye’nin enerji güvenliği doğrudan veya dolaylı tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir meseledir. Enerji politikalarımızı hep bu hakikatin ışığında geliştirdik, meseleye hep bu açıdan yaklaştık. Türkiye’yi küresel enerjinin güvenli limanı, emniyetli merkezi hâline getirmek için son dönemde çok önemli atılımlar yaptık. Millî enerji ve maden politikalarımızın hedefi bellidir. Kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmak, enerji ve madencilikte dışa bağımlılığı azaltmak, Karadeniz ve Gabar’daki doğal gaz ve petrol keşifleriyle bu alanda tabiri caizse, şeytanın bacağını kırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıları yeni bir aşamaya taşıdıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi doğal gaz ve petrol arama alanında küresel bir aktör hâline getireceğiz. Bu yeni dönemde ülkemiz enerji ve madencilik sektörlerinde dünyanın dört bir yanında yepyeni iş birliklerine imza atacak, küresel enerji güvenliğine eşsiz katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.
“TÜRKİYE GENELİ GÜNLÜK PETROL ÜRETİMİMİZ 135 BİN VARİLİ AŞARAK YENİ BİR REKOR KIRDI”
Türkiye’nin enerjide ulaştığı seviyeyi kısaca özetlemek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İlk açıkladığımızda muhalefet partilerinin her seçim öncesi ‘petrol buluyorlar’ diyerek alay ettiği Gabar’da günlük üretimimiz 81 bin varili geçti. Bugüne kadar Gabar’da, toplam değeri 2 milyar dolara yaklaşan 26 milyon varilin üzerinde üretim gerçekleşti. Arama ve üretim faaliyetleri için 540 kilometre uzunluğunda yeni yollar inşa edildi. Tabii bununla yetinmiyoruz, mevcut keşif alanlarındaki saha geliştirme faaliyetlerimizi 3 binden fazla personelle devam ettiriyoruz. Nihai hedefimiz olan günlük 100 bin varil petrol üretimine çok kısa bir süre içinde ulaşacağız. Gabar’daki çalışmalarla birlikte Türkiye geneli günlük petrol üretimimiz 2025 Mart sonu itibarıyla 135 bin varili aşarak yeni bir rekor kırdı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak hassasiyetle yürüttükleri “Terörsüz Türkiye” çalışmalarında arzu edilen neticeyi aldıklarında bambaşka bir hikâye yazacaklarını söyledi.
Terör gölgesinin bölgenin üzerinden kalkmasından sonra ekonominin her alanında olduğu gibi enerjide de hedeflere koşarak ilerleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışındaki petrol sahalarında da yaklaşık 40 bin varillik üretimlerini sürdürdüklerini kaydetti.
“2028’DE SAKARYA GAZ SAHASI’NDA GÜNLÜK ÜRETİMİ 40 MİLYON METREKÜPE YÜKSELTMEYİ AMAÇLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Gaz Sahası’nda birinci fazı başarıyla tamamladıklarını, mevcut durumda 12 kuyudan günlük bazda 9,5 milyon metreküp gaz ürettiklerini, ülkedeki 4 milyonu aşkın hanenin doğal gaz ihtiyacının buradan karşılandığını ifade etti.
Geçen yıl Sakarya Gaz Sahası’nda kümülatif olarak yaklaşık 1,8 milyar metreküp üretim gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale’deki yüzer üretim platformumuz önümüzdeki yıl Sakarya sahasında göreve başlayacak. Böylece günlük 10 milyon metreküp ilave üretim yapacağız. 2026 yılı içerisinde Faz-1 ve Faz-2 toplamında yaklaşık 20 milyon metreküp günlük üretim hedefliyoruz. 2028’de Sakarya Gaz Sahası’nda günlük üretimi 40 milyon metreküpe yükseltmeyi amaçlıyoruz. Bu hedefe ulaştığımızda konutlarımızın doğal gaz ihtiyacının tamamını kendi kaynaklarımızdan karşılıyor olacağız” diye konuştu.
“ORUÇ REİS, ÇALIŞMALARINI BU AY İÇİNDE TAMAMLAYACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji diplomasisinin politikalarının bir diğer önemli ayağını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali denizlerinde her biri 5 bin kilometrekare alanı kapsayan 3 ayrı lokasyonda, 3 boyutlu sismik arama faaliyetlerini sürdürüyor. Şu ana kadar 4 bin 111 kilometrekarelik proje alanının 3 bin 700 kilometrekaresi yani yüzde 90’ı taranmış durumda. Oruç Reis, çalışmalarını inşallah bu ay içinde tamamlayacak. Şayet bu çalışmalar olumlu neticelenirse bir sonraki aşamaya yani sondaj çalışmalarına geçeceğiz. Somali’yle imzaladığımız üretim paylaşım anlaşmaları kapsamında, bu ülkede 16 bin kilometrekarelik 3 ayrı kara alanında çalışmalar yapacak. Sismik veri toplama faaliyetlerinin ardından sondaj aşamasına geçilecek. Bu çalışmalar keşifle sonuçlanırsa iki ülke arasındaki stratejik işbirliği farklı bir boyut kazanacaktır.”
Yeni hidrokarbon keşifleriyle birlikte enerji tedarik güvenliğinin artacağına, dışa bağımlılığın azalarak yeni iş imkânlarının ortaya çıkacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Somalili kardeşlerimiz de bu süreçten çok ciddi faydalar elde edecek. Somali için teknoloji transferi, altyapı gelişimi, istihdam artışı ve yeni yatırımlar anlamına gelen bu süreç, Somali’nin ekonomik kalkınmasını inşallah daha da hızlandıracak” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde sömürgecilik ayıbı olmadığını vurgulayarak, kimsenin toprağında, egemenliğinde, yer altı ve yer üstü kaynaklarında hiçbir zaman gözlerinin olmadığını anlattı.
“Ne yaptıysak hakka ve adalete uygun şekilde yaptık. Kendi çıkarlarımızla birlikte muhataplarımızın menfaatlerini de gözettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaklık ve dayanışma temelinde “kazan kazan” anlayışıyla iş birliklerini geliştirdiklerini söyledi.
“PAKİSTAN, ENDONEZYA VE MALEZYA’YLA OLAN GÜÇLÜ İLİŞKİLERİMİZİ ENERJİ SAHASINDA DA TAHKİM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada sadece dostluk için, kardeşlik için, beraber kalkınmak, beraber kazanmak için varız. Yine bu anlayış temelinde Pakistan, Endonezya ve Malezya’yla olan güçlü ilişkilerimizi enerji sahasında da tahkim ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Pakistan millî petrol şirketleri ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) arasındaki iş birliğinin 30 Nisan’da yapılan Pakistan Kara Arama Ruhsatları İhalesi’yle yeni bir devreye taşındığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî petrol şirketinin Endonezya’nın en büyük enerji firmalarından biri olan Pertamina’yla 12 Şubat’ta imzaladığı mutabakat zaptının sektördeki ortak faaliyetlerini çok daha ileri seviyelere ulaştıracağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın millî petrol ve gaz şirketi Petronas ile 4 farklı alanı kapsayan anlaşmanın imzalanması için çalışmaların devam ettiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Tüm bu adımlar Asya’daki yeni enerji kaynaklarına erişim sağlamak ve enerji güvenliğimizi arttırma noktasında büyük önem arz ediyor. Macaristan’ın MOL şirketiyle geçtiğimiz yıl bu ülkedeki 3 farklı saha için ortak teklif verme anlaşması imzalamıştık. Yapılan ihalelerle birlikte 2 blok bu konsorsiyum tarafından kazanıldı ve 2 gün önce de imtiyaz anlaşmaları imzalandı. İngiltere ve Fransa merkezli 2 büyük petrol şirketiyle 2027’den itibaren sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikine yönelik anlaşmaları tamamladık. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’la yine doğal gaz tedarikine yönelik önemli anlaşmalarımız oldu. Avrupa ülkelerinin yaşadığı enerji krizini hafifletmek adına bölgedeki enerji güvenliğine katkı yapmak için pek çok girişimde bulunduk.”
“NİHAİ HEDEFİMİZ TÜRKMEN GAZINI HAZAR GEÇİŞLİ BORU HATTIYLA ÜLKEMİZE GETİRMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan doğal gazında ilk akışı İran üzerinden 1 Mart itibarıyla başlattıklarını aktardı.
Şu ana kadar bu hatta 250 milyon metreküpün üzerinde gaz temin edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar toplam 1,3 milyar metreküp doğal gazın inşallah akışını sağlamış olacağız. Bu noktada ilk planımız anlaşmayı 5 yıl daha uzatmak, nihai hedefimiz ise Türkmen gazını Hazar geçişli boru hattıyla ülkemize getirmektir. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek hem ülkemiz hem Avrupa için çok daha yüksek miktarda gaz akışı sağlama imkânına kavuşmuş olacağız” dedi.
Yenilenebilir enerji alanındaki çalışmaların da son sürat devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâlihazırda rüzgâr ve güneşte kurulu gücümüz 25 bin megavatı aştı. Tüm konutların elektrik ihtiyacının sadece rüzgâr ve güneşten karşılayabilecek seviyeye geldik. 2035’e kadar maliyeti yaklaşık 80 milyar dolar olan ilave santral yatırımlarıyla bu gücümüzü 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklı yatırımlarda izin ve onay süreçlerini daha da kısaltacağız. Rüzgâr ve güneş kurulu gücünün iletim ve dağıtım sistemine sorunsuz şekilde entegre edilebilmesi için yeşil ileti altyapısını oluşturacağız.”
“2028’DE AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ’NİN TAM KAPASİTE ÇALIŞMASINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Cumhuriyet tarihinin en büyük enerji projesi olan Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin ilk reaktörünün inşasının yakın zamanda tamamlandığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk reaktörün türbin montajını bitirdik. Türbin şaftını da başarıyla döndürerek önemli bir aşamayı geride bıraktık. Bu yıl sonunda deneme üretimine başlayıp Akkuyu’dan ilk elektriği vereceğiz. Diğer reaktörlerin de tamamlanmasıyla birlikte 2028’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin tam kapasite çalışmasını öngörüyoruz” diye konuştu.
Akkuyu Nükleer Enerji Güç Santrali’nin tüm bileşenleriyle devreye girdiğinde doğal gaz ithalatının yıllık 7 milyar metreküp azalacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da 2,5 milyar dolarlık tasarruf anlamına geldiğini kaydetti.
“MADEN SEKTÖRÜMÜZÜN TOPLAM BÜYÜKLÜĞÜ 2023 YILI İTİBARIYLA 270 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu yatırımların vatandaşların hayatına da doğrudan dokunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bakınız sadece son 3 yılda elektrik ve doğal gazda milletimize 983 milyar lira destek verdik. Bugün konutların yüzde 97’si devlet desteğinden faydalanıyor. Bir diğer önemli başlık, madencilik alanındaki çalışmalarımızdır. Dünyadaki 90 çeşit madenin 70’ini kaynak envanterinde bulunduran, üretilen maden çeşitliliğinde dünyada 7’nci sırada yer alan bir ülkeyiz. 155 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan maden sektörümüzün toplam büyüklüğü 2023 yılı itibarıyla tam 270 milyar dolara ulaştı. 2024’te sektör ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 4,7 artarak 6 milyar doları aştı. Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar dolar değerinde 2,5 milyon ton bor ürünü satarak yeni rekora imzayı attık.”
“ENERJİ ALANINDA TÜRKİYE’Yİ ÇOK FARKLI BİR LİGE YÜKSELTTİK”
Bandırma’da yapımına başlanılan yılda 800 ton kapasiteli Ferrobor Üretim Tesisi’ni de gelecek günlerde hizmete vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nijer’de ruhsatını aldığımız altın sahalarından birinde de bu yıl içerisinde ilk üretime başlamayı hedefliyoruz. Uluslararası enerji rekabetinin son dönemde yoğun şekilde kızıştığı nadir toprak elementlerinde de önemli rezerve sahibiz. 690 bin tonla dünyanın tek sahada, en büyük ikinci nadir toprak elementi rezervi Eskişehir’imizin Beylikova ilçesinde bulunuyor. Rezervin bulunduğu alandaki işletmemiz, pilot tesis olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Nadir toprak elementlerimizi ham maddeye dönüştürecek tam teşekküllü endüstriyel tesisi inşallah çok yakın zamanda hayata geçirecek, ülkemizi bu elementleri üretebilen 5 ülkeden biri yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada şunu açık ve net söylemek isterim. Avrupa’nın yaşadığı enerji krizlerinde Türkiye’nin güvenli bir liman olarak öne çıkması, asla tesadüf değildir. Biz 2002’den bu yana hazırlığımızı yaptık, altyapımızı kurduk, irademizi ortaya koyduk. Yani enerji alanında Türkiye’yi çok farklı bir lige yükselttik. Şimdi zirveye çıkmak istiyoruz. Adımızı en iyiler arasına yazdırmak istiyoruz. Bunda kararlıyız, sabırlıyız. Başardıklarımızın özellikle satır başları olarak azimle geleceğine yürüyoruz” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.