Connect with us

Dünya

“İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar, en az failler kadar, bu suçlara ortaktır”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar, en az failler kadar, bu suçlara ortaktır. Gazze’de öldürülen yavruların kanı, İsrail yönetimine silah, mühimmat ve istihbarat desteği sağlayanların alınlarına, utanç lekesi olarak yapışmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, toplantının partisine, ülkeye ve millet için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz etti.

Sözlerinin başında, bugün kuruluşunun 40. yıl dönümünü kutlayan KKTC’nin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı’nı canı gönülden tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Destansı mücadeleleriyle işgale, esarete, zulme ‘Dur’ diyen kahramanları rahmetle yâd ediyor, Kıbrıs halkına buradan selamlarımı gönderiyorum. Türkiye olarak Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, Gazze ve Ramallah başta olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyasında tarifi imkânsız acıların yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdiklerine işaret ederek, hükûmet olarak bir taraftan İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkânlarını kullanırken, diğer taraftan da Türkiye’yi güçlendirmeye devam ettiklerini belirtti.

“CUMHURİYETİMİZİN 100. YAŞINI, HEP BİRLİKTE BÜYÜK BİR COŞKUYLA KUTLADIK”

Son toplantıdan bu yana şehir ziyaretlerinden toplu açılış törenlerine, anma ve kutlama etkinliklerinden inşası tamamlanan projelerin açılışına, yurt dışı zirvelerden kabuller ve görüşmelere kadar her alanda ve geniş bir yelpazede ülkeye hizmet yolculuğunu kesintisiz sürdürdüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak 28 Ekim’de 1,5 milyon insanın katılımıyla Atatürk Havalimanı’nda düzenledikleri Büyük Filistin Mitingi ile mazlum Gazze halkının yanında olduklarını çok net biçimde gösterdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Buradan bir kez daha değerli katılımlarıyla mitingimize teşrif eden MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte tüm genel başkanlara, siyasetçilere ve misafirlerimize teşekkür ediyorum. Kalbi, Filistin ve Gazze’deki kardeşleri için çarpan aziz milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Ertesi gün, malumunuz, 29 Ekim’di. Cumhuriyetimizin 100. yaşını, 85 milyon olarak hep birlikte büyük bir coşkuyla kutladık. Böylece, öküz altında buzağı arayan, Büyük Filistin Mitingi’ni bahane ederek fitne peşinde koşan istismarcılara esaslı bir ders verdik.”

“YENİ NESİL BİR UÇAK GEMİSİ İNŞA ETMEK İÇİN KOLLARI SIVADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Boğazı’nda, donanmanın 100 gemiyle yaptığı resmigeçit töreninin çok önemli mesajlar ve semboller içerdiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dostlarımıza güven, hasımlarımıza korku salan bu tören vesilesiyle, donanmamız başta olmak üzere ordumuzun kabiliyetlerini görme fırsatı bulduk. Bilhassa dünyanın ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu’nun, donanmamızın gücüne nasıl bir güç kattığını, orada yakinen müşahede ettik. Tabii bununla yetinmiyoruz. TCG Anadolu’nun büyük kardeşi olacak yeni nesil bir uçak gemisi inşa etmek için kolları sıvadık. Hava gücümüzde çarpan etkisi yapacak, 5. nesil millî muharip uçağımız KAAN ile ilgili çalışmalar devam ediyor. İnşallah 2023 senesi bitmeden KAAN’ın havalandığını göreceğiz. SİHA teknolojisinde çığır açan Bayraktar TB-3’ün çeşitli testleri başarıyla gerçekleştiriliyor. Genel Maksat Helikopterimiz GÖKBEY, 20 bin fit irtifa testini sorunsuz bir şekilde tamamladı. AKSUNGUR İHA, millî motoruyla 30 bin fit yükseklikteki uçuşunu başarıyla yaptı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insansız sistemlerden hava savunmaya, zırhlı kara araçlarından elektronik harp yeteneklerine kadar her alanda kendilerini sürekli geliştirdiklerini ifade ederek, son 21 yılda Türkiye’nin bu alandaki dışa bağımlığını yüzde 80’lerden bugün yüzde 20’lere kadar düşürdükleri gibi savunma ‘sanayiinde tam bağımsız Türkiye’ hedefine de mutlaka varacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu konuda, en küçük bir şüphemiz bulunmuyor. Bölgemizde yaşanan son gelişmeler, bize bunun ne kadar hayati, ne kadar acil bir mesele olduğunu tekrar hatırlatmıştır. Daha önce de ifade ettim ama bugün tekrar vurgulamak istiyorum. Türk milleti olarak, şayet bu topraklarda hür, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Siyasetiyle, ekonomisiyle, sosyal yapısıyla, askerî gücüyle, güvenliğiyle her alanda güçlü olmazsak, bizi bu topraklarda yaşatmazlar. İşte sizler de görüyorsunuz, vatan topraklarımızla ilgili habis niyetler taşıyan çevreler, ne kadar dikkatli hareket ederlerse etsinler, kendilerini bir şekilde ifşa ediyorlar.”

“GÜÇLÜ VE MODERN BİR ORDU, OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”

“Yıllarca Ermenistan ülkemiz topraklarıyla ilgili ham hayaller peşinde koştu. Karabağ Savaşı ile dersini aldı, yerine oturdu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler, bin yıldır sayısız benzer hayal sahibi gibi, bunların da sonu hüsran olacaktır. Komşularımızı bize karşı kışkırtanların, PKK’yı üzerimize salanların, FETÖ’yü sinsice içimize sokanların heveslerini kursaklarında bırakmayı hep sürdüreceğiz. Bunun için önce milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var. Biz 85 milyon tek yürek, tek bilek olduğumuz sürece, Allah’ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu birlik ve beraberliği destekleyecek siyasi ve diplomatik altyapıya da sahip olunması gerektiğine işaret ederek, “Aynı şekilde güçlü ve modern bir ordu, olmazsa olmazımızdır. İyi yetişmiş ve donatılmış bir polis, jandarma, sahil güvenlik teşkilatı, huzurumuzun teminatı demektir. İnsan kaynağı ve kapasite bakımından etkinliği artırılmış bir istihbarata sahip olmak, aynı şekilde vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Elbette hepsinin tamamlayıcısı yatırıma, istihdama, üretime, ihracata dayalı sağlam, dirençli, dinamik bir ekonomidir. Diğer türlü bu topraklarda bırakın yaşama imkânını, bize nefes alma hakkı dahi tanımayacaklarını hepimiz gayet iyi biliyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.

Çok değil daha bir asır önce Çanakkale’de bunun yaşandığını, milletçe vatanın lime lime edilmeye çalışılmasının çok acı bir şekilde görüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Mehmet Akif Ersoy’un mısralarında anlattığı vahşet tablosunu asla unutmadıklarını ve hiçbir zaman da unutmayacaklarını vurguladı.

Ersoy’un ‘Çanakkale Şehitlerine’ şiirinden “Eski Dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer/Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer/Yedi iklimi cihanın duruyor karşında/Avustralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada/Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk/Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah göstermesin, zayıf düşersek, bu barbarlığın çok daha kanlı, çok daha kalleş bir şekilde tekerrür etmesine mani olamayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatanın bekası, milletin istiklal ve istikbali için fedakârca çalışan, güvenlik güçleri başta olmak üzere herkese Allah’tan muvaffakiyetler diledi ve partisinin önceki TBMM Grup Toplantısı’ndan bugüne kadar gerçekleştirdikleri çalışmalara ilişkin bir video izletti.

“GÖNLÜM FERAH, AÇIK OLARAK DİYORUM Kİ İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, birlikte basın toplantısı düzenlediği iki bakanıyla bile aynı istikamette yürümediğini söyledi.

Bütün meselenin, dünyada haklının yanında yer alacakların duruşu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda maalesef beklenen gelişmeler oluyor mu? Hayır, hâlâ olmuyor. Amerika başta olmak üzere Batı, hep birlikte hâlâ maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor. Fransa önce farklı açıklamalar yapıyor daha sonra bakıyorsunuz geri vitese takıyor. Dürüst ol. Bir gün öyle bir gün böyle yapma. Aynen şu anda Filistin’dekilerin durumu gibi. Biz istiyoruz ki dimdik, dosdoğru ama hiçbir zaman kalkıp da akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırların güvenliği, terörle mücadele, insanların huzuru, ekonomideki sıkıntıların çözümü, 6 Şubat depremleriyle yıkılan şehirlerin inşasının, gündemlerinin değişmez ve en öncelikli başlıkları olduğunu; bunlara ilave olarak Gazze’ye yönelik İsrail vahşetinin de 7 Ekim’den beri gündemlerinin en üst sırasında yer aldığını dile getirdi.

Amerika’nın ve Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail hükûmetinin, katliamlarına tam 40 gündür aralıksız bir şekilde devam ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri, pazar yerlerini, binaları, sokakları kasıtlı olarak hedef alan İsrail’in, bir şehri içindeki insanlarıyla topyekûn yok etme stratejisi uyguladığına dikkati çekti.

İsrail’in, evlerini terk etmeye zorladığı sivilleri yolda kasıtlı olarak bombalayan bir canilikle, kelimenin tam anlamıyla bir devlet terörü sergilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben şu anda gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir. Hamas’ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun. Hamas, Filistin’de seçimlere girip seçim kazanan bir siyasi parti. Seçimi kazandıktan sonra da hakkını, haklarını elinden aldınız. İsrail, Amerika birlikte aldılar. Bu gerçekleri görelim. Ama hâlâ benim ülkemde bile Hamas’ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var” diye konuştu.

“İSRAİL YÖNETİMİ, SİVİLLERE KARŞI İNSANLIK TARİHİNİN EN KALLEŞ SALDIRILARINI DÜZENLİYOR”

Bugüne kadar İsrail tarafından katledilen 12 bine yakın Gazzelinin üçte ikisini çocuklar ve kadınların oluşturduğunu; İsrail yönetiminin, Gazzeli çocuklara, kadınlara ve sivillere karşı insanlık tarihinin en kalleş saldırılarını düzenlediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de 40 gündür şahit olduklarımızı anlatmak için savaş dâhil tüm kavramlar yetersiz kalmaktadır. Çünkü savaşın da bir ahlakı vardır; adabı, hukuku ve sınırı vardır” ifadelerini kullandı.

Savaş hukukunun ilk kuralının çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve hastalara dokunmamak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuvözdeki, kundaktaki bebekleri katledenler, evlerinden kovdukları masumların tepesine bomba yağdıranlar, insanların suyunu, gıdasını, yakıtını keserek ölüme mahkûm edenler, iki milyonu aşkın sivili atom bombasıyla yok etmekten bahsedenler… Buradan Netanyahu’ya sesleniyorum; Sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla ama açıklayamaz. Ey İsrail sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz. Artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol ama gidicisin. Ahlak, vicdan, onur namına ne varsa hepsini kaybedenler insan değil ancak belhüm adal olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve Filistinlilerin yaşadıklarına ilişkin bir video izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızda bir soykırım var. Şu anda yüzlerce, binlerce avukat Lahey Adalet Divanına ve böyle bir soykırımı yaptığı için bunları, kesinlikle soykırım noktasında da bütün adımları atıp, gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.

“OLAY HAÇLI-HİLAL MESELESİDİR”

“İnsanım” diyen hiç kimsenin, Gazze’de yaşananları onaylayamayacağını, mazur ve meşru göremeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail yönetimini lanetlerken ebette bu katliamlara aleni destek verenleri, meşrulaştırmak için kırk dereden su getirenleri de unutmuyoruz. İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar, en az failler kadar bu suçlara ortaktır. Gazze’de öldürülen yavruların kanı, İsrail yönetimine silah, mühimmat ve istihbarat desteği sağlayanların alınlarına utanç lekesi olarak yapışmıştır. Düşünebiliyor musunuz, her gün yüzlerce çocuk bombaların altında can veriyor; Avrupa Birliğinden Amerikasına sürekli insan hak ve hürriyetlerinden dem vuranların hiçbiri çıkıp tek kelime etmiyor, edemiyor. Gazze’deki vahşeti dünyaya duyuran gazetecileri, aileleriyle birlikte İsrail katlediyor; uluslararası basın kuruluşları tek bir açıklama dahi yapmıyor.”

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bırakın Gazzeli sivillerin hayatını korumayı, teşkilatın kendi çalışanlarına dahi sahip çıkamıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler üyesi 121 ülkenin Genel Kurulda sergilediği irade, Güvenlik Konseyindeki bir-iki ülke tarafından resmen gasbediliyor. İsrailli bakanlar, nükleer silaha sahip olduklarını kameralar önünde itiraf ediyor, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, bununla ilgili harekete geçmiyor. Kur’an-ı Kerim’i yakan alçakların eylemlerine ‘fikir özgürlüğü’ diyerek izin verenler, Gazze’deki katliama tepki gösteren vicdan sahibi insanları gözaltına alıyor, tutukluyor, seslerini kısmak için her yolu deniyor. Daha bunun gibi pek çok çifte standarda, omurgasızlığa ve vicdansızlığa şahitlik ettik, hâlen de ediyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısında 23 kişinin ölümünün ardından dünyadan devlet başkanları ve başbakanların Paris’te yürüyüş yaptığını anımsatarak, “Şimdi 13 bine yakın insan öldü, nerede bu dünyanın devlet başkanları, başbakanlar nerede? Hadi gelin bir de bununla ilgili yürüyün bakalım. Vicdanınız, insafınız yok mu? Hadi gelin bir de bununla ilgili yürüyün. Olay haçlı-hilal meselesidir. Olaya böyle bakıyoruz” diye konuştu.

“ZAFER, GAZZELİLERİN VE FİLİSTİN HALKININ OLACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’nin tüm dünyada maskeleri düşürdüğünü, cafcaflı kavramların arkasına gizlenenlerin gerçek yüzlerini ortaya çıkardığını, bu krizin sadece yurt dışında değil, Türkiye’de de bir turnusol işlevi gördüğünü söyledi.

Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da milletin ezici çoğunluğunun Gazze meselesinde vicdanlı, onurlu ve dirayetli bir duruş sergilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli yöntemlerle, hukuk ve demokrasi zemininde İsrail’e tepki gösteren tüm vatandaşlara teşekkür etti.

Sosyal medya mecralarından gazete ve televizyona tüm iletişim araçlarını kullanarak Gazze halkının sesi olan basın mensuplarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail, Gazzeli masum çocuklara ve sivillere karşı yürüttüğü savaşın medya cephesini, uluslararası basındaki tüm kontrolüne rağmen kaybetmiştir. Londra’dan Madrid’e, Cakarta’dan İslamabad’a kadar dünyanın dört bir köşesinde meydanları dolduran yüzbinler gösteriyor ki; İsrail, insanlık vicdanında da şimdiden mahkûm olmuştur. Hangi inançtan olursa olsun, mazlumun yanında saf tutan tüm Filistin dostlarını buradan saygıyla selamlıyorum. İsrail katliamlarına bu şekilde devam ederse tüm dünyada lanetlenen bir terör devleti olduğunu her yerde tescil ettirecektir. Çünkü zulüm ile abad olmaya çalışanın, ahiri her zaman berbat olur” diye konuştu.

Necip Fazıl Kısakürek’in “Üzülme! Davanın sahibi Hak’tır. Hak olan davada zafer muhakkaktır” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzelilerin direniş ruhunu, metanetini, sabrını, tevekkülünü ve iman gücünü gördükçe, üstadın müjdesine tüm kalbiyle inandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaferin Gazzelilerin ve Filistin halkının olacağını, bundan en küçük bir şüphe duymadıklarını söyledi.

“ZALİMLE MAZLUMU EŞİTLEMEK, ZALİMİ AKLAMAK DEMEKTİR”

Bu süreçte kendilerini asıl üzenin, iradesini İsrail’e kaptırmış Batılı ülkelerin suskunluğunun değil, Gazi Meclisin kürsüsünden söylenen kimi sözler olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri çıkıyor müstevlilere karşı Millî Mücadele’yi sevk ve idare etmiş bu yüce çatı altında, işgalcilerle vatanlarını savunan insanları bir tutabiliyor. Sayıca çok az da olsa, ülkemizdeki bazı kesimlerde gördüğümüz bu tavrın altında yatan sebepleri biz gayet iyi biliyoruz. Kimi korkaklıktan, kimi tıynetinin bozukluğundan, kimi satılmışlıktan, kimi ideolojik sapkınlıktan şu hakikati göremiyor, görse de umursamıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Meselenin Filistin, Gazze, Kudüs, Arap olmanın ötesinde doğrudan Türkiye’nin ve milletin varlığı olduğunu anlamayanlara bakınca, insanın aklına Mehmet Akif Ersoy’un dizelerinin geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak’ şiirinin mısralarını okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devir feryat etme devri değildir. Vakit, evlatlarımız için gerekirse kendimizi yakma vaktidir. Bunu da hesapsız, kitapsız, süfli bir hamasetle değil; çalışarak, azmederek, güçlenerek, adımlarımızı planlı bir şekilde atarak yapacağız” dedi.

Türkiye’de birilerinin yaptığı gibi zalimle mazlumu eşitlemenin, zalimi aklamak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP ve bazı ortaklarının yaptığı tam olarak budur. Açıkça İsrail yönetimini savunamadıkları için direnişçileri ‘terör örgütü’ ilan ederek, canileri temize çekmeye çalışıyorlar. Bunu da millete ‘tarafsızlık’ diye yutturabileceklerini düşünüyorlar. Hadi CHP’yi anlıyoruz, zira onların bu konuda sicili zaten bozuk. YPG’li teröristleri ‘vatanlarını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum’ olarak görenlerden, asker-polis katillerinin cenazelerinde poz verenlerden, zaten başka bir yaklaşım beklemiyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli direnişçileri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu gibi bir fanatikle aynı kefeye koyan diğer bazı siyasetçileri de esefle karşıladıklarını dile getirerek, “Çok açık ve net söylüyorum. Biz birileri rahatsız olacak diye, Hamas mensuplarının, işgal politikaları karşısında vatanlarını, izzetlerini ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz” ifadelerini kullandı.

“KARARLARIN TAM MANASIYLA HAYATA GEÇİRİLMESİ İÇİN GEREKEN ÇABAYI HARCAYACAĞIZ”

11 Kasım Cumartesi günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesi’nde, Gazze krizindeki duruş ve çözüm önerilerini kayda geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrailli yerleşimcilerin ilk kez terörist olarak tanımlanmasından İsrail’in işlediği insanlık suçlarının takip edilmesine, Gazze’nin yeniden imarı için fon oluşturulmasından uluslararası barış konferansının süratle toplanmasına, İsrail’in nükleer silahlarının ortaya çıkarılmasından kimyasal silah kullanımının araştırılmasına kadar pek çok başlıkta ilk defa mutabakata varılan kararlar aldıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, somut adımları içeren maddelerin metne girmesinde, Türkiye’nin teklifleri ve ağırlığını koymasının belirleyici rol oynadığına işaret ederek, “Kimi hususlar beklentilerimizin altında kalsa da biz alınan kararların tam manasıyla hayata geçirilmesi için gereken çabayı harcayacağız” dedi.

Şu ana kadar 10 uçak dolusu malzemeyi, Gazze’ye ulaştırılmak üzere Mısır’a sevk ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü de içerisinde birçok ihtiyaç maddesinin bulunduğu 666 tonluk yardım malzemesi taşıyan gemiyi bölgeye gönderdiklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil yardım gemisinin pazar günü Mısır’ın El Ariş Limanı’na vardığını kaydederek, “Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde yardım malzemelerini Gazze halkına Refah Kapısı’ndan ulaştıracağız. Kanser hastaları ve yaralı çocukların tedavilerinin ülkemizde yapılmasıyla ilgili görüşmelerimiz sürüyor” diye konuştu.

“DİPLOMATİK TEMASLARIMIZI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE DAHA DA ARTIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, dünyanın pek çok ülkesinden gelen devlet ve hükûmet başkanlarının eşlerinin katılımıyla Dolmabahçe’de bugün bir toplantı gerçekleştirildiğini aktararak, şöyle devam etti: “Filistin ve barış için İstanbul’da bir araya gelen saygıdeğer misafirlerimize şimdiden teşekkür ediyoruz. Biz de diplomatik temaslarımızı önümüzdeki günlerde daha da artıracağız. Gerek bu 121 ülke, gerek bu 40 ülke, bütün bunları tek tek gerek telefon diplomasisi, gerekse ziyaret etmek suretiyle görüşeceğiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 121 evet oyuyla kabul ettiği Gazze kararına çekimser oy kullanan ülkelerin liderlerine telefon açacağız. İkili planda Filistin’e görünür-görünmez her türlü insani desteği sağlarken, uluslararası alanda da İsrail’i yalnızlaştırmaya inşallah devam edeceğiz. Bu ülkenin, Gazzeli mazlumları hunharca katleden siyasi ve askerî yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayacak adımlar atacağız. Filistinlilerin evlerine, arazilerine el koymakla, günlük hayatlarını zorlaştırmakla kalmayıp, onları sokaklarda alçakça katleden yerleşimci denen teröristlerin her birinin uluslararası alanda bu sıfatla tanınması için çalışacağız. İslam dünyasının Kudüs, Filistin, Gazze hassasiyetinin hep canlı kalması için tüm mekanizmaları sürekli işler hâlde tutacağız. Hazreti İbrahim aleyhisselamın ateşine su taşıyan karınca misali, tek başımıza kalsak da Gazzeli mazlumları asla sahipsiz bırakmayacağız.”

“İÇLERİNDEKİ VESAYET HEVESLERİNE HİÇBİR ZAMAN SET ÇEKEMEDİLER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1950’den beri tarihin yanlış tarafında konumlanan muhalefetin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında da gayriinsani bir yerde durmasının tesadüf olmadığını söyleyerek, şunları kaydetti: “Milletin ruh ve değer dünyasından kopukluk, bunların genlerinde vardır. 27 Mayıs’ı alkışlarla karşılayanlar, darbeyi ‘hürriyet ve anayasa bayramı’ diye millete zorla kutlatanlar, halkın vermediği yetkiyi vesayet odaklarının lütfunda arayanlar, gerektiğinde iktidar için terör örgütleri ve emperyalist güçlerle iş tutanlar, bunların hepsi de CHP zihniyetinin farklı dönemlerdeki temsilcileriydi. Biz bu zihniyeti, 40 yılı aşan siyasi hayatımızın her bir aşamasında defalarca karşımızda bulduk. 27 Nisan bildirgesinden 367 garabetine, partimize yönelik kapatma davasından MİT krizine, FETÖ’nün 17-25 Aralık girişiminden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasiyi, millî iradeyi ve milletin egemenliğini hedef alan tüm teşebbüslere aleni destek verenler hep bunlardı. Çünkü bunlar, vatandaşa tepeden bakma hastalığından bir türlü kurtulamadılar. İçlerindeki vesayet heveslerine hiçbir zaman set çekemediler.”

“Tek parti döneminden bu yana aktörler değişti, söylemler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP’nin faşist kodlarında en ufak bir değişim olmadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk’ün partisinin kimi zaman mezhepçi fanatiklerin, kimi zaman marjinal örgütlerin, kimi zaman jakobenlerin, kimi zaman da siyasi ikbali için her kılığa giren bukalemun tiplerin elinde adeta oyuncağa döndüğünü ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin son kurultayında bu gerçekliğe bir kez daha şahitlik ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Değişim dediler, yenilenme dediler, bir sürü albenili kavramı arka arkaya sıraladılar. Ancak kurultaylarında Selo’sundan Kavala’sına ne kadar demokrasi düşmanı varsa, tekmiline birden selam çaktılar. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı, yoksa emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adımı ne olacak, o da meçhul. Ama genel başkanın da onu oraya getirenlerin de iplerini ellerinde tutanların amaçlarının asla değişmediğini gayet iyi biliyoruz. Dikkat ederseniz, son seçimler öncesinde iyice ayyuka çıkan Kandil ve Pensilvanya ile işbirliklerini sonlandırma adına hiçbir emare göstermediler. Seçim hezimetinin tüm faturasını sabık genel başkanlarına keserek, kendilerini temize çekmeye çalıştılar. Ziya Paşa’nın, tüm bunları anlatan çok meşhur bir beyiti var; ‘En ummadığın keşf eder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?’ Evet, bunlar da vatandaşı, kendileri gibi balık hafızalı sanıyor. Oysa hepsi oradaydı. Bugün Meclis kürsüsünden millete siyasi etik dersi verenlerin tamamı o gün çevrilen dolapların tam göbeğindeydi. Bizim o dönem frankeştayn ittifakı dediğimiz, ruhsuz, insicamı olmayan, ucube yapıyı millete umut diye pazarlayanlar kendileriydi. Bugün recmettikleri sabık genel başkanları galiba ofis açmış, inşallah mutfağı da unutmamıştır. Daha 5-6 ay öncesine kadar yere göğe sığdıramayan yine bunlardan başkası değildi.”

“BÜYÜKŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN TOPARLAYARAK GERÇEK SAHİPLERİNE TESLİM EDELİM”

“Elbette CHP ve 7’li koalisyonda kimin kimi hançerlediği, kimin kime ihanet ettiği bizim meselemiz değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha düne kadar Türkiye’yi yönetmeye layık gördükleri Cumhurbaşkanı adaylarını, bugün günah keçisi ilan etmelerindeki çelişki bizi ilgilendirmez. Hatta genel başkanlık koltuğunda oturan yeni şahsın, selefi gibi ‘çarkçı’ olması da bizi alakadar etmez. Tüm bunlar CHP’nin iç meselesidir, iç hesaplaşmasıdır, o dönem yol yürüdükleri ortaklarıyla kendi aralarında açıklığa kavuşturması gereken hususlardır. Bizim için önemli olan ellerinde hançerle gezen bu kifayetsiz muhterislerin, o hançerleri milletimize saplamasının önüne geçmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 14-28 Mayıs’taki basiretli tercihiyle buna fırsat vermediğini belirterek, “Şimdi bunu 31 Mart’ta inşallah bir adım öteye taşıyacağız. Başta İstanbul, Ankara olmak üzere büyükşehirlerimizi yeniden toparlayarak gerçek sahiplerine inşallah teslim edelim. Zira benim milletim bunlardan çok çekti. İstanbullu, Ankaralı çok çekti hatta İzmirli de çok çekti” dedi.

Yerel seçimde “yeniden bir doğumu gerçekleştirme” çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’nin beceriksiz belediye başkanlarının idaresinde günden güne çürüyen şehirlerimizi, aziz milletimizin de desteğiyle inşallah bu iş bilmezlerin elinden kurtaracağız. Tarih önünde bu ülkeye ve millete verdikleri zararların hesabını vermeden, bunların hiçbirine rahat, huzur yoktur. Biz, kendi adımıza, sonuna kadar bunun takipçisi olacağız” diye konuştu.

“21 YIL BOYUNCA TÜRKİYE’Yİ HER ALANDA GELİŞTİRMENİN ÇABASI İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım’da iktidardaki 21’inci yılı geride bıraktıklarını söyledi.

Şanla, şerefle, Türkiye’ye ve millete hizmetle geçen 21 yıl boyunca Türkiye’yi her alanda geliştirmenin çabası içinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği iradesine, ne pahasına olursa olsun asla leke sürdürmedik” ifadesini kullandı.

Savunmadan ulaştırmaya, sağlıktan eğitime, turizmden güvenliğe, terörle mücadeleden sosyal yardımlara kadar her başlıkta Türkiye’ye çağ atlattıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 85 milyonun her bir ferdinin, kazandırılan hizmetleri günlük hayatında yaşadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gurbetçilerin, 21 yılda gerçekleşen büyük devrimi Türkiye’yi her ziyarette net şekilde gördüğünü, Türkiye’nin birçok alanda Avrupa’dan bile fersah fersah ileride olduğunu ifade ettiğini anlattı.

Yapılanların muhalefetin engellemelerine rağmen başarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, maruz kalınan onca saldırıya, ihanete, bürokratik dirence rağmen millete verdikleri sözleri yerine getirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seçim meydanlarında taahhüt ettikleri indirimli cep telefonu, bilgisayar desteği ve ücretsiz 10 GB internet sözünü tuttuklarını söyledi.

“KALİTELİ BÜYÜME HEDEFİNDEN ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ”

Çalışmayan emeklilerin hesaplarına tek seferlik beş bin lira ödemenin yatırıldığını, ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçirilecek Aile ve Gençlik Fonu’nun kuruluşuna dair sürecin de TBMM’de sonlanmak üzere olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen şehirlerin yeniden inşasına bir trilyon lira kaynak ayrılan 2024 yılı bütçesinin görüşmelerinin de komisyonda sürdüğünü hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Vadeli Programı, 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı ve 12’nci Kalkınma Planı’nı tamamladıklarını, gelecek beş yıl boyunca ekonomideki yol haritasını ayrıntılı şekilde belirlediklerini dile getirdi.

Yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefinden asla geri adım atmayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi politikasının müspet sonuçlarını görmeye başladıklarını, yıllık cari dengede son iki ayda 7,3 milyar dolar iyileşme sağlandığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekim ayı ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 artışla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 22,9 milyar dolara ulaştığını, Ocak-Ekim dönemindeki 10 aylık ihracatın ise 210 milyar doları aştığını, Merkez Bankasının toplam rezervinin 128,4 milyar doları bulduğunu anlattı.

“TÜRKİYE EMİN ELLERDEDİR”

“En büyük baş ağrımız olan enflasyon meselesini de mutlaka çözeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar asla taviz vermedikleri ‘çalışanları enflasyona ezdirmeme’ prensibine bağlı kalacaklarını vurguladı.

Bir kısmı küresel sebeplerden, bir kısmı açgözlülükten kaynaklanan hayat pahalılığıyla mücadelede kararlı bir şekilde yola devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların gönüllerini ferah tutması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye emin ellerdedir, ehil kadroların yönetimindedir. Her türlü zorluğun üstesinden gelecek güce, kapasiteye, birikime, potansiyele de sahiptir. Bugün çıktığımız yolda bütün çekilen sıkıntıların hiçbiri boşuna değildir. Türkiye mutlaka hedeflerine ulaşacak, inşallah küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır” diye konuştu.

Ekonomideki atılımların yanı sıra mülkün temeli olan adaleti ihmal etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye’yi dört ana kolon üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini, bunlardan birinin de adalet olduğunu söylediklerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıl boyunca güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi tesis etmek için çalıştıklarını, gayret gösterdiklerini ifade etti.

‘Geciken adalet, adalet değildir’ inancıyla reforme ettikleri yargı sisteminin altyapısını güçlendirdiklerini, yüksek yargı organları dâhil adalet teşkilatının tüm birimlerini modern hizmet binalarına kavuşturduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, lekelenmeme hakkı, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu gibi pek çok reforma imza attıklarını kaydetti.

“YARGININ BAĞIMSIZLIĞIYLA BİRLİKTE TARAFSIZLIĞINI DA ANAYASAL GÜVENCEYE ALDIK”

Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye alarak hukuk sisteminin önemli açıklarından birini daha kapattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte en büyük direnci, yargı içinde kümelenmiş FETÖ vari yapılanmalar ile CHP’nin başını çektiği muhalefetten gördüklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Devri iktidarları döneminde yargıyı militanlaştıranlar, yargının bağımsız ve tarafsız hâle gelmesini asla istemedi. Atılan her adımı, mümkünse önce Meclis’te sabote etmeye çalıştılar. Bunda muvaffak olamayınca, bu sefer mahkeme kapılarında nöbet tuttular. Böylece Meclis’te engelleyemedikleri hukuki düzenlemeleri, mahkemeler yoluyla akim bırakmaya uğraştılar. Başörtüsüne özgürlük getiren düzenleme başta olmak üzere yasakları kaldıran, hak ve hürriyetleri genişleten hangi adım varsa, CHP istisnasız hepsine karşı çıktı. Sadece milletin iradesine değil, Türkiye’nin de ayağına pranga vuran darbe anayasasının değişmemesi için her yolu denediler. Bireysel başvuru hakkı da bunlardan bir tanesidir. CHP, bireysel başvuru hakkını da içeren anayasa değişikliğine ‘Hayır’ dedi. Hatta her zaman yaptıkları gibi değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dolayısıyla CHP’nin bugün bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur ve olamaz. İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını, ‘darbe’ olarak nitelemek ise bir başka utanmazlıktır. Şu gerçeği biz de milletimiz de çok iyi biliyor, Allah korusun bu ülkede darbe veya kalkışma olsa, en büyük destekçisi CHP olacaktır. 1960’tan beri millî iradeye, Meclise, Anayasal düzene karşı girişilen tüm antidemokratik senaryoların başaktörü, yapımcısı ve yönetmeni CHP’dir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetlerini hedef alan her türlü vesayet girişiminde CHP’nin daima vesayetçilerin yanında yer aldığını söyleyerek, Cumhuriyet mitinglerinden Gezi kalkışmasına, çukur eylemlerinden 15 Temmuz ihanetine kadar birliği, dirliği, demokrasiyi yok etmeyi hedefleyen tüm saldırılarda CHP’nin siluetinin bulunduğunu vurguladı.

“Şayet bugün de Türkiye’de bir kalkışma ve darbe olsaydı, CHP anında darbecilerin safında konumlanırdı. Sadece bu kriter bile meselenin ne olduğunu açıklamaya yeterlidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlar ortadayken CHP ve ortaklarının afaki söylemlerinin hiçbir kıymetiharbiyesinin olmadığını belirtti.

“MECLİS, EYLEM VE NÜMAYİŞ YERİ DEĞİL, ÜLKENİN MESELELERİNE ÇÖZÜM ÜRETME MERCİDİR”

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki meselenin, iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibaret olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde anayasaya kazandırılan bireysel başvuru hakkının kullanımı noktasında yaşanan sorunun bir süredir ifade edildiğini kaydetti.

“Her iki yüksek yargı organı, başkanları da dâhil hem görüşmelerimizde hem de kamuya açık toplantımızda bu konudaki şikâyetlerini dile getiriyorlardı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkmasının mevcut şartlarda mümkün olmadığına işaret etti.

Bu kadar başvuru dosyasının sağlıklı bir şekilde değerlendirilemeyeceğinin açık olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, verilen kararlarla ilgili eleştirilerin giderek arttığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Yargıtay’ın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edemeyiz. Ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer. Anayasamızın 104. maddesine göre devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi bizdedir. İnşallah biz de bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz. Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak, iki yüksek yargı organımız arasındaki içtihat farklarının kalıcı bir şekilde giderilmesi için gayret göstereceğiz. Sorunun acil çözümü konuyla ilgili anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından, kalıcı çözümü ise yeni ve sivil bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de millî iradenin tecelligahı olan Yüce Meclis’tir. Meclis, eylem ve nümayiş yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme mercidir. Hele hele oturma yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka git. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla ve sürece katkı vermek isteyen diğer siyasi partilerle bir çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum.”

“YENİ TEDBİRLERİ DEVREYE ALACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’ta mahalli idareler seçimlerine dair hazırlıklarını fiilen başlattıklarını, geçen hafta yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısıyla birlikte 31 Mart seçimleriyle ilgili takvimin resmen başladığını anımsattı.

Teşkilat Başkanlığı ile Seçim İşleri Başkanlığı ve diğer genel merkez birimlerinin seçim hazırlıklarını yürüttüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4,5 aylık sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kritik süreçte hem hükûmet cenahında hem de siyaset tarafında pek çok adımı eş zamanlı olarak atmamız gerekiyor. İnşası tamamlanan deprem konutlarının teslimatını yaparken ekonomide vatandaşımızın sıkıntılarını hafifletecek yeni tedbirleri de devreye alacağız” şeklinde konuştu.

Toplu açılış törenlerinde belediyelerinin, rakiplerine göre hizmet noktasındaki farkını açıkça göstereceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortaklarıyla bugüne kadarki uyumlu çalışmayı bundan sonra da güçlendirerek sürdüreceklerini vurguladı.

“SEÇİM SANDIKTAN ÖNCE GÖNÜLLERDE KAZANILIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç siyasetten ekonomiye, dış politikadan yerel yönetimlere kadar tüm alanlarda icraatlarla, başarılarla, atılımlarla Türk siyasetine yön vereceklerini dile getirerek, “Son 21 yılın bize öğrettiği en önemli kriter şudur: Bizim milletimiz feraset sahibidir. İş yapanla sadece laf üreten arasındaki ayrımı çok iyi görür ve takdir eder. Siyaset mühendislikleriyle, sosyal medya gazlamalarıyla, kalemşorların parlatmasıyla seçim kazanılmayacağını daha altı ay önce gördük” değerlendirmesinde bulundu.

Seçimin sandıktan önce gönüllerde kazanılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yolunun da icraattan, hizmetten, eserden ve seçmenle bağı daima korumaktan geçtiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet tarafında, sütre gerisinde yürütülen pazarlıkların kendileri için hiçbir ehemmiyetinin olmadığını vurguladı.

Kendilerinden, kendi partilerinden ve kendi ittifaklarından mesul olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, işlerini düzgün yaptıklarında milletin teveccühüne bir kez daha mazhar olmayı kimsenin engelleyemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’a kadar seferberlik ruhuyla çalışacaklarını, bunun lokomotifliğini milletvekillerinin yapacağını belirtti.

Milletvekillerinin herkesten daha fazla çalışması, daha fazla koşturması ve daha fazla ter dökmesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapısı çalınmadık, elinden tutulmadık, hâli hatırı sorulmadık kimseyi bırakmayacaksınız” dedi.

Okumaya devam edin
Reklamlar
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

“Sendikal haklar ve özgürlükler alanında 21 yılda tarihî nitelikte pek çok adım attık”

“TÜRKİYE YÜZYILI ÜLKÜMÜZÜ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emeğin Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” temasıyla düzenlenen “13. Çalışma Meclisi Yemeği”nde yaptığı konuşmada, “Ücretler ve istihdamın yanı sıra sendikal haklar ve özgürlükler alanında da son 21 yılda tarihî nitelikte pek çok adım attık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda, “Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” temasıyla düzenlenen “13. Çalışma Meclisi Yemeği”ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek sonrası yaptığı konuşmada, Çalışma Meclisi’nin üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye ve tüm dünyada yarın coşkuyla kutlanacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, helal rızık peşinde koşan tüm işçilere selam ve sevgilerini iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ter döken, emek veren her bir kardeşimden Allah razı olsun” ifadesini kullandı.

“1 MAYIS’IN İŞÇİ BAYRAMI OLARAK KUTLANABİLMESİNİ TEMİN ETTİK”

1 Mayıs tarihinin Türkiye’de yıllarca gerilimin, kavganın, çatışma ve sokak olaylarının sembolü olarak görüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1977’de yaşanan faciadan dolayı her 1 Mayıs’ın uzun süre şiddetin ve kaosun olduğu bir gün olarak algılandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2008’de 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü, 2009’dan itibaren de resmî tatil ilan ederek buna son verdiklerini anımsattı.

Taksim’i 2010 yılında, 32 yıl sonra kutlamalara açanın kendileri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylece 1 Mayıs’ın hiçbir engellemeye, hiçbir gayrimeşru çabaya gerek duymaksızın işçi bayramı olarak kutlanabilmesini temin ettik. Buna rağmen, son günlerde muhalefet ve bazı marjinal yapılar, Taksim tartışmalarıyla 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor. Sembolik törenler haricinde Taksim Meydanı’nın miting yeri olmadığı, mitinge uygun bir altyapıya sahip olmadığı herkesin malumuyken, bu konudaki dayatmaları masum bulmadığımızı ifade etmek isterim. İstanbul’da gösteri, miting ve yürüyüş güzergahları bellidir. Geniş çaplı buluşmalar için her iki yakada da miting alanları mevcuttur.”

“HERKES SORUMLULUK DUYGUSUYLA HAREKET ETMELİ”

Gerekli izinler ve tedbirler alındığında, herkesin mitingini, gösterisini, anma programını ve barışçıl protestosunu özgürce yapabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul’da yapılacak kutlamalar için 40 ayrı yer ve güzergâh belirlenmiştir. Sadece İstanbul değil, 55 ilimizdeki 103 ayrı etkinliğe de izin verilmiştir. Müsaade edilenler dışında bir alanda yürüyüş ve miting düzenleme ısrarının iyi niyetli olmadığı açıktır. Günaşırı yaptıkları çağrılarla 1 Mayıs’ı propaganda aracına dönüştürmek isteyen terör örgütlerine istismar zemini sunulmamalıdır. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiği kanaatindeyim. Sendikalarımızı ve siyasi partilerimizi, 1 Mayıs atmosferine zarar verecek adımlardan uzak durmaya davet ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından birini Çalışma Meclisi’nin oluşturduğuna işaret ederek, bugüne kadar 13 kez toplanan Meclis’in, çalışma hayatına dair yol haritasının belirlendiği, sorunların tartışıldığı, çözüm önerilerinin getirildiği bir platform görevi üstlendiğini söyledi.

Kendilerinin de hem Meclis toplantılarına iştirak ederek hem de taraflarla farklı vesilelerle bir araya gelerek, gündemdeki konuları değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışma hayatımıza dair kritik kararların arifesinde sizlerin görüşlerine başvurduk. Sizden gelen teklifler, tenkitler ve fikirler çerçevesinde meselelerimize çözüm yolları geliştirdik. Göreve geldiğimiz andan itibaren sürdürdüğümüz diyaloğu bugün de aynı yoğunlukla ve hassasiyetle devam ettiriyoruz” diye konuştu.

“EMEKÇİ KARDEŞLERİMLE ARAMIZDA KURDUĞUMUZ SARSILMAZ BAĞ HİÇ KOPMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçisiyle, işvereniyle, memuruyla, esnafıyla, çiftçisiyle Meclis zemininde yaptıkları istişarelerin şimdiden ülke, millet ve çalışma hayatı için hayırlara vesile olmasını diledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına 5 yıllık aradan sonra güncel konuları ele almak üzere toplantıya öncülük ettiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna katkıları olanlara şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Milletimizin takdiriyle geldiğimiz görevlerin yanı sıra şahsen de çalışma hayatının bizzat içinde bulunmuş bir kardeşinizim. Gençlik yıllarımda İETT’de işçi olarak çalışmanın kazandırdığı tecrübeden siyasi yaşamım boyunca hep istifade ettim. Emeğin, alın terinin, kendisi ve ailesinin iaşesi için ter dökmenin değerini o dönemlerde çok yakından görme fırsatı buldum. Emekçi kardeşlerimle aramızda kurduğumuz sarsılmaz bağ, yarım asırdır hiç kopmadı, eksilmedi, eskimedi. Belediye başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla ülkemize hizmet sorumluluğunu üstlendiğimizde nereden geldiğimizi asla unutmadık. İşçilerimizin her sıkıntısını kendi sıkıntımız, her kazanımını da kendi kazanımımız olarak telakki ettik. Son 21 yılda kuşatıcı bir anlayışla işçi, işveren, memur, esnaf ve çiftçi kardeşlerimizin refah seviyelerini artırmak için çaba gösterdik. İş Kanunu, Sosyal Güvenlik Reformu, İş Güvenliği ve İş Sağlığı Sendika Kanunlarına ilişkin düzenlemeleri sizlerle bilistişare hayata geçirdik.”

Asgari ücrette tarihî artışları, işçi ve işverenlerin azami mutabakatını sağlayarak gerçekleştirdiklerini, net asgari ücreti 2024’te 17 bin 2 liraya yükselttiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece 2023 Temmuz ayına göre yüzde 49, Ocak ayına göre yüzde 100 artış yaptıklarını anlattı.

“İŞSİZLİK ORANLARI DAHA DA AŞAĞIYA İNECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında başlattıkları Asgari Ücret Desteğini 2024 yılı için sigortalı başına aylık 700 liraya yükselttiklerini hatırlatarak, asgari ücretten alınan vergilerin kaldırılması uygulamasıyla, tüm gelir gruplarına asgari ücrete kadar olan kazançlar için vergi muafiyeti getirdiklerini kaydetti.

Türkiye’nin istihdam rakamlarında da tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstihdam sayımız 32 milyon 423 bine yükseldi. Son verilere göre, işsizlik oranı yüzde 8,7 seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki yıla göre, yani son bir yılda iş gücü sayısı 775 bin kişi, istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi arttı. Gelecekte işsizlik oranlarının daha da aşağıya ineceğine inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımdan turizme, sanayiden ticarete farklı sektör temsilcileriyle bir araya geldiklerinde en önemli sorunun işçi bulamama olduğunu belirterek, özellikle emek yoğun iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşandığına işaret etti.

Esnafın, zanaatkarların, ustaların yanlarında çalıştıracak çırak bulamamaktan şikayetçi olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öyle ki deprem sonrasında iyice hareketlenen inşaat sektöründeki işçi ve usta eksikliği sebebiyle çalışmalar olması gerekenden daha yavaş ilerliyor. Bugün işini büyütmek, üretimini artırmak, yani iş alanlarına açılmak isteyen firmalarımızın en büyük endişe kaynağı kalifiye eleman kıtlığıdır. Özel sektörümüz çalıştıracak personel bulamazken resmî kurumlarımızın kapısında iş başvuruları için uzun kuyruklar oluşmaktadır. Türkiye ekonomisinin geleceği açısından bu iki tablo arasındaki tenakuzu, popülizme tevessül etmeden mutlaka gidermek zorundayız. Çalışma hayatının tarafları olarak mesleki eğitim sistemimizin yeniden gözden geçirilmesi dahil daha kalıcı çözüm yolları geliştirmemiz gerekiyor. İçinde bulunduğumuz dönemde hükûmetimizin önceliklerinden birisi de istihdamda arz-talep dengesinin temini olacaktır. Bu dengenin sağlanması noktasında sizlerin de bizlere gereken desteği vermesini bekliyorum.”

Ücretler ve istihdamın yanı sıra sendikal haklar ve özgürlükler alanında da son 21 yılda tarihî nitelikte pek çok adım attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sendikal ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’yla 1983’te darbecilerin yaptığı yasayı 29 yıl sonra değiştirmek bize nasip oldu. Ağızlarını her açtıklarında 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı yasalardan şikâyet edenlerin değiştirmediği yasaları biz değiştirdik. Memurların toplu sözleşme yapma hakkına anayasal güvence getirerek memurlarımıza toplu sözleşme hakkını verdik. İşçi ve memurlarımızın toplu sözleşme süreçlerini çoğunlukla mutabakatla sonuçlandırdık. 2013 yılında 1 milyon olan sendikalı işçi sayısını bugün itibarıyla 2,5 milyona yükselttik. Sendika üyesi sayısı kamu görevlilerine 3 ayda bir toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesine imkân sağladık. Ancak bu kazanım ana muhalefet partisinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından geçtiğimiz aylarda iptal edildi. Düzenlemenin iptali nedeniyle 2 milyonu aşkın memurumuzun aylıklarında 345 liralık düşüş oldu. Bunun takdirini kamu personelimizin en iyi şekilde yapacağı inancındayım.”

“KAYIT DIŞI İSTİHDAM ORANINI YÜZDE 25,4’E İNDİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı yaklaşık 3 yıl boyunca derinden sarsan Kovid-19 salgınında işçi ve işverenlerin yanında olduklarını ve bu dönemde prim ödemelerini ertelediklerini söyledi.

İstisnai hâller dışında işverenler tarafından işçi çıkarılmasını sınırlandırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarıyla milyonlarca çalışana sahip çıktıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sonrası istihdamda normale dönüşü teşvik için normalleşme desteği sağladıklarını belirterek, şunları söyledi: “Müstakil, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve alt düzenlemelerini hayata geçirerek bu alanda önemli bir reforma imza attık. İş kazası oranlarını düşürdük. Kamu kurum ve kuruluşlarındaki alt işveren işçilerini doğrudan çalıştıkları kurum ve kuruluşlarda sürekli işçi kadrosuna aldık. 2011 ve 2013 yıllarında sayıları 300 bin olan sözleşmeli personelimiz kadroya geçirilmişti. 2023 yılındaki düzenlemeyle de 500 bine yakın sözleşmeli personelimize kadroya geçme hakkı tanıdık. 2002 yılında yüzde 52,1 olan kayıt dışı istihdam oranını yüzde 25,4’e indirdik. Ayrıcalıklı statüleri kaldırarak işçi, memur, esnaf, herkese eşit şartlarda sosyal güvenlik hizmeti verilmesini ilke edindik. Son 21 yılda burada saymaya kalksak saatler sürecek daha pek çok düzenlemeyi, reformu, hakkı ve kolaylığı başarıyla hayata geçirdik.”

Türkiye’de ve dünyada çalışma hayatının taraflarını birbirine düşman gösteren bir anlayışa rastladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlar, işçiyle işverenin tıpkı mıknatısın iki farklı ucu gibi asla bir araya gelemeyeceğini, uzlaşmayacağını savunuyorlar. Hatta işçi ve işveren arasındaki iş birliğini, kendi ideolojilerini içinde tehdit kaynağı olarak görüyorlar. Çatışmacı, kavgacı, hayatı sadece dost-düşman ayrımı üzerinden tarif eden bu katı ideolojik yaklaşımın ne ülkemize ne milletimize faydası olur. Çalışma hayatını işçi-işveren, patron-emekçi rekabetine indirmenin doğru ve hakkaniyetli bir tutum olmadığına inanıyorum. Hak mücadelesi, işveren ve sermaye düşmanlığı değildir. İşçinin de işverenin de hakkını aldığı adil bir sistemin tesisi mücadelesidir. İşçinin ücretinin daha alın teri kurumadan verildiği, sanayicinin, üreticinin, işverenin ortaya çıkan katma değerden hak ettiği payı aldığı yapının, kültür ve medeniyet kodlarımıza daha uygun bir sistem olduğu açıktır. Yani ne işçi ezilecek ne de işveren mağdur olacak. Ne emekçinin hakkı gasbedilecek ne de patron ötekileştirilecek. Çalışma hayatının tüm tarafı aynı gemide olduklarının bilinciyle birbirlerine karşı sorumluluk duygusuyla hareket edecek. Çalışma hayatında bu kader ortaklığını tesis ettiğimiz ölçüde ekonominin diğer alanlarında da başarılı olacağımız muhakkaktır.”

“AYNI İDEOLOJİK KABİLEDEN OLUNCA TERÖR EYLEMLERİ VE İŞ CİNAYETLERİ BİLE ÖNEMSİZ HÂLE GELEBİLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçinin hakkını alamadığını düşündüğü, işverenin, esnafın, sermaye sahibinin kendini güvende hissetmediği, toplum kesimleri arasında duygudaşlığın gelişmediği, zenginin, fakirin hâlini umursamadığı bir tablodan hayır gelmeyeceğini anlatarak, “Millet olmak, bir olmayı, beraber olmayı, kardeş olmayı, omuz omuza dayanışma içinde hareket etmeyi gerektirir. Bu hakikatler gün gibi ortadayken çalışma hayatı dahil her meseleye siyasetin penceresinden bakanlar olduğunu görüyoruz. Bunların nazarında mağdurun veya failin siyasi kimliği diğer her şeye galebe çalıyor. Öyle ki aynı ideolojik kabileden olunca terör eylemleri ve iş cinayetleri bile önemsiz hâle gelebiliyor” dedi.

Geride bırakılan haftalarda milletçe iki büyük acının yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Beşiktaş’ta ruhsatı sıkıntılı bir gece kulübünde çıkan yangında 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. İstanbul’un göbeğinde işlenen bu iş cinayeti karşısında maalesef işçinin hakkını savunduğunu iddia eden kuruluşların hiçbirinin sesi dahi çıkmadı. İhmallerin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca sözde emekçi örgütlerinin hepsi birden lal oldu. Adeta dillerini yuttular. Sanki 29 insan hem de feci bir şekilde hiç ölmemiş, hiç can vermemiş gibi ‘hak, hukuk, adalet, özgürlük’ demeye pişkince devam ettiler. Aynı aymazlığa bayramın 2. günü meydana gelen teleferik faciasında da şahit olduk. Sorumlulardan hesap sorulmasını bir yana bıraktım, ellerinden gelse böyle bir rezaleti bizlere yaşatanları baş tacı edeceklerdi. Evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır Annelerinden terör örgütünün katlettiği işçilerimize, öğretmenlerimize kadar her konuda benzer vicdansızlığı sergilediler. Sırf aynı ideolojik kaynaktan beslendikleri için terör örgütünün eylemlerini dahi görmezden, duymazdan geldiler. Oysa, hak ve adalet mücadelesi, siyasi ve ideolojik holiganlığa kurban edilemeyecek kadar anlamlı, önemli ve ulvi bir mücadeledir. Söz konusu eğer insansa ve insan hayatıysa diğer her şey ikinci planda kalır. İstanbul Gayrettepe ve Antalya’daki skandallara biz vicdan penceresinden bakıyoruz. İhmal, kasıt veya ihanetten dolayı insanımızın mağduriyetine yol açan herkesin hukuk önünde hesap vermesi için gerekli çabayı gösteriyoruz.”

“TÜRKİYE YÜZYILI ÜLKÜMÜZÜ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nihai hedeflerinin bu yüzyılı emeğin, yatırımın, üretimin, istihdamın, büyümenin, kalkınmanın ve refahın yüzyılı yapmak olduğunu vurguladı. Bu amaçla hayata geçirdikleri iş sağlığı ve güvenliği reformunu kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıt dışılıkla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sosyal güvenlik ve prim ödeme bilincini artıracağız. Rehberliği ve gönüllü uyumu ön planda tutacak, risk odaklı denetim kapasitemizi daha da etkinleştireceğiz. Ülkemizin çalışma hayatını Türkiye Yüzyılı vizyonumuza paralel olarak güncelleyecek, eksiklerini giderecek, sorunlarına inşallah çözüm bulacağız. Sizlerin de güçlü desteği ve iş birliğiyle Türkiye Yüzyılı ülkümüzü inşallah gerçeğe dönüştüreceğiz” diye konuştu.

Çalışma Meclisi’nin Türkiye ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada müzakere edilen konu başlıklarından, görüş, talep, beklenti ve önerilerden çıkacak sonuçların, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve hükûmet tarafından dikkate alınacağını söyledi.

Okumaya devam edin

Dünya

“Ülkemiz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur”

“BUGÜNE KADAR 80 BİNE YAKIN KONUTU VE KÖY EVİNİ HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİK”

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Nüfusunun yüzde 71’i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden ülkemiz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD Merkezi’nde gerçekleştirilen AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokol Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bugün sel ve taşkınları azaltma yolunda kritik bir adım daha attıklarını belirtti.

Devletin ilgili kurumlarının, sel, taşkın afeti öncesi, anı ve sonrasına müdahale noktasında lojistik ve teknik kapasitesini bu vesileyle güçlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD envanterinde bulunan 111 iş makinesinin, DSİ’nin kullanımına verilmesini kapsayan protokolün her iki kurumun etkinliğini arttıracağını söyledi.

Bugün ilk etapta 31 iş makinasının devir teslimini gerçekleştirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iş makinalarının da hizmete girmesiyle birlikte DSİ’deki ekskavatör sayısının 816’ya ulaştığını bildirdi.

“KARADENİZ BÖLGEMİZDEKİ 13 İLİMİZDE RİSK AZALTMA FAALİYETLERİNE SÜRATLE BAŞLIYORUZ”

Yerli ve millî üretim olan ekskavatörlerin özellikle sel ve heyelan riski yüksek bölgelerde görev yaptığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Karadeniz Bölgemizdeki 13 ilimizde risk azaltma faaliyetlerine süratle başlıyoruz. Böylelikle, önceki senelerde yaşadığımız sel, taşkın ve heyelan afetlerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Derelerimizdeki temizlik ve ıslah çalışmalarına hız vermek suretiyle yoğun yağış dönemi başlamadan gerekli tedbirleri hayata geçireceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi depremler, seller, heyelanlar, yangınlar gibi tabiat olaylarının önüne geçemeyiz. Fakat bunların yol açacağı zararları en aza indirmek bizlerin elindedir. Bizim inancımızda tedbir tevekküle mani değildir. Hangi meselede olursa olsun önce her türlü önlemi bihakkın almak, ardından da Rabb’imizin takdirine teslim olmaktır. Tedbirsiz tevekkül, samimiyetin değil, cehaletin alametidir. Hz. Mevlana bu hakikati ‘akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir’ diyerek ifade etmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü imza töreniyle, özellikle yağış mevsimi kapıyı çalmadan riski en yüksek yerlerden başlayarak devlet olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getirdi.

Protokol sayesinde kullanıma sunulan yeni iş makinalarının da yardımıyla 2024 yılını daha sorunsuz, sıkıntısız, can ve mal kaybı yaşamadan atlatacaklarına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD ve DSİ’ye çalışmalarında kolaylıklar diledi.

“COĞRAFYA KADERDİR SÖZÜNÜN NE DEMEK OLDUĞUNU BİZLER ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

Sadece jeopolitik açıdan değil coğrafi olarak da kritik bir bölgede yaşadıkları için tedbirleri buna göre almaları gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Negatif ve pozitif anlamlarıyla ‘coğrafya kaderdir’ sözünün ne demek olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Akdeniz Havzası’nda yer alan Türkiye, aynı coğrafyayı paylaştığı diğer ülkelerle birlikte iklim krizinin can yakıcı sonuçlarını en çok hisseden, bundan en fazla mağdur olan devletlerin başında geliyor. 2023 senesi, ülkemizle birlikte tüm dünyada en sıcak yıl olarak maalesef kayıtlara geçti. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik olarak adlandırılan üçlü gezegen krizi karşısında en yoğun mücadeleyi veren ülkelerden biri olduk. Son yıllarda, depremden sel baskınlarına yangınlardan taşkınlara, salgından savaşa, çok farklı sınamalarla karşı karşıya kaldık. Tedbirli olmak ile tedbirsiz yakalanmak arasındaki devasa farkı bu sınamaların tamamında bizzat tecrübe ettik. Binlerce canımız, plansızlığa, hazırlıksızlığa kurban giderken vaktinde önlem alındığında can ve mal kayıplarını nasıl azaltabileceğimizi de yine bu hadiselerden bizzat görmüş olduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evvelsi gün İstanbul’un göbeğindeki bir parkta çok basit tedbirler alınmadığı için 5 yaşında bir evladımız göz göre göre hayatını kaybetti. Bu acı olay öncesinde Beşiktaş Gayrettepe’deki gece kulübü yangınında 29 emekçimiz, Antalya’daki teleferik faciasında ise bir vatandaşımızı ihmallere kurban verdik. Lafa gelince işçi hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların bu iş cinayetlerinin hiçbirinde sesi, soluğu çıkmadı. Hatta Antalya’daki teleferik faciasının sorumlularını ellerinden gelse neredeyse demokrasi kahramanı ilan edeceklerdi” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinde aynı kesimlerin nasıl tavır aldıklarını herkesin gayet iyi hatırladığını belirterek, bu kesimlerin AFAD başta olmak üzere devletin kurumlarına karşı çok yoğun bir linç kampanyası yürüttüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tamamı yalan ve çarpıtma üzerinden resmî kurumlarımız, gönüllü kuruluşlarımız, sahada canla başla çalışan askerimiz, polisimiz, yardım ve kurtarma görevlilerimiz fütursuzca eleştirildi. Vicdanları yaralayan ithamların muhatabı oldu. Daha sonra bu kirli kampanyayı, sırf oy tercihlerinden dolayı depremzedelerimizi hedef alacak, onlara hakaretler savuracak kadar ileriye götürdüler. Oysa toplam 14 milyon insanımızı ve 11 ilimizdeki 7 bin mahalle ve köyü etkileyen bu depremler, son bir asırda maruz kaldığımız en ağır tabii affetti.”

“BUGÜNE KADAR 80 BİNE YAKIN KONUTU VE KÖY EVİNİ HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asrın felaketi olarak nitelenen depremlerde 680 bini konut, 170 bini iş yeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölümün kullanılamaz hâle geldiğini anımsattı.

Depremin şehirlere yol açtığı maddi hasarın toplamının 104 milyar doları geçtiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aramızdan ayrılan 53 binden fazla kardeşimizin acısı yüreklerimizde hiç dinmeyecek. Rabb’im, afetlerde kaybettiğimiz tüm kardeşlerimize rahmet ve merhamet eylesin” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgınıyla başlayan, ardından savaşlarla katmerlenen ekonomik zorlukların, depremin omuzlarına bindirdiği yükle daha da ağırlaştığını dile getirdi.

Bu zorluklara rağmen asrın felaketinin üstesinden asrın birlikteliğiyle geldiklerini ve geleceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar 80 bine yakın konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 10-15 bin konutun teslimatını yaparak, yıl sonuna kadar bu rakamı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin Türkiye açısından bir kırılma noktası olduğunu ifade ederek deprem öncesinde son 21 yılda afete hazırlık bakımdan attıkları her olumlu adımın faydasını, çok net bir şekilde gördüklerini söyledi.

“VATANDAŞLARIMIZIN EN ZOR GÜNLERİNDE DEVLETİMİZ TÜM KURUMLARIYLA SEFERBER OLMUŞTUR”

Afet yönetiminin daha önce farklı kurumların uhdesinde olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu da özellikle afet anında ciddi koordinasyon sorunu olarak ortaya çıkarıyordu. Söz konusu görevleri bir araya toplayarak 2009 senesinde Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığını yani AFAD’ı kurduk. Devletimizin ilgili tüm kurumlarını afet öncesi ve sonrası süreçlere dâhil ederek, koordinasyon ve iş birliğini güçlendirdik. Bugün vatandaşlarımız AFAD’ı, UMKE’si, Kızılayı, polisi, jandarması, sosyal yardım uzmanıyla en sıkıntılı günlerinde devletini yanında buluyor” diye konuştu.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, özellikle orman yangını, sel ve taşkınlarla mücadelede vazgeçilmez roller üstlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Van, Elazığ, İzmir ve Maraş depremlerinden Manavgat orman yangınına, Batı Karadeniz ve Kumluca’daki sel baskınlarından diğer tabii afetlere kadar vatandaşlarımızın en zor günlerinde devletimiz tüm kurumlarıyla seferber olmuştur. Bize örnek gösterilen batılı ülkelerin aylar boyunca yapamadığı işleri, bizim kurumlarımız, hamdolsun, günler içinde tamamlamaktadır. Zaman zaman ortaya çıkan sorunları da hızla çözüme kavuşturuyoruz.”

“KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA 3,3 MİLYON KONUTUN İNŞASINI TAMAMLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi yanında TOKİ vasıtasıyla dayanıklı, modern, sağlam binalar inşa ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “2003 yılından bu yana TOKİ tarafından yapılan bina sayısı 1 milyon 351 bini aşıyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını tamamladık. Muhalefetin haksız eleştirilerine maruz kalan TOKİ binalarımız, 6 Şubat depremlerinden alnının akıyla hamdolsun çıkmıştır. 6 Şubat’ta yıkılan tüm binaların yüzde 90’ından fazlası, 1999 yılı öncesinin inşaat standartlarında yapılanlardı. Tünel kalıp sistemlerinin ve sismik izolatörlerin ne kadar hayati öneme sahip olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Aynı durum sel, taşkın, su baskını ve heyelan gibi yüreklerimizin yandığı diğer felaketler için de geçerlidir. Doğrudan dere yatağına inşa edilen bir binanın, yüzde 100 güvenli olduğunu kimse söyleyemez. Temizliği ve ıslahı vaktinde yapılmayan dereler, ciddi risk taşıyor demektir. Tabiatla uyumlu bir yapılaşma, şehirleşme ve yaşam tarzı yerine, tabiata ters bir anlayışla hareket edildiğinde bedel ödemek, maalesef, kaçınılmaz hâle geliyor.”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın sayıları detaylı olarak paylaştığını; karşı karşıya olunan risk ve tehditleri açıkça ifade ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar DSİ tarafından inşa edilen 10 bin 765 tesisle toplam 20 milyon dekar alanda taşkın kontrolü sağladıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen ülkemizde son 3 yılda, 386’sı Karadeniz’de olmak üzere toplam bin 500 adet sel, su baskını ve taşkın meydana geldi. Bu afetlerde, gerçekten üzülerek ifade ediyorum, 113 insanımız hayatını kaybederken 405 kardeşimiz de yaralandı. Sadece taşkınlardan dolayı oluşan fatura, 4 milyar doları bulmaktadır. Geldiğimiz noktada şu hakikati çok net bir şekilde görebiliyoruz. Şayet yuvalarımızda gönül rahatlığıyla oturmak; şehirlerimizde güven içinde yaşamak; köylerimizde, yaylalarımızda endişesiz hayat sürmek istiyorsak hem tabiata saygılı olmak hem de gereken tedbirleri almak mecburiyetindeyiz” değerlendirmesini yaptı.

“BİZİM BÜTÜN DERDİMİZ İNSANIMIZI YAŞATMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, afet öncesi yapılan 1 birim harcamanın, afet sonrası ortalama 15 birime karşılık geldiğini akıldan çıkarılmadan hareket edilmesinin şart olduğunu vurgulayarak, “Diğer türlü, Allah korusun, tarihin tekerrür etmesine mani olamayız. Bunun için sadece kurumsal kapasitenin ve iş birliğinin güçlendirilmesi yeterli değildir. Başta deprem olmak üzere ülkemizin doğal afetlere hazırlık noktasındaki eksikleri de süratle giderilmelidir. Nüfusunun yüzde 71’i deprem riski yüksek yerlerde ikamet eden Türkiye’miz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur” dedi.

Bilim adamlarının her gün deprem konusunda uyarılarda bulunduğunu ve önceki hafta Tokat’ın 5,6 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Deprem İstanbul’umuz için bir beka meselesi hâline gelmişken yani deprem gerçeği kendini sürekli hatırlatırken hiçbirimizin dönüşüm projelerini geri plana itme, önemsiz hâle getirme lüksü yoktur. Ülke ve millet meselesinin siyasi partisi olmaz. Afetlere hazırlık, bizim nazarımızda siyaset üstü bir konudur. Açık söylüyorum, bizim bütün derdimiz insanımızı yaşatmaktır. Bizim amacımız, vatandaşımıza müreffeh bir gelecek sunmak. İhmalden, siyasi rekabetten, tembellikten veya para hırsından dolayı daha fazla acı çekmek, daha fazla yıkım ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Hükûmet olarak kentsel dönüşüm, sel ve taşkın riskini azaltma, dere ıslahı, ağaçlandırma gibi insanlarımızın can ve mal emniyetini sağlayacak her türlü projeye gereken desteği vereceğimizin bilinmesini istiyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD-DSİ Sel ve Taşkın Risk Azaltma Protokolü’nün hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, sözlerini, “AFAD Başkanlığımıza ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüze başta afetlere hazırlık çalışmaları olmak üzere milletimize karşı görevlerinde başarılar temenni ediyorum. Rabb’im, ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, musibetten, görünür-görünmez tüm kazalardan korusun, diyorum. Afetlerde ve insani krizlerde fedakârca görev yapan AFAD ve DSİ teşkilatımızın tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyorum” diye tamamladı.

Okumaya devam edin

Dünya

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısı

Genç Gazeteciler

Haber

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. İkili münasebetlerimizi daha ileri seviyelere taşıma kararlılığımızı teyit ettik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte Vahdettin Köşkü’nde baş başa görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin başında, Hollanda Başbakanı Rutte’yi, heyet üyelerini ve basın mensuplarını selamladı.

Hollanda Başbakanı Rutte’yi ve heyetini İstanbul’da misafir etmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye-Hollanda Dostluk Anlaşması’nın 100’üncü, İş Gücü Anlaşması’nın ise 60’ıncı yılını idrak ediyoruz. Böyle bir dönemde gerçekleşen ziyaret ikili ilişkilerimiz açısından ayrı bir anlam taşıyor” diye konuştu.

“İKİLİ TİCARETİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 13 MİLYAR DOLARI BULDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki münasebetlerin geçmişinin 400. yılı aştığını anımsatarak, şöyle devam etti: “Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. İkili münasebetlerimizi daha ileri seviyelere taşıma kararlılığımızı teyit ettik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor. Hollanda, Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcı ülke konumundadır. Girişimcilerimiz ise Hollanda’da 6 milyar avro değerindeki yatırımlarıyla yaklaşık 80 bin kişiye istihdam sağlıyor. İkili ticaretimiz geçtiğimiz sene 13 milyar doları buldu. Bu rakamı ilk aşamada 15 milyar dolara, ardından da 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Savunma sanayi, yeşil ve dijital dönüşüm ile enerji sektörlerinde tesis edeceğimiz yeni ortaklıklar bu hedefe ulaşmamıza yardımcı olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmaların bir an önce başlatılmasının önemli olduğunu belirterek Türkiye olarak bu duruma atfettikleri ehemmiyete görüşmede bir kez daha dikkati çektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yle ilişkilerini, hakkaniyet ve stratejik perspektifle ele alması noktasında Hollanda’nın desteğini beklediklerini dile getirdi.

“GAZZE’DE DEVAM EDEN KATLİAMLARIN DURDURULMASI VE KALICI ATEŞKESİN TEMİNİ BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR”

Hollanda Başbakanı Rutte ile başta Gazze ve Ukrayna özelinde ortak güvenliği ilgilendiren gelişmeler hakkında da fikir alışverişinde bulunduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazze’de devam eden katliamların durdurulması ve kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor. Bölgeyle temaslarında ateşkes, barış ve istikrar için gereken adımların atılması yönündeki beklentilerimizi vurguladık. Terörle mücadele konusu da istişarelerimizin en öncelikli başlıklarından biriydi. Türkiye’nin bölücü terörle mücadele noktasında ödediği ağır bedeller ortadadır. Aralarında çocukların, kadınların, sivillerin ve güvenlik güçlerimizin olduğu binlerce vatandaşımızı PKK’nın saldırılarında kurban verdik. Müttefiklik hukukuna uygun biçimde PKK ve uzantıları başta olmak üzere hiçbir terör örgütüne müsamaha gösterilmemesi gerektiğini ifade ettim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuz ayında Washington’da gerçekleştirilecek NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi ile hazırlıklarının da gündemlerinde yer aldığını belirterek, ittifak içerisindeki dayanışmayı ve müttefikler arasındaki insicamı sağlamanın öncelikle NATO Genel Sekreteri’nin görevi olduğunu ve bu kapsamda bu göreve aday olan Hollanda Başbakanı Rutte ile yeni NATO Genel Sekreteri’nde ne tür hasletleri görmek istediklerini paylaştıklarını ifade etti.

Müstakbel genel sekreterin, NATO’nun Avrupa Atlantik Güvenliği’nin sağlanmasındaki asli konumunun korunmasına öncelik vermesi gerektiğini beklediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca müttefikler arasındaki savunma sanayi alanındaki yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin ortadan kaldırılmasında, tıpkı Sayın Stoltenberg gibi yoğun ve güçlü çaba sarf edilmesi şarttır. Bu hususları genel sekreterlik için adaylığını açıklayan Romanya Cumhurbaşkanı Sayın Iohannis’le ayrıca geçtiğimiz hafta talebi üzerine yaptığım telefon görüşmesinde paylaştım. Bu sürece, kararımızı stratejik akıl ve hakkaniyet çerçevesinde vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte’ye ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.

HOLLANDA BAŞBAKANI RUTTE: “NATO’NUN GÜNEY KANADININ TÜRKİYE’NİN LİDERLİĞİNE İHTİYACI VAR”

Hollanda Başbakanı Rutte de konuşmasında görüşmede, gündemde yer alan konuların ele alındığını söyleyerek ikili nitelikte konular olduğunu ancak jeopolitik önem taşıyan meselelerin de konuşulduğunu kaydetti ve “Türkiye belirleyici bir rol oynuyor. Bunu yaparken de Gazze’deki durumu çözmeye yönelik çabalar sarf ediyor. Aynı zamanda Ukrayna’daki bu korkunç savaşla ilgili de çabaları var. O bakımdan siz önemli bir rol oynamaktasınız” diye konuştu.

Türkiye’nin bu ihtilafları çözüme kavuşturma gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Hollanda Başbakanı Rutte, “Türkiye jeopolitik bir aktör. Türkiye’nin (bölgede) çok etkisi var” dedi.

Hollanda Başbakanı Rutte, Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin uzun yıllara dayandığını dile getirerek, görüşmede Gazze ve Ukrayna dahil olmak üzere birçok meselenin konuşulduğunu aktardı.

NATO Genel Sekreterliğine adaylığının söz konusu olduğunu söyleyen Hollanda Başbakanı Rutte, şunları kaydetti: “Türkiye NATO’da çok önemli bir müttefik. ABD’nin ardından Türkiye NATO bünyesindeki en büyük ikinci askerî gücü temsil ediyor. Türkiye zorlu bir bölgede, zor komşuları olan bir coğrafyada yer alan bir ülke. Maalesef gündeminde terörizm var.”

Görüşmede terörle mücadelenin de ele alındığını kaydeden Hollanda Başbakanı Rutte, “Bütün bu bölgede ve genel transatlantik ilişkilerinin istikrarı bakımından NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var” ifadesini kullandı.

Hollanda Başbakanı Rutte’nin konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yolculuğunda kendisine başarılar diledi.

Okumaya devam edin
Reklamlar
Dünya1 gün önce

“Sendikal haklar ve özgürlükler alanında 21 yılda tarihî nitelikte pek çok adım attık”

Dünya2 gün önce

“Ülkemiz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur”

Dünya6 gün önce

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüştü

Dünya6 gün önce

“Elimizdeki tüm imkânlarla Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz”

Dünya1 hafta önce

“Almanya ile ticaret hacmimizi 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz”

Dünya1 hafta önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de 23 Nisan resepsiyonuna katıldı

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk Şenliği Konuk Çocukları ile bir araya geldi

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ta

Dünya2 hafta önce

Muhammed Kaçar Webx | Türkiye merkez bankasının logosunu Kullanamazsın

Dünya2 hafta önce

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

Dünya2 hafta önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya2 hafta önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

Dünya2 hafta önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Dünya3 hafta önce

FETÖ’nün Hayalet yapılanması ve Bilişim Militanları |Suçsuz insanları kumpas kurup hapse attırdılar merhametsizler

Dünya3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

Gündem3 hafta önce

Türk patent ve marka Kurumundan Kamuoyuna uyarı

Dünya4 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

Dünya4 hafta önce

FETÖ’ye bağlı Takım elbiseli teröristler “Akaryakıt istasyonu sahiplerine nasıl kumpas kuruyorlar”

Dünya4 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

Dünya1 ay önce

Paravan Holding ve şirketler kurarak insanları kandırıyorsun Amacınız ne ?

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

Dünya1 ay önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

Dünya1 ay önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

Dünya1 ay önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

Dünya1 ay önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

Dünya1 ay önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

Dünya1 ay önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

Dünya1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

Dünya4 sene önce

Metin Aslım : İş ve Cemiyet Hayatının Sevilen Siması

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Emel USLU ATİK ;

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Sibel GÖZÜYUKARI

Dünya3 sene önce

Türkiye’nin Genç Patronları ; Ebru ÖZDEMİR

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Demet PEKER;

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Nalan ÖZKAN

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Filiz YILDIRIM

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Meliha KARAMAN

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Ali Nihat GÖKYİĞİT

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Filiz AKKAŞ

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Buse ALUÇ

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Ayşegül ABACI

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Açelya ELMAS

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ticarette korumacılığın artması, serbest ticaretin sekteye uğraması endişe vericidir”

Dünya4 sene önce

ASTOP, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’e “Üstün Hizmet ve Başarı Beratı” verdi.

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Gül ALCANSOY;

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“G-20 platformu, küresel meselelerin çözümünde daha etkin ve güçlü bir mecra olmalı”

Dünya3 sene önce

Sektöre yön verenler, Ahmet ÇALLI

Dünya4 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret etti

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Semra İĞTAÇ

Dünya3 sene önce

Burak Elmas, Galatasaray kulübünün 38. başkanı oldu

Dünya3 sene önce

Emel Uslu ATİK’le ZİRVE YOLUNDA

Dünya3 sene önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi Açılış Töreni’nde konuştu

Dünya4 sene önce

İyi ki varsın Beril ÇAVUŞOĞLU

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın Burcu KARADAĞ

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE VE JAPONYA’NIN DOSTLUĞU; KÖKLÜ, DERİN VE SAMİMİ”

Dünya5 sene önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kyoto’da Ara Güler Fotoğraf Sergisi’ni açtı

Dünya1 sene önce

“14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir”

Dünya3 sene önce

İyi ki varsın ; Mehmet Cengiz

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK VE YAKIN İŞ BİRLİĞİ TAKDİRLE KARŞILANIYOR”

Dünya5 sene önce

“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİNİN DEĞERİ DAHA DA YÜKSELMİŞTİR”

Dünya3 sene önce

ULUSLARARASI GİRİŞİMCİLİK VE İNOVASYON ZİRVESİ İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTİ

Dünya3 sene önce

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank : Türkiye artık savunma sanayii ihraç edebilen bir ülke

Reklamlar
Reklamlar

PATRONLAR

Dünya1 gün önce

“Sendikal haklar ve özgürlükler alanında 21 yılda tarihî nitelikte pek çok adım attık”

“TÜRKİYE YÜZYILI ÜLKÜMÜZÜ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

Dünya2 gün önce

“Ülkemiz için kentsel dönüşüm çalışmaları tercihten öte zorunluluktur”

“BUGÜNE KADAR 80 BİNE YAKIN KONUTU VE KÖY EVİNİ HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİK”

Dünya6 gün önce

“Hollanda ile ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçleniyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısı

Dünya6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile görüştü

"Türkiye'ye Hoş Geldiniz"

Dünya6 gün önce

“Elimizdeki tüm imkânlarla Filistin’in yanında olmaya devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu 5. Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı dramların gündemden düşürülmemesi noktasında hepimiz çaba harcamalıyız....

Dünya1 hafta önce

“Almanya ile ticaret hacmimizi 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile ortak basın toplantısı

Dünya1 hafta önce

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

"Türkiye'ye Hoş Geldiniz"

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’de 23 Nisan resepsiyonuna katıldı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışının 104. yıl dönümü

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti.

Dünya1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk Şenliği Konuk Çocukları ile bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Türk Dünyası Çocukları ve TRT Çocuk...

Reklamlar

Son Dakika Haber

seers cmp badge